Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 Aslındaher şey fotoğrafçılığın gelişmesiyle başladı. Dörtnala giden bir atın dört ayağı birden havaya kalkar mı sorusuüzerine girişilen bir iddianın ardından fotoğraflar hareket etti. Ve sanatlann en genci, yedinci kardeşyüzyaşını doldurmaküzere... CUEZON HAL TWIOB Dally mt 3 and 8 Oontinued Snoımous Suooess of ..veresimler hareket etti! l.saYiarian devaııı üzere. Yü/ yıldır metropollerdc, kendi halinde taşra şehırlerinde, saray gibi sinetna salonlarmda ya da ahırdan bozma gösteri mekânlarında insanlar beyaz bir perdcye yansımış hareketli resjmleri izliyorlar. Yani Amerikan tabiri ile "moving pictures"ı, ya da "movies"i. Bunun bclki ikiüç katı bir sürcdir de, bir yere yansıttıkları görüntüleri hareketlendirmeye çalişıyorlardı. Bundan neredcyse yüz yıl önce, bu işi başardılar. Aylardan arahktı, aralığın 28'i. Bir sonraki yıhn cli kulağındaydı, herkes yeni yıl hazırhklarına başlamıştı bile. Bir şcnlik dönemiydi. Noel'i yılbaşına bağlayan o ışıl ışıl ay. Paris'lc Grand Cafe'nin bodrumundaki Salon Indien'de Lumiere Kardcşler sinematogranarını ele güne gösterdiler. Bu ilk halka açık gösteriye sadece otuz beş kişi geldi. Ama çok geçmeden, bu yeni buluş Paris cğlence âlemini mini bir sarsıntıya uğrattı. Artık herkes akın akın Cinemalografphe Lumiere'e giriyor, kısa filmleri keyifle izliyordu. Louis Jean Lumiere ile ağabeyi Auguste Marie, bir fotoğrafçının oğullarıydı, aynı zamanda fotoğraf donanımını da imâl ederlerdi. Dolayısıyla, hem çeken hem gösteren bir makineyi ilk kez (Şubat 1895'te) onların bulmalannın ve kısıtlı bir dostahbap topluluğuna minik bir gösteri yapmalarının ardından, büyük ekranda halka sunulan ilk sinema gösterisinin de onlara nasip olmasına şaşmamak gerek. Oysa birkaç yıldır Edison dahil bir sürü insan, projeksiyon makinesini icat etmcye çalışıyordu. Ingiltere'de Robert W. Paul, Almanya'da Max ve Emil Skladanowsky kardeşler, ABD'de de Thomas Armat, C. Francis Jeııkins ve bir baba, iki oğulLatham'lar... Aslında her şey fotoğrafçılığın gelişmesiyle başladı. Bir adamın garip bir merakı da işleri biraz çabuklaştırmış olabilir. Califbmia Valisi Leland Stanford, bir şeyi çok merak ediyordu: Dörtnala giden bir atın dört ayağı birden aynı anda yerden kalkar mı, kalkmaz mı 9 Stanford, kalktığı konusunda bahse girdi. Sonra da bu bahsı kazanmak için kırk bin dolar yatırdı ve Edword Muybridge'e bir dizı fotoğraf çektirdi. Muybridge bu iş için cpeycc uğraştı. llatta çalışmalanna uzunca bir ara da vermck zorunda kaldı (karısının âşığını öldürmekle suçlanıyordu). Sonunda, yanş pistinin iki kenarına, obtiratörlcri pistin iki yanında uzanan tellere bağlı, atın harekete geçirdiği toplam yirmi dört kamera dizdi, rcsimler birbirı ardınca büyük bir süratle çekildi. Kvet, atın dört ayağı da yerden kalkıyordu. Stanford, kendisinc haylı pahalıya mal olan bahsi kazandı. Muybridge de resimleri pozitifc çevirdi ve bir tür büyülü fenerle projeksiyon yaparak, ilkel bir sinematografeldeetti. OHINA & BOBR W LIFE IN BIRMINCHAM M «t tM t 7. Otmmcı at • 4 I» UHy SM Mamlc of A«İM4t«d nwte(r«phy ! ! The Biffht of a Lifotime I I Do Not Miss thia S r M t Tr«at! 1 PRICES3s., 2a, la, and 6c İlkfilmişçileri Sonra birden, onlarca kişi, "hareket eden resimler"in peşine düştü. Bir Fransız astronom, gezegenlerin harekctini kaydetmek istiyordu. Onunla çalışan bir fizikçi, bütün fotoğrafları tek bir kamera ile almayı önerdi. Muybridge, Thomas Alva Edison'u aradı. C) sırada Edison laboratuvarlarında çalışan gcnç bir lngiliz, silindire takılmış filmli bir kamera üzerinde çalışıyordu. Edison ise, konuşma makincsi icadına eşlik cdecek görüntüler arıyordu yalnızca. Bu arada kamera imalatçılan da, cam plakalann ycrini alacak fılm ruloları geliştirmeye çalışıyorlardı. Tarihin bu noktasında, öncelik açısından hayli kargaşa olduğu söy lenebilir. Gerçi bu öncelik, o şenlik döneminde keyifle film izleyen seyircileri hiç ilgilendirmiyordu ama, hareketli görüntüler hummasına tutulmuşa benzeyen müstakbel mucitleri fena halde ilgilcndiriyordu. Gene de bütün bu kargaşaya rağmen, "ilk" olma şerefinın Lumifereler'e ait olduğu, genel kabul görmüş durumdadır. Ancak ilk gösterimleri 28 aralıklaki halka açık gösteri değil, daha önce, özel bir cemiyetin mensuplanna sunduklan filmcikti. Lu miere işçilerini fabrikadan çıkarken gösteTen bir film. İlk fılmlerin çoğu gibi, şimdikitanımıyla, bir belgesel. Sonra, aynı yıhn 20 mayısmda New York'ta para ödeyen seyircilcr, bir profesyonel boks müsabakası izlediler. Gerçek bir olay filme alınmamıştı Maç, sırf bu gösteri için düzenlenmişti, yani belgesel değil, bir tür konulu filmdi. Gene de, küçük bir sinema clkitabı niteliğindeki asıl gösteri, o mahut 28 aralık gösterisidir. Lumıereler'in ilk halka açık gösterisi. Grand Cafe'nin bodrumunda küçük bir salon vardı. Sahibi burayı kiraya verir, elde cdilen hasılatm da yüzde yirmı beşini alırdı. Ancak yarım saatlik bir film gösterisi için bir frank almayı öneren girişimci beyefendiyc pek itimat etmedi doğrusu. Neymiş, yarım saatte en uzunu üç dakika olan on iki film gösterilecekmiş de, insanlar gelip seyredecekmiş de... Normal tarifesini uygulamayı reddettı. Salonunun