Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22MART 1998. SAY1626 19 PAZARIN PENCERESINDEN Her taraf Titanik! SELÇUK ERF.Z ir süredir okurlar, yazarlar, hem de izerler aynı düşünceyi paylaşıyorlar: Işler iyi gitmiyor. Herkes kendi üslubunla söylüyor bunu: • "Peki ne yapılmalıdır? Yapılacak şeyler bellidır; vergilendırmeden sosyal güvenlik düzeyine, demokratikleşmeden enflasyonu düşürmeye değin bir yığın iş gündemdedir; ama hükümette görülen tutukluk ve başarısızlık, irticanın ekmeğine yağ sürecektir. Koalisyon ortakları darbe tartışmasını bir yana bırakıp ışlerine baksalar, çok Iy! ederler." 75 Mart'ta Cumhurıyet'in başyazısı • "Daha vahimi, sokaktaki vatandaşın Türkiye'de hiçbir şeyin değişmediği ve galiba değışmeyeceği, çünkü ışlerın eskisi gibi malum şekilde devam ettiği yolundaki inancının pekişmiş olması. .. Bunu tamamlayan bir diğer unsur irticanın tarifi, irtica tehlikesinin algılanması konusunda asker kesimle hükümet arasmda bazı kategorik farklılıkların bulunması. Aynı farklar kaçınılmaz olarak irtica ile mücadelenin yönteminde de geçerlidir." Sedat Ergin: Darbe khzinin analizi. Hürrıyet 75 Mart 1998 0 "Başta siyasi iktidarlar, devlete bağlı butun kurumlar, sonra da siyasi partiler ve toplumsal örgütlenmelerin, sorumluluklarını yerine getirmemelerı; süreklı insan hakları, demokrasi, hukuk, laiklik suçları işlenmesine aracı olmaları; bizim de ilke ve standartlarımızı kazanmış olarak yeterli duyarlılığı, anlamlı tepkileri aamanında koyamamamız; çok sık aralıklarla aynı çıkmaza sürüklenmemızı getıriyor." Şükran Soner: Yağmanın Belgesi, Cumhuriyet 14 Mart, 1998 • "öyle ıse neyı düşünüyorsunuz? Ortada 'çözüm düşündüğünüze dair bir işaret de yok. Ne üç haneye çıkan enflasyona karşı bir tedbir paketi.. Ne kararlı bir şekilde çıkarılmak istenen bir yasa tasarısı... Ortada 'laf'tan başka bir şey yok.." Altan uymen: "Kararsız Kasım"lık...: Milliyet, 1 Mart 1998 • "Herkes karamsar! 'Sistem çöküyor!' 'Çoktan çöktü!' 'Bu işler böyle yürümez!' 'Meclis çalışmıyor, insanlar yargıya güvenmiyor, hırsızlıklar, yolsuzluklar diz boyu, yapanın yanında kalıyor!' 'Kabilıyetleri kısıtlı ve sınırlı sıradan politikacılar!' Bu doğruları, daha da uzatabiliriz, yanlış da yapmış olmayız." Hasan Pulur: Siyasal bir çözüm önerisi Milliyet 7 Mart, 1998 Çıkış yollu seçim mi? Son zamanlarda yapılan anketler, bugün seçim yapıldığında ortaya çıkacak tabloların şimdikinden çok farklı olmayacağını yansıtıyor: Partiler yeniden Fazilet (% 1922 civarında), DYP (1820 civarında), CHP (%1517 civarında), ANAP (%1315 civarında), DSP (%1113 civarında), MHP (%810 civarında) vb. olarak dizilecekler.. Parti içi demokrasiyi istemeyen, özeleştiriyi bile hıyanet ve bölüciilük sayıp böyle bir davranışta bulunanları partisinden ihraç ettiren ya da sırası geldiğinde aday gösterse bile seçilmeyeceği yerden, seçılemeyecegı sırada gösteren bu liderlerin başında bulundukları bu partılerın bu tabloya göre yapacakları koalisyonların bugünkülerden çok daha olumlu kararlarla bizi düze çıkaracağına inanıyor musunuz? Yazanlar katında, bütün bunlar söylendikten sonra çare aranıyor ve karşısında, daha doğrusu ıçınde, tam ortasında bulunduğumuz girdap tanımlandıktan sonra gösterilen tepki, "Aman darbe olmasın!" şeklinde beliriyor: • "Demokrasinin değerini, onu zaman zaman elimlzden kaçırdığımız için iyice kavradık. Siyasi hayatatki beceriksizlikler, zayıf kadrolar, yoz ilişkiler yüzünden arada bir kafalarımız karıştı. Çapsız politıkacıları hayatımızdan çıkarmayı başaramayınca işin kolayına kaçtık, kabahati demokraside buiduk. Bütün bunları çok yaşadık ve deneme yanılmalarla doğruyu buiduk: Ikisini birden istiyoruz, hem cumhuriyeti, hem demokrasiyi." Okay Gönensin: Ikisi birden, Yeni Yüzyıl 75 Mart. 1998 • "Sedat Ergin, yukarda aktardığımız yazısının sonunda, "... yeniden sandığa gitmekten başka çare gözükmüyor" dıyor. • Zeynep Atikkan, 12 Mart'ta, Hürriyet'te, CHP lideri Deniz Baykal'ın "Benim eleştırdığim bu hükümet bile ara rejimden çok daha iyidir" cümlesini aktararak "Haksız değil.. uyarısı çok yerinde!" diyor. 0 "Ankara'nın sisli, puslu ortamında her kafadan farklı ses çıksa da bir konudaki uzlaşma sevindirici.. O da sivil inisiyatif.. Onun için 'yaşas |n demokrasi' demekten başka seçeneğimiz yok" diyor bazı siyasilerle konuştuktan sonra Yavuz Donat. Tek yol demokrasi!: Milliyet, 14 Mart 1998 Demek ki bu günlerde gişe rekorları kıran, koşup gidip dalgalar arasmda yavaş yavaş yitışinı belki de bir açıdan özdeşleştiğimizden iki gözümüz iki çeşme ağlayarak izlediğimiz filmdeki Titanik gemısınin yolcuları gibi bız de battığımızın farkındayız; ancak, zihnimizde, bu tanıyı Olympos suhilinin şehir akropolünden göriiniimii. Olympos ılıııı bir lalııt ııuzar. (Fotoğraflar: KEMAL ÜÜNEŞ) mizlcnebildiyse de sonradan terkedildi ve metruk görünüm alarak günümüze ulaştı. Olympos, antik şehriyle, binlerce yıllık alevleriyle, koylarıyla,deniziyleveçevredeki dağlanyla ilgi odağı. Daglar arasmdaen ünlüsü, gerçek birOlympos Dağı olan "Tahtalıdağ." Yüksekliği2366metre. Kışınyogun kar yağısına sahne olan dağın rotası I988yılındasaptanarakçizimhalinegetirildiğinden günümüzde yerli yabancı çok sayıda dağcı ve doğasever zirveye ulaşabiliyor. Klasik çıkışının başlangıç noktası Beycik köyü. Çevresi sedir ormanlarıyla kaplı zirvedengörünenmanzaramükemmel.Öylcki,Kcmervecivarkoylarbirandaayaklarınızın altına scriliyor. Bıınıı cngellcyecek tekfaktörbulut. Tahtalıdağdcnizcyakmlığınedeniylesık sıkbulutakınınauğruyor. Kimi vakitaşağı irtifalardakalanbulutlanda2366metreden izlemekayrızevk. Ol i mpos 'ta gündoğumu görülmeye değer birrenkcümbüs.ü. Üstbölgclcrdclacivcrtin üstünlüğünüonaylayanrenkler,asağıindikçe kırmızıy la sannın mücadcle ettiği alanda erimeye başlıyorlar. Yiiksek irtitalardaki bulutlara arkadan vuran giinışığı, bulutları dapembeyeboyuyor. Fotoğrafçıların "Altın Saat" dedikleri anda kumsalın yanı sıra akropoldeki tarihi kalıntılara vuran güneşin yatay ve yumuşak ışıkları, en güzel panoramayıarmağanediyor. Tarihi ve doğal güzellikleriylc daha pek çok kişiyi büyülü dünyasında ağırlayacak antik şehir, bağrmda taşıdığı gizemleri saklı tutarak kendisini ziyaret cdccck doğaseverleri,tarihemeraklıları,dağcılarıherzaman bekliyor.^ "Birlik (Konfcderasyon)"in ayrıcalıklı 6 kentindendi. "Patara", "Tlos", "Pınara", "Myra", "Xhanthos" ileberaberkonfederasyonda üç oy kullanma hakkına sahip kcnt I Ö. ikinci yü/y ı Ida iIk kczmadcni parabasımını gerçeklcştirdi. I.0.7X'de Korsan "Zenikete.s" şchri elcgeçirerek üs halinegetirdi. Öyleki Akdeniz'deticuıetgemilerinisoyup yağmaladıktansonrakaçıpOlympos'asığınıyordu. Saltanatı fazla uzun sürmedi Zeniketes'in. Lycia'ya vali olarak atanan "PubliusServiliusVatia",GelidoniaBurnuaçıklarında korsanı sıkıştırdı. Çetin deniz savaşı sonrasıRomadonanmasmayenilenZeniketcs Olympos'a kaçtı. Şehirdeki konağına saklandı. F'akatelindeki meşaleyi heyecanla düşürünce konak alevlcr icindc kaldı. Kurtulamayan Zenikelcs diri diri yanarak can vcrinccde Olympos veçcvresi Roma'nınilihalinegeldi. Roma Yönetimi Olympos'un refaha kavuştuğudönemdi.Çünkülimanıticaretaçısındanuygundu. I.S. l29yılındaRomalmparatoru "lladrianus" tarafından ziyarct cdilen kent, imparatorun şcrcfinc kisa süreyle "Hadrianopolis" adıyla anıldı. Lycialı ünlüzenginkişi "üpranıoas"ııı^ehreparayardımmdabulunarakçeş.itliyapılarladonattığı söylenir. I.S. ikinci yüzyılda Olympos'un altındevrikapandı. Yüzyılınsonlarmadoğruönceki gibi yenidcn korsanlarm elinc geçti. Sonunda varhğından çok şcy yitircrck fakirlcşti. l Izun yıllar Venedikli vcC'enevizli korsanlarca yönetilen Olympos'un limanı, Cenevizliler'inöıdüğüduvarlakapatıldı. Yüzyıllar boyu korsan yönetiminin sürdüğü şehir, Osmanlılar'ın göndcrdiği clonanmayla tc Titanik yolcuları gibi battık... doğal olarak izleyen "ne yapılabilir?" sorusu belirdiğinde, siyasilerden medet umamamak sonucu ortaya çıkan bir formül, "siyaset dışındaki, belki de kenarındaki çarelerın en inandırıcı çare olarak gözükmesi" bizi alabildiğine üzüyor ve sarsıyor: O zaman, ya bu gerçeği açıklayanlara niçin bu ilerlemiş yaşında hâlâ yatağına işediğini ya da cinsel yetersizliğinin nedenlerini açıklayan psikoloğa, psikanalizle sağaltılan kişinin gösterdığı tepkiye benzer bir şekilde "Ağzından yel alsın!" sözleriyle dikleniyor, ya da bir gazetenin bir köşesinde yazıyorsak, "aman sivil, siyasal, sandıksal çözüm gelsin!" deyiveriyoruz. İşin en dramatik yönü, vardığımız bu noktada, Shakespeare'in Hamlet'e söylettiği gibi, "Danimarka Krallığında bir şeylerin kokuşmuş olduğunu" anladığımızda, bilinçaltımızda çare olarak olağan dışı çözumlerin belirmesi, batan gemıde kalan sağlam fılıka olarak bizi rahatsız eden bu yolların kaldığını kavramamızdır. Buna rağmen batan bir Titanik'in içinde oturmuş, "Titanik'ten iyisi yok" diyerek batıp boğulmayı tercih ediyoruz! Bu noktaya darbe meraklısı askerler değil beceriksiz ve yetersiz siyasiler sayesinde ulaştık: Bu da pencerelerimizden içeri sular aktığında, yaşadığımız alanları seller bastığında, kendimıze Titanik yolcularından bir bölümü kadar bile ağırbaşlı bir son seçebilmemizi engellemektedir! ^