04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

18 HAZİRAN 1995. SAY1 482 TENİS 5 BASKENTGUNLERI Güzel olaylar da var MÜŞERREF HEKİMOĞLll enç kuşaklar Profesör Doktor Bahtiyar Demirağ ı tanımaz, ama tanıyanlar unutamaz. Çocuk sağlığına baş koyan bir bilim adamı. Profesör Doktor Tomris Türmen çok güzel çizdi portresını. Genç tıp oğrencileri, asistanlar, hasta çocukların başında çağdaş tedavi yöntemlerinden söz ederek hocanın beğenisını kazanmaya çaba gösterirken o gülümsüyor, hasta çocuğun elıni okşuyor, annesine de soruyor: Kaç odalı evde oturuyorlar, güneş görüyor mu, ne yiyorlar, baba çalışıyor mu? Çocuğun okul durumu, başarısı, çevresı, beslenmesiyle daha çok ilgilenlyor Bahtiyar Hoca. Profesör Tomris Türmen'i tanıyorsunuz, bu köşede yazdım onu, uluslararası boyutlara varan, hepimızi onurlandıran bir doktor. Ankara Tıp Fakultesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği'nin 50. kuruluş yıldönümünü ve 39. Ulusal Pediyatri Kongresi'nde Bahtiyar Hoca'dan kaynaklanan sağlık felsefesıni de vurguladı. O konuşma sağlık polıtıkası oluşturanlara da ışık bence. Bir sistemin neden ışlemedığını anlatıyor, ışlemesı için gerekli yolları belırtıyor. Bir piramiti tersine çevırmek gerekıyor, insanları sağlıklı bir yaşama özendirmek var pıramitin temelinde. Güzel bir rastlantı; Doktor Tomris Türmen doğum gününü de 50. yılda kutladı. Üstelik elli yaşını. Bir kadın için güzel bir yaş bence, bahar değil ama sonbahara dönüş, yaşama sevıncini, rengini, parıltısını, durmuş oturmuş bir kişiliği yansıtan bir yaş. Dünyaya daha duyarlı, daha bilınçli bakıyor insan. 50. yıldönümünün en güzel armağanını da Ersin Onay verdi Profesör Türmen'e. BASSO sanatçılarından güzel bir konser. Adına sunulan programda çok sevdiği yapıtlar yer alıyor. Bir bılım kadını, UNICEF'in tepelerınden birınde görevlı bir doktorumuz böyle onurlandırılıyor. özellikle yazıyorum bunları, siyasal kürsülerde gozümüzü, kulağımızı tırmalayan olaylar yaşanmasına karşın bu tür güzellikler de var çevremizde. Sevgıyi, sagıyı, dostluğu behrten davranışlar da. Moskova'nın en guzel bınasını bir Türk mimann, Profesör Yüksel Erdemir'ın yapması da güzel bir olay değil mi? Necati Doğru'nun köşesinde okuyunca buyük coşku duydum. Ayrıca hüzünlendim, Rusya'nın başkentını güzelleştıren, başka ülkelerde de güzel yapıtlara imza atan mimarlarımıza karşın başkent Ankara'da çirkin gelişmeler yaşanıyor. RP'Iİ başkanlar, cumhurıyetımızı kuranların öngördüğü çağdaş başkente ters davranışlar içinde. Heykellerı kaldırıyor, kişisel, siyasal özlemleri doğrultusunda griişimler yapıyorlar. İnsan şaşırıyor, bu başkentın tek ve sonsuz sahibı Melih Gökçek mı acaba? Benım, sizin, hepımızın başkentı değil mi Ankara? Istanbul'dan söz etmıyorum hiç, çünki Istanbul'u hayalımde yaşıyorum ancak llçeyi il, beldeyi bucak yapmak güzel ama kentler ölüyor, rengini, soluğunu, kişiliğinı yitiriyor giderek. Posta kutumdan renk renk orkideler çıktı dün sabah. Değerli dostum Profesör Cevat Erder ve eşı yollamış, Çeşme tepelerınden toplamışlar orkidelen, ben de çok istedim ama gıdemedim. Ama onlar bu şöleni yaşıyor her bahar. Orkıdeleri seyretmeye gidiyorlar, toplamaya kıyamamış, resimlerini çekmişler. Gönlüm kararınca açıp bakıyorum. Fertıan Erder bir de orkide sergisı açar mı acaba? Kaplumbağalar da Çeşme tepelerinden bir uzantı değil mi? Çok mutluyum, kuş evleri de bu köşedekı bir yazım nedeniyle Cengiz Bektaş'tan esınleniyor. Kitabını gordunuz mu? Değerli mımarımız Güre'deymış ama sergıye geliyor, Ferhan Erder'in kuş evlerinı Kazdağlan'nın eteklerinde açan güllerle selamlıyor. Yakında Güre'de buluşuruz belki, belkı de Çeşme'de, Tahtakuşlar'dan Allbey Kudar da telefon etti bu sabah. Yaz boyunca açılacak sergılerden söz etti. Dağ havasında guzel dinleneceğimı söyledi. Benı denız de çok dınlendirir ama kimi günler efkar basıyor, dağlara çıkmak istiyorum gerçekten. Derken bir telefon geliyor, öfkem sevince dönüşüyor birden. Moskova'da bir Türk mimarının başarısından sonra Okyanus'un ötesinde bir başka Türk mimann başarısını kutluyorum. Mustafa Kemal Abadan, TRT2'de Mengü Ertel'ın sundugu Cumhuriyetimize Kanat Gerenler'den Profesör Yavuz Abadan ve Nermin Abadan Unat'ın oğlu. ABD'nin en büyuk mımarlık tasarım firması sayılan S.O.M.'de çalışıyordu, şimdi en genç ve yabancı uyruklu ilk ortağı oldu. Şu günlerde Berlin'de parlamento binasının arkasındakı ış merkezının, Endonezya'nın başkenti Jakarta'da bir alışveriş merkezinin, Brezilya'nın Sao Paulo kentinde bir başka binanın projelerini yürütüyor. Eşi Suzan Brady Abadan da aydınfatma mimarı. Aile yaşamını güzel aydınlatıyor, 1 haziranda doğan Taner Abadan da o aydınlığın ürünü.<4 MARY PİERCE • 15 Ocak 1975 Montreal doğumlu. Babası Amerikalı, annesi Fransız. Pierce hem Amerikan hem de Fransız pasaportu taşıyor. 180boyunda61 kilo • Florida'da oturuyor. 1993 yılından bu yana ünlülerin antrenörü Nick Bolletteri ile çalışıyor. • 1989 yılında 14 yaşında korta çıktı. 1991 yılında PolermaTenisTurnuvasını kazanarak dikkatçekti. #1995AvustralyaAçıkTenisTurnuvasrnı kazandı. • Şu anda dünya sıralamasında 3. sırada yerahyor. Babasının sultasından artık kurtuldu. veriyor. Haftada bir kere telefon ediyor. Bunun karşılığında baba onu hiç rahatsız etmiyor. Eski kavgalar böylece son bulmus. .Bir bakıma Pierce babasındanköşebucakkaçıyor. Butuhafilişkiiçinşöylediyorünlütenisçi: "Artık aramızda düzgün bir babakız ilişkisi kuruldu. O bana iyi şanslar diliyor ve zaferlerim nedeniyle kutladığını bildiriyor. Artık mutluyum. Aramızda olumlu bir ilişki kuruldu. O benim her zaman babam olarak kalacak çünkü. Ama tenis yaşantım bundan böyle tamamen kendi diktatörlüğüm altında sürecek." Bu yıl babasından tamamen kurtulan Mary Pierce adeta yeniden doğmuş. Tenis oynarken seçtiği kıyafetlere çok dik kat ediyor. Kimileri onun için, asi gençlik tanımını kullanıyor. Kimileri ise tenis sporunun çok ihtiyaç duyduğu kadınsı çizgilere sahip çıktığı görüşünde. Basınilearasıçokiyi. Hiçbiristeğigeriçevirmeden kameralann karşısına geçiyor. Bazengeceelbisesi ile,bazenbirbikini ilcpoz vermekten kaçınmıyor. Kısa bir sürc önce de dünyacaünlümodadergisi Vogue'apozvermis.. Çalışma salonuna bile basını davet ettiği oluyor. Buhaliyletenistcyeni arayışlaragircn sponsörlerin dc dikkatini çekiyor. Yavaş yavaş lenisten çekilmeyi planlayan büyük firmalar Mary Picrce'eçcvirmisjcrgözlerini. Nike ile ardından da Mizuno raketleriylc sözleşmcleryapmıs.. Şu anda kadın tcnisçiler içinde en fazla reklam alanların başında geliyor. Teniste kcndine belli bir yer edinmiş. Steffi Graf gibi dikkatl i, Gabriela Sabatini gibi güzel değil, ama o tenis dünyasının yeni prensesi. En büyük avantaj ının çal ı şmay ı sevmek olduğunu söyleyen Mary Pierce yorgunluktan düşene kadar çalışıyor. Mary kendisini Amerikalı değil de Fransız gibi hissediyor ve ileride fırsat bulduğunda hep Paris'te yaşamak istediğini söylüyor. ^ Derleyen: HAKANAKARSU Prof. Dr. Tomris Türmen 'in yaşam çizgislnde güzel ürmanışlar var.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle