Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 tm dırmadı. Rninde sonunda yeteneğini herkese kabul ettirmeyi başarabilen bir yönetmenin, Amistad gibi görkemli bir tasan üzerinde çahşırken, sudan bir konuy u ele alması düşündürücüydü. Spielberg'e başkalarını dinlemekten ne zaman vazgeçtiği sorulduğunda, "Insanlar kulağıma eğilip kişisel filmleri Francis'e (Ford Coppola) ve Martin'e (Scorcese) bırakmamı fısıldıyorlardı. Onlann gözünde bir sirk soytansıydım. Çemberin dışina çıkmamalı, kendi alanımda kalmahydım. Bu durum birarabeni ürküttü. "TheColor Purple" fi lminden ötürü üzerimde öylesine tepindiler ki, böyle bir şey yapmaya tövbe cttim. AmaSchindler'inListesifilminiçekmenin boynumun borcu olduğunu düs,ündüğümde vebunakararverdiğımdekımseyekulakasmamaya başladım," diyor. Amerikalılaroldumolasısanatsalyetenek ile para kazanma yeteneğini birbirine karıştırmışlardır. lOOmiIyondolarhasılatyapan bir filınin oy uncusu ya da yönetmeni iseniz sizi bir anda Shakespcarc ya da Lawrence Olivierilekıyaslamayabaşlarlarveelaltından da sıze açık birçek uzatırlar. Spielberg son derece yetenekli bir yönetmen olduğu gibi, kolayca para dakazanabilenbiri. Ama sanatsal yeteneği acaba arzu ettiği toplumsal içcrikli filmleri yapmasınayeterlimi? Çoğu kez kışılere dayanmayan konulara öncclik veren Spielberg buarada ciddi olaylara eğilme çabasını sürdürüyor. Bunu bu konulara yalnızca ilgi duyduğu için dcğil, böyle bir olanağıolduguiçınyapıyor. Böyle olrnasa, Schindlcr'in Lıstesi filmini kendısinin de dile getirdiğı gibi, "Hiç kimse çekmeye yanaşmazdı." Spielberg'in tarihsel önem taşıyan filmlerdenuzakdurmasını isteyenlerdeyok değil. St. Louis Üniversitesi AfroAmerikan Bilimler Bölümü Başkanı Gerald Rarly "The Color Purple" filmi içın "ızleyiciyı rahatsız etmeden kış.kırtan bir başkaldırı sanatı, en çekinceli narkotik sanat türü" yorumunu yapıyordu. Schindler'in Listesi de, tüm övgülerekarşın.kimikeskingözlemcilerinelcştirilerinehedefoluyordu. l.e Mondcgazetesi yazarlarından Danıelle Mcymann, "Duman vardı,amabubırkrematoryumdeğil,trendi. Duşlargörüyorduk, ama duşlardan gaz deği 1, su akıyordu. Gördü ğünıüz tüm kadavralartanımadığımızinsanlardı;tamdıklanmız ise kurtulmuştu. Tarihte işjcr böyle yürümez," diyordu. Bir sanatçıya ne yapması gerektiğini söylemekrıskli bırıştır. tnsanhakları,köleticaretı, kölelığin kaldırılması, kitlesel göç gibi kavramlardan çok uzak bir genç kuşağın yetişmekte olduğu çağımızda, butürkonuları ele alan bir f ilm tarihe bakış biçimimıze belki bir çeki düzen vcrebi lir. "Ne çocuklarımın, ne de dostlarımın Amistad ayaklanmasından haberleri vardı. Oysa ki, bunu bilmek zorundalar. (Spielberg'in altı çocuğundan ikisi Afro Amerikalı).Tarihleyakındanilgileniyorum. Amerika'nın çcktiği sancıları belgelemek istiyorum,"diyen Spielberg, Amistad öyküsünde cnçokkölelerinönderiCinque'tenetkilendiğini belirtıyor. Bu etkilenme belki de Cinque'in, Spielberg'in tüm kahramanlan gibi, yalnız olmasından kaynaklanıyor. Spielberg bu savı onaylayarak, "Evet. l'ilmlerimin tümü yalnız ınsanlar üzerine," diyor ve"Yapimcısıolduğum tüm filmlerde bu geçerli. Yönetmeni olduğum filmlerde ise serüven ve gerilim peşindey im," diye ekliyor. lyi de.gerçcktcn ciddi filmleryapmak ısteyen biri neden ipe sapa gelmezşeylerle vakıt yitırsin ki? "Çünkii bunlarla eğleniyorum. Ama yapımcı olarak ciddi filmlerimde özüme dönüyorum," diyor. ^ Aşk, dans ve boracero yoksa din de > ok. . . Çeviri.R/TAURGAN Tutuculuğuyla tanınan îsveç Akademisi'nin 13 üyesi bu yılın Nobel Edebiyat Ödülü'nü anarşist bir sanatçıya, Dario Fo'ya verdi. "Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü"yle ünlenen Fo'nun "Johan Padan Amerika'yı Keşfediyor" isimli oyununun bir bölümünü Carlo Barsotti tsveçcç'ye çevirdi, Gürhan Uçkan Türkçeleştirdi... Bütün Kızılderililer, çoluk çocuk gelip kan,ınıda oturdular. "Ilkkural"diyebaijladım,"BudininKatolik dıni olduğunu bılmenizdir. Yani, insanöldüktensonra,ölmezaslında.Eğeryaşarken iyi bir insan olmuşsa cennete gider, çok kötüyse cehennemc." "Affedersiniz"diyorlar"Kar<jilaştığımız Hıristiyan Ispanyollar da mı cennete geleceklcr?" "Evet, ölmeden önce günah çıkanrlarsa." "Öy le mi? öyleyse, onlar da cennete geleceklerse, biz cehennemi tercih ederiz!" Ammada iyi başladı bu ders, ha! Her neyse, dersi canlı tutabilmek için ölümsüz babamızın, Adem'le Havva'yı nasıl yarattığını anlattım. O koca ve kurnaz yılanın Eva'ya o yasak clmayı yedirmek ıçin neleryaptığı büyük ilgi uyandırdı... Ha, bu elma konusunda küçük bir sorun çıktı. Hindistan'da (*) elma yoktu çünkü. Onun yerine ben mangoyu uygun buldum. Kızılderililer bumangoişinden hiçhazetmediler: "Yani o dediğin Tanrı bula bula mangoyu mu buldu bize yasaklayacak? En scvdiğimiz meyveyi? Onun yerine, o koca yılanı yemcyi tercih ederdim, hepsini veçiğ Çiğ" Öykünün utangaçlık kısmını onlara anlatmayaçalı^mak, Adem'le Havva'nınçınlçıplak dolaşmalarının garip bir şcy olduğuna onlaninandırmakmümkünolmadı. Ayrıca, kabahat kendinde kavramı da yoktu onlar için, kabahati kendinde aramak, utanç verici yerleriinciryaprağıylasaklamak gibişcylcreçokyabaneıydılar...Öncc,incırdcdiğimız ycmişi bilmiyorlardı... Onun yerine kaktüs incirindcn bir yaprak kullanmak, dikenli olduğu ıçin çok can acıtıcı bir çözümdü. Tam oraya...topların üzerine... Aman ne zevk! Ha, bir de şu vardı: Bu utanmak denilen şey ne menem bir şeydi? Ne için utanmak yani? Kutuyla pipi için mi? Bunlar mı utanç verici şeyler? Belki de bunlar olmadansevişilebilirdi, hı? O yürek ısıtıcı.utanç oyunu oynanmadan çocuk nasıl doğurulacaktı? Öyleyse, doğan bir "utanç" mı olacaktı? hğer tann bizim doğuşumuzu böyle yaratmışsa, o damıayıpetmişti? Amaaaan be, ne güç bu insanlarla tartışmak! Hele onlara Tanrı meleğinin elınde ateşten bir kılıçla gclip Adem'le Havva'yı cennetten kovmaya çalıştığını anlatınca çok kızdılar...O zaman hepbirliktebağırdılar: "Mutlakabumelek denilen itoğluit bir lspanyoldu!" Sonra bana sordular: "Adamın o ikisını kovalayıp dışarı attığı cennet nasıl biryerdi?" "Gayet iyi ve güzel bir memleketti, aynen burasıgibi." "Madem biz hâlâ buradayız, demek ki Tann bizi dışarı atmak istememiş."