Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 TEMMUZ 1995. SAYI486 RESİM 19 ğunu düşünmeye başladı. Cemal Tollu'nun da dikkatini çekti. O öğrencilerini resimlerinde içerik istemiyordu. Neredeydi renk? Neredeydı eskinin devamı biçim?Tartıştılar. Tollu, "Sanat sanat içindır" diyor, Avni karşı çıkıyordu, "Bu kapitalistler tarafından da çürütülmüş bir düşüncedir". Tartışmalar uzuyor, resimlerine karışan Tollu'ya olanöfkesi artıyordu Avni'nin. Son yıl, kcndisini tutamayıp bağırdı, "Gel bir de imzanı at. Nerede kaldı Avni?" Yıl 1950'ydi artık. Seçimlere az bir zaman kalmıştı ve Erzurum Demokrat Parti'nin kalesiydi. Aynı tarihlerde Milli Türk Talebe Birliği Akademi'de de kurulmuş, sosyalist öğrencilerin aleyhinde tavırlarbaşlamıştı. Birgüngazetelerdenbirhaberyayımlandı. Ankara'da meçhul birkişi duvarlara Amerika aleyhinde yazılaryazmıştı. Polis her yerde bu kışiyı arıyor ama bulamıyordu. ttırkaç gün sonra habenn devamı da yer aldı gazetelerde. Meçhul kişi !>evket Karakaya'ydı. "Yandım" dedi Avni. Karakayaortaokul arkada^ıydı, zekiydi, kütüphanedeki bütün kitaplan okumuştu, üç dil biliyordu ama aklı dengesi bozuktu... miyc". Ses çıkarmadı Ayşe Hanım. Akademi.uzunzamandıraklındaydı Avni'nin. Liseyi bitirdikten sonra gitmeyi düşünüyordu ama örnekol'un dayağı daha fazla beklemesine gerek olmadığının hatırlatmasıydı. Bir dilekçeyle tstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'ne başvurup, sınava girmek istcdiğini bildirdi. Sınava girdiğinde 1944 yılının eylül ayıydı. Seksen kişiydiler ve sekiz kişı resım bölümünü kazandı. En yüksek notu alan üç öğrenci vardı, Orhan Pekcr, Turhan Erol vc Avni Memedoğlu. Akademi'nin müdürü Burhan Toprak'tı. Kazanan öğrencileri merak etmiş yanına çağırmıştı. Avni'nin aile durumunu öğrenince, "Ulan ne bok yemeğe geldin buraya" diye bağırdı "Bu zenginlerin yapacağı iştir. Sen perişan olursun". Bu geçici bir öfkeydi. Sonra on Hra burs verilmesini sağladı Avni'ye. Birinci sınif öğrencilerinin antik çalışan galeriyegitmeleri şarttı. Yıl sonunda antik çalışmalanndan geçerli puan alamayan öğrenci okuma hakkını yitirirdi. Şefik Bursalı ve Seyfi Toray'ın yönetiminde iki galeri vardı. Avni, Toray'ın galerisini seçti. Ikinci yıl Cemal Tollu'nun atölyesine geçti, canlı modcllerle çalışmaya başladı. Kadırga Yurdu'nda kalmaya bütçesi yetmiyordu artık. Musa Anter'in sahibi olduğuFiratTalebe Yurdu'na kayıtyaptırdı. Bu yurdun aylığı on beş liraydı, üstelik kahvaltı veriyordu. Serde fjençlik var, bir de heyecan. Şevket'in senaryosu Erzurum'da üç kışı karşısma dıkilmişti Şevket'in. "Seni götürmeyegeldık"demışlerdi,"Doğu Ünıversitesi'ne, Moskova'ya gidcceksin". Şevket de inanmış onlarla birlikte Istanbul'agelmiş, trenle Edirne'ye doğru hareket etmişlerdi. Sınıra yakın tren durdurulmuş, arama yapı lmış, üç kişı Rus casusu olduğu gerekçesiylctutuklanmıştı. Polisler Şevket'e,"Sengit"demişlerdi,"Bir daha bu işlere bulaşma". Şevket de beş parasız Istanbul'a dönmüş, lise arkadaşlannı bulup onlardan para istemişti. Avni de bu arkadaşlardan biriydi. Kimliğine Şevket'in fotoğrafını yapıştırdı, patates baskısıyla damgaladı ve Kızılay 'da kamını doyurdu. Sonra daHaydarpaşa'yagötürüp trcne bindirdi Avni. Polisin takip ettiğini fark etmediler... Dostluk başlarken... Kahvaltılardayaşıtıbiröğrenciyle gözgöze gehyordu sık sık. Bir süre sonra aynı yatakhanede olduklannı fark etti. Tahta kurusu baskınına uğradıklan bir gecc gözgöze geldikleri genç yanına geldi, bir saat onunla birlikte tahtakurusu topladı. Şaşırdı Avni. "Bu oğlanda yürek var ama" diye düşündü, "Neyin nesi acaba?" Genç yatağına davet etti onu. tlk gözüne çarpan yatağının başındaki kitaplıktı. Gcothe'nin, Manc'ın, Lenin'in, Gorki 'nin kitaplan vardı raflarda. "Çattık" dedi içinden Avni. Genç de kendini tanıttı, "Adım MuzafFer Kolçak". Daha Çaykara'dayken Avni'nin kulağına işleyen isimlerdi bunlar. Kars'a giden dekovil istasyonunun bekçisi Memduh Bcy 'den, namı diğer Komünist Memduh'tan sosyalizmi dc duymuştu, proleteryanın gücünün önemini de... Buyüzdendi şaskınlıgiKolçak'ın sayesinde Yüksek Tahsil llerici Gençlik Derneği'yle tanıştı Avni. Aslan Kaynardağ, Mehrnet Berktay, Aslan Bcrktay, Doktor Sevinç, Abuzer, bir de ilerde "En çok sevdiğim" diyeceği Dozer Kemal'e uzanan dostluk yolunun başlangıcıydı bu. SıraTürkiye Ressamın "bıçktn "pozu. llmudun güne^L Yedeksubay Memedoğlu... Komünist Partisi'ne girmekteydi. Girdi. Hiç soluksuz okuyordu kitaplan. Teksiredilen Kapital'i okuduğuyer tuvaletti... Dünyaya bir başka gözle bakıyordu artık. Bu resimlerine de yansıdı. Meksikalı ustalan, Orosko'yu, Rivera'yı, Alfaro'yu tanıyınca Akademi'dcki DGrubu ekolünün taklitçi, aktarmacı ve şekilci oldu Beş on gün sonra Şevket' in karşı sına yine birileri dikildi, "Biz Sovyetler Birliği Konsolosluğu'nda görevliyiz" dediler "Salı günü, saat onda orada ol, seni götüreceğiz." Şevket, söylenen günde, söylenen saatte konsolosluğa gittı. Isminı söyledi, tanımadılar. Neden geldiğini anlattı bu kez, "Randevumuz vardı. Çağırdıruz, geldim" Görevliler içeri aldılar Şevket' i. Olanlan bir kez daha, bu kez baştan sona dinlediler. Bir görevli, "Bu bir tertip" dedi, "Seni izlemişlerdirşimdi. Sana propaganda afişleri verelim. Bunlan yastığının altında bulundur, duvarlara yapıştır. Yakalanırsan ecnebi bir dcvletle ilişkiden değil, •• GeneUv.