26 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

3EYLÜL1995. SAYI493 Manchevski 'nin "Yağmurdan Önce"sinde gördüğümüz sirküler bir dramatik yapı var. Birleşen, ayrılan, çözülür gibi göründüğü anda gene açmaza düşen bir sürü efsunlu, esrarlı motifle çağdaş Türk kültüründeki krizin ardında yatan pek çok neden üzerine gotik bir eğretileme. "Karanlık Sular" farklı katmanlardan okunmaya müsait bir film: Algı ve bilgi kapasitenize göre, mistik bir korku filmi olarak da, yeni değerlerle oluşan sınıfsal ve kültürel kriz ve çöküş üzerine bir deneme olarak da, hikâyeyi sorgulayan birhikâye olarak da, ya da başka bir şekilde de okuyabilirsıniz. Türklslam hattında olduğu gibi bazen nihai, bazen karşıtlığın uyumunda; birleştirilmesi, görsel ve metinsel bütünlüğe dönüştürülmesi seyirciye kalmışbirfilm. Süper 8 kamerayla tanıştıktan sonra sinema atcşi de artık sönmemecesine körüklenmiş, içinde. Bir sene SinemaTV Enstitüsü'ne devam etmiş, "Bir şey çıkmayacağını anladım ve bıraktım" diyor. Yan faktör olarak ailenin devrin sıcak politik ortamından duyduğu tedirginlik de eklenince, sinema öğrenimi görmek için, 19 yaşında ver elini Amerika! UCLA'da sinema ve tiyatro eğitimi. Henry Miller, Prince ve Michelangelo üzerine belgesel filmler çekiyor. llkkısa filmi "Hansel and Gretel". "Leyla of Mist" adlı senaryosuyla, Sorbonne 'da akademik araştırma bursu kazanıyor. Fransa'da, Centre de la Recherche Cinematographique'de yaptığı akademik araştırmalarla 1987'de Charles Boyer ödülünüalıyor. Ikinci kısa filmi "La Fuga", New York Uluslararası Film Sergisi (88), CINEWashington (88) ve Chicago Film Festivali'nde ('89) üç birincilik kazanıyor. Ayrıca "Floaters" adlı tiyatro oyunu da UCLA'da sergileniyor. ABD'de başta bir miktar uyum problemi çekiyor ama "Türkiye'den uzaklaşmak bayağı iyi geldi. Türkiye'nin ne kadar geri kalmış bir toplum olduğunu, uzaktan bakınca çok iyi gördüm. Bir şeyi bütün boyutlarıyla görebilmek için dışında durup, karşına alman gerekiyor. Artık kendimi kesinlikle Türkiye'nin bir parçası olarak hissetmiyorum" diyor. Ölüm, yaşam, ölümsüzlük, geçmiş, gelecek, inanç vs. üzerine sorular soran "Karanlık Sular"ın baş karakteri Lamia'yı, bu sezon Kenan Işık'ın yazıp yönettiği "01mayan Kadın" oyunundaki "01mayan Kadın" rolüyle "lsmet SİNEMA 23 dincilerheykelleri kırmış,savunmaya kalkıyorsun bakıyorsun heykel deni len heykel deği 1, resim denilen resim değil, tiyatro denilen tiyatro değil, sinema denilen sinema değil. Ne eğitimi, ne sosyal konumuyla beş para etmez herifler sanatçıyım diye dolaşıyor. Bir müsamereler ülkesi Türkiye, hiçbir şey olmuyor, 'mış gibi' yapılıyor. Yoğun bir kokuşmusluk duygusuyaratıyorbu". Ataman, ABD'den Almanya'ya geçecek. Ikinci filmi "Lola and Billy The Kid"i Berlin'de çekecek. Başta Hamburg'da çekecekmiş ama sonra Berlin'de karar kılınmış. "Konstrüksiyon olarak fılme çok uygun. Sürekli yeni binalar yapılıyor, büyük kuyularaçılmış vb. Hem neoklasik, hem endüstriyel. Filmdeki endüstrıyel mitolojiye çok uygun" diyor "Bencemitolojik referansı filmin ruhunutemsileder". Lola 16yaşlarındabirTürkgenci. Eşcinsel olduğu için ailesinin evden attığı, fuhuş, uyuşturucu ortamına düşmüş bir genç. Ama içinde bir pırıltı var, ne olduğunu tam anlayamadığı, onu sürükleyenbirparıltı. Karanlık, tchlikeli underground bir dünyaya sürükleniyor. Netleşenyeraltındapırıltısına sahip çıkıyor. Ve sonunda düzlüğe ulaşıyor. "Lola tek katmanlı, daha direkt bir hikâye ve sonu Happy End" diyor Ataman. Türkiye'de büyük bir prodüktör eksikliği olduğunu söylüyor. Altı aydır Türkiye'de reklam filmleri çektiği, Istisnai Filmler ve Reklamlar şirketine rastlamış olmasını büyük bir şans olarak niteliyor. Firma için ABD'den prodüktör getirmişler ve şimdı gençler bu prodüktörün yanında yetişiyormuş. Bukezfilmininyapımcılığını üstlenmeyi kesinlikle düşünmüyor." Yaptığım filme ortak bıle olmak istemiyorum" diyor. Reklamı, kendisini çok eğlendıren ve çok ciddiye aldığı bir şey olarak değerlendiriyor: "Yönetmen olarak paslanmıyorsun ve insanlar oyun oynaman için sana bayağı iyi bir para veriyor. On gün içinde yaptığın işin sonucunu görmek de cabası. Reklam bir okul, kötü yönetmenler bile reklam çekerek bir şeyler öğrenebilir. Türkiye'de ileride gerçekten sinema olacaksa, yönetmenlerreklamdan gelecektir". Kısacas», "Karanlık Sular" tematik olarak hayli zengin, bu coğrafyanın sinemasının biçimini arayan, yerli film adına kaçırılmaması gereken kırk yılda bir çıkan cinsten özel bir film. Ataman da özel bir yönetmen... ^ "Karanlık Sular"ı bir korku filmi gibi de izleyebilirsiniz, sınıfsal ve kültürel çöküş filmi gibi de... Küntay En İyi Kadın Oyuncu" ödülünüalan.lstanbul DevletTiyatrosu sanatçısı Gönen Bozbey oynuyor. Oyununda, geçmişine, kendisine ait tek mekân olan yalıda ve buramn dışındaki sahnelerde dikkat çekici bir aktif ve pasif olma dengesi kuran Bozbey için Ataman "Los Angeles, Londra ve Paris'te eleştirmenlerin en büyük komplimanlan, lstanbul şehri ve Gönen Bozbey'e oldu" diyor. Richie'yi Daniel Chase'in, Haldun' u Metin Uygun' un, Haşmet' i ise Haluk Kurdoğlu'nun oynadığı filmin diğer oyuncuları arasında Eric Pio, Numan Paknel, Tülin Oral, Işıl Taylor, Umut Demirdelen ve Nurinisa Yıldırım var. Falcıda nev' i şahsına münhasır ebedi diva Semiha Berksoy, şovmende geçtiğimiz yıllarda kaybettiğimiz Cevat Kurtuluş ve mezarlık müdüründe sinemamızın koca çınar vak'anüvisti Giovanni Scognamillo da filmin hoş sürprizleri. Filmin pek çok çarpıcı sahnesi var: Berksoy'un yıkılan apartmanda elinde bavulu arya söylediği sahne; Yıldırım'ın rıhtımdaköpekleriy le telaşlı telaşlı ttalyanca söylendiği sahne; Nicholes Roeg gözlüklerinin ardından "Potemkin Zırhhsı"na gözkırpılan bebek arabası yuvarlanması sahnesi... Türklye'de bir yabancı Altı aydır Türkiye'de yaşayan Ataman, şimdi Los Angeles'te. "Şusırahayatımınmerkezi Istanbul'da. Buradatambir 'alien' gibiyim. Tam bir izolasyonda gündelik hayat bir meditasyona dönüşüyor. O zaman her şey bir oy un gibi geliyor. Böyle bir ortamda da bireyin yaratıcılığı ortaya çıkıyor. Başta Amerika'da da böyleydi, ama sonra Amerika beni içine aldı, onun bir parçası oldum. Bunu fark ettim ve ayrıldım. Ama Türkiye'de biruzaylı gibiyim ve burada uzun kalacağımı zannetmiyorum; en fazla beş yıl sonra giderim, bu sefer başka bir yere...". Ataman, Türkiye ve Türk sanat oftamı için pek de hoş şeyler düşünmüyor: "15 yıl sonra gördüm ki burada, sinemada doğru dürüst bir gelişme, açılım olmamış. Toplumdada, 15 yıl için ancakgüdük bir açılma var. Türkiye'de topluma, politikaya bir genç, bir sanatçı.bir birey olarak katılmanaizin verilmiyor. Çok yaşlı, fiziksel yaştan ziyade düşünce olarak yaşlı insanlar toplumu tıkamış durumda. Bu tıkama nedeniyle, bir kokuşma var. Bu kokuşma da en yoğun sinemada, sanatta. Kökten Kutlu Ataman "Türkiye bir müsamereler ulkesi" diyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle