Katalog

CUMHURİYET DERGİ Kutsal kitaplarda günahı büyüktü. Erkek kıyafetine bürünmüştü. Yakılarak idama mahkum olmasında bunun da büyük payı olmuftu. Tann 'nın sesinı duydugunu soytediğinde 13 'ündeydt Tarihin en ünlü kadın kahramanlarından biriydi Jeanne d'Arc. Halkonu destekledi, çünkü kendilerini ezen feodal soylulardan kurtaracaktı. Ulusal Fransa 'yı yaratan savaşlann komutanıydı ama yakılarak öldürüldü. Sapkın, günahkâr ve azize 1 sayfadan devam Jeanne'nın trajik hikâyesi; Katolik kilisesinin resmi doktrini, feodal savaşlar ve asıl önemlisi, oluşmakta olan modern ulus kavramı hakkında çok ilginç dcrsler ve bilgilerleyüklü. Jeanne, bir rençberin kızı olarak, 1412 'de Domremy köyünde doğdu. Bu köy, Fransa'nın doğusunda, Champagnc ile Lorraine arasındakı Bar dükahğinın sınırları içinde yer almaktaydı. Hiçbir eğitım görmeyen Jeanne'ye, Katolik imanını vedualannıöğretenannesiydi. Daha sonra yargılama tutanaklanndan anla^ıldığınagöre, ıyi huylu, sade ve olağanüstü mümin bir çocuktu. Bu değerlendirmedc bütün komşulan görüş birliği içindcydi. Jeanne 13 yaşındayken, Tannnın sesini duydugunu söylemeye başladı. Bu ses ona, Fransa'ya giderek Orleans'ı kurtarmasını bildiriyordu. (Fransa'ya gitmek sözunü, Fransa kralının egemcnliğindeki topraklara diye anlamak gerekir. Feodal Fransa'da, ülkenin tamamı Fransa adını taşımamakta, her bir feodal siyasal birim ayn bir devlet olarak davranmaktaydt. Bu söz tek başına, Jeanne'ın oynayacağı misyonun çağın zihniyetine ne kadar ters düştüğünü göstermekteydi). Jeanne aynı zamanda, Aziz Michel, Azize Catherine ve Azize Marguerite'in de kendine sık sık hitap ettiklerini söylüyordu. Bu "sesler", Jeanne'a tüm hayatı boyunca rehberlik edecekti. Fransa'yı Fransa yapankız Jeanne'ın Tannnın sesini duydugunu iddia ettiği sıralarda, Fransa tahtı, ölen kral VI. Charles'ın oğlu veliahtCharles ile Burgonyalılarla işbirliği halindeki lngilterekralı VI. Henry arasında tartışmak konusuydu. Burgonya,bugunkü Fransa'nın Doğu bölgesini meydana getiren topraklar, o dönemde Fransa tacında bağımsız bir dükalıktı. Her iki prens de, tahtın, daha doğrusu, bu taht tarafından tcmsil edilen toprakların, kendine ait olduğunu iddia ediyordu. Haklıydılar ama farklı zihinsel yapılardan ötüru. VI. Henry feodal örf açısından hakliydı, çünkü bu topraklar ona,