27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

»5 ŞUBAT 1996. SAYI 518 la sonra çevrilen ve salt filmdeki orta yaşlı >oksör rolü için 25 kilo aldığı "Raging Bull" 1980) da, De Niro yeteneğinin doruğuna ılaşıyor. O dönem, De Niro oyunculuğa bir ;izem katıyor. öylesine az filmde rol alıp, olleri öylesine ince eleyip sık dokuyor ki, her 'eni filmi birolay oluyor. Canlancjırdığı La ^lotta, Travis Bickle, Don Vito, Rupert PupLİn gibi kişilik tiplemeleri izleyicinin belle>indeyerediyor. Nevarki.DeNiro'nunkeniisihiçbilinemedi,tanınamadı. Kentteki film yapımcılannı biraraya gctirmekvekendifilmlerininyapımınigerçekles.tirmek amacıy la kurduğu bu şirket, yıldızın 7,5 milyon dolarına mal oldu. Senetlerini ödeyebilmek için, çok daha fazla film çekmek zorundaydı. Gelgelelim ki, De Niro, oyunculuktanhayırgelmeyeceğinidüşünerek, hisse senetlerine merak sardı. "Sanınm yaşamımda yeni birevreye giriyorum. Bu nedenle de, koltuğumun altına olabildiğince çok karpuz sığdırmaya çal ışıyorum," diyordu. Hiç şakası yoktu. Gırtlağınadek borçlanmıştı. DeNiro'nunçalışmaalışkanlıklan sürekli değişiyordu. önce araştırmatutkusundan vazgeçti. "Paranoyak bir mükemmelliyetçi" olarak bilinen biri için, son derece şaşırtıcı bir durumdu bu. Ne var ki, De Niro hayranlarınıdahadakötüşeylerbekliyordu. Çektiği birdüzine film içinde, "Goodfellas" dışında elle tutulur bir film yoktu. ödenecek onca senet karşısında, çok sayıda film çevirmek zorunda kalması son derece doğaldı. Katıl, savaşçı, müzisyen, rahip, deli gibi akla hayalegelmeztipleri canlardırdı. Hjçbirinde de "sıradışı" olamadı. De Niro'ya sorarsanız, dahaönceki oyunu ile bunlararasındahiçbirfark yoktu. Işingaribi, "Her zaman, herkes için bir anlam taşıyan, izleyicinin kendisiyle özdeşleştireceği 'sıradan'kişiliklerleilgilendim,"derkençok kişionunrçtenliğineinanmayabaşlamıştı. De Niro söylencesi giderek ufalanıp yok olurken, onunla ilgli delilik söylentileri de dinerekyerini, 'pornodilberleri' ilehaşırneşirolması gibi yepyeni dedikodularaldı. Nevarki.tümbunlarakarşın De Niro yine karşımızda. Belki de, buna pek şaşırmamak gerekir. En azından "Casino" oldukça umut verici bir film. Bu filmde sergilediği oyun, en azından, giriştiği her tür yenilik kadar taze. Canlandırdığı o donuk ve renksiz Neil Macaulay kişiliği ise, boşlukta geçen on yılın bir ödülü sanki. "Heat" ise, budenli başanlı değil. Çok daha sıcak duygular beklendiğinde, De Niro'nun yarı yoldakaldığı gözden kaçmıyor. Ama yine de idare eder. Sözün kısası, Bobby geri döndü. Umarız, bu dönüşü hayırlı ve sürekliolur.^ Çeviren: RİTA URGAN Reşat Nuri Güntekin... Bir Yaz Gecesi oyunuyla güzel çağnştmlara yol açtu kılimleri, heybeleriyle, eski dokumalarıyla bir müze oluşabilir. Eski gümüşler ve bakırlarla geçmiş yüzyıllara güzel yolculuklar yapılır o müzede. Çiçek bahçelerinde dolaşır insanlar, o halıları, kilimleri dokuyan ellerin gizemine ulaşırlar. Çok yönlü kişilerle konuşmak da bir beyin şöleni bence. Fatma llkin'in sevgili eltisi onuruna donattığı Gaziantep sofrasının konukları bu şöleni de yaşadı geçen hafta. Baki llkin ve eşi mart başında Lahey'de olacaklar. Laleler ükesinde güzel günler diliyorum. Ancak Türk diplomatları için görev yapmak güzel bir ülkede de hayli güç artık, hepsine kolay gelsın. Sevda Şener'e teşekkür edıyorum. Nurhan Karadağ'ın sahnelediğı oyunu görmem için uyardı beni. Reşat Nuri Güntekin'in "Bir Yağmur Gecesi"nı ızlemekten çok hoşlandım gerçekten. Nerdeyse yarı yüzyıl önce okuduğum fakültede, sevgili hocam Melahat Özgün'ün adını taşıyan salonda duygusal bir akşam yaşadım. llginç bir akşam, ajanslar ANAPRefah hükümetiyle ilgılı görüşmelerin olumlu bir aşamaya vardığını bıldıriyor. Ben duvarında "en hakiki mürşit ilimdiren gerçek yol gösterici bilim" yazan Dil ve Tarıh Coğrafya Fakültesı'ne gidiyorum. Atatürk'ün sesı geliyor duvarların ötesınden, gençlığe seslenişlerınden, değişik konuşmalarından bölümler. Fakültenın 60. Kuruluş yıldönümü kutlanıyor bu yıl. Öğrencılerle öğretim üyeleri bırlıkte oynuyor Bir Yağmır Gecesi'ni. ayrıca çok sevdim. Tiyatro Bölümü'nden araştırma görevlisi Doktor Gülayşe Erkoç canlandırıyor öğretmeni. Bir güzelliğin, sevginin, banşın, dostluğun mimarı olarak selamladım onu. Bence herkes izlemeli bu oyunu. özünü aşmak ya da özüyle barışmak için, Cumhuriyetimizi kuranların coşkusunu hissetmek, o coşkuyu yarınlara taşıyanları tanımak için. Cinnah yokuşu da aşk şarkılanyla çınladı geçen hafta. Ömer Kaleşi'nin portreleri de canlandı o aşk şarkılanyla. Uzun süre kapalı kalan MlGe'yı yeniden açtı Mine Özman. İlk sergi ömer Kaleşi'den ama resim dalından öte etkınlikler de var. Müzik akşamları, şiir söyleşıleri, konferanslar, açık oturumlar. Örneğin, Devlet Operası sanatçıları aşk şarkıları söylüyor Sevgililer Günü'nde. önümüzdeki günlerde de Iznik çinileriyle ilgili bir açık oturum var. Bir de sergi. Büyükelçi Şefik Fenmen de konuşacak mı acaba? Iznik çınilerine, eski Türk halılarına ve kilimlerine tutkusuyla tanınan bir dıplomatımız. Bir çini için saatlerce konuşabilir. Mine Özman kültür ve sanat etkinliklenni bir vakıf yapısında geliştırmeyi amaçlıyor. ORAN yolunda kurulacak bir vakıf. Sınema çalışmalarına da yer verilecek. Güzel bir düş değil mı? Kuşkusuz gerçekleşecek. Çirkinlıklere karşı güzellikler üretmek ısteği giderek güçlenıyor çevremizde. Belki de bir tepki bu ya da bir ağaçlama.^ BAŞKENTGUNLERİ Damak şöleni MÜŞERREF HEKİMOĞLU v ']• aziantep mutfağının görkemini biliyor musunuz? önce göz, sonra damak şöleni. Kırma yeşil zeytinler arasında kırmızı nar taneleriyle çiçek demeti türü piyaz, ali nazik, pazılı arap köftesi, hasfir otu denilen bir tür safranın tat verdiği sarmısak aşı, sonra haytalya. Sevecen, gülecen ve yiyecen bir muhallebi, fıstıklar yeşil yeşil gülüyor kâsede, damakta güller açıyor sonra. Gizemli bir mutfak sözün kısası. Elbet seven ve bilen bir kişinin elinden tatmak gerekir. örneğin Fatma llkin'in ya da Nur hkin'in elinden. Biri Selim llkin'in öteki yeni Lahey elçimiz Baki llkin'in eşi. Ikisi de Gaziantepli, baba ocağında kurulan sofralardan, büyükannelerden öğrenmişler mutfağın gizemini. Galiba mozayik bir mutfak, çok yönlü bir araştırmacı olan Selim llkin'i dinlerken tadı derinleşıyor. Başta Gaziantep birçok mutfağı kapsayan eski kitapları hayli yer tutuyor kitaplığında. Eski kitaplardan zengin bir koleksiyonu var, değişik dallarda değişik konularda, ama tutkusu kitaplarla sınırlı değil, halıları, Dört profesör, bir doçent, bir araştırma görevlisi. Kimi Tiyatro Bölümü'nden, kimi Arkeoloji, kimi Hititoloji. Cumhuriyetin ilk yıllarına götürüyorlar bizi. Insanlar arasındak iletişimsizliğin bir sel olayı nedeniyle sıcak bir iletişime, bırlikteliğe dönüşmesini sergiliyor oyun. Reşat Nuri Güntekin'in sade, içten anlatımıyla. Anadolu'da bir ilçede görevli kişiler duvarları aşıyor, sevgiyle gülümsüyor birbirine. Kaya öğretmenin estirdiği sıcak rüzgârlarla buzlar eriyor, bir mühendis, bir doktor, bir evkaf görevlisi, jandarma, tutucu toprak ağası yanyana geliyor, bir yağmur gecesi sellere gömülen ilçeyi bir köprü, bir baraj, kanallar yaparak kurtarıyorlar. Güzel bir yaşam, dostluk ve barış başlıyor ilçede. Bir süre önce birbirine kapanık, nerdeyse küksün yaşayanlar sarmaşdolaş. Aradan kaç yıl geçmiş ama Anadolu ilçelerinde sorunlar değişmiyor, yine bir kopukluk, iletişimsizlik var. Profesör Doktor Nurhan Karadağ çok usta, ince çizgilerle vurguluyor değişmeyen gerçeği. Bir yağmur gecesinin sıcaklığı da, özlemi de derinleşiyor yüreklerde. Kaya öğretmeni Paranoyak mükemmelliyetçi "Taxi Dnver"ın senaryosunu yazan Paul Schrader, onun bir aralar bunalımın, dahası fizofrenineşiğinegeldiğini, Travis Bickle'ın nanikdavranışlannınyıldızınkendikişiliğiıinbiryansımasıolduğunudilegetirdi.Scor;esede, DeNiro'nunkişiliğininsüreklidışa /urmaktan kaçındığı, gizli tuttuğu çılgın bir »'önü olduğuna parmak basıyordu. Gelgeleim ki, hiç kimse işin gerçeğini tam olarak testiremiyordu. De Niro'nun o günlerle ilgili yorumlan ise, lydınlatıcı olmaktan çok, giz perdesini daha Jayoğunlaştırmayayaradı.Çekimlerehazırlanırken sergilediği o eşsizyoğunluktaki çat>a için yalnızca, "Her şeyi somutlaştırmak ve anlara gerçeklik kazandırmak istiyorum," demekle yetiniyordu. Travis Bickle gibi bir kişiliği canlandıran bir yıldızı, böylesine yalınvekısabirkonuşmaylabağdaştırmakkolay değildi. 1984 yılına gelindiğinde, De Niro'nun ünü iyice pekişmişti. "Raging BulTdaki rolü bile başjı başınabirünkaynağıydı. Bu eşsiz yeteneğin bir gün sona ereceği "aklahayalebilegelmezdi.""FallingIn Love"daki o renksizvesıkıcı kişiliği canlandırırken de, daha sonra çevirdiği saçma sapan filmlerde de hiç kimse onun bir düşüşyaşayacağını aklına getirmemişti. Ta ki, daha önce kusursuz bir biçimde yerine getirdiği mesleğindeki çatlaklar, 1988yılındagözdenkaçmazbirdurumaldı. De Niro, o yıl New York'ta Tribeca Film Merkezi'ni kurd u .
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle