Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURtYETDERGİ F+ kendisini koruması yani sağır topluma "birey"kalarakbaşkaldırması. Adorno'nun, "Böyle toplumlardabireykatı bir yalnızlığı yeğlemck zorunda" görüşüne koşulsuz katılması... Mallarme yalnızliğına çekilmiş, böyle yaşamıştı, sonunda da Fransızlar'ın gösterebilecekleritekşair olarak kalmıştı. Şaironaylanmayı mı bekliyor? Berk: Yapmak istediğini hölüşmek istiyorsun elbet. Daha önce de söyledim: Ben hiç onay beklemeden, yazdıklanmın toplumun büyük kesimı tarafındun onaylanıp onaylanmayacagını düşünmeden yazdım. Asılyazmak istediğini neyse onuyazdım. Hevesetmedim lamnmaya. Benim okurum bin kişidir, o bunayeter, ben o bin kişiyle mutluyum. Hani özney i ve nesneyi yitirmekten sözetmişti ya tlhan Berk, sanatçı dabuyabancılaşmadan payına düşeni almamış mıydı? Almıştı. Toplumla beraber o da öznesiz ve nesnesiz kalmıştı. Ama kimi şairler, bu körlüğü, buçamurufarketmişti. Ahmet Haşim'idüşünmeliydi mesela... Nasıl birsjairdi? Berk: Ahmet Haşim 'ebaktığımdaonunla puylaşacağım yıgınla neden buluyorum. Önümde Ahmet Haşim olmasaydı belki de buna dayanamazdım. Ahmet Haşim umutsuzluğu hiçbir şairin yaşamadığı biçimde yaşamıştırbizde. Hâlâdayaşıyor. Dahailk şiirlerivleyalnızlığının, atılmışhgının. dışlanmışlıgının uyırdına varmıştır. Umudun degiladı, gölgesi bile görünmüyordur. Kendi ülkesinde birhayalet gibi dnlaşmıştır. Şiiri üç heş kişi dışında vok düşünülmüştür.... Bugün Ahmet Haşim 'e baktıgımızdaşiirinismırdışı suvaslarla kuzundıgını görüyoruz. Çağının şiiri neredevse ordan bukrnış, ona en doğnı kılıgıtiylebiçmiştir. Kendi ülkesinde şiiri bugün de yalnızlık savaşı vermektedir. Benim Ahmet Haşim 'lepaylaştıklarıının basında bu valnızlıkhep vardır. Vardır çünkü ben kendime Ahmet Haşim 7 ta baştan örnek birşair diye seçtim, bu bugün de böyle. Ahmet Haşim7biryana bırakırsak, benim kaynagıtn da sınırdışt alanlarda olmıtştur. Şiir, uçları görmeden, uçlarlasavaşa girmedenyazılmaz... Ahmet I Iaşim'i keşfetmck, birgeleneğin izini sürmek gibi birşcy miydi? I layır. Gelenek, her şairin kendisiydi. llhan Berk gelenekti. Yageleneği yani kendisini ta^ıyamayan şairler... Birçok!jair,çevresindeki insanlann şiirini scvmesiyle gönenecek kadar başlamak istiyordu. O yeri buraya taşımak istcycn şairler yok rnuydu? Vardı elbet, Sina Akyol, HaydarErgülen, Küçük Iskendcr... Yaşairvekadınlar? Berk: Şiirimegirmişlerdir. Çünkü her varlıga, nesneye nasıl bakıyorsam kadına da öyle hakmışımdır. Bir varlık olarak almış, onunla içli dışlıyaşamaya çahşmışımdır. Ve kadın benim şiirimde kalın bir çizgidir. Oturup da aşk üzerine şiir yazayım diyemem. Hep deneyimlerimin, yaşamlarımın kıyılarına sokulmak, oradan hareket etmek isterim. Ölüm... Yazıya uzak mı hâlâ? Berk: Hiçbilmiyorum. Ölümünolduguna da inanmıyorum. Elma.portakal, radyogibi herhangi hirsözcük. Büyüsüyokbende. Aslında büyülühir sözcükoldugunu biliyorum ama ben ona henüz bakamıyorum. Yani bende hiçbir ağırlıgı yok... llhan Berk'inbüyülüsÖ7.cüklerinelerdi?" Mesel a Ortaçağ'da yaşamak isterdim" diye başlıyordu anlatmaya. Neden? Berk: Çok şey var beni Ortaçağ 'a çeken. Bir defa organize değildi. hırakılmıştt. Bireyin kendi başına kalması vardı, herşey ortadaydı ve güdülmemişti. Şiirselhirçagdı. Düşünürleri Allahsorununualıp, onunla oynamışlardı. Kendilerinebirşeyistemişler veolmayan bir varlıgı, Allah 'ı yaratmışlardı, onunla beraberpekçok kavramı da... Çünkü istemişlerdi. Mistikhirçagdı, oraduşimdi. geçmiş, gelecek birlikte yaşıyordu ve onun içinde biryitiş vardı. Buyüzden seviyorum Ortaeag'/. Bu çağ... Liberalizm ve kapitalizmin büyük kitleleri ezdiği bir çağdı. Kafası bir saat gibikurulmuşmutsuzArnerikalı,güçlükilisesi ve ezilen sınıflann da sahip olduğu partileriyle komünizmın gelişmediği Avrupa. Yeni ideoloji, "altta kalanın canı çıksın"dı. Berk'e göre toplumlann insanı olabilmesi için sosyalizmdcn başka çıkaryol yok gibiydi. Hertoplum bifteği için devrim yapmak isterdi. Bifteği için devrim yapmıştoplum da, şiiri, resmi yani insanı yüceltecek şeyleri görürdü. Bizim içinse hâlâ "ekmek" vardı... (ielecek... Berk: Şiirin gelecegiyoktur: Dünü, bugünü vardır. Şiire illede bir gelecek düşünüyorsuk. bugünün dışında bir gelecek kuramayız ona. Şiirin gelecegi bugünün, şimdininsonsuzlugundadır. tyi bir şiirde bu her zaman Dün Dağlarda Dolaştım Evde Yoktum Güneş cebımde bir bulut peydahladı. Taş, kördür diye yazdım. ölüm, geleceksiz. Şeylerin yalnız adı var. Ve: 'Ad evdır.' (Kım söyledi bunu?) Dün dağlarda dolaştım, evde yoktum. Bir uçurum bize bakmıştı, uçurumun konuştuğu usumda. Buydu bizim kendinde sonsuz olanı duyduğumuz. Nesneler ki zamanda vardır. Terziler çıracısı Hermüsül Heramise'nın pöstekisi her bahar ayaklanırdı. Yağmur yağmamazlık edemez. Taş, düşmemezlik. Ne diyordum, dünyanın düşünceleri yoktur. Otların canı sıkılmaz. Kurşunkalem kendini ağaç sanır. Ufuk, hüthüt kuşu. Seni bilmem, bir söylene dönüşmek içindir dünya. Onun için başka bir son yok. Bir söylene dönüşmek, bir söylen olmak! Sonsuzluk dediğimız budur. Nerden başlasam yine oraya geliyorum. Ben gıdıyorum. Ölüme, o büyük tümceye, çalışacağım.^ "Dün Dağlarda Dolaştım Evde Yoktum" kitabından "budala"ydı. Çünkü onların istediği şiiri yazmıştı, onurıla ahbaplık kurmuştu. Ve bu şairınölümüydü... Şairinşiirıninsevilmesiniistemesibu kadar mışiireyabancı? Berk; Elbettebirşairin toplumda biryeri alması lazım ama o toplumun da biryeri olmalı. Tophım birşairigörmeli. Şiirbiruzda gelişmiş toplumlann sorunudur. Dogrusu, lüks bir sanattır. Halk anlamaz diye bir şey söylemek istemiyorum ama bizim halkımız şiire bakmanuştır... Şairde incinmiş midir? Berk: Haytı; alıştıkbelkide... Alışmak ama nasıl? Şiire dönerek... Şiir için anlatım yollarını çoğaltmaya çalışarak, burıun için çok okuyarak... Belki ileri bir laftı ama dünyada kendisinden gizli bir şeyin yazılacağına inanmıyordu Berk. Çünkü takipçisiydi, dünyada şiir neredeyazılıyor, büyük şiir nerede, onu bu ilgilendiriyordu. Yürür mü, y ürümez mi bilmiyordu ama oradan Oyle yaşadı, 'insan' gibi... ir isim, bir gövde altındaki tek kadın olmadı hiç. Ne kadar insan varsa onu tanıyan, o kadar Behice Borananlatılırdı...TürkiyelşçiPartisı'nin aynı zamanda Türkiyc'nin ılk kadın Genel Başkanı'ydı. Kapitalizmin göbeğindc Amerika'da kendine yol olarak sosyalizmi seçmiş, bu seçiminden hiç ama hiç pişmanlıkduymamıştı. Kararlı,dırençlı vemücadcleciydi. Eğer bir bedel sorulursa, bir insan için enagırı payına düştü:Sürgündcöldü. Pazartesi Dergisi, ölümünün onuncu yılında dostlarının, parti arkadaşlarının ve oğlunun ag/.ından bir Behice Boran porlresi çizdiokurlanna. Buyazıdanalıntılarlabizde Behice Boran'ıanıyoruz: Amerika'da bir Kazan kızı... Bursa'dadoğduğunu,annevebabataıafının farklı yıllarda Kazan'dan göçettiklcrini, babasınınBursa'dazahireticaretiyaptığını söylemişti UğurMumcu'nunyaptığıröportajında. Dönemine göre "ileri"ciydi ailesi. Evlerine iki gazete giriyordu ve politika konuşuluyordu. "Daha ılkokulabaşlamadan öğrcndiğım ilk manzume ya da şiir, Anadolu köylüsünün perışanlığını ve yakınmalarını anlatıyordu"demişti aynı röportajda. Kolej eğitiminden sonra 1939 y ılında sosyolojiöğrenimiiçin Amerika'yagittiğinde tanışmıştıMarx'ınyapıtlarıyla. Yinedckendisi için "Marksıstim" demedı. Onun için Marksizmtoplumuanlamanınbılımselyoluydu. Türkiye'ye döndüğünde bir süre lisc öğretmenliğiyaptı, sonra daAnkaraÜniversitesi Dil Tarih Fakültesi sosyoloji bölünıüne doçent olarak atandı. Aynı yıllarda, çevresindeki siyasi oluşumlara ilgi gösteren, sempati duymasına rağmen Şef ik Hüsnü'nün partisine üye olnıayan, "Yurt ve Dünya" ile "Adımlar"dcrgilerindeyazan, üniversitedeki başarılarıyla tanınan aydın bir kadındı. Bütünbuçalışmalanmnarasınabirdeevliliği sıkıştırmış, 1946'da çevümen Nevzat Hatkoileevlenmişti. Hayatının dönüm noktalanndan biri 1948'e denk düştü. "Ciörüşler" dergisine yazdığı bir yazıdan dolayı, üniversitedeki kadrosukaldınldı. & • • Hapishaneler ve sürgünler... Behice Boran 1950'deTürk Barışseverler Cemiyeti'ninkurucuüyeleriarasındayeraldı ve başkanı oldu. Meclis'e Kore'ye askcr gönderilmesine karşı çıkan telgraf göndermeleri ve aynı konudabildiri dağıtmaları nedeniyle bir grup arkadaşıyla birlikte tutuklandı. On beş ay hapis cezasına çarptırıldı. Bir yıl sonra tekrarcezaevindeydi, bu kezadı tsa Çelik'in objektifinden llhan Berk. Yıl, 1984. Berk için diinyayazılmuk için var, cehennem de ışle bu...