Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 KASIM 1998. SAYI 658 düşüncelere dalmış. Onu birmüştebaşlıyor sıralamaya: "Ceketler beş risi uyandırıyor. Elinde bozuk bir yüz, pantolon iki yüz elli, palto 1 radyo. Hamdi YıldızVBunutamir milyon, deri ceket 3 milyon." cder misin?" diye soruyor. Bütün eşyayı dolaşarak mahalleRadyoyu getircnc Bayburtlu dilerden topluyormuş. Ara sıra eşya yorlar.Tümesnafonutanıyor. "Gegetirenlerdeoluyormuş. Pazargünü lirburayayanmsaatoyalarbizi;faolmasına karşın saüşlarda büyük dükat hiçbir şey almaz" diye kızgınhkşüşyaşandığmı söylüyor. larınıaçıkaçık belli ediyorlar. "Şikâyetçiyim, Büyükşchır BcleHamdi Yıldız dasatışlardan memdiyesi'nin yürüttüğü yıkım çalışmanun değil. Belediye'nin yıkım çalışlan csnafi vurdu. Bize çalışma yeri malanndan sonra hiçbir şey satamaz olarak otogarı gösterdiler; ama otohale geldiklerini söylüyor. gar,çalışmak için müsait değil, insan Kemal Yeşilsu ağzındaki lokmayı nefes alamaz oralarda." y utar yutmaz, yüzünü ekşiterek lafa Bu kez beyaz saçlı, yaşli başka bir kanşıyor: "Şurada 10 binden fazla adam avaz avaz: "Parça yüz, parça insan mağdur edilıyor. Bir park uğyüz..." Adı AtaEfe.BurhanUsta'ya runaburalarhebaediliyor." yardım ediyormuş. O da bu işe bir Buaradabirmüşteri:"Butelevizömür vermiş. Burhan Usta gibi beleyonun resmi gayma yapıyı, bahabilir diyeyeöfkeli. misiniz?" Bir müşteri. Kısa boylu, yaşlı bir "Yok. Sen en sona git." diyerek hanım. Uzun yoldan geldiği belli. tersliyor Kemal Yeşilsu. Hamdi YılDükkâna girer girmez kendini bir dız, y irmi seneden beri bu işle uğrayere atıyor. lsmi Ayşe Yılmaz. Evinşıyormuş. Dahaöncedokumacılıkla deki eski eşyalan toplamiş, getirmiş, uğraşmış. Emekli parası yetmeyince satacak. Çevresindekilere soruyor: eski satmaya karar vermiş. Kemal "Buranın yıkılmaması için nereye Yeşilsu'nun da durumu aynı. O da müracaat edeceğim?" emekli olunca Yıldız'la çalışmaya Burhan Usta hemen atılıyor. karar vermiş. "Nereye müracaat edeceksin, o Burhan Usta, ceketleri 500, pantolonları 200 binden satıyor. Ve yaşlı bir kadın. Adı Ayşe Tungeçti artık, boşveronu." ca... Ayaklannı uzatmış, saçınabağBurhan Usta gelen eşyayı uzun ISTANBUL ANSIKLOPEDISI NDEN... ladığı eşarp ve şal vanyla çarşıya geuzun inceliyor. Ayşe Hanım: "Peki len insanların ilgisini çekiyor. Sağ sizin bir derneğiniz filan yok mu?" Her çeşit eski eşya alımıyla uğraşan eskiciler, imparatorluk gözü morarmış. Yanına gelen herkes "Yok. Eskiden vardı,yıkıldımıkıldevrinde bir Yiğitbaşı'nın yönetimi altında Şehir Zabıtası'na merak ediyor, geçmiş olsun diyor. dı işte. Kım uğraşacak zaten." bağlıydılar. Halk bilgeleri arasında "Istanbul'un taşı toprağı Biryanındayapmaçiçekler, Ibrah'm altın" sözünün yaygınlığından dolayı asırlar boyunca değışık Burhan Usta cebinden beş yüz bin vilayetlerden kopup gelen ve Istanbul sokaklarında rızklarını Tatlıses ve Gökhan Güney'in kasetlira çıkarıyor, Ayşe Yılmaz'a veriarayanlann içine eskiciler de dahil olmuşlardır. leri. Diğer yanında da terlik, cetvel, yor. O da aldığı paraya hiç itiraz ctII. Meşrutiyet'ten önceki dönemde, eskicilerin çoğu el feneri... Bunlan satacak. Oglu ve meden ayağa kalkıyor ve hoşçakalın Yahudi'ydi. Sırtlarında büyük blrtorba, başlarında kalıpsız kızı cezaevine girdikten sonra bu işi bilc demeden ağirağır uzaklaşıyor. bir fes, ınce bir şalvarla sokaklarda hiç değışmeyen, sona yapmakzorundakalmış. Sıkıntılı mı doğru gıttıkçe uzayan "eskiler alayım" seslyle dolaşırlardı. Çarşıda dolaşırkcn yankesicilere Edebıyatımızda Osman Cemal Kaygılı, "Tekin Olmayan sıkıntılı: "Bunları satmak için dilimde dikkat etmek gerekiyor. Kedi" hıkâyesinde mahalleleri dolaşarak eskiler toplayan ve de tüy kalmadı. Ucuz ucuz veriyoz "Her hafta burada birinin cüzdanı çeşitlı hılekârlıklarla kendi menfaatini temin eden eskicı ama doğru dürüst satış yok" diyor. çal ınır. Bazen bizim elbiseleri de yüSalamon'u Istanbul eskicılerıne bir örnek olarak anlatır. 4 Ayşe Hanım'ın bir müştcrisi kızrütüyorlar." gın mı kızgın!" Verdiğin mal bozuk Bu kez başka birmüştcri dükkanda. Elbiseleri dikkatle inceliyor. Sanki bir yonlann pareaları bile var. Renkli TV anyor çıktı,n'pacaz?" Düşünmeden cevabı yapıştınveriyor: şey ler anyor. Orta yaşlı bir adam, Cezmi Ko sanız fiyatlan biraz tuzlu. 3 7 ekran Sony 40 " Vicdanına kalmış kardeş!" cabek. özel bir şirkette boyacılık yapıyormilyona, 51 ekran Telestar 60'a. Topkapı'da Muharrem Aysın Hırdavat muş. Yaşlı bir adam Kemal Yeşilsu masasına Elektronik veElbiseciler Çarşısı'nda bir gükurulmuş, evinden getirdiği türlüyü hızlı "Herzaman gelirim buraya. Sürekli eşya hızlı midesine indiriyor. lçeride teypler, rad nün kesiti böyle. Gün biterken dükkânlar kealırım. Dışandaki modayi takipettiğim için penkleıini indirmeye başlıyorlar. Birçoğu yolar, televizyonlar, ama içleri bomboş. ona göre elbise ahyorum." Renkli kablolar, süs eşyasını anımsatıyor. gelccek pazarakadarkapalı. Eskiciler çarşıHemen yan tarafta elektronik eşya satan sındahayat böyle. Güneşbatarken müşteriTeypte bir uzun hava.. "Bir gün şu dünyadan bir dükkân, "Kınk Plak". Tornavida, eski ler de terkediyorburayı. Esnaf, gelecek haftcyp, kasetler, renkli kablolar, ne ararsan var. göçüpgidersem..." ta görüşmek üzere evinin yolunu tutuyor.^ Nuhu nebıden kalma sıyah beyaz televizHamdi Yıldız kendindcn geçmiş, derin DERGIDEN Merhaba, Bu haftaki kapağımız, devrimin büyiilü rüzgârına kapılmış genç bir kadımn öyküsü. Bir zamanların Doğu Almanya 'sından Bolivya 'ya köylülerle omuz omuza mücadele etmeye giden kadımn adı Tamara Bunke. Bolivya da devrim gerçekleşmedi. Tamara dağlarda öldü. Doğu Almanya haritadan silindi. Ama devrim hâlâ büyülü bir sözcük olmaya devam ediyor. Tamara 'nın öyküsünü eski bir Der Spiegel dergisinden kesip belki bir gün kullamrız diye Arşiv servisimize emanet etmiştik. Hayat öyküsü ilginçti. Yüzü de... Aylar sonra arsivden bir arkadaş telefon etti. Che 'nin yanında Bolivya 'ya savaşa giden bir kadın vardı ya, Che 'yi gömdükleri köyde onun da kemikleri bulunmuş dedi. Reuters 'in geçtiğifotograflara bir de not düşülmüştü Tamara Bunke ile ilgili: Che 'nin ordusunda savaşan tek kadın militan diye... Tamara 'nın öyküsünü bilmeyenler için geçmişte kalmış, sıradan bir haberdi bu. Gerçekleşmemiş bir devrime adanmış bu yasamı aktarıyoruz size bu hafta. Tamara, ya da gerilla adıyla Tania, kemikler üzerinde yapılan incelemeler kesinleştikten sonra, devriminden vazgeçmeyen bir ülkeye, Küba 'ya Che 'nin yanına gömülecek. Cumhuriyet kutlamalarıyla dolu bir haftayı geride bıraktık. Cumhuriyeti sevenler de sevmeyenler de alkışlarda omuz omuzaydı. Barışa, demokrasiye, özgürlüğe burun kıvırıp sevilebilir mi bir Cumhuriyet? Ticareti yapılabiliyorsa, galiba evet... Yıldönümlerini anlamlarını bosaltmadan kutlayabilmek de bir uygarlık göstergesi. Belki de 75. yılda yapılması gereken tek bir kutlama vardı: Halkın gözleri önüne devlet sırrı diye çekilcn bütün perdeleri büyük bir şölenle kaldınp bütün siyasi cinayetleri tek tek açıklamuk... ,«.. .*.• • • « Nice 75 yıllara... İpek Çahşlar CUMHURİYET DERGİ İMTİYAZ SAHİBİ: BERİN NADİ • BASAN VE YAYANYENİOÜNHABERAJANSIBASINVE YAYINCILIKA.Ş.1GENELYAYINYÖNETMENl ORHANERİNÇ1GENELYAYIN KOORDİNATÖRÜ: HİKMETÇETİNKAYAB YAZIİŞLERl MÜDÜRÜ: İBRAHİM YILDIZ • SORUMLU MÜDÜR:FİKRETİLKİZBYAYINYÖNETMENhlPEKÇALIŞLARlGÖRSELYÖNETMEN: AYNURÇOLAK1 REKLAM:MEDYAC Bizde bit, Batı dillerinde pire pazan diye anılan mekanlardan biri Istanbul Topkapı'daki eskiciler çarşısı... Hafta sonlan dolup dolup taşıyor. Ama gelenlerin çoğu alıcı değil... Topkapı'dakihitpazun esnajından Kemal Yeşılsu (oturan), Hamdi Uldız (sagda) ve Ali Yıldız. KAPAK ÇALIŞMASI: İLHAN ŞENAT