Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 ş» VVarhol'un(19271987)"Blue"(1968) filmindc, bircinsel ilişkiyi olduğu gibi verdiğini yazıyor. Kurowski'ye göre, Warhol bunu, pornografik filmlerdeki cinsel ilişkinin insanlık dışı olduğunu göstcrmek için yapmış. Gerçek hayattaki kadınerkek ilişkisinin bir sevgi, cğilim vc bcğenme sonucu olduğunu kamtlamakistemiş.Tarih.yine '68... Bu arada, ABD'li film şirketlerinin 1934'teuygulamayabaşladığısansürkuralları (ProductionCodc) 1968yılındakaldınlmış, yerine, bir filmi hangi yaş grubunun izleycbileceğinekararveren"MotionPicture Rating System" getirilmişti. Toplumsal değişiklikle ve ABD Anayasa Mahkemesi'nin verdiğiçeşitlikararlarnedeniylezatenhükmü kalmayan bu "Production Code" kuralları, filmin dağıtımını engelleyebildiği için, bir zamanlar yönetmen ve yapımcılann cn korkulurüyasıydı. Bunagöre, siyahlabeyaz ırklardan ikı kışi arasındaki seks ilişkisı, dağınık yatak odası, aşırı ve şehvetli öpüşme, şeh vetli kucaklaşma, müstehcen tavırlar, küfür, din adamlarının komik ve alçak kişıler olarak gösterilmcsi gibi aykırışeyler filmlerdeyeralmazdı. Nevarki,özellikle 1960'larda TV'nin yaygınlık kazanması, siyah ABD'lilerin isyanı vc Vietnam Savaşı nedeniyledevletevekurumlarınaduyulangüvenin sarsılması ve daha başka pek çok gelişme, "Production Code" kurallarını uygulanamazhalegetirmişti. Evet, şimdi "kadın ne zaman üste çıktr?" sorusunu, şu şekilde yeniden sorabiliriz: Kadın, erkeğin zevk ve egemenlik nesnesi olmaktan ne zaman çıkıp, eşitlik kazanmaya başladı? 1968buaçıdanbirdönümnoktası. CUMHURİYET DERGİ savaşımcıydı. Alan J. Pakula 1971 'de yönettiği "Fahişe" (Klute) fılminde, sıncma tarihinde ilk kez, cinsel ilişkiyi sadece dramatik yapının önemli bir parçası, öyküyü ilerletici ve geliştirici temel bir unsur olarak kullanmakla kalmamış,bundan bir karakterçızmcyolu olarak da mükemmel biçimde yararlanmıştı: üenç fahişe Bree(Jane Fonda) müşterileriyle yatarken, bir yandan zcvk alıyormuş gibi yapıyor, diğeryandan gızlıce saatıne göz atıyordu. Daha sonra, dedektif Klute ile yakınlaştıklarında, bundan gerçcktcn zevk alacaktı. Yaşadığı hayattan hoşnutsuz, insanlara ve kendine güvensiz Bree'nin, bir erkekle içtenlikli bir yakınlık kurmayı başarması, önemli bir gelişmeydi. Filmin özgün adı "Klute", Donald Sutherland'in canlandırdığı dedektif John Klute'dan geldiğı halde, daha çok, Bree karakteri üzerinde duruluyordu. Genç kadının toplumsal ve ruhsal sorunlannı aşmak ve kendini gerçekleştirmck için verdiği uğraş, filmdeki suç öyküsünden daha heyccan vericiydi. Şiirsel bir sevişme sahnesi Fonda, tabulan y ıka y ıka yol una devam etti, ancak üste çıkan ilk kadın oyuncu Faye Dunavvay oldu. 1975 yılındaçekilen "Akbabanın Üç Ciünü" filminde Robert Redford ile şiirsel bir sevişme sahnesi vardı. Burada, yönetmen Sydney Pollack, Pakula gibi, sevişmeyi dramatik bir unsur olarak başanlı biçimde dcğerlendirmışti: Rastlanh sonucu bir araya gelen Joe (Redford) ve Kathy' nin arasındabir yakınlık doğacak,Joe ile birlikte izley icide kadının çekipduvaraastığıkasvetli fotoğraflardan, onun ne kadar yalnız ve arayış içinde olduğunu sezecekti. Işte, bu fotoğrafların ve kadının yüz çckimlerinin birlikte kurgulanmasıy laoluşturulan sevişme sahnesi, çıplaklığaveyailişki an latan doğrudan bir görüntüye yer vermediği halde, müthiş bir erotizmyansıtıyordu. Sevişme süreci içinde kadın, sanki iç düny asındabir hcsaplaşma yaşıyor, yalnızlığı ve sorunlanylayüzleşiyordu. Dunaway ve Fonda rüzgârı 1970yapımı "Küçük Dev Adam" (LitUe Big Man) yine Arthur Penn 'in yönettiği bir filmdi ve bu kez Faye Dunavvay ve Dustin Hoffmann'ı bir araya getirmekteydi. "Aşk Mevsimi"ndekibaştançıkarmaoyunu tekrarediliyordu. üenç Jack'in (Dustin Hoffmann), bayan Pendrake' in (Dunavvay) sevişme girişimlerinden kurtulmaya çalışması, filmin en komik anlan arasında yer alıyordu. Faye Dunavvay ve Jane Fonda, 1970'lerboyunca ataklanna devam ettiler. 1937 doğumlu Fonda, bir zamanlar sadece filmlerinde değil, gerçek hayaünda gözü pek bir kadındi. Irkçıhğa, VietnamSavaşı'nakarşıçıkması, o dönem için oldukça yürekli bir tavırdı. 1973AraplsrailSavaşı'ndalsrail'intarafını tutması eleştirildiyse de, üzerindc fazla durulmadı. 1965'te "Kanunsuz Silahşör" (Cat Ballou) ile yakaladığı uluslararası ünün hakkınıtamanlamıylaverdiğisöylenebilir. "Atlan da Vururlar" (They Shoot Horses, Don'tthey?, 1969), "Fahişe" (Klute, 1971), Yatakta üste çıkan ilk oyuncu Faye Dunatvay'dL. "Julia" ('77), "Eve Dönüş" (Coming Home, '78)ve"DünyanınKaderi"(ChinaSyndrome, '79)hepdöneminruhunuyansıtansimgesel yapımlar olmuştu. 1980'li yıllarda seyrekleşen filmleri, ne yazık ki hiçbir zaman öncekilerin düzeyine ulaşamadı. 1980'lerin ilk y arısında çok satan kitaplar ve vidco kasetlerle aerobik akımının öncülüğünü yaptıktansonra, ABD'ninmedyaimparatorlarından Ted Turner ile evlenerek, sinemadan iyiceuzaklaştı. 1941 doğumlu Faye Dunaway, Jane Fonda gibi siyasal bir kişilikdeğildi.Özelhayatını da medyaya pek yansıtmadı. Ti y atro eğitimi görmüş, '67'de "The Happenning" (Asiler Beldesi) ile sinemaya girmişti. Aynı yıl "Bonnie ve Clyde" ile dünya çapında ünlendi. "Küçük Dev Adam"('70),"Çin Mahallesi" (Chinatown, '74), "Akbabanın Üç Günü" (Three Days of the Condor, '75) ve "Şebeke"(Network, '76) gibi '70'lerinönemli ABD yapımlarında rol aldı. 1980'lerdeki çalışmalanbunlar kadar önemli olamadı.ancak o, Jane Fonda'dan farklı olarak sinemada,TVyapımlannda görünmeye devam etti. Vs kadın üstte... Paddy Chayefsky'nin yazdığı ve Sidney Lumet'in yönettiği "Şebeke" (Netvvork, 1976), çağdaş sinemanın kJasiklcri arasında yeralıyor. ABD'nin özel TV kanallarını kıyasıyacleştiren, son dcrece yürekli vc çevrildiği dönemın hayli ılensinde olan filmde, kadın sonunda erkeğin üstünc çıkmıştı: En az erkek meslektaşlan kadar hırsl ı ve gaddar yapımcıDiana(Faye Dunavvay ),yüksekratingli programlar yaparkcn, bir yandan da "yatağa erkek atmak"tan geri kalmıyordu. Olgun yaşlarda, evli bir yapımcı olan Max Erkefcler kadar hırslı 1970'li yıllarda Faye Dunavvay ve Jane Fonda, her bakımdan eşitlik peşindeki çağdaş Amerikan kadınının ABD sinemasındaki en iyi iki temsilcisiydi. Onlann canlandırdığı kadınlar, erkek ler kadar hırslı, güçlü ve Kathnlart kestuneyapan film: Gigi Faye Dunuway, "Akbabamn Üç Gunü", 197$. Oşkima'nm iki yıl yasaklı kalanfilmL.