Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 ICASIM 1998. SAYI 658 yor... 19 PAZARIN PENCERESINDEN Bunun nedeni solun kendini resmi ideolojiden kurtaramaması mı? Bir önemli bağ da budur. Ü lkesine yabancılaşmamış bir sol anlay ış olsaydı, Ortadoğu üzerinc coğrafyaya daha oturan bir bakış açısı eldc edilip belli konularda bir politikaya sahip olunabilinirdi. Bu yabancılaşma, günü kurtarma yönündeki politika yürütücülerine karşıalternatifsizkalmalarınavedolayısıyla onların söy lediklerini pasifbir şekilde desteklcrkonumaitilmelerineyolaçtı.örneğin K.ıbrıskonusunda,Türkdışpolitikasındaki karar vericiler bir konfederasyonu önerirken sol bu konuda hiçbir tepki ortaya koyamadı. Diğer sorunlarda da benzer sonuçlar görüyoruz. Bu yabancılaşmayı aşmak ne kadar mümkiin? Özgür Üniversite, buanlayışlansorgulamak ve buna yönelik katkı yapmak, yani Avrupa merkezci yabancılaşma karşısında bir duruş almak ve mümkünse entelektüelleri bu anlamda parça parça değil, bütünleşmiş vc merkezileşmiş bir tavır içersinde buluşturmakistiyor... Batı merke/cilikten kendini kurtaran entelektüel hangi kimliği edinecek? Türkiye'nin taşidığı birikim Ortadoğu halklan için gerçekten çok önemli. Bunu söylemek belki çok iddialı ama Türkiye ay Gözlüğe dair... SELÇUKJLREZ 1 Ikokulun üçüncü sınıfındayken öğretmeni I gözlerini kırpıştırdığı, boynunu uzattığı I halde karatahtayı seçemediğlni farkedip durumu anasına bildlrmiş, bu bılginın edinildiği günü hafta geçmeden de Irfan Tamyol, kendini Dr. Tahinci'nin Tünel'e yakın karanlık ve loş muayenehanesinde bulmuştu. Sonuçta gözüne yerleştirilen acayip çerçevelere takılıp çıkarılan sonsuz cam merceklerden bakıp E harfinin kollarının sağa mı sola mı yoksa yukarıya mı yoksa aşağıya mı baktığını bilemedığinden hatta birkaç kez görmediği halde durumu kurtarmak için uydurduğundan 3.5 numara gözlük taşımaya mahkum edilmiştl. Bir hafta sonra gözlüklerinı ilk takındığı gün, aynaya baktığında kendini hiç beğenmeyip Capon Imparatoru Hirohito'ya benzettiğini, sonra sınıftakl arkadaşlannın nasıl alay ettlklerini unutması yıllar aldı. Zavallı Irfan hayatının bundan sonraki bölümünün çoğunu bir çift lomboz ardında geçıreceğini kavradığında kısa sürell bir depresyon geçinnişti. Tarih hocası, "Evladım, haline şükret ya bu yaşta eski Roma ya da Hitit devrinde yaşayan miyop bir insan olsaydın: O zaman çaresi bilinmeyen bu ekslkliğinle ne savaşabilir ne başka bir işe yarar, toplum dışında ya da kenarında bulurdun kendini!" deyip avutmaya çalışmıştı onu. Irfan Tamyol, bir sınrftan diğerıne geçtikçe camekânları da geri kalmamış, onunla yarışmışlar, sol gözü önce 6, sonra 7 ve nıhayet 8 diyoptriye ulaşmış, sağ gözü ise diğerlni hep bir ayak gerlden izleyerek 7 diyoptride karar kılmıştı. Bu durumda ünıversıteye devam ettiğinde Irfan, her beğendiği kızın ona yüz vermemesinin zamanının yerli ve yabancı filmlerinin |önlerinden farklı olarak gözlük taşımasıyla açıkladığından kontakt lensler kullanmaya kalkışmıştı: Sert camlara bir türlü alışamamıştı: Bir süre kullandıktan sonra baktığı her yeri puslu görmeye başlayınca, bir de gözleri sulanınca bunları çıkanp eski gözlüğünü takmak için yarım saat uğraştığı, sonunda bilmediği, tanımadığı kimselerden bile yardım ıstedığı olmuştu. Irfan, spor yaparken bunları sık sık yitirip eve dönünceye kadar âma sanatçı Udi Hırant gibi sağa sola çarparak dolaştığı olurdu; bu günler tabii ki kıvanç veren anıları arasında yer almaz. Hele, bir kızı ögleden sonra dans edilen lokallerden binne götürdüğünde lenslerinden birinin gözkapağının çukuruna kaydığını, sonra ışıkları yetersiz, aynası çarpık tuvalette bir türlü çıkaramayıp gözünü dayak yemişçesine kızarttığını, durumu kıza belli ettirmemek ve tek lensle idare etmek için neler çektiğini nasıl silebilirdi belleğinden? Soft lensler plyasaya çıktığında bir an umutlanmış ama bunları yıkadığı solüsyonlardan biri yerine yanlışlıkla asetonu kullandığında bir, bir de bunları takınıp yola çıktıktan saatlerce sonra İşe alınmak için başvurduğu müessesede yapılan mülakatın ortasında yanlışlıkla sağ lenslni sol tarafa, solunklni İse sağ gözüne taktığı konusunda içini kemiren bir kuşkunun belirip bu ruh halinin dil sürçmelerine ve kekemelere yol açtığında soft lenslere olan inancını da yitirmişti. Bu sarsıntı, sonuçta onun eski, klasik gözlüklerine dönmesine ve yaşamının önemli bir bölümünü bunlarla geçirmesine neden olmuştu: llkokul ve ortaokul diplomalannda gözlüklü, lise ve üniversite diplomalannda kontakt camları gözükmediğindengözlüksüz, buna karşılık nüfus cüzdanında, ehliyetinde, üniversiteden aldığı dıplomada ve evlenme cüzdanında da gözlüklüydü. Gözlüğün cinsel yaşamı üzerinde oldukça olumsuz biretkisi vardı: Sevişmenin başında yarin güzelliklerinin algılanması için soyunulduğu halde gözünde kalması, iş ilerleyince de arada kalıp ezilmemesi için mutlaka çıkarılması gerekiyordu: En büyük felaket bundan sonra başlardı... Her seferinde heyecandan, gözlüğünü sevişmenin başlangıcında çıkanp nereye bıraktığını unutur, uzun süre yatağın altına sarkıp, karanlıkta komodinin üstünü, şiltelerin arasını elleriyle yoklayıp camlannı bulmaya çalışırdı. 1970'de bir gazetede Rusya'da Dr. Slava Fyodorov adlı bir doktorun miyopluğu gözün komeasına çentikler atıp düzelttiğıni duyduğunda içi hoplamıştı: Dr. Slava Fyodorov, bir kavga sonunda gözlerine camlar batmış bir gencin mlyopunun, bu camları çekip çıkardığında geçtiğıni görerek uzaktan görememe durumunun göze camcı elmasıyla çentik atarak düzeltilebileceğini kavramış ve bu yöntemle birçok vatandaşın gönme yetmezliğini gldermiş ya da hafifletmiştl. Bu konudaki şöhreti Karadenız'i aşıp sahillerimize vurduğunda Irfan Tamyol, gerekli parayı birıktirebılseydi Rusya'ya gidip gözünü çizdirecek ılk Türk genci olacaktı; Allahtan o sıralarda bütçesi elvermedi de Fyodorov'un pek çok mutlu sonuca kavuşamayan ya da illeti geri tepen vakalardan biri olmadı. Irfan Tamyol'un aradığını bulması için tam onbeş yılın daha geçmesi gerekli: Bu zaman Içinde Amerikalı göz uzmanları ve Almanlar Fyodorov'un yöntemini daha ince elektronik ölçü ve kesi aletlerinin kullanılması yoluyla geliştirerek olumsuzluğa yol açması olasılığı azalmış yöntemler buldular Radyal Keratototomi'nin çağdaş turleri, lazerin de kullanılması ile firesi çok düşük çözümlere yol açmaya başladığını öğrendığinde Irfan aradığına sonuçta kavuşacağını anladı. Bu yılbaşında gidıp Dr. Sinan Göker'e gözünü ekzimer lazerie düzelttirince gözlüğe olan bagımlılığından kurtuldu. Lourdes şehrinde, Hazreti Meryem'in görüldüğü söylenen yert • ziyaret ettikten sonra değneklerinı bırakıp ' • ' yürüyen sakatlar gibı sevinçten kabına sığamıyordu: O gün, gözleri bandajlı eve Giinnur Savran "Feminizm "i anlatacak... Arslan Başer Kafaoğlu da ders verecek... dınının entelektüel açıdanbütünOrtodoğu halklan içindeliderlikyapabilecekbirikime sahip olduğunu söyleyebiliriz. Fakatyabancılaşmadan kurtulamadıklan için bölgelerine karşı sorumlu davranamıyor ve sorgulayıcı olamıyorlar. Diyelim sorguladı, sonunda hangi kimliği edinebilir? Bugünden Avrupa Merkezci kimliği çıkarıp şöyle bir kimlik kullanacak demek yanlıştır ama bugünden bu tartışmalann başlatılması, en azından solun bir Avrupa Birliği konusundanedüşündüğününbelirlenmesi, Avrupa merkezci yabancılaşmanın karşısında bölge merkezli kimliğe sahip olunması gerekiyor. Şimdi bir de Avrasyacılık var, bu tezdeyanlışlıklariçeriyorvetamamiyleBatı'nın edinmiş olduğu bilimsel gelişmelere yaslanıyor. Islami çevreler ise Batı merkezci karşı duruşlarını tamamiyle Batı'nın değerlerinireddederbirkonumdasürdürüyorlar. Kısacası.içiçegeçmişkimliklerkarmaşası var ve bu anlamda bütün tehlikeleri de gözardıetmeden bir Batı merkezci sorgulamanın önemli olduğunu düşünüyoruz... Herhalde Özgiir İJniversite kurulduğundan bu yana bu tartışma yapılıyor. Hangi noktaya varılabildi? Tabii ki say ılar hiçbir anlam ifade etmiyor fakat özgür Üni versite olarak dört bin baskı yaptığımız Forum, hemen tükeniyor. lkinci döneme Ortadoğu'nun devamı olarak oryantalizm dersini koymayı düşünüyoruz ve buna ilgi var. Bu da belli bir çevrenin buna hazır olduğunu gösteriyor.Toplumlaryeniliklere her zaman top yekün hazır olmazlar, belli bir çevredenbaşlarvebutoplumun diğer kesimlerine de yavaş yavaş yayılır. Ana hedef, küreselleşme ve glohalleşmeye ayak direyen bir bölgeselcilik ve biraz kendimize bakma bilgisini geliştirme mi? Evet,aslında özgür Üniversite'ninçıkışı küreselleşmeyle çok yakın ilişkide. Neden Özgür Üniversite, altmışlı, yetmişli yıllarda değil de doksanlı yıllardaortaya çıktı? Küreselleşme dalgasıheryanımetalaştırdı, bilimsel çalışma da bundan payını aldı. Özgür Üniversite böyle bir etik kaygı da taşıyarak çahşmalannı ortaya koydu. Vurgulamakgerekir ki biz tam bağımsız bir üniversiteyiz. Bağımsızlıkfinanslasağlanmazmı? Tabii ki. Tam bağımsızlık derken bizim herhangi bir ekonomik kurumla, siyasi odakla hiçbir ilişkimiz yok. En temel kaynaklanmızdan birisi, öğrencilerimizden kayıtta aldığımız ücretlcr ve aidatlar. tkinci kaynağımız ise yayınlanmızın getirdikleri. Bu gelirlerle ayakta duruyoruz ve şu ana kadar daciddi mali sıkıntı yaşamadık. AJdat ve kayıt ücreti nedir? Altımilyonkayıtparasıileayda ikimilyon liraaidatalınıyor... ^ özgür Üniversite telefonu: (0212)2435481 dönerken kendine refakat eden arkadaşı Receb'e "Ulan dörtgözl" diye takıldı. Irfan Tamyol artık gözlük kullanmıyor, "dörtgöz" değil! Ama yine dertli: Geçen gün araba kullanırken kendisini çeviren trafik polisi, "Ehlıyetinizde gözlüklü" yazıyor; buna rağmen hangi cesaretle gözlüksüz yapmaya kalkıyorsunuz bu işi?" diyerek bastırdı cezayı. Aynı sorun yurtdışına seyahata giderken de dert olmuştu: Heathrow Havaalanı'ndaki pasâport polisi, gözlüksüz hali ile pasaportundaki daha genç ve gözlüklü görüntüsünü bir türlü bağdaştıramadığından, amirine danışmak zorunda kalmış, Irfan da bu yüzden uçağındaki tüm yolcular çıktıktan sonra bir saat daha havaalanında beklemlşti. Buna benzeyen bir karmaşa da Bişkek'te gerçekleşınce Irfan önce Dr. Sinan Göker'den alınmış ve yeminli tercüman tarafından dört dile çevrilerek noter tarafından tasdik edilmiş bir ameliyat ve göz muayene raporu taşımaya başlamış ancak bu rapor, aynı zamanda Türkiye'den gelen kınmızı pasaportlara bile inançlarını yitiren çeşitli ülkelerin gümnjk görevlilerince kuşkuyla karşılanmaya başlayınca, çareyi yanında düz cam takılmış bir çift gözlük camı taşımakta bulmuştu. Irfan Tamyol'un iki gözü de artık hamdolsun Ay'daki düzlükleri, tepeleri bile rahat görüyor ama yine de yaşamının yarısından çoğunu dörtgözlü olarak sürdürmek zorunda: Vazifesi gereğı resmi dairelere her gün girip çıkarken ve'sık sık yabancı ülkelere gittiğinde gümrükleri aşarken düzcamlı, bir de yakından bir şeye bakması ve okuması gerektiğinde de yaşı gereği doğal olarak hıpermetropluğunu düzeltecek gözlükler takınıyor...^ Mete Tunçay dt