04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

I9ŞUBAT 1995. SAYI 465 Türkiyeli kişileri bizim kadarbaşkalan veremez. Bunayabancılıkdemiyorum, çünkü bu benim kabul ettiğim dc birşey." diiyor. <ıwı İNSANLAR 11 rada bizim birinci jenerasyon dediğimiz kuşak, 20 yıldır burada olmasına karşın içinde Hollandacabileniçokazdır. Bunlarada ulaşmamız gerekir." sıkıntıyı bizim, bizim gibi ülkelerden gclcnlerin çektiğini hissediyorum." Çocuk tiyatrosu için ise Türkçe oyunlan önemsiyor Yalçıner. Vebu tiyatronun geçmişinde de hep Vasıf Öngören'in olduğunu vurguluyor. Çocuk tiyatrosu Hollanda'daki Türklerin gelcceği ile yakından ilgili. "Çocuklarımız üçüncü kuşak, Hollandacayı mükemmel konuşmanın yanında Türkçede çok zorlanıyorlar. Yılda bir kez Türkiyc'yc tatile gidiyorlar ve orada çok sıkıntı çekiyorlar. tnsanlarla bağ kurmakta zorlanıyorlar, az kelime biliyorlar. Küçük Kara Balık'ı iki yılda hazırladık. Ancak Hollandaca tekste geçtiğimizde hazırlık motorgibi gitti. Bu çocuklar bizim çocuklarımız onlara karşı sorumluluklarımız da var. Aynı zamanda kendi kültürlcrindcn kopmayarak, dillerini de konuşmalannı sağlıyorsun. Dil kurslarında böyle sahneüstünde elde ettikleri başarıyı elde edemezler. Bu akıcılığı bulamazlar. Dil derslerinde de ögrenirler, ancak nerede kullanacak. Sahnede dil kullanmak çok zor. Onlar bu zoru başanyorlar. Her Hollandalı, kendı dilinde de olsa tiyatro yapamaz. Türkçede de aynı. Uzunzamandırgrubumuzçalışıyor, dağılmadı. Şimdi çoğu gençoldu. Böylece tiyatromuz kı«men 'Gençlik Tiyatrosu' konumuna yükseldi. Burada "Şahmeran" çıktı karşımıza. 78'lerdeHalkTiyatrosu'nun rcpertuvannaalınmıştı. Bizim buradaki Şahmeranımız, bütün dillere ve kültürlere açıkbir Şahmeran. Kimseyidışlamadık. Sanat zorbalığavezora karşı bir çizgi izler. Bizim kurumlaşmışbiryapımızyok. El yordamıylabuluyoruzyolumuzu. Burada yetişen ve eğitimini yapan arkadaşlara büyük görev düşüyor. Kurumlaştınp ileriye taşımak. Gençlerin eline taş versen taş, gül versen gül atar. Elde edilen birikimlerlc dünya müzik okulunda müzik parçası, tiyatro okulunda tiyatro parçası olalım. LJlusalcı, milliyetçi yaklaşımladcğil. Gerçekten dünyalı olmanın farklı rengi olaiım. Bir renktir ve bu renkten kimseyi mahrum etmenin yararı yok." Konya'dan Hollanda'ya Holhında'da soıı bır ıkı yıl içinde ünlenenŞıhali Yalçıncr, 1948yılında Konya Karaman'da doğdu.. llkokul, orta ve liseyi Karaman'da okudu. 19681972 Istanbul Ünivcrsitcsi lktisat Fakültesi'nı bitirdi. Ankara Eğitim Fakültesi Felsefe Bölütnü'nde iki yıl okudu. Bu egitim sürecinde ilkokuldan başlayarak müsamereler, piycslcr vc tiyatrolar da vardı. Bir de spor. Ankara Sanat Tiyatrosu'nun gençlik projeleri ilgisini çekmeye başladı..TamogünlerdeErkanYücel AST'tan kopmuş daha sonra Halk Tiyatrosu diye devam cden Devrimci Ankara Sanat Tiyatrosu'nu kurmuştu. O da içinde yer aldı. Darbc günlerine kadar köy seyirlikler, turneler, Ankara ve Istanbul 'da yerleşik oyunlar sahnelediler. Ama ardından 12 Rylül ve siyasi davalargclince Şıhali Yalçınermültecilerkervanınakatıldı. boşluğa düşersiniz. Ben hazır olan bir gruba girdiğim için biraz da şanslıyım" Şıhali Yalçıner'e göre, arztalepbiryerdeetkin. Ancakdilbir renklilik. "Her zaman Türkçe" veya "her zaman Hollandaca oynayacağım" diye bir şey yok. Shakespeare, her dildeoynanabilir. Keşke diyor, "Kürtçe bilsem de Shakespeare'i o dıldc oynasam. Bu bcnim mcrakımı çckcr, çünkü çok renklilik insanları ve kültürleri birbirine bağlar. Çeşitli dillerdeki müzikaliteyi oyunlarda izleyebilirsin. Bu şansı biz çok kez yakaladık. Klasik bir oyunu, Çehov'uoynadığımı/da, Hollandalı meslektaşIanmızTürkçenin müzikalitesini çok ilginç buldular. Bu yüzdcn iki üç kez izleyenleri biliyorum. Bunun yanı sıra John Leerdam bir Antilyanlıdır. Siyahbirrejisördür. Türkçe ileen ufak bir ilgisi yoktur, ama akademik seviyesi tartışılmaz. Şimdi kendisi Amerika'da. Bu insanÇehov'ubiliyor.Türkçeyihiçbilmiyor. Ama o şunu iddia etti," Ben, "Türkçe, Hotlanda için önemli bir zenginlik Türkçedede, Arapçadabu oyunu reji yapabilirim." Çünkü insanlann kızması birdir. Dilinde kızması, gülmesi, dilinde subay olması, dilinde sıradanlaşması, sadcleşmesi gibi konulargözlemlcnebilir. Mimdc örneğın vücut sesi vardır, gözler bakışlar önemlidir. Dansta tamamen vücuttur. Bunlardan hareketlc dil, biryerdc rcnkliliktir. iyi kullandığın zaman, seni biryerleretaşır. Ayncabu Türkçenin öneml Yalçıner, Türkçe tiyatronun Hollandalılar tarafından bir kültürzenginliği olarak görüldüğü inancında. "Sanatçı kesiminin büyük bir bölümünde böyle bir yaklaşım var " diyor. ve devam ediyor: "Buna bağh olarak şöyle bir yaklaşımları da var. Egemen kültürde Ingilizce, FransızLII, Almanca yabancı dil olarak görülmcz. Oysa Türkçe, Arapça, >;ıbancıdır. Çünkü gerçekten Üçüncü Dünyalıdır. Üçüncü Dünyalı derken, sıralamada da üçüncü oluyorsun. Bunuhissetıııck hoş bir olay dcgil. Klasik oyunlan anlamalan güç değildir, ancak bizim gelencksel türde oynadıklarımızı, meddah türü, orta oyunu türü oyunlarımızı; dile ve dildeki zenginliklere dayalı oyunlan anlamalarını bekleyemeyiz. Ben de dil oyunlanna dayalı Hollandaca şovlan anlayamıyorum. Onlar da aynı zorluğu yaşıyorlardır. Önemli olan, sanata karşı önyargısız yaklaşıldığı zaman renkliliği yakalayabiliriz. Burada en büyük Hollanda'da tiyatro Şıhalı Yalçıner'ın llollanda serüveni elbette pembe di/ilerle başlamadı. Ama o sanat yapmakta çok kararlıydı. llk rol aldiğı oyuııda Hollandalı yazar Brcdero'nun Ineğin Güldürüsü'ydü. Yöncten ıse Ayşe Emel Mesci. ArkasındanÇehovgeldi. Ayı,Tütünün Zararları ve Evlilik Teklifi... Buoyunları ise John Lecrdam yönetti. Türkiye'dc Sığıntılardiyc bilinen ama "Göçmenler" diyeoynadıkları bir oyun ve Bruin Otten tarafından yönetilen Pinter'in "Dağ Dıli". Ve cn iyi yabancı oyun seçildi. Birinci bölümTürkçeKürtçe.ikincibölümü HollandacaTürkçe oynandi. lşkenceyi anlatan Pinter'in "BirTek Daha"sını Amsterdam'ın en ünlü salonu Stadschouvvburg'da oynadilar. Gene iki dildc... Sonra "Kahvede ŞenlikVar'V'KüçükKaraBalık" ve "Şahmeran"... Yalçıncr, "Hollanda'da Türkçe tiyatro bir dil zcnginliğidir. Bu da buranın çok kültürlülüğüdür," diyor. Yabancı bir ülkede, Hollanda'da hem de Türkçe tiyatro nasıl bir şey? Dahaönce, Vasıf Öngören, kurumlaştırdığı "El Kapısı"yla bir iz bırakmış. Bu izin üzerindc çeşitli gruplar oluşmuş. Çeşitli insanlar tiyatro eğitimine yönelmişler. El Kapısı, Amsterdam Sanat Tiyatrosu, Close Up gibi gruplar, Şaban Ol, Ali Çifteci, Cahit Ölmez'ler akademik seçimlere bu temelde yönelmişler. "Birdebengelmeden önce kurulmuş Türkçe oyunlaroynayan Amsterdam Sanat Tiyatrosu vardı. Biz de oraya girdik. Doğaldırki Hollandacaöğrenmek uzun yıllargerektirdi. Dili öğreneyim, daha sonra tiyatro yapanm, derseniz İzmlr'danteklif Şahmeran oyunu Avrupa'dan turne teklifleri alıyormuş. tzmir'den bile teklif geldiğini anlatıyor Yalçıner. Bornova Belediye Şehir Tiyatrosu'ndan., Bir yandan Nâzım Hikmet'in "Kafatası"nı hazırlıyorlar. Amaçlan çocuklan Nâzım'latanıştırmak. "Ama" diyor, en önemli projemiz, 'Ada' diye iki kişilik bir oyun. Afrikalı biryazann oyunu. Ada bizim için çok önemli. Buoyunla bizdcYaşar Kemal'lerin, Aziz'i Nesin'lerin yanında olduğumuzu ifade ediyoruz. Başka türlü aydınlanamayacağız galıba!" <4 Şıhali Yalçıner Amsterdam 'da bir çocuk oyunundu. "(,'ocuklar için Türkçe tiyatro önemli " diyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle