27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2 ŞUBAT IW7 SAYI 567 MADDE MADDE ADLIYE Adını vermeyen bir hakim, "Durun" diyor, "Ben sizln için sorunları maddeleştireyim.' Başlıyor maddeleri sıralamaya: • Bilhassa Istanbul'da, nüfus artış oranına ve sosyal olaylardaki artışa bakılırsa mahkeme sayısı adet olarak yeterli degil. Misal 1984 yılında, 11 tane Asliye Hukuk Mahkemesi var. Iş hacmi çok, iş hacmini karşılayacak mahkeme aded! az. • Tayinler, emeklllik, hastalık nedeniyle görevden ayrılan hakimlerin yerine bakacak, yedek hakimlik kurumu yok. Bu durumda başka işlerde görevli hakim, kendi görevinin üzerine başka mahkemelere de bakarak, bir de bu angaryaya katlanmaktadır. "Angarya" bu, özellikle belirtmek isterim. Bunun hukuk dilindeki anlamı: Bir kişiye zorla ve ücretsiz gördürülen iş. Anayasaya göre angarya yasaktır. hakim günde ne kadar davaya bakmalıdır, bunun araştırması yok. # Yargıç örnek bir kişi olmalı, yani görevini üstün niteliklerle yerine getirecek bu vasıfta bir insanın seçimine özen gösterilmeli, kaprıslı insanlar da maalesef var aramızda. Hakim ceza verecek, icabında idam, 10 yıl ağır hapis cezası verecek. Bu nedenle psikolojik durumlarının iyi olması lazım. (Araya giriyor bir hakim. Gülerek, "hatta bazı davalarda, yazıtura atıyoruz". Diğer hakimler de kahkahalarıyla ona eşlik ediyorlar.) Kaldığı yerden devam ediyor. "Kaç numarada kalmıştık? Altı. • Hukuk Fakültesi enflasyonuna son verilmeli. Hukuk Fakültesi mezunlan, tıpkı fakülteye asistan nasıl alınıyorsa en başanlı olanlar, hakim ve savcılığa kabul edilmeli. Hakimlerin özlük işleri, siyasi iktidardan uzak, tarafsız ve bağımsız bir kurul tarafından, Yargıtay üyeleri tarafından seçilmeli, cumhurbaşkanının onayına dahi sunulmadan teşekkül ettirilmelidir. • Hakim, davanın çözümünde bir matematik probleminin çözümü gibi hareket eder. Bu bakımdan yargıç olacak kimsenin, beyinsel yapısında fen bilgilerlne yatkın bir kişiliğe sahip olması gerekir. Hukukun, üniversite imtihanlarına girişte sosyal bilimler dalında bulunması yanlıştır. Bunlar ana sorunlar, bunun dışında maaşların durumu var. Bunların zaten düzelmesi lazım. Sosyal ihtiyaçların karşılanması lazım. Hakimler karar verecek. Kirayı nasıl ödeyeceğim ya da nasıl geçineceğim diye düşünmemesi lazım. Üzerine giydiği kıyafetin düzgün olması lazım. Çünkü o örnek bir insan konumunda. ^ rek şu gördüğün kitapların tümü şahsıma aittir." Böyle diyor, adınınyazılmasınıistemeycn hakim. Gerekçesi ise, "memurların konuşmasıyasak". Yine adlarının yazılmasını istemeyen hakimler, televizyon ve gazetelerde çıkan adliye haberlerinden yakınıyorlar: "Kimi televizyon programlarında, sanki adliye iyi çalışmıyor gibilerinden yayınlar yapılıyor. Buna yazılı basın da dahil. Bu, halkın adliyeye olan güvenini sarsıyor. Adl iyede işler yürümüyor diyorlar, yanlış. Misal, bir tebligatın bize ulaşması bir ayı buluyor. Biz PTT ve kolluk kuv vetleriy le çalışıyoruz. Onlar görevlerini tam olarak yerine getiriyorlarmı? Bunlası da sormak lazım." 12 mllyona iki çocuk mahkemesl Adliyeninişlcrini,zamanındahalletmek için bu konularda yctiştirilmesi düşünülen adli zabıtanın işleri, kolluk kuvvetleri tarafından yerine getiriliyor. Kadrolarınyetersizliğindcn, bunun getirdiği sorumluluktan yakınıyorlar: "Ycni mahkemelerin açılması lazım. Kadrolarda, Türkiye çapında epey açık var, bu doldurulamıyor.Mevcut kadro kapasitesi.zor durumda kalıyor ve daha fazla davaya bakıyor. Davalar gccikiyor ve zaman aşımına uğrayabiliyor." Çocuk Mahkcmelcri Hakimi ÜmranTan ise şunlan söylüyor: "Istanbul gibi 12 milyon nüfuslu bir şehirdc, iki tane çocuk mahkemesi var, bütün işlcre iki mahkeme bakıyor ve bu sayı nüfusa göre çok az. Davalara üç, altı ay gibi uzun bir süre veriliyor. Bu durumda işler aksıyor. Başka mahkemelerdeolsa, işler daha çabuk yapılır. Yurtdışında çalışan meslektaşlarımızın normal iş kapasitesi var. Binaları, çalıştıkları yerlcri, maaşları daha iyi.Birdedavalarkısa/arnandahalledilemediği için, adaleteolangüvcn sarsılıyor. Haftada üç gün duruşma yapıyoruz. Dosyaların çok olması nedeniyle, duruşma tarihini, yeni yılınikinciayınabileveriyoruz. Bana göre, Istanbul'un her ilçesine bir tane çocuk mahkemesi açılmalı. Mahkemelerinyetersizliği ve hakim kadrolarındaki yctersizlik konusunda, Adalet Bakanlığı'na defalarca yazdık ama bir sonuç çıkmadı." tşindentatalmadığını,idealindcki çocuk mahkemesi hakimliğini yapmadığını söylüyor Ümran Tan. "Genel mahkemelcrden farklı bir usul uygulamıyoruz çocuklara." diyor "Oysa ki, özel çocuk muhakemeleri usulü kanunu yapılmalı. Biz ne yapıyoruz çocuğa, sen suç işledin, cezanı çekeceksin yani ödetme sistemi uyguluyoruz. Sen suçlusun ama yaşın küçük olduğu için yasaya göre cezanı yanya indiriyoruz diyor. Çocuğu suç ortamından uzaklaştırıeı ya da gclcceği hakkındayönlendirici tedbirleralmıyoruz. Bu da beni rahatsız ediyor." Çocuk Hakimi Ümran Tan, maaşları yeterli bulmadığını, aldığı maaşın taksitlere gittiğinidesözlerineekliyor. Adalet Komisyonu Başkanı MustafaÇınarise şunlan söylüyor: "Kadro açığı var, kadro açığı iş yükünü arttınyor. Dava sayısı artıyor. Hakim mevcudu artmıyor. Bazı davaların adliyeden alınınası gerekiyor. tstanbul'da yeni atamalarla lojmansorunuortayaçıktı." Eskidenmilletvekilimaaşı, hakim maaşınagöreayarlanırmış. Adliyenin mevcut kurumlar içinde en iyi çalışan ve hizmet veren bir kurum olduğunu, hakimlerin ortalama iş kapasitesinin iizcrinde çalıştığını söy leyen Çınar, "Son dönemlerde yapılan çalışmalarla, bir hakimin eline ayda 87 milyon lirageçiyor. Daha iyi olması arzuediliramayinedeiyisayılır"diyor. Adliye koridorlannda şimdi ugultular yok. Avluyabakangözlerdeyok. Duruşma salonlarında artık nc daktilo sesleri ne de insanlar var. Adliye'de bir sessizlik... Yarınki duruşmalar başlayıncaya kadar. ^ • Türk adli tarihlnde, gerçek anlamda verimlilik nasıl artırılır diye eli yüzü düzgün bir araştırma yapılmamıştır. Bunun yapılması gerekiyor. 