25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMHURİYI.TDERCİ ş+ ya'nın dünyayi ele geçirme hedcfi üzeri nde odaklandığından, Amerikan bir dünya imparatorluğu kavramı bugüne dek enine boyunahiçkonuşulmamıştı. BirtekdeGaulleneyapmayaçalıştığımızıazbuçukkavramış, Fransa'yı bu çeteden siyırarak kcndi atom bombasını üretmeye başlamıştı. Yine de, imparatorluğasıkısıkıyabağlıydt.lmparatorluk içindeki denetim CIA vc ötcki gizli örgütler aracılığıyla sağlanıyordu. Tepki göstermeye her an hazır olan Ruslar, derhal Çekoslovakya, Macaristan ve Doğu Almanya üzerindeki baskılurmı yoğunlaştırdılar. 1950'dcn 1990 yılınadek, Avrupa korkunç bir bölünmcye sahne oldu ve tepeden tırnağa silahlandı. Ama Amerikalı silah ürcticilcri hiç bu dcnli kazançlı çıkmadıklarından, onlara görc dünya günlük güneşlikti. Neyseki,hiçbirşeyolduğugibikalmıyor. Parıltının sönmeye yüz tuttuğu günlerdc apartoparbirBatı Avrupa ekonomik birliğinegidildi. ArdındanSovyetlerBirliği İmparatorluğu ansızın çöktü ve ayrı tutulmasına onca özen gösterilen iki Almanya yeniden birleşti. Washington tck basına ortada kalıverdi. NeReagan,nedeBushyctcrlibirtarih ve coğrafya bilgisine sahipti. Yine de, Beyaz Saray 'dan gelen komutlann ardı arkası kesilmiyordu. Ancakbukomutlargiderekciddiye alınmamaya başjadı. Çünkü herkes Oval Ofis'tekinin banka hesabının bcş trilyon dolarlık ters bir bakiye verdiğini, bu yüzden iy i müşterilereartıkarmağanlarsunamayacağinı yada Almanya ve Japonya'nın desteği olmaksı/ın savasji sürdüremeyeceğini biliyordu.KcndisinicümbüşekapIıranlarbileartık NATO'ya gerek kalmadığını kavramaya başlamışlardı. Dahası, böylesi bir örgüte baştan beri pek gerek olmadığı, ancak zamanla Sovyetler' in bir" öcüye " dönüştürülmesinde vebizleri gülüne birdurumadüşürmede oldukça başarlı olduğu söylenebilir. ABD yine de tsrail'e destek amacıyla bir milyar Müslümana savaş açmayı tasarlıyor olsabile, bir olasılıkla, Avrupa busavaşa hiç bulaşmayacak. Madriddoruğununsonucunda, Avrupalılar artık zincirlerini kopartma zamanının geldiğinianladılar. Güngelirimparatorluklar güçlerini yitirir, bir simgeyc dönüşür. Güncel NATOtartışmaları, böylesi simgesel bir imparatorluğun her şeye karşın sözünü geçirmek istemcsi, ancak bunun içingerekli güç ve kaynaklara sahip olmaması durumunda nasil herkesin kuşkusunu üzerinde topladığını ortaya koyuyor. Neyse ki, parasızlık ve kamunun bu konudaki isteksizliği nedeniyle, büyük birolasılıkla,pekbirs,eyolmayacak. Buaradabelki de, çok daha iyi ycpyeni bir dünya yaratılacak. Günümüzde kent devleti en iyi ekonomik birim sayılıyor. Teknolojik gclismeler saycsinde artık herkes dünyanın her köşesinde olan bitenden azçok haberdar. Bugünlerde Internet, ulusal devletin, tehlikesi bir yana, gündcm dış ı olduğunu tüm dünyaya haykırıyor, önümüzdeki yüzyıl Avrupa'daki ortak pazar, her biri kendi içinde bağımsız olan ve Brüksel'deki merkezleiletişimi sağlayan birkentdcvletleriörgütünedönüşecek.Kısıtlayıcı ulusdevletlerdenkurtulmayaçalışan Basklılar, Bretonlar, Valonlar ve lskoclar özgürbırakılmalıveonlara, Amerikalıların oldum olası inanır göründükleri, insan girişjmciliğininmutluluğuhedefineerişmeleri için olanak tanınmalıdır. Sözkonusu anlamlı hedefc ulaşmak, bu dünyanın iplerini ellerınde tutanların I lipokrat'ın hekimlik yemininianımsarnalarınıgerektiriyor: "Ncolursaolsun,kötülüktenuzakduracağım. Yaşam gelipgeçici,sanatkalıcı,fırsatlaruçucu,deneyim tchlıkeli, karar almak ise son derece güç.''^ The Observer 'dart çeviren: RİTA URCAN MURAT URAL oğu'yu çocukluğumdan bı yana yaşadıgımı rahatlıkl; söyleycbilinm. Cesare Bisec dedemin kardeşiydi. Onur yaşadığı ve çalıştığı evde büyüdüm. Bi seo'nun atölycsindeki egzotik ortam büyüleyiciydi.IlcrtaraflaDoğu'yaaitnesnelcrvardı: Binbirrenkli ipeklılerledolusandıklar bakırtesliler,palalar,gümüşsuyunabatınlmii}aslanpostları,birdevekafatası...Bütür bunlarCesare amcamın Fas.Mısırve Türkiye'yeyaptığıyolculuklardangetirdigi'Doğu Hatıralan'ydı. Doğu'yu bunlarladüşlerdim. Doğrusu Doğu'yu görmek için de yaniptutusuyordum.Sankibiryazgigibi.eesareamcamdanyüzyıl sonra Istanbul benı dckendincçekti" Istanbul Italyan Kültür Merkezi Müdü'ri Adelia Rispoli 1978 yılındageldiği vc yirmı yılını geçırdiği, çocukluğunun düşü Istanbul'a vcda ctmcye ha/.ırlanıyor. Roma'da Novano Meydanf ndaki DoriaPamphilikonağındadoğmuşveçocukluğu. aynı zamanda Cesare Biseo'nun atölyesı olan bu evde gecmisti. Cesare Bisco, son kuşak Italyan oryantalist ressamlarının önde gelen isimlcrindcn biriydi. Onu, Edmondr de Amicis'in Constantinopoli kitabı için yaptığı Istanbul illüstrasyonlarındantanıyoru/. Sahne dekoratörü olarak çalısmaya baş.lamı.ş, henüz yirmi altı yasjindayken Süvey^ Kanalı 'nınaçılışı nedeniyle Verdi'ninyazdığı Aida operasının sahneleneceği tiyatroy u dekore etmek üzcreKahire'yegitmişti. Yıllar sonra onu izleyerek Kahire'ye giden Adelia Rispoli butiyatronun yıkıldığınıöğrcnecekti. Cesare Biseo, aynı zamanda bir ressamdı ve o anda gördüklerinin rcsmini yapabilmek gibi bir yetencğc sahipti. Kahire'de oryantalist rcsmin cn özgün isimlerinden biri olan StefanoUssiiletanıştı. Kahire, Doğu vcUssi onun d.iha sonraki yaşamını dcğistirdi. Biseo veUssi, 1874'tebirlikteFas'agittiler. Bu gezi sırasında Biseo resim tarzını geliştirdi. Oryantalizmin geleneksel çerçevesi içinde düşscllık veromantizmlebeslcnenpitorcsk tarz yerıne çevrcyi daha gerçckçi olarak ortaya koyan modern bir tarza yöneldi. Çevre seçimlerinde, gizemli arayışlardan daha çok toplumu daha tipik olarak yansıtma çabasına it D Istanbul'u düşlemişti. ADELIA RİSPOLI İLE SOYLEŞI Istanbul'dan ayrılmaya hazırlanan Italyan Kültür Merkezi Müdürü Adelia Rispoli ile söyleştik. 1978'de Istanbul'a geldlğinizde karşınızdaki kent düşlehnizdeki Istanbul muydu? Elbetteki hayır. 1878'de Istanbul'a gelen ve Amicis'in Constantinopoli kitabı için resımler çızen Cesare Bisseo dedemin kardeşiydi. Gerçekten Istanbul'un Cesare amcamın resimlerindeki gibi olduğunu sanıyordum. Doğulu bir şehir bekliyordum. Ama, çocukluğumda aklımı başımdan alan o pıtoresk ve hayali Doğu'dan oldukça farklı bir Doğu'yla karşı karşıyaydım. Cesare amcamın eskizlerınden fırlayan Istanbul tüm gerçekliğiyle karşımdaydı. Sadece konaklar, camiler, antik Bizans bazilikası gibi kent dokusuna ait olağanüstü mimari yapıtların yanı sıra, eski mahallelerin"karınca yuvası gibi kaynayan ara sokaklan ve Galata Köprüsü'nde bir ırklar, değişik tipler ve farklı gıysıler kanşımında akıp gıden ınsan selı olarak da çıkmıştı karşıma. Aslında bugünku metropol Istanbul bu yönüyle Amicis'in kitabındaki Doğu'nun simgesi olan başkente benziyordu. Ama Cesare amcamın Istanbul'u artık bir duştu. Bazı oryantalistlerin sözünü ettiği şeylere rastlamak mümkündu ama tabii ki Istanbul Yakın Doğu'nun en Avrupalı şehrıydı. Orada duşledığım gibi bir kent bulmuştum. Istanbul sanıyorum Avrupa'da yakın olması nedeniyle çok değişti. Ben istanbul'a geldiğimde Cesare Biseo'nun gelişinden 100 sene blle geçmemişti ama Istanbul çok değişmişti. Edmondo de Amicis Constantinopoli kıtabında, Istanbul'un bir gün değişip Avmpa kentlehne benzeyeceğı düşüncesi karşısındakı üzüntüsünü anlatır. Sız, onun üzüntüyle anlattığı Istanbul'a geldiniz. Bu değişim sizde de üzüntü yarattı mı? Üzüntü değil ama düşkırıklığına uğramıştım. Ama doğrusu bu değişıkliklerden pek de şikayetçi değilim. Ben Istanbul'a çalışmak için gelmıştim. Burada yaşayacaktım. Tahmin ertığimden de fazla kaldım. Bu nedenle Istanbul'un bir Avrupa kentine benzemesine sevindim. Çünkü bir Avrupalı olarak geldiğim bu şehirde bir Avrupa havası bulmak yaşamımı kolaylaştıracaktı. Sız Istanbul'daki değişimin çok hızlı olarak yaşandığı son yıllara tanık oldunuz. Nasıl değişti sizin gözünüzde Istanbul? Değışımı hayatın ve gelişmelerin zorunlu bir sonucu olarak kabul etmek gerekiyor. Ancak bir kentte, hele Istanbul gibi bir kentte değişmeyen, değişmemesi gereken yerler de var. Roma da 1800'lerde bugünkünden çok farklıydı. Bunlar doğal gelişmeler. Ancak Istanbul'un son yirmi yıllık değişiminin fazla hızlı yaşandığını soyleyebılirım. Anadolu'dan yoğun göç oldu. Istanbul artık bir kent olmaktan çıktı. TEM'den geçerken yolun kenarındaki mahallelere baktığımda, Istanbul'da değil, bir Anadolu kenti bıle değıl, ne olduğu bellı olmayan bir bına yığını | görüyorum. Bu Istanbul'u çok çırkınleştirdi. Istanbul tamamlanmamış bir şehir gibi. Sürekli inşaat halinde. Bir şantiyeyi andırıyor. Şehrin çevresindeki gökdelenler beni fazla rahatsız etmiyor. Bunlar modern bir kentin ihtiyacı. Ama kenar mahallelerin çirkınliği rahatsız edıcı. Biliyorsunuz hâlâ tartışıyoruz: "Doğulu muyuz Batılı mıyız", "Doğulu mu olalım Batılı mı". Türkler bu iki kültürün, iki dünyanın tam ortasında. Hem Doğulu hem de Batılı. Bence böyle de kalmalılar. Türklerin özellığı bu. Bence bu iki kültürü de zekâlanyla bırleştırmeyı başarmışlar. Bu iki kültürü de yaşamaları ve yaşatmaları lazım. Bence Türkleri ilginç kılan da bu. Türkiye kültürel ve sanatsal alanda Batı'dan doğal olarak etkileniyor. Bu etkılenme çoğu kez hem Türkiye'de hem de Avrupa'da bir "taklit" olgusu olarak değerlendiriliyor. Bu konuda resimden konuşabiliriz. Çünkü Avrupa'dan belki de en fazla etkilenen bir sanat dalı. Yüzyılın başındaki Türk resmini çok ilginç buluyorum. Doğal olarak Avrupa'dan etkileniyor. Çünkü, Avrupalı anlamda resim Türkiye'de geç başladı. Yine de çok ilginç. Buna taklit dememek gerekli. Avrupa'da bazı akımlar çıkıyor ve her tarafı etkiliyor. Bizim de örneğin ekspresyonist akımdan etkilenen ressamlarımız var. Çok da
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle