Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19F.K.İM 1997. SAYI 604 17 ile ilişkilerinı yenıdcn düzenlemc olanağı sağladı. Mobutu taraflanbirbırinedüijürmedeki ustalığını şimdi insanlığı ilgılendıren konulardakullanmayabaşlamiijtı. Ancak liyliil I996'da Mobutu Isviçre'de prostatamelıyatı olunca ülkcdekoltukbuna1 ımı baş gösterdi. Ama o toparlanıp gcri döndü. EkimayıiçindcZaire'nindoğusundabir ay aklanma patlak verdi. 1 syancılar doğu Zairesinırı boyunca hızlailerlemeyebaşlayınca, ruhsal çöküntü ıçindeki Zaire ordusu geri çekilmek zorunda kaldı. Mobutu ülkesine dönünce yeni silahlar satın alıp, paralı askerlertutarakdurumabirçözümgetirmeyeçalıştı. Amakoşullarne 1964 nede 1978'deki gibiydi. Kendisinc sağlanan uluslararası destek artık geçmişte kalmıştı. Mobutu'nun yönetimde kalma umutlan yavaş yavaş suya düşüyordu. ABD ve Güney Afrika'dan gelen baskılaraboyuneğerek, ayaklanmanın lideri Kabila ile görüşmeyi kabul etti. Üstün konumdaolan Kabila uzlaşmayastcak bakmıyordu. Kabila birliklerinin Kinşasa'nındoğusundaveKenge'dekazandıklansonzafer geri kalan umut kınntılannı da yok ettı. Mobutu'nun generalleri bile savaşı yitirdiklerini kabul ettiler. Ne yapacağını bi lemeyen Mobutu, 15 mayıs günü kimseye haber vermcden önce Gbadolite'ye giderek, söylentılcrc göre, annesi vekarısınınkemiklerinigömütlerındenaldı; ardındanTogo'yakaçtı. Ispanya ve Portekiz gibi birkaç Avrupa ülkesine yönlendırdığisığınmaisteğinehiçbir yanıtgelmedi. EskidostuChırac'ındaortağı oldugu Fransa'nın yenı sosyalıst hükümetı dc Mobutu'ya kapılannı açmaya yanaşmadı.Buaradasağlığıdagiderekbozulmuştu. Sonunda ölüm imdadına yctisti.^ The Cluardian 'dun çeviren: RİTA VRGAN sağlıklıgörünsede,böylesıbirolasılıkBatılıdevletlerinyetkilılerinihepürkütüyordu. Ekonomik reformun uluslararası bırpolitikayadunÜ!,tüğü80'liyıllardabile, Mobutu Batılıülkclercçcijitliayrıcalıklaı tanıyıpher zamanki tutumunu eskısmden de daha yuğun bir biçımde siirdürdii. (,'ok scvdığı ilk karısı 1977'dcölünceikinci kezevlenen Mobutu masraflıiki aileyebakmak zorunda olduğunu anladı vc doymak bilmez gereksinımlerı ıkı katınaçıktı. 1990 yılında süper güçler arasındakı çckiijmeninsonaermesi vedemokrasidalgasının Afrika'yı kasıp kavurmasından sonra Mobutu'nıınçokpartılidcmokrasiyekayıtsız kalması düşünülemezdi. Mobutu'nıın 1990 yılında gcrçekleştirdiği ve çok partılı demokrasiyıkaçınilma/birılletolarakkabul ettiğini belirten sert konıışmasını, daha sonralanrcjimininoktalayacakşiddeteylemleri izlcdi. Çok sayıda üniversitc öğrencisi Lubumbaşi'de hükümet birlikleri tarafından acımasızcaöldürüldü. Mobutu ulusal düzeyde bir toplantının yapılmasını, dahası bir türlü kcndi safına çekemediğikarşıtı F.tienncÇi.sekedi'ninbirsürc için Başbakanlığa atanmasını kabul ctmck zorunda kadı. Görünüşe bakılırsa, büyük dıktatör sonunda yenılgiyeuğrayacakgibiydi. Mobutu başkente çok cnder uğruyor, zamanının büyük bir bölümünü görkemlı yatında, ya da altın kaplamalı malikanesinde geçırıyordu. Iktıdardakalabilmesi ıçingerekcn tek şey askerlerin ücretlerini ödcmekti. PAZARIN PENCERESINDEN Emekli hariciyecilerimiz SELÇUK EREZ in dokuz yuz seksen altı Mayısı'nda, Ingiltere'de Steyning'de VVİnston House'da duzenlenmiş olan "Political and Ecomomıc Evolutıon ın Greece, Turkey and Cyprus and Relatıons wıth the European Communıty and Nato" konulu bir VVılton Park Konferansı'na katılmıştım. VVİIton Park Konferanslan'nda gündemde olan uluslararası sorunlartarafların, ilgililerin katıldıkları ve genellıkle bir hafta süren konferanslar boyunca kaldıkları bir şatodatartışılır, enine boyuna incelenir. Bu tartışmalar kime yarar? Katılanlann bilgılerıne bılgiler katar ama her şeyden çok Britanya'nın Dışışlen ıçın paha bıçilmez bir bilgi kaynağı oluşturur. Örneğın, katılmış olduğum TürkiyeYunanistanKıbrıs konulu toplantının (Klerides bile gelmişti) kasetlerini dınletmekle, Kıbrıs konusunu öğrenmek ısteyen herhangi bir dışişleri üyesine, bu sorun, tarafların duşunceleri, endişeleri, beklentilerı, tezlerı, Karşı tarafın bu tezlere tepkisi de dahil olmak üzere, eksıksız bir şekilde aktarılmış olurdu. Britanya'nın uluslararası konularda VVİIton Park dışında çok sayıda üniversite öğretim üyesının, uzmanın katılımlarıyla oluşturulmuş "beyın tokuşturma gruplan" vardır; buna rağmen bir yer bulunmuş, yönetıcı bir kadro yetıştırılmış, uluslararası boyutta bir "her ışı kımın bıldığı" envanterı çıkarılmış, bu lıstedekılerden sırası geldığınde bir şatoda bırer hafta mısafır edınılıp yararlanmasını da bılmişler Benım katıldığım konferansı, çeşıtlı Avrupa ulkelerının konu ile ılgilı dışişleri mensupları da ızlemışlerdı Bunlardan Dr Hennette C.van Dyk, memleketı olan Hollanda'nın emekli elçılerınden yararlanmayı surdurduğunü, onları çeşıtlı temsılcılıklerıne mufettiş olarak yolladığını anlatmıştı. Emekli elçıler, Hollanda'nın temsilciliklerini ziyaret edıp hazırladıkları raporları denetledikleri elçılıklere ve dışışlerıne sunmakta, elçiliğin başında bulunanların bu raporun onerdıklerınin tümünü benımseyıp uygulamaları beklenmemekte, ancak bu denetlemeler sayesınde merkezin, temsılcılıkler konusunda daha lyi fikir sahibi olması sağlanmaktaymış. Bızde de bu tür denetlemelerin yapıldığını, ancak denetlenenle denetleyenın kıdem ve rutbelerının benzerlığı ve yakınlığının nasıl etkın bir denetıme elverdiğinin de tartışıldığını bılmekteyim. Bu tur denetlemelerin emekli elçilerce yapılması daha uygun olmaz mıydı? Bu bılgiler bana, Türkiye'de altmış küsur yaşına kadar ülkenın en önemli, en can alıcı konularını sırtlanıp yüruten kişilere emekli olunca "Git evinde otur!" demenin ne us dışı ne mantıka sığmaz bir hareket olduğunu duşundürtmüştü. VVİIton Parklarına ve yeterlı "kafa tokuşturma gruplarına" sahip olmayan Türkiye, böyle yetışmış elemanından nasıl yararlanmaz, ya da bu ınsanlardan yararlanma konusunu emekli elçılerimızin kişisel dürtülerine bırakırdı? Emekli büyükelçilerimizin çoğu Istanbul'da ve Ankara'da yaşar.. Eski, güzel bir Istanbul ve Ankara evıni, Dışişlerine, Araştırma Merkezi olarak versek ve isteyen emekli elçilerimizden gruplar oluşturarak tabii ki ek bir ödeme karşılığında bu zengin kütüphanelı, sekreterlı, lyi donanmış merkezlerde Türkıye'nın çeşıtli dış sorunları konusunda formüller, alternatifler geliştirmelerini sağlasak lyi olmaz mı? Bundan birkaç yıl önce Istanbul'da yaşayan Italyan kokenlı hemşehrilerimızden bırı, bana Italyan Hukumetı'nın temsılcılerinin, Tarabya'da bulunan eskı Italyan Sefaretının yazlığından nasıl yararlanılabıleceğını düşunduklerını söylemiştı. Bına, 18981909 tarihleri arasında Türkiye'de çalışmış ünlu Italyan Mimarı Raımondo D'Aronco'nun eserıydı Mımar D'Aronco'nun, Türkiye'de bulunan Marmara Ismail Cem Ünıversıtesi'nın Rektörlük binası, Haydarpaşa'dakı Tıp Fakültesı binası, Botter Apartmanı, Beşiktaş'ta Şeyh Zafır Turbesı, Yenikoy'dekı halen Cumhurbaşkanlığı Köşku olan Huber Koşku gıbı bırçok önemli yapıt arasında yer alan bu bına halen kullanılmamakta ve onarıma muhtaç bir halde bulunmaktaydı. Italyan dostumdan bu binanın restore edıleceğını, Italya'dakı D'Aronco Derneğı'nın bunun ustünde durduğunu, ancak bu bınaya bir ışlev kazandırmanın gerektiğının de vurgulandığını öğrenmiştim. Bına Turk Dışişleri Bakanlığı'na devredılebılır ya da sembolik bir ucret karşılığında uzun surelı kıralanılabılır mıydı? Neden olmasın? özellıkle Avrupa Topluluğu ve Dış Sorunlar ile ılgilı araştırmaların yapılması ıçın kullanılan bir kurum halıne getırılmesı bu devri kolaylaştıracak bir formul olabılırdı.. Bu bılgıleri hemen o zaman Dışişleri Bakanı olan Sn. Murat Karayalçın'a aktardım.. llgı ile karşılamıştı.. Türkiye'de son yıllarda dışişleri bakanları yerlerınde az durdular, sık değıştıler: Konuyu, sırasıyla Sn. Erdal Inönü'ye, Sn. Hıkmet Çetın'e, Sn. Coşkun Kırca'ya ilettim En sonunda Italya'nın Cumhurbaşkanı ulkemızı ziyaret edeceğıni duyunca meseleyı Sn. Cumhurbaşkanımıza da duyurdum. D'Aranco'nun Tarabya'dakı Italyan Sefareti'nin yazlığı olarak tasarlamış olduğu bu çok güzel bina halen Dışişleri Bakanlığımıza bağlanmamıştır; sorunun nasıl gelıştığını, Harıcıyemızin bu konuyu ne kadar kovaladığını, Italyan Hukumetı'nın bu konuda hangı kararı verdiğını bılmıyorum... Dışişlerimize bu işlevı görecek guzel bir binanın kazandırılması iyi olurdu . Ama Istanbul'da bu ışlerın yurütülebıleceği başka binalar da var.. Emınım aynı şey, Ankara için de geçerlidir. Ben bugüne kadar Dışişleri Bakanlarımıza bu konuda yazdığım mektuplardan ve gönderdiğim fakslardan netıce alamadığım için bu sefer Sn. Ismail Cem'e açık bir başvuruda bulunmayı yeğlıyorum: Sn. Cem, bu çok önemli bakanlığa yakıştırdıklanmızdansınız! Turkıye'ye emekli elçılerimizin ünıversitelerımızın siyasal bılımler bolumlerınde çalışmakta olan, ayrıca bu konuda çalıştıktan sonra emekliye ayrılmış bulunan öğretim uyelerı ile bir araya gelerek dış sorunlarımız konusunda çalışacakları, rapor hazırlayabileceklerı bırer merkez kazandırabilirseniz, yıllar sonra, bu mevkıyı ışgal ettığınız sure ıçınde ve siyasal yaşamınız boyunca yaptıklarınız arasında sızı en güzel bir şekilde hatırlatan bir başarıya imza atmış olacaksınız. Bu konuda sızden, dışışlerinin emekli üyelerinden ve bu bakanlığımızın enınde sonunda bir gün mutlaka emekli olacak eylemlı mensuplarından bunu beklemekteyız. ^ Batı'nın gözünden düşünce... Soygunculuğu ayyuka çıkınca, Fransa ona vize vcrmcy ı reddetmisti. Ne var ki, 9O'lı yılların ortalarında dcmokrasinin sarsılması, Ruanda'da yaijanan toplu kıyımlar ve kaçanların Zaire'ye sığınmaları Mobutu'ya Batı Mobutu, Mandela ile. Mobutu Sese Seko ve Bayan Mobutu..