02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2 İNSANLAR CUMHURİYET DERGİ Fatma Hikmet İşmen 196675 yıllannda TÎP senatörüydü. Bilimdi asıl onu çeken ama politikadan da asla pişman olmadı. Senâtodaki konuşmalanru, "Parlamentoda 9 Yıl" başlığı altında topladı. Bugün BSP'nin yönetim kurulunda ve hâlâ sosyalist... Senatonun sosyalist kadını BERAT GÜNÇIKAN irinciDünyaSavaşıyıllarıydı. Bütün şehirleryorgundu, Atina, Sofya, Sclanik, Belgrad, Varna... Yollarsınırtanımıyordu, sınırlar da insan. Yüzyılın insandan yana ilk düş kınklığıydı bu. Ölümle yaşam arasında acıy la, ölümlerlc, sürgünlerlc örülmüşilkçizgi. Yanyalı Hüseyin HüsnüBey için bu çizginin sonu lstanbul'du. Harp Okulu'nubitirdi önce. Yanya'yadönüpkomşukızı RaziyeHanım'laevlendi. Ama artıkonun için soluklanabilecek tek kent vardı, Istanbul. Beşiktaş'taküçükbirevtuttular... Hüseyin Hüsnü Bey, Enver Paşa'nın emrinde Kafkasya ccphesinc gönderildiğinde Raziye Hanım hamilcydi.Döndüğündeşöylebirkucaklayabildi kızı Fitnat'ı. BukezkicepheSankamış'tı. Bır sürc sonra tedavi için Sıvas Hastancsi'ne gönderildiğinde bedeninin kimi yerlcri donmuştu... Iznik Gölü'nün arkalannda, Katırcı dağlanndaki cephedeydi iki yıl sonra. Tarihe "Yunanlılan denize döktük" diye geçecck olan günden kırk sekiz saat sonraydı. tzmir'deki zaferçığhklanndanhabersizYunanlıaskerlerikovalıyordu birligiyle. Ama savaş bitmişti artık. Birkızı daha olmuştu, Hikmet. Son kızı Fikret ise banşın armağanıydı I lüseyin Hüsnü Bey'e. Raziye Hanım zor geçcn bu son doğumun izlerini atamamış.ölmüştü. Istiklal Mahkemeleri'ne üyeydi Hüseyin Hüsnü Bey. Bu nedenle Tokat'a yerleşmişleftii. Ama kızlannın eğitim görmesinden yanaydı. Bu nedenle yeniden Istanbul'agöçettiler. Artık birsoyadlanda vardı, İşmen. Fakülte için iki isteğı vardı Hikmet'in, biri kimyadiğeri felsefeyehazırlık. BeyazRusOlgert'lc Beyazıt Meydanı'nda o günlerde karşılaştı. "Madem kendine bir fakülte arıyorsun" dedi Olgert, "Ziraat Fakültesi 'ne gel. Bahçelerdeyeşillikleriçindeçalışırsın. Mektepparasız. Yol parası, hatta tayyör, çanta, iç çamaşın veriyorlar". Hüseyin Hüsnü Bey Raziye Hanım'ın ölümünden sonra evlenmemişti. Evin en kötü odasında kalıyor, en iyi odaları kızlanna veriyordu, saltdahaiyi çalışabilsinlerdiye. Babası para vermek istcdiğindc, çoğukez gereksinmesi olmadığını söyleyen Hikmet için bu bulunmaz bir fırsattı, üzerinden bir yük kalkacaktı. Amabunlan söylemedi Hüseyin Hüsnü Bey'e. "Baba ben Yüksek Ziraat Enstitüsü'ne girmek istiyorum" dedi. Hiç işitmediğini söyledi babası. "Aaa, baba bütün Türkiye'nin kadınlan zıraatçı" diye devam etti Hikmet, "Toprakta çalışıyorlar. Ben okumuş ztraatçı olacağım". Öğrenciliği sırasında Elmadağ'da kayak yapmayı öğrendi. Yıl 1936'ydı. Hikmet, kayakta küçümsenmeyecek başanlar sağlıyordu. Olimpiyatlara göndermek istedi fakülte. Ancak, göndenlmcdi. Gerekçe hazırdı, "Bir Türk kızı ailesinin dışında yalnız başına yurt dışına gidemez". Ama 1943 yılında Istanbul adınakatıldığı yanşmadabırinci oldu. Hüseyin Hüsnü Bey, kızlannı çok rahat yetiştirmişti. Kızerkek ayrımı bilmıyorlardı. Fakülteye gitmeden önce de erkek arkadaşlan vardı, 3 evegidipgelirlerdi. Amaflörtgeçmiyorduak ü lından. O formelhesaplannpeşindeydi. Fakül 8 teye ilk girdiğiyıl 29 Ekim içindüzenlenen ba $ loya gitti. Yirmi kız, iki yüz scksenerkektiler. * Herkesgençti,herkesbirbirineaşıkolmayaha ^ zırdı.SovyetlerBirliği'ninmeşhurkalecisiKa <3 da'ya benzetilcn Mchmet yanına gelip Hik u met'i dansa davet etti. Kabul etmedi. Çünkü £ gömleğininüzerine süvetergiymiştiTürkK.a t da. Yani formeldeğildi.OysaHikmet'inüzerin § de balo elbisesi, ayakkabılan vardı. Sonra as ş kerlerledansetti... Fatma Hikmet işmen bugün BSP Merkez Yönetim Kurulu üyesi. Ve sosyalizme inamyor. Ziraat mühendlsi Hikmet Kızların az, erkeklerın çok olduğu yerlerde erken evlenmelerkaçınılmazdı. Ceplerine mektuplar atılıyordu, "Benirnle neden konuşmuyorsun, neden yüzüme bakmıyorsun.Seni seviyorum..." Babasının bir arkadaşı uyaımıştı, "Kızlannı çok serbestbırakıyorsun". Hüseyin Hüsnü Bey de, "Benim kızlanm ne yapacaklannı bilirler" diyerek bu uyanya kulak asmamiijtı. Kızlanna müziği, okumayı sevdirmişti, özgürlügüde...Belki debuyüzden Hikmet kendini, sevmemcye programlamıştı. Köşelerde duracak, gizli yerlere gidecek, özgürİüğünü kaybedecektibirilişkiyegirersc. Atayadabisiklete binerken, kayak yaparken erkeklerle birlikteydi ama kimsclere vurulmadı. MezunolurolmazTanmBakanlığı'ndanbir yazı geldi, "Erkekler askere gitsin. Kızlarsa beklesin, onları tayin edeceğiz". l§ istıyordu. "Bekleyin" dediler. Üç gün, beş gün sabn taştı. Bir an önce Istanbul'a gitmck, Pendik'te tatil yapan kardeşlerine katılmak istiyordu. Bakanlığa, genel müdüre gitti. Üzerinde bir döpiyes, başındabeyazşapka. Herkes Ingılizsanıyordu. Odacı, Genel MüdürAbidinEge'ninkendisini bcklcdiğini söyledi. "Efendim" diye başladı söze Hikmet, "On sekizdersin imtihanmı verdim ve mezun oldum. Bize okulda beklememiz söylendi. On gündür bekliyorum. Ama ben tatil yapmaya alışkınım. Biz gitsek, tayin kararlarımızadreslerimizegelse". Karşıçıktı Ege.Teşkilatkanunuçıkmaküzereydi.Onlaradüşensc beklemek. Daha üst makam kimse ona çıkmaya kararverdi Hikmet. Odacı müsteşann üst makam oldugunu söyledi. Bu kez onunla görüştü. Kcndisini tanıtti, hikayesini anlattı. Onun da tavn aynıydı. öfkeyle çıktı odasından. Tam giderken kendisini Bakan Şakir Kesebir'in odasınınönündebuldu.Odayagiripkendisinitanıttı, "Sizce ne zaman çıkar teşkilat kanunu " diye sordu, "Biz tatile gitsek. Burada kalrnamız doğ ru mu?" Bakan, Genel müdürü çağınp, karannı bildirdi, "Gitmek isteyenler adreslerini bırakıp gitsinler. Mektuplaroraya gönderilsin". Teşekküredip çıktı bakanın yanından... Havayı da götüremezler ya! Çalışmaya Bornova Zırai Mücadele Enstitüsü'nde başladı. Enstitü Müdürü Nihat Iriboz, Almanya'dan gelen bir uzmanla, Prof. Bremer'leçalışacak Almancabilenbirasistananyordu. Hikmet'i önerdilcr. Fasulyeden çam ağacınabitkilerdeki hastalıklan tespit ediyordu. Biryıl sonra özcl bir araştırmaya başladı, Menderes havzasındaki incirlerin kök vc mey ve çürüklerini saptayacaktı. Germencik'teki geçici istasyondakaldı.Akşamlan köykahvesincradyo dinlemeye gidiyordu. Birakşam Ali Dede anlattı. Bilmemkaçyılcvvel AmcrikalılarCalifornia'da yctiştirmek üzere incirin hangi şartlarda yetiştirildiğini öğrenmeye gelmişlcrdı. Top
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle