29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 HAZİRAN 1997. SAYI 585 Amagençligininaldmşsızlığıveküstahlığiyla babasının oynadığı oyunu reddediyor ve babasını ne kadar çok sevdiğini söylememekte, uzlaşmamakta direniyor. Yaşlı baba olgun davranamıyor." Cordelia karakteri mutadın aksine bu oyunda daha sert olarak mı yorumlanıyor? "Evet. Genelde genç kadın kahramanlann feminin ve ruhsuz olarak sun ulduğunu görüyoruz. Zay ı f ve itaatkârdavranıyorlardıkadınhaklanalınıncaya kadar. Oysa bizim Cordeliamız Fransa'ya kraliçe gidiyor evlenip.Amalngiltere'yekralıyanınaalmadangeliyor.Cordelia'nınzayıflığı oyun ilerledikçe yerini güçlülüğc bırakıyor. Tıpkı gerçek hayatta ebeveynlerimizeyaş.lılıklarındabakmasırasının bizegelmesigibi." Kral Lear'ın bu yorumu devletin çözülmesindençok,birailetrajedisiniişlemiyormu? "Evet.Günümüzdelngilizkraliyet ailesi artık bir medya şamatasi haline geldiğiiçinbirkralınçöküşüeski kadar rahatsızedicigelmiyor." Duff için "Kral Lear bir lspanyol trajedisi" lezzctinde. "Her ş.cy onur sorunu. Hayat memat meselesi oluyor her şey. Duygusal olarak çok geniij bir alandaat oynatabiliyorsunuz." Bu oyundan bir aktör olarak ne alıyorsunuz? Terapi gibi mi? " Insanlarbiröykü anlatmak için rol yaparlar. Aktörlügü tcrapi gibi kullanmak kötü aktörl ük. O zaman kendimiz için rol yapmışoluyorsunuz." 15 PAZARIN PENCERESINDEN "Denize düşen..." teorisi SELÇUK EREZ U L'fak tefek dev aktör lan Holm. KING LEAR: IAN HOLM New York Times'a göre lan Holm asrın King Lear'ını oynuyor. Aya Irini'deki seyirci de aynı kanıdaydı, lisanın Ingilizce, dizelerin Shakespeare'ca olmasına rağmen. lan Holm, oyun sırasında Kral Lear olduğunu söylüyor. O kadar ki Shakespeare'ın kendisine verdiği 45 dakikalık dlnlenme süresini bile rolünden çıkmadan sahne kenarına ilişerek geçiriyor. lan Holm, ABD'deki Marlon Brando tara "metod aktörü" ekolünü benimsemediğini anlatırken Ince bir tebessüm yayılıyor yüzüne. Holm'a göre Kral Lear karmaşık bir rol değil. Çünkü kralın deliliği gerçek. Deliymlş gibi değil, deli olarak davranmak yetiyor rolün inandırıcı olmasına. Sahte tevazuya başvurmadan. 66 yaşındaki bu ufak tefek devı hayranlıkla izleyenler onun aktörlük büyüsüne tanık oldular.^ miş lstanbul'a. Canlandırdığı karakter, Kral Lear'la ilişkisini ancak güzelliğini kullanarak bir ölçüde düzgün tutabiliyor. Babanın cn küçük kızını en çok sevmesi Regan'ı da sonuna kadar incitmeye devam ediyor. Goneril'inkocası, Lear gibi onu bir kenaraatmıştı. Regan'ınki ise güzelliği yerine parasından yararlanmak içinpeşinde. Redman'a göre kraliyet ailesine girmeyi düşleyenler için Prenses Margaret ney se Regan da o. Regan niye bu kadar acımasız? "Sevgiye susamıştı. Ayakta kalabilmek, kendi iktidarını kurabilmek için önce babasını sonra kocasını güzelliğiylemanipüle ediyor. Insanlarkötüdavranıyorlarsabunun herzamanbirnedeni var. Bunuvurgulamaya özel olarak itina ettik. Yoksa Regan baştan sona kötii ruhlu olurdu. Oyunu da çok sıkıcı halegetirirdi.GloucestcrDükü'nüngözlerini çıkarttı ama o dönemde bu barbarca bir davranışdeğildi.Buvatanhainlcrineuygulanan sıradan bir cezaydı. Tıpkı Suudi Arabistan'dahırsızlıkyapankişininkolununkesilmesininolağankarşılanmasıgibi. Regan da Edmund'un cazibcsinckapılıyor." Plç Edmund: Finbar Lynch Oyunun "kötüadamı" Edmund rolünü oynayan Finbar Lynch topluluğun en rahatanlaşılan tngilizcesinikonuşuyordu. 17 yıllık aktörlük hayaf.nın son 5 yılını Ulusal Kraliyet Tiyatrosu'nda geçirenlrlandaasıllı Edmund bunu şöy le açıkladı:" Shakespeare 16. yüzyılda kulağa günümüzdeki Amerikalılar veya lrlandalılar'ın gibi geliyordu. " R "leri daha kuvvctle telaffuz ediyorlardı. Türkçcnin sesi de aynı ahenkte. Ben de başlangıçta diğer aktörlerin ses ritmini turturmayaçalıştım. Amaeniyisiinsanınkendisi gibi olması. lngiltere'de lrlandalı iseniz bunun çok ciddi duygusal boyutları var. Sevginefretilişkisibu.TürklerveAlmanlargibi." Oyunun tüm aktörlerinin oynadıklan karakterleri sevdiğini gözlemliyoruz. En körüsünübileanlayışlakarşılıyorlar... zun bir süredir milletçe oturmuş bir rezaletin son perdesini seyrediyoruz: Gereğinden çok fazla sürmüş olan bu "son perde" de Cumhuriyetin temel ilkelerini yadsıyan köktendinci bir partı başı çekiyor, onde gelen üyeleri "tek başlarına iktidara geldiklerinde memlekette şeriatı egemen kılacaktarını" ilan ediyor ancak bu sözler fazla tepki çekince ve hukuki kovuşturmaya uğrayınca, partinin yöneticileri, "Bir üyenin dedıkleri bizi bağlamaz!" deyip derisini bırakıp gitmiş yılan ya da kuyruğunu terkeden kertenkele misali sıyrılıp kurtuluyorlar. Bu partinin üyeleri, Cumhuriyetimizin kurucusu olan ve bugün bağımsızlığımızı borçlu olduğumuz Atatürk'ten nefret ediyor, bunu yüz değışık yoldan açıklıyor, örneğin Atatürk'e hakaretten mahkum olmuş ve mahkumiyeti Yargıtayca onaylanmış birini tutup Laleli Camisi'ne başımam olarak atıyorlar. Bu parti, Türkıye'nin ulusal kimliğini yokedip yerine aslında Arap milliyetçiliğinin maskelenmişi olan ümmet kimliğini koymak amacı gürtüklerini açıklayan yandaşlarını ne eleştıriyor, ne yalanlıyor ne de kınıyor! Dış politıkada da köktendinci ve terörist barındıran Müsluman devlet ve uluslararası Örgütlerle işbırliğinı yeğlıyor. Bütün bu saydıklanmız nedeniyle Yargıtay Başsavcısı bu partinin kapatılması için Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştur ve partinın yöneticileri aynı nedenlerle "Güvenlık kavramının günümüzde bıçim ve içerik değiştirdiğini" kavramış olan ve bundan böyle "Anayasada öngörülen rejimin ıdamesını, devletin modemleşmesini, ulusun çağdaşlaşmasını engelleyebilecek sorunları tanımlamak ve çözumlenmelerine katkıda bulunma"nın görevleri arasında önemli bir yer tuttuğunu açıklayan Millı Güvenlik Kurulu tarafından şlddetle eleştirilmektedırler. Bu partinin kuçük ortagı, hemen son seçımlerden önce PKK'den tehlikeli bulduğu, bu parti ıle koalisyon yapmayı kendine yedirmış, toplantılarda hem Atatürkçü hem de dinci söylemlerle uyutabildiklerini uyutmaya, uyutamadıklarına yaranmaya çalışmıştır. Şimdi de "katiller" diye nitelediklerı BBP'lileri de koalisyona katıp bir RefahlıBBP'Iİ seçim ittifakıyla erken bir seçime gitmeye uğraşmaktadır. Partinin lideri, hakkında Meclis'e yollanmış ama koalisyon ortağı sayesinde örtbas edilmişdosyalann yarın öburgün yeniden Edgar: Rhys Piç Edmund'un dünya tatlısı ve iyisi meşrukardeşi Edgar'ı Paul Rhyscanlandınyor. Edgar Edmund'un tuzağına düşüyor ve hayatını kurtarmak için deli taklidi yapıyor. Çünkübabası Edgar'ınkendisini öldüreceğini sanıyor. Oysa Edgar bir kanncayı incitmeyecek kadar iyi kalpli. Oyunda ahlakı o temsil ediyor. Bir süre Aya lrini 'nin buz gibi mekânında çıplak vücudunu ancak kaplayan bir bezparçasıyla oynuyor. Tüm kötülüklerin üşürmekten ileri geldiğini düşünen seyirci üzülüyor.oöyledolaştıkça. "Edgar'ınçıplaklıği doğayadönüşü temsil ediyor. Hiçliğe soyunacakkiyenidoğmuş bir çocuk gibi yeniden hayatabaşlayabilsin." Babasının gözlerini oyuyorlar. Bu yumuşacık, filozof kılıklı adam öfke içinde bir an delirip babasına zarar vermek isteyen emir kulu bir uşağı hınçla bıçaklayarak öldürüyor. Edgar artık bir intikam meleği olmus, tur. Rhys karakteri böyle görmüyor: "Edgar, Kral Lear'ın manevi oğlu. Kral Lear'la ruhlannı değiş toku$ ediyorlar. Edgar, oinsanlara karanlıktançıkmaları için yol gösteren işık."^ En küçük kız Cordella: Duf f Kral Lear'ın gözbebeği Cordeliarolünü 26 yaşındaki AnneMarie Duff oynuyor. Yalnızca dört y ıllık bir aktörlük deneyimiyle Ulusal Kraliyet Tiyatrosu'nda rol alabilmesine işaret edince bunun görülmedik birbaşan olmadığını söylüyor tevazuyla. Kral Lear üçüncü çocuğu da kız olunca artık evlat sevgisini onunla doyurmaya mı karar vermişti? "Öyle değil", diye itiraz ediyor Duff. "Kral Lear hiçbir zaman kız çocuk fikrine ısınmıyor. Oyunda Kraliçe'denhiç sözedilmiyor. Onun Cordelia çok küçükken öldüğünü tahmin ediyoruz. Baba o nedenle Cordelia ile daha sıkı fıkı bir ilisjki kuruyor. tkisi kafaca ve duygular olarak aynı hamurdan yoğrulmuşlar. Cordel ia da babasını çok seviyor. açılabileceklerinden korkmakta ve iktidardaki başarısızlığı nedeniyle uğradığı prestij kaybının sonuçlarından irkilmektedir. Bu tutum bırakın milleti, memleketikendileri açısından çok tehlikeli bir tutum değil midir? Ya partideki muhalifler çoğalsa, partinin tümünün ya da bir bölümünün denetimi elden kaçsa? Ya koalisyon yaptığı ortağı Anayasa Mahkemesi'nce kapatılsa? Ya bu tutumlar sonucunda pariamenter rejim tatile girse? Bazı deneyimli politikacılara (örneğin, Prof. Dr. Nurettin Sözen'e) sordum: "Ben bu partinin lideri olsam politıkayı bırakır kaçar, çok uzaklara giderdim!" diye cevap verenler çoğunluktaydı... Peki, dışardan ve soğukkanlı bakıldığında böyle usla bağdaşmaz gibi görülen bu yol nasıl, niçın seçilıyor? Cevabı, politik ve sosyal davranışları açıklamak için öğrenilmış olan "Prospect" teorisinde... Takeshi Shobuya'nın 1995'te yayımladığı bir örnekle açıklayalım: "1979 Kasımında Tahran'daki ABD Büyükelçiliği Iranlılarca ışgal edılip 53 memur esir alınınca ABD yönetımi ile Iran arasında doğrudan doğruya ve dolaylı temaslarla çözüm aranmış, bu temasların sonuç sağlamaması üzerine ABD'nin o zamanki Cumhurbaşkanı Carter, esırleri kurtarmak için başarısızlıkla sonuçlanan bir askeri kurtarma operasyonuna gırişmiştı. Bu gırışim sonucunda sekiz asker ölmüş ve hiç kimse kurtarılamamıştı... ABD Genelkurmay Başkanhğı, bunun çok riskli bir girişim olacağını, CIA de girişim başarılı olsa bile kurtarılmak istenenlerin yüzde 60'ının ölebileceğini açıkladığı halde Carter niçin bu operasyonu yaptırmıştı? "Prospect Teorısı"ne göre, insanlar "kaybetmektelerken daha büyük riskler alırlar". Çünkü bulundukları durum gözlerinde büyür, davranışlarını, "kazanıyor muyum yoksa kaybedıyor muyum?" sorusuna verdiklerl cevaba göre yönlendirirler. Bu amaçla giriştıkleri eylemlerin sağlayacağı kesin sonuçları abartır, bu eylemin yolaçması muhtemel kesin olmayan sonuçları ıse görmezlikten gelirler. Carter, kurtarma operasyonun arefesinde "kaybetmekteydi": Seçimler yaklaşıyordu, ABD halkının yüzde 80'i Amerika'nın kötü durumda olduğuna inanıyor ve vatandaşların yüzde 70'i cumhurbaşkanının değişmesi gerektiğini belirtiyordu.. Tahran'daki esirler daima gündemdeydi. CarterProspect ya da 'denize düşen..' Teorisine göre, bunların kurtarılmasının vatandaşlarının gözünden düşmesini engelleyeceğine, belki de artacak prestijı sonunda yeniden Cumhurbaşkanı seçileceğine Inanmaktaydı.. Bu eyleme izin verirken de 'Prospect Teorisi'nin tanımladığı eğilimler sonucunda bir girişimin riskinin, girişimin herhangi bir bölümü için hesaplanan riskin en olumsuzu olduğunu göremiyordu: Kurtanşta görevlendirilenlerin bekleneni yapma olasılıklan yüzde 99 olsa ama uçakların tekerleklerinin de bu sırada patlama olasılığı yüzde 55 olsa, bu operasyonun başarı şansı yüzde 99 değil, yüzde 45'tir! Sonuçta Bu, "Denize düşen...' Terosinin iyi açıkladığı usdışı tutum sonunda Carter'in yurdumdaki ve uluslararası arenadaki prestiji artmadı, tersine adamakıllı düştü: Teorı sadece insanlann bu gibi durumlarda nasıl yanılgılara düştüklerini açıklayabilıyor ama bu yanılgının sonunda başlarına gelebilecekleri yansttamıyor. Carter, sadece rezil oldu ve başkanhğı yitirdı.. Papaz daima pilav yemeyebılır ....ve yanılgı içinde bulunan başka kimseler daha olumsuz akibetlere uğrayabılirler!^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle