Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET DERGİ Kontes son nefesini verdi ÖZCAN ÖZMAN onbaharın yaprak dökümündc, hayat ağacının dallarından bir opera sanatçısı, Belkıs Aran koptu, sonsuzluğa savruldu. Belkıs Aran, Cumhuriyet devrimlcrinın coşkuyla yaşandığı döncmlerin ilk opera sanatçılanndandı. 1911 yılındalstanbul'dadoğansanatçı.St. BenoitFransızOrtaokulu'ndan sonra tstanbul Belediyesi Konservatuvarf nadevametti. M. Roscnthal ilc şan derslefine başladı. Konservatuvardan sonra Ankara'ya yerleşen sanatçı, özel şan eğitimine devam etti. Üstün yeteneği ve tekniği dikkat çekti. Ankara Devlet Konservatuvarf nın kurucuları arasında bulunan ve 1940 yılında konservatuvarın opera bölümünün açılışında emeği geçen dünyaca ünlü Prof. Carl Ebert'in önerisiyle 1946 yılında sahnelenen Verdi'nin "MaskeliBalo"opcrasındabaşrol"Amelia" ile ilk Türk kadın opera sanatçıları arasında ycrinialdı. Opera'dakiçalışmalarına devam ederken bir yandan da yine dünyaca ünlü şan öğretmeni ArancioL'ombardiiletekniğinigeliştirdi. Onun en değerli öğrencilerinden biri oldu. 1946 yılında ilk kez"Amelia" rolüylc başlayan sanat yaşamını 40 yıla yakın Türk Operası'nınprimadonnasıolaraksürdürdü. (Primadonna dıyorum, ama bir yandan da bu sözcükten kaçınıyorum. Çünkü, son zamanlarda, primadonna ve divanitelemeleri gelişigü/el kullanılarak öylesinc aşındmldı ki yanlıalgılanabileceğikaygısınıtaşıyorum.) "Aida", "ll Trovatore", "Turandot", "Konsolos", "Medium", "La Traviata", "Maça Kı zı", "Tiefland" ve "Cavallena Rustica na" gibi operalarda aldığı rollerle yerı doldurulmayacakendersanatçılardan olduğunu kanıtladı. Adnan Saygun'un "Kerem", Ncvil Kodallı'nın "Gılgameş" operalan ilc yine Adnan Saygun'un "Yunus Emre' ve Nevit Kodallı 'nın "Atatürk" (*) oratoryolarının ilk seslendirilişlerinde söyledi. Belkıs Aran,yurtdışındaMünihMüzik Akademisi'nde Prof. Altmann, Annelise Kupper ve Milano Konservatuvarı'nda Campo Galliano ile mesleki çalışmalannı gelıştirdı. Münih Operası'nda "Tosca", Belgrat, Zagreb ve Sarayevo operalarında da "Maskeli Balo", "Cavalleria Rusticana", "La Bohem"deki yorumlarıyla elde ettiği başarılarövgüylekarşılandı.olumlueleştirileralarakülkesininonurlubirtemsilcisi oldu. Yurtıçınde ve yurtdışında opera temsıllerininyanısırakonserve resitallerde verdi. Ankara Devlet Operası 'nda "ll Travatore" ile opera sanatçılığını noktalayan Belkıs Aran, lstanbul'agelerekönce Şehir Operasfnda, sonra da Devlet Operası 'nda şan pedagogu olarak pek çok ögrencı yetiştirdi. Belkıs Aran, sanatıyla, aynca sanatçıların örnek aldığı kişiliğiyle unutulmaz bir isimdir. Çok konuşmadan, iki üç cümle ile söylemek, anlatmak istediğini öylesine güzel vurgulardı ki, zaman geçse de ilettiği düşünceyi unutmak asla mümkün olmazdı. Gülery üzlü, neşeli, canlı, sevecen ve ilgilı birınsandı.Sanatçınınhırçınlıklannı,hırslarını, kıskançlıklarını, küskünlüklerini esprili sözcükleriyle dağıtır, iy imserlik aşılayıpsıkıntısınıgidenrdi. Doğa vergisı güzel sesi, başkabirgüzelseslekıskançlıkdüzeyindeyarıştırmanınkişiyezararvereceğini vurgular, ancak diğerinden daha önc geçmek için üstünlük elde etmenın gcrektığini söylerdi. Bu üstünlüğün de, en ıyi söylemek, yorumlamak ve oynamakla gerçekleşebileceğineinanır.öğrencilerini deınandırmayaçalışırdı. AKM'de yapılan törcnde konuşan oğlu Pınar Aran, Muhsin Rrtuğrul ile Belkıs Aran arasındakı bir konuşmayı nakletti. Muhsin Krtuğrul,birgünona opera sanatçısı olanıayacağını söylemiş. Belkıs Arankaygılanarakhocasına, ne gibi bir yanl ışı olduğunu sormuş. Muhsin Hoca ona, "Çünkü sen dedikoduyapmıyorsun,hile, desise.kıskançlıklaortahğıkanştırmıyorsun"diyegeneltabloyuçizerekşakayapmış. Muhsin Iirtuğrul,odeneyimlisahneadamı, sahne sanatçılarının içindekı fırtınaları, başarmak, öne geçmek, tek isim olmak için taşıdıklan hırsı, yüreklerini korgibi yakan kıskançhğı kimbilirneleryaşayarak öğrennıişti. Biliyordu... Elbette amacı Belkıs Aran'a butar/bir sanatçı olmayı önermek degıldı. Evet, Belkıs Hoca'mız bızlere de, yani öğrencilerine de inandığı değerleri aşı lamaya çal ı şı rdı. Her sanatçıda var olan en üstün olma çabasının, sadece çalışarak elde edileccğine inanırdı. Sahne üzerındc, kuliste, sahne gerisındenasıl davranılması gerektjğini uzun uzun anlatmaz, buna kendisi örnek oluryada esprili sözcüklerlckonuşmalan arasına serpiştirdiği anılarla içımize sindirirdi. Herzaman bakımlı bırhanımefcndiydi.Şöylcdcrdi: "Sahne veorkestralıprovalara girerken kendinize cn çok yakıştırdığınız, içinde kendinizi rahat hissettiğiniz kıyafetinizi seçiniz. Yalnız müzığe hazır olmak yetmez, kendinizden emin olmanız,