Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
MART . SAYI623 girdi. Bu çabasını, aynı zamanda insan tiplerinc yönelen bir karaktcr arayışıyla da birleştirdi. Fasdönüşüge .i izlenimlerini resimlcriylc birlikte, daha sonra sanat tarihçilerinin "eşine az rastlanır bir gezi kitabı" diye dcğerlendircceklcribirkitaptatopladı. C'esare Biseo Fas'ta Edmondo de Amicis'lc karşıla^mıştı. Bu rastlantı onun vc aılesinin yaşamma Istanbul'u soktu. Amicis, Fas'tan sonra Istanbul'ageldive 1877'dcizlenimlerini "C'onstantinopoli" kitabinda yayımladi. Bir yıl sonra da bu kitabı resimlemcküzerelstanbul'daydı. Bi sco'nun tstanbul'da kaldığı süre içindc izlcnimlerini not ettiği, iki yüzdcn fazla desen çizdiği, eskiz yaptığıbiliniyor. "Constantinopoli" kitabı Amicis'in canlı anlatımı ve ilginç izlenimleri,Bisco'nun, bir sanat tarihçisinindeğerlendirmcsiyle, "insanın içinc işjeyen ve altüst eden" yalın, çarpıcı vc karakteristik resimleriylebirlikte 19. yüzyılsonu Istanbul'u için enönemlikaynakkitaplardanbirioldu. Cesare Biseo, Roma'da Novano Meydanı'ndaki konağı kardeşj iç mimar Vittorio ile pay laşıyordu. Vittorio kırk yaşındayken arkasındasekizçocukbırakaraköldü. Kızçocuklardan biri de Adelia Rispoli'nin anneannesiydi. Vittorio'nunölümündenkısabirsürc sonra Cesare'ninölmesiylebirliktekonağin yönctimi kadınların eline geçti. Kızlardan ikisi, iki dünya savas.ı arasındaki yıllar boyunca konaktabirrcsimokuluaçtı.Adclia Rispoli bu olayın önemini "o sıralarda ltal ya'da kadınlar böyle işler y apmazlardı" diyerek vurgu 'uyor düşlerinde bir Adelia Rispoli'ninçocukluğubu konaktadedelerinin keflt Vdrdl.' öyküler, Amicis' inkitapları, . Cesareamcanın bıraktığı not LStCtnbul. Adelİd lar,desenler,cskizler,anıeş . .. , . yaları arasında geçti. Do KlSpOll, DU Kente ğu'ya ilgi duydu. Ancak DoVe tam ğu'dan önce Batı'yı, daha doğrusu Kuzcy'i tanıdı. "Beni on bir yaşında okumak için Fransa'yagönderdiler. Daha sonra eğitimime lngiltere'de devamettim.Hemyetiştiğim j4l7lİCİS 'İfî ortam, hem de çok genç yasta yeni ülkeler tanımak, doğal olarak bende başka ülkeler ve kültürlerekarşı bir ilgi uyankİtüblM dırdı. Bu nedenle kültür alanındaçalışmayı hedefledim." Adelia Rispoli, 1978 yılmda, daha önce sadece Cesarc BlSSüO amcasının resimleriyle tanıBirvedaserglsi dığı Istanbul'a, Italyan KülAdelia Rispoli Istanbul'da tür Merkezi' ne atandı. görkemli birscrgi ile vedaediyor. Milli ReAvrupalı meslektaşlan arasında Istanasürans Sanat Galerisi'ndc açılan "Büyük bul'da en fazla kalanlardan. Buna karşın Gelenek ve 9O'lı Yıllarda Italyan Rcsmi" Türkçe öğrenmcmiş. "Işim gereği devamlı sergisindeltalya'nın 1950'densonrakidönekültürel çalışmalar içinde oldum. Bu ortamminde en önemli 32 ressamının eserleri serlarda hemcn herkeslc ttalyanca, tngilizce, tanımıyoruz. Bizans bizim için Doğu'dur. "Doğu Roma" laf. Doğrudan Doğu'dur • Bizans. Bizans uygarhğmı da Avrupa çok tanımaz. Oysa burada tarih süzüle süzüle bugüne gelmiş. Türkiye'nin Doğu ülkeleri arasında Avrupa'ya en yakın ülke olmasında herhalde bu geçmişin etkisi vardır. Bu söyledikleriniz Avrupa'nın gözünde Türkiye'nin Doğulu karakterinipekiştirmıyor mu? Belki ama bana sorarsanız bu konuda Doğu ile Batı'dan daha çok Kuzey ile Güney arasındaki kültür farkhlıklarından söz etmek gerekir. En azından Avrupa için. Akdeniz uygarlıklarının ortak özellikleri çok güçlü. Bu Akdeniz üzerinde yüzyıllar boyunca yaşanmış ilişkilerden kaynaklanıyor. Manchester'de kendimi çok yabancı hissediyorum. Ingiltere'deki küçük kent hayatı TEM yolu üzerindeki mahallelerden daha kötüdür. Toplum olarak ve tek tek kişiler olarak Batılı ve Doğulu dıyebıleceğimiz özelliklehmiz var mı? Türklerde gördüğüm en belirgin Doğu karakteri zaman kavramının olmaması. Ama, Türklerde bir beceriklilik var. Ayrıca sabır da var. Sorunlar karşısında telaşa kapılmıyorlar. Ekonomik sorunlar, siyasi sorunlarda sabırla beklıyorlar. Aksilikleri de sabırla karşılıyorlar. Türkiye'de halk hiç de ihtilalci değil. Bu da bir Doğu karakteri. Avrupah'da bu sabır yok. Roma ve Istanbul bir zamanlar Roma Imparatorluğu'nun iki başkentiydi. Sonra Roma bölündü. Siz Batı Roma'dan kalkıp Doğu Roma'ya geldiniz. Sizin ruhunuzda ve aklınızda, iki Roma birleşebildî mi? Ben Istanbul'da Bizans'ı hissetmedim. Dolayısıyla Bizans'tan etkilenmedim. Esas Osmanlı'dan etkilendim. Bir Bizans kılisesı bana çok bir şey ifade etmiyor. Avrupa'da kilise dolu. Camiler beni daha fazla etkiledi. Mutlaka bazı şeyler de aldım. Ama bunları anlamak da anlatmak da kolay değil. Osmanlı'dan etkilendim dediniz. Nasıl? Osmanlı uygarlığı Avrupa'da çok fazla tanınmıyor. Bilinmiyor. Kuşkusuz büyük bir uygarlıktı. Biraz da Türkiye, milliyetçi duygularla tanıtmak istemedi sanıyorum. Osmanlı Avrupa'da her zaman gücüyle tanındı, kültürüyle tanınmadı. Avrupalı için Osmanlı Viyana'yı kuşatan askeri bir güçtür. Ama büyük bir uygarlık vardır. Mimarlık alanında... Edime'de Beyazıt döneminde delilerin müzikle tedavi edildiği bir hastane gördüm. Sonra hîffitalar, Piri Reis'in haritası... Bu tanıtımda Italyan Kültür Merkezi olarak sizin de bir yeriniz olabilir mi ya da oldu mu? Bu tanıtım esas olarak her ülkenin kendi işi. Bizim görevimiz Italyan kültürünü Türkiye'de tanıtmak ve iki kültür arasındaki ilişkileri kolaylaştırmak. Biliyorsunuz Italya dünyadaki kültür varlıklarının yüzde 45'ine sahip. Ama ben bunu bir üstünlük olarak görmedim. Italya'nın büyük kültürünü hiçbir zaman bir kültür emperyalizmi aracı olarak görmedim ve böyle kullanmadım. Tüm tersine iki kültür arasındaki ortak yanları, kökleri araştırdım. Akdeniz kültürünün özelliklerini, tarih Fransızca konuşma olanağım vardı. BunedenleTürkçc öğrenmek gereğini görmedim. Ancak Türkçe bilmememe rağmen burada kendimi evimde hissettim. Bu bence Istanbul'un bir özelliği. Çünkü Fransa'da Fransızca bilmezsen kendini evinde hissedemezsin. Almanya'da da, Ingiltere'de de öyle"diyor. Amagünlükilişkilerineyetecek kadar Türkçe konuşuyor. Istanbul 'da düşündüğü hemen herşeyi gerçekleştirmis. Istanbullular da Tepebaşı 'ndaki o görkemli binasındaki Italyan Kültür Merkezi'nive Adelia Rispoli'yihep akılda kalan etkinlikleriyle, hele 1980'li y ılların kısıtlanmış koşullannda gösterdiği filmlerle hatırlayacaklar. gileniyor. Busergibirbakıma2().yüzyıl Italyan rcsmine sonbir bakış gibi. Istanbullular onun iki ülke kültürüne ve ilişkilerine yaptığı katkılann yanı sıra, ayrıcalıklı ki^iliğini, içten davranışlarını, boğuk sesini ve Akdenizli gülüşlerini unutmayacaklar. "Burada çok dostum var. Hep evimde gibi yaşadım tstanbul'da. Bir de bir kızım var. Türk'ten dahaTürk. Çok iyi Türkçe konuşur. Burada büyüdü. Italyan Lisesi'nde okudu. Sonra Roma'da üniversiteyi bitirdi. Şimdi Roma'da ama çok sık Istanbul 'a gclir. Çünkü bütünarkadaşları burada. Istanbul'u çok scviyor. Dolayısıylahepbirbağımızolacak Istanbul'la. Zaten tipolarak da Türk'e benziyorum" diyor Adelia Rispoli. "Biz de sizi birçoğumuzdan daha fazla Istanbullu olarak kabul ediyoruz" deyince nazikçe tcşckkür ediyor ve gülümsüyor. ^ Abate, "fiülSaçlı Hanımefendi", sergiden. iyi eserlerl var. Ama çok tanınmazlar. Çünkü ekspresyonizm deyince Almanya akla gelir. özgünlük de önemli. Sonuçta Türkiye'de hem Doğu hem Batı yaşanıyor ama bazen biri bazen öteki de öne çıkabilıyor. Hangı kültür baskın? Bence Avrupa'dan etkilenme ağır basıyor. Bunu Istanbul için mi söylüyorsunuz? Hayır genel olarak söylüyorum. Bu etkilenme normaldir. Çünkü Avrupa ıle ekonomik kültürel ilişkıler daha yoğunlaştı. Ayrıca Anadolu Avrupa kültürünün beşiği. Anadolu insanına Avrupa kültürüne doğru açılmanın çok ters geleceğını de sanmıyorum. Bu doğal bir gelişme. O kültür bu topraklardan çıkmıştır. Nitekim Roma ve Yunan uygarlıklarıyla başlayan Avrupa uygarlığının en önemli eserleri Türkiye'de. Aspendos gibi bir tiyatro Roma'da yok. Eskı Yunan uygarlığının en önemli eserleri Anadolu'da. Bunlar çok eski zamanlarda kalmadı mı? Hayır. Böyle düşünmeyin. örneğin Avrupalılar ve biz Italyanlar Bizans'ı Türkler kadar C. M. Muritıni, "Endimion ", sergiden. boyunca gelişmesini inceledim. VenedikIstanbul ılışkılerıni, oryantalistleri, denizciliği araştırdım. Akdeniz medeniyetinin ortak köklerini bulmaya çalıştım. Bütün projelerımiz Türkler tarafından hep ilgiyle karşılandı. Biz Topkapı'da sergi açan tek yabancı ülkeyiz. Bu etkinlikler, bir yönüyle Italya'da Türkiye'yi tanıtıyordu. Ama Türk kültürünü daha doğrudan tanıtıcı etkinliklerimiz oldu. örneğin geçen sene Mart ayında HacivatKaragöz'ü Italya'ya götürdüm. Çok süksesi oldu. Roma'daki Italyanlar hiç HacivatKaragöz görmemişti. Çok eğlendiler. Çin tıyatrosu zannettiler. Bu bir örnektir. Çok daha fazlası yapılabilir. Bunun için Roma'da bizim Istanbul'daki Italyan Kültür Merkezi gibi bir kültür merkezinin olması gerekir. Sizce Istanbul'un kültür ortamında yirmi yıl içinde nasıl bir değişim oldu? Bugün nasıl? Yirmi sene önce Istanbul'da kültürel bir hayat vardı. Ama daha sınırlıydı. Bugün toplumda kalite olarak genel bir gerileme var. Kültür yayıldı ama kanımca kalite düştü. ^