'Adliye nasıl verimli çalışılır' diye bir araştırma yok. Bir Çocuk mahkemesi duruşma salonunun kapısu.. On beş yaşında sevdiği adama, kocasına kaçmış evlenmişler. Yaşı küçük olduğu için babasının nzası gerekmiş. Şimdi ise, küçük yaştaevlendiğinebinpişman. Kendi kendinc sorar gibi, "Insan çocuk yaşta cvlcnir mi?" diye söyleniyor. Dalgın dalgın başını sallıyor,"Allahın Cezası 'nısevmiştim. Ama sevınek karın doyurmuyor. Bana hep çile çektirdi." Avukatı yok. Mübaşır adını sesleniyor. Adını duyan kadın hızla kalkıyor, oturdugu yerden. Duruşma salonundan içeri giriyor. Birtürlünereyekoyacağmıbilnıediğielleri, nerede durması gerektiğini bilmeyen ayaklan, şaşkın tavırlan, sorulsun da anlatsın diye bckleyengözleri... Mübaşir, duruşma salonunda kadının duracağı yeri gösteriyor. Hakim mübaşire soruyor: Davalı gelmedi mi? Kadın, mübasjirin yerine cevapveriyor: Gelmedi, gelmez o. Kadının sesıni duyan hakim, bir ara gömüldüğü dosyalardan başını kaldınp kadını inceliyor. Birkaç saniye sürüyorbu incelerne, sonra yine dosyaya dönüyor: Şahit getireceksin. Gereği düşünüldü. Duruşmanın.... tarihine ertelenmesine karar verildi. Katip yazıyor. Sadeee daktilonun sesi ve hakimin basmakalıp cümleleri dolduruyor odanıniçini. Kadın, kendisine bir şey sorulacak da anlatacak dıyc bekliyor. (iözlcrini odanın içınde dolaştırıphakime bakıyor. Yüzünde şaşkın bir ifade. Belli ki neler diyeeeğini tasarlıyor. Ama hakim bir şey sormuyor. Dosyanın kapağı kapanıyor. Mübaşir kapının girişinden başını uzatıp, başka bir dosyadaki isimlcri çağırıyor. Avukatlariçeri gircrkcn,mübaşir, kadına çıkması gerektiğini söylüyor. Eline sıkıştırılan küçük bir kâğıl parçasına yeni duruşmanın tarihi ve saatini yazıyor. "Bana bir şey sormadı, bana bir şey sormadi" diye mübaşire anlatmaya başlıyor, "Adam her gün silahla kapıma dayanıyor. Benim 17 yaşında bir kardeşim var. Delikanlı o da. Çok sinirli bir şey yapacak diye korkuyorum. 'Nikâhlı karım' diyor, 'gelirim' diyor. Niyeboşamadı hakim beni." Mübaşir: tki tane şahit getireceksin. Kadın: Nereden bulurum ben şahitleri. Akrabalardan getir iki tane, diye yanıtlıyor mübaşir. Kadın, "Annem olur mu? Bir de teyzem. iki tane. Niye boşamadı kurtarmadı bu adamdan beni" diye hayıflanahayıflanakoridoruterk ediyor. En erken 09.00'da başlayan duruşmalar I3.3()'akadarsürüyor. Günün son duruşması da bitti. Mübaşir duruşma listcsini kaldırıyor. Hakim odasına çekiliyor. Tost yaptırmış, fincanda çayı ve tabağında altışeker... "Oğle yemcğim" diyor. BaşlıyorbiraniMnı anlatmaya: "88 senesinde, Anadolu'da hakimlik yapıyorunı. Yurtdışındanbirmeslektaşımız, misafirolarak geldi. Gezdirdiler. Mahkemeye dc uğradı. Dosy alar şimdi olduğu gibi bu kadar iyi değildi.Dahahırpani bir görünüşleri vardı. Bu senenin dosyalarına tnı bakıyorsun?diyesordu. Hayırdiyeyanıtladım. Bunlar yann bakacağım dosyalar. Tam 47 dosya. Adam şaşırdı,ağzı açık kaldı. Onlar günde, bir iki dosyaya bakıyorlarmış." Telefonçalıyor. Karşısındakine.odasının ve kitaplarının dağınıklığından, zamanbulursa düzelteceğinden söz ediyor. Odasına gerekenleri sıralıyor... "Ben devlet için çabalıyorum ama cübbem dahil dağınık duran kitaplan işaretede îe$on dakikada karara baglanmak zorundaki dosyalardan birine bakılırken. Ya ertelenecek ya bitecek....
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle