Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 HAZİRAN 1995. SAY1 482 15 Arif Kaptan'ın soyutçu dönem öncesine rastlayan peyzajı, Epikman'ın soyut düzenlemesi, Cemal Bingöl'ün aynı niteliktekibirçalışması.Zeki Faik Izer'in erken dönemiyle ilgili tstanbul görünümü, Adnan Turani'nin Almanya'dandöndüğü ilk yıllara ait olduğunu sandığım soyutrenkscl kompozisyonu, Ankara'ya ilişkin yapıtlar arasında dikkat çekiyorlar. Nevide Gökaydın, Mürşide lçmeli, llhami Ercivan, Cemal Güvenç, Hasan Kavruk vekuşkusuz Veysel Erüstün'le, serginin Ankara çevreni, daha sonra kolcksiyona bağış yoluyla katıldıklan bilincn sanatçılarla tamamlanıyor. Ne var ki koleksiyon, dünden bugüne uzanan görüntüsü bağlamında bakıldığında tamamlanmaktan çok, süreğenliği içinde anlamını pekiştirebilecek biretkinlik olarak görünüyor. Aslında böylc olması, koleksiyonun bütünlüğü açısından da gcrekiyor. Milli Eğitim Bakanlığı.sanırım biraz da eğitici işlevini göz önünde bulundurarak, gazi koleksiyonuna kattığı yapıtlar için sanatçıaynmıgözetmıyordu. Devletsergilerine kabul edılmiş olmak, devlctin satın alarak resmi koleksiyonlarabuyapıtları dağıtmasındaclbet temel ölçüydü. Nitekim Gazi koleksiyonunda Eren Eyüboğlu'ndan (sergide iki güzel Bursapeyzajı yer alıyor) Namık lsmail'c, Halil Paşa'dan (Kahirc dönemi resimleri) Mehmet Ali Langa'ya, Feyhaman Duran'a vc Ayetullah Sumer'e kadar, seçkin oldukları kuşku götürmeyen yapıtlar var. Sururi Taylan'ın 1933tarihli"Bayrakmerasimi",Cumhuriyet'in lO.yılıanısına yapılmış olan bu rcsim, o yıllann onur ve duyarlığını yansıtmayı amaçlayan bir belge olarak da yorumlanabilir. Gazi koleksiyonunda resim için söz konusu olan süreçsel ctkinliğin heykel içingeçcrli olmamasını anlamak zor dcğil. Gene de sergide bu alana ilişkin iki heykel (Burhan Alkar ve 1. Hakkı Karayiğitoğlu) bütünlüğü bir ölçüde sağlayabiliyor. Gazi müzcsi değil ama Gazi koleksiyonu, iyi niyetler ve biraz da rastlantılar doğrultusunda vc oldukça ağır bir tcmpo içinde günümüze uzanan gelişmenin, kuşkusuz aynı niyet düzeyinde ama bilimsel değerlendirme ölçütlerine bağlı olarak sürmesinin yararlı olacağını gösteriyor. Bu işi üstlenecek kadro, Gazi'nin kuruluşundaki amaçlann bugün de geçerli olduğunu unutmadan işe koyulmalı, konunun salt bir gösterim olmadığının bilincine sahip çıkmalıdır.^ O dönemin anılanna uzanmakisteyenler için, Ankara'da (Şckerbank) şu günlerde ilginç bir sergi var; Sergiyi düzenleyenler, Mimar Kemalettin'in imzasını taşıyan ve Ankara Muallim Mektebi'niccpheden göstcren bir çizimin de yer aldığı bu koleksiyona"Gazi RcsimHeykcl Müzesi"adını uygun görmüşler. Başta Dcvlct ResimHcykcl Sergileri olmak üzcre, o dönemin resmi nitclikli sergilerindcn Milli Eğitim Bakanlığı'nca satın alınan ve kurumlara dağıtılan rcsimlerin, Gazi'nin payına düşcnlerinden oluşan bu kolcksiyon, gerçekten bir müze olma sürecine gelmiş midir? Eğer öyle ise, bu müze nerededir ve 1980'li yıllann başında, bir bölümü Gazi mekânlannda daha önce de sergilenmiş olan bu koleksiyonunböylebirkimlik altında, kendisine uygun bir yerde kamuya açılması neden gecikiyor? Şimdi genc bir bölümü sergilenen bu koleksiyo Kahire'den, 1910. nun bütünü kaç parçadan oluşuyor? Yapıtların ciddi birdökümünü çıkararak müze oluşumunu gerçekleştirme yolunda girişimlerde bulunmak, bu kuruma düşen önemli bir görev olduğu halde, bugünc kadar ncden salt scrgilemeyle (o da bütünü deği I) yctinilmiş?Hasar gören yapıtlar için bir önlem alınmımı, halen resimlerin yer aldığı mekân ya da mckânlar, onların sağlıklı korunması için yeterli koşullara sahip mi? ASUMAN P azar Dergi takımı "haftahk toplantı" numarasıyla gene çene çalıp çay, kahve, sigara içip çikolata yediler. Tabii arada iş de konuştular. Biri o hafta girecek röportajı kısalttı, biri başhğını buldu biri de anlarmış gibi sayfa düzenini (mizanpaj) çizdi. Biri isc sözc kanşmadı sadece dinledi. Yemek saati gelince ikisi gazetenin kantinine gittilcr, ama onlardan biri yemeği beğenmeyip salt salata yedi. ötekiler ise paraya kıyıp dışandan hamburger ve pizza ısmarladılar. Aşağıdaki ipuçlanyla çay, kahve ve sigara içenleri ve çikolata yiyeni, Pazar Dergi için yaptığını ve kimin ne yediğini bulun. # Sigara kullanmayan Figen kantinde yemedi. Aynur hem kantin yemeğini bcğcnmedi hem de kantinden vazgeçemedi (parası yoktu). # Kantin yemeğini yiycn anlarmış gibi mizanpaj yaptı, ama çay içmedi. Röportaj üstünc söze karışmayan da kahve içti, ama pizza yemedi. Pizza yiyen pisboğazdır. Daha önce de çikolata ycmişti. •Berat hamburger yemedi, başlık filan da bulmadı. Figen hamburger sevmiyor ve nc röportajı clcştirdi ne de mizanpaj yaptı. 0 Hamburger yiycn çay içmedi. Söze de kanşmayıp Çoğu Ankaralı Sergi, ilk planda bu ve benzeri soruları çağrıştırıyor. Bu sorulann yanıtlarını bekleyeduralım, sergi, salonu dolduran yapıtların düzeyi ve ait oldukları dönemler açısından, resim sanatımızın son yanm yüzyıllık aşamasını, çoğu pek de bilinmeyen yapıtlarla ortaya sermektedir. Ayrıca bu yapıtlann birkaçı dışında, önemli bir bölümünün Ankara'da yaşamış sanatçılardan oluşması da Zeki Faik'in, daha 196O'lı yıllann başında sözünü ettiği bir "Ankara Ekolü"nün, bu sanatçılar aracılığıyla 1930'larda biç imlcnmeye başladığı gerçeğine de bir kez daha ışık tutuyor. Yaklaşık yirmi yıl Ankara'da bir sanat cğitimcisi olarak görev yapan veGazi'dekiResimlş Bölümü'nün kurulmasında aktif bir görev üstlenmiş olan Malik Aksel'in genç kız portresi, Mimar Kemalettin'in çizimini hariç tutarsak, koleksiyona gerçek kimliğini kazandıran yapıtların başında geliyor. Onu, gene aynı kurumda uzun yıllar hoca olarak çalışan ve kuramsal yönde ilk önemli yapıtlan sanat kitaplığımı i. Hakkı Karayiğitoğlu, isimsiz. za kazandıran Mesut Erdem'in, bir başka koleksiyonda görmemize olanak bulunmayan iki yağlıboya tablosu izliyor. Mesut Erdem'i, sanatçı yönüyle bugün kaç kişi anımsar? Geçen yıl, bir rastlantı sonucu Adana'da kardeşiyle tanışmış ve elinde bulunduğunu öğrendiğim desen ağırlıklı resimlcrindcn bir sergi yapmamızı önermiştim. Olumlu karşılanan önerimin gerçekleşmesi, şimdi iki tablosuyla karşı karşıya bulunduğumuz bu eğitimcircssamı, unutulmuşluğun karanhğındançıkarabilirbelkidc.. Yerel temalarla tanıdığımız Nurettin Ergüven'in, sergide hiç de yabana atılmayacak birçalışması var. FİGEN AYNUR BERAT İPEK SALATA KANTİN YEMEĞİ PİZZA HAMBURGER BAŞUK MİZANPAJ ELEŞTİRDİ DİNLEDİ