03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

19ŞUBAT1995.SAY1465 SİNEMA 19 SİNEMA BULMACASI yaşadıkları da bir film çekiminden başka bir şey değildi... Şımdi, bu alanda yapılmış en güzel denemelerden birinı soruyoruz: Fransa. Nice stüdyolarında 'Karım Pamela' adlı bir film çekıliyor. öykuye göre, genç Alphonse (JeanPıerre Leaud), karısı Pamela'yı (Jacqueline Bısset) anne ve babasıyla tanıştırır. Ancak, kayınpeder ve yeni gelin bırlıkte kaçarlar... Bu film çekilirken, yönetmen Ferrand (François Truffaut), sette bir sürü sorunlar yaşamaktadır. Kayınvalideyi oynayan Severine (Valentına Cortese) yaşlılık korkusunu, şampanya ile bastıımaya çalışırken, Alphonse'u oynayan genç de, yönetmen yardımcısı kıza âşık olmuş, evlenmek istemekdedir... Ama, kız bir dublörle ortadan kaybolacaktır. Bütün aksilıklere rağmen Ferrand sabrı, çalışkanlığı ve yeteneği sayesınde filmini bitirmeyi başanr. Truffaut'nun hüznü ve mizahı ustalıkla kaynaştırdığı yapıt, oyun ve gerçek arasındaki sınırı kaldırıyor ve sinema endüstıisinin perde arkasına ışık tutan bir dizi unutulmaz öykü sunuyor. 1972 yapımı bu filmi anımsadınız mı? bir kıyı kasabasında geçer. Burada, herkes Sarah VVoodruff (Meryl Streep) adlı 'tuhaf bir genç kadını konuşmaktadır. Anlatılanlara bakılırsa, Sarah ahlaksızca davranmış ve bir Fransız teğmenle evlilik dışı ilişki kurmuştur. Charles Smithson (Jeremy Irons), yakında zengin bir tüccarın kızı olan Emestına ıle nışanlanacaktır. Limanda gezınirken, Sarah ile karşılaşır ve herkesin alay edip, hor gördügü bu kadınla ilgılenmeye başlar. Bu arada Sarah rolündekı Anna ve Charles'ı oynayan Mike arasında da bir gönül ilişkisı gelişmektedir... Böylece, izleyicı, iki ayrı çağın kadın erkek ilişkilerinı ve ahlak kurallarını karşılaştırma olanağını buluyor. Geçen yüzyılın lngiltere toplumunda katı ve ikiyüzlü ahlak kuralları geçerlidir. Çocukların günde on saatten fazla, ağır işlerde çalıştırılması olagandır, ama bir kadının evlilik dışı gönül ilişkisi, büyük ahlaksızlıktır. Insanları soyarak geçınen tüccar namusludur, ama, dışlanan bir kadına ilgi gösteren Charles onursuzdur... Ne var ki genç adam ve Sarah, özgürlük arayışlarını sürdürecektir, mutlu sona dek. Anna ve Mike arasındaki ilişki ise başka türlü noktalanıyor. Çünkü, çağımızın kadını artık 'özgür'dür... Fazla düşünmeden, kendi yoluna gidebilir. En azından filmde öyle görünüyor... Ingiliz sinemasının usta kameramanlarından Freddie Francis'in görüntüledıği bu şiirsel, derinlikli ve düşündürücü yapıtı anımsadınız mı? TRT göstermişti... v Geçen haftanın yanıtlan: Stan LaurelOliver Hardy, yani LaurelHardy ve Bud SpencerTerence Hill ADEM AYAKTA Çiller ailesinin Amerika 'daki yatmmları için seçtiği Sew Hampshire. Ormanlarmda ahşap minyatür evler bir yalnızlığı, doğanın giiç koşullanna direnerek sürdürülen bir yaşamı sergiliyorlar. Yapıtlannda toplum sorunlanndan uzaklaşıp yalnızlık duygusunu işleyen ünlü Amerikan yazarı Nathaniel Havvthorn'un son yıllannı geçirdigi bu eyalette, "Büyük Taş Yüz" (Great Stone Face" adlı öyküsünü Ak Daglar'daki "Dağın Yaşlı Adamı) portresinden yüze benzeyen doğal kaya oluşumundan esinlenerekyazmış. Portsmouth kentinden Atlantik Okyanusu'na akan Piscatoua nehrinin oluşturdugu haliçlerin arkasında yer alan Dover kentindeki New Hampshire Üniversitesi binalarıyla, kampusuyla bir yeni lngiltere bölgesinınözelliklerini taşıyan tipikbır Amerikan üniversitesi. Sonbaharda sarıdan kırmızıya renk yelpazesi içindeki yapraklarla örtülü, kışın olabildigince uzun süre karlarla kaplı dogasıyla, ormanların içinde geceleri çevreye çekici sıcak ışıklar yayan küçücük şirin, beyaz evleriyle, bahçelerde dolaştıgını kokularından anladıgımız kokarcalanyla, yolda birdenbire karşınıza çıkıveren geyikleriyle ıssızlığı, yalıtılmış lıgı. doğayla iç içeligi yaşayan bir eyalette bulunuldugu duygusuna kapılmamak elde değil. Bu kuzeybatı uçtaki cyalet bir bakıma dogal koşullardan ötürü yalnızlığa itilmiş bir konumda. Suç oranının da en düşük düzeyde bulundugu bu eyalette Meryl Streep'in llk halkın yabancılara açık olmaması pek şaşırtıcı önemli filmlerlnden degil. Türkiye'yi tanıIngiliz 'özgür sinema' akımının çıkardıgı parlak yeteneklerden biri de maları onlardan pek Karel Reisz idi. Reisz, 1980'de, çok beklenemez. Ancak, übaşarılı bir 'fılm içinde film' denedi. niversitede tarih bölüHarold Pinter'ın, John Fowles'ın bir mündeTürkçeyi Bogaromanından yaptığı uyarlamada, ziçi Üniversitesi'nde Meryl Streep, sinemadaki ilk önemli öğrenmiş, arkeolojik rolllerinden birini canlandırıyordu. Bir film çevrilmektedir. öykü, kazılara katılmış, oda186O'lı yıllann Ingilteresi'nde, küçük sında Atatürk'ün resmi de var... bulunan bir tarih profesörüne, Gregory McMahon'a rastlamakolası. Yinebiryazlstanbul'a gelmiş, Bogaziçi Üniversitesi'ne de ugramış ögrenciler, Amy Caroline ve arkadaşları. Türkçe ögrenmekteki kararlılıklannı Türkçe derslerinin okul programına alınmasını üniversite yönetimine kabul ettirerek kanıtlıyorlar. Üniversitede yaşam öteki üniversitelerden pek degişik degil. ögrenciler istediklerini alabilme çabasında, ögretim üyeleri akademik yanşmalannı sürdürme, ycniliklere ayak uydurabilmek için destekleyici projeler alabilme çabasındalar. Mezunlann destegine üniversitelerin gereksinim duyması, mezunlannı onurlandırmak istemesi çok dogal. Türkçe sınıfına son girdigimizde ögrenciler hepbiragızdan "Hatırla Sevgilim" şarkısını söylüyorlardı. Acaba üniversitelerinin eski bir mezununa, uzaklardan eyaletlerine yatınm yapan birisine mi sesleniyorlar? Eyaletin yaşam felsefesini "Ya özgür yaşa ya özgür yaşa" diye yorumlama egilimindeki bir mezuna, özden öte değerlerin de varolabilecegini mi anımsatmak istiyorlar?^ Jacguelirte Bissetünlü Fransız yönetmen François Truffaut ile... Bu hafta, "fılm içinde film" nıtelığınde baş yapıt soracağız. Bakalım bilecek mısinız? Film içinde fılm, pek az girışilen, biraz 'tehlikeli' bir deneme. Bir film çekılirken, fılmın konusu ve kişileıi, gerçek yaşamdakı olaylar ve kişilerle karışır ve bir süre sonra, ikısı bırbirinden ayırt edilemez hale gelir. 1980'lerde Carlos Saura ve Brian de Palma, ilginç ve başarılı birer deneme yapmışlardı. Saura'nın "Carmen"i (1983), konuyu bale olarak sahnelemeye çalışan bir adamın, oyuncu kızlardan biriyle yaşadığı ve tıpkı yapıttaki gibi trajik biçimde noktalanan aşk öyküsünü anlatıyordu. Brıan de Palma ise, bizde "Sahte Vücutlar" adıyla bılınen "Body Double" (1984) geriliminde, bir korku filml çekilirken yaşananları konu edinmekteydi. Düşük bütçelı vampir filmlerinın oyuncusu Jake Scully (Craig VVasson), kapalı yer korkusu (klostrofobi) yüzünden işini ve evini kaybediyor, sonra, bilmeden, bir adamın sahte cinayet tanığı oluyordu. De Palma, burada bir yandan "Arka Pencere" ve "Vertigo" gibi yapıtlara gönderme yaparak ustası Hicthcock'a saygılannı sunuyor, bir yandan da, 'film içinde film içinde film" gibi, görülmemiş bir işe gırişiyordu. Çünkü, Jake Scully'nun film çekimi dışında Fllm içinde fllm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle