Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30EKİM 1994. SAYI 449 11 BAŞKENT GUNLERİ Son tango yeni bir dansa dönüşecek mi? Mİ'lŞERREF HEKİMOĞLU aşkentte son tango oynanadursun Devlet Balesi Don Kişot ile açtı perdesini, yirmı yıl sonra yenıden sahneleniyor. Bu kez Lenıngrad'ın ünlü Kirov Tıyatrosu'ndan bir sanatçının, Nicolai A. Oslaltsov'un yorumuyla. Renklı danslarla gözleri okşayan bir dans olayı. Başta Elrf Poyrazoğlu, Armağan Davran, Murat Şikel, tüm dansçılar ortak bir çabanın güzel ürününü sergiledı. Başkentli sanatseverler de degişik yorumlar yaptı. Vaktiyle oynanan Don Kişot müzikalinden çağrışımlarla, balede başka çizgiler aradı galiba. Gala akşamı renkli bir kalabalıkla dalgalandı Büyük Tiyatro. Dışişlerı Bakanı Profesör Mümtaz Soysal, Müsteşarı Özdem Sanberk ve eşleri de seyirciler arasında. İç ve dış politikanın yoğun trafiğine karşın Don Kişot'u seyretmeye gelmiş Dışişlerı Bakanı. Sanatseverliği ağır basıyor, çağrılara katılmaya, zarif çiçekler göndermeye özen gösteriyor. Kimi başkentliler Profesör Soysal'ı başkentin baş dansçısı olarak selamladı. Ustalığını, son tangoyu daha güzel bir dansa dönüştürmek için zarif çizgiler sergilediğini söylüyorlar. Mümtaz Hoca'nın danslarını umutla seyrediyorlar, baleyi izleyen kokteylde çevresı çok kalabalıktı, gözlerini de, kulaklarını da parlatan olaylar yaşadı, gülümsedi. Başkent yaşamının özellığı bu, bir günün gerilimi karanlığa karışır akşam olunca, bir konser, bir sergi, bir opera, bir balede yeni bir soluk alır insan, yeniden güçlenir. Don Kişot balesinin güzel danslarını ızlerken ben de gülümsedim birden. Bu dansçılar güzel bir yanıt şerıatçılara. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Rengim Gökmen, Turandot Operası'nın başarısını anlattı o gece. Kopenhag'da ilk kez sahneleniyor Turandot, Devlet Operası'nın sanatçılarını coşkuyla selamlıyor Danımarkalılar. TV'de, basında yazılar, resimler ve güzel bir yorum: Şeriata dansçı karşı en güzel duvar bu kadın sanatçılar. Başka hangi Islam ülkesinde var! Kopenhag Büyükelçımiz Faruk Looğlu da bu olayla nasıl mutlandı kimbilir. Geçen akşam güzel bir düğün kutladık eski Ankara Palas'ta. Avustralya'da şehit olan diplomatımız Şarık Arıyak'ın kızı Çağla'yla, Zeynep ve Alev Güran'ın oğlu Alp evlendı. Demet Arıyak yaşlı gözlerle kutladı bu düğünü. Benim gözlerim de kuru değildı elbet, gecenin ılerı bir saatinde başucumdaki telefon çalıyor yıllarca önce. Avustralya'dan bir dostum arıyor, acı olayı haber veriyor, kurşunları yüreğimde hissederken haberi gazeteye ulaştırıyorum. Gazeteciliğin bu yanları da var. 1994 Ekim'inde de Şarık Arıyak'ın kızını güzel bir gelin olarak kucaklıyorum Ankara Palas'ta. Başka dostlarımı da kucakladım o akşam. Izmir'den gelen Erboy ailesini, Karabuda'ları, artık hiçbir yerde rastlanmayan kişilerle sönmeyen yıldızların parladığı bir başkent akşamı. Zeynep Eroy ve Emine Erboş Izmir'in şıklığını sergılıyor salonda, Gönül Erboy'un belleğınde geçmiş yıllar sergileniyor. Ataturk'ün eşi, teyzesi Latife Hanım'ı anımsıyor, Ankara Palas salonlarında yaşadığı baloları, teyzeye söz vermişler, aile sonuna kadar suskunluğunu koruyacak ama Latife ve Mustafa Kemal aşkına inanıyorlar. Ben de Latife Hanım'a söz verdım ama bir kez buluşmada da o sevgiyi hissettim satır aralarında. Bılmem duydunuz mu, uzun yıllar BBC'nin Türkçe yayınlarında çalışan Andrevv Mango Ataturk'ün siyasal portresini çizen bir kıtap yazmaya hazırlanıyor. Lord Kinross'un kıtabının eskidiğini düşünüyor galiba. BBC'nin Türkıye'yi tanıtmak amacıyla başladığı yayın nedeniyle Ingiliz Büyükelçilıği'nde düzenlenen akşam yemeğinde gördüm Andrevv Mango'yu. Kitabını merakla bekliyorum. Başta Güneydoğu olayları, çözüm seçeneklerı, belli konulara bakış açısı doğrultusunda hayli ilginç bir kitap yazacağa benzer. Cumhuriyet'in Ankara Temsilcisi Mustafa SPRflJEVO Hollywood'dan Saraybosna yayolgitmez.ren "kültürel bir işlcvi" temsil ediyor. Bunun en iyi kanitı, Saraybosna'da, 1984 Olimpiyat Oyunları'nınonuncuyıldönümündeyaklaşık 40 afişle birlikte orijinallerinden büyütülmüş kartpostal lardan oluşan bir scrgi açmaları. Design TR1OSaraybosna, Saraybosna'dan gelip geçen ünlülerin ilgisini de çekmeyi başardı. Susan Sontag, Bernard Henry Levy ve Annie Leibovitz tasarımlara özgün düşüncelerini katarak yardımda bulundular. Ve eğcr bu kartpostallar sizi bir saniye için bile olsa durdurmayı başarıyor, sanatın savas. sürecinde oynadıgı yaşamsal rolünü düijiindürmeye sevk ediyorsa Bojan ve Dada'nın Saraybosna'da kalıp kültürel işlevlerini tamamlamaları için bir ncdenleri var demektir. ^ Türkçesi: NERMİ1SBA YÇIN sever raybosna kentinin kimliğini uluslararası platformda "kültür simgesi" haline dönüştürmek iç in kartpostal lar tasarımlamaya baş larlar. Tanınmış öğclcrin kullanıldığı kartpostallar bize doğrudan Saraybosna'nın Avrupa kültürünün, geçmiş, sjmdi ve geleceğin bir parçâsı olduğunu anımsatıyor. Kartpostallar yalnızca "Saraybosna sürecini" yansıtmiyor. Toplıımsal bir eleştiri yolu olduğu kadar Design TRIO'nun doldurmak istediği tasarım, kültür ve sanatın savas kosullarında bile y;'1 tılabileceğini ve olgunlaşabileeeğini go>ıc ı ı liukanı Profesör MümtazSoysal. fl«> olarak selamlamyor. Balbay bir söyleşı yapacaktı Mango'yla. Bu yazımdan önce o söyleşiyi okursunuz ve ufuktaki kitap konusunda daha çok aydınlanırsınız belki. Başkentte sonbahar bahara dönüşüyor galerilerde. Güzel sergilerin tümünü izlemeye vakit bulamadım henüz. Ama bulacağım. Çırkınlıklerı aşıp, güzelliklere ulaşmayı sanatçılarımızla yaşıyoruz ancak. Dünyadan ayrılsalar da elleri bizde. Şu anda da Selim Turan var karşımda. Mor dağların ötesinden bakıyor bana. Bir Anadolu gezisinden sonra Artizan'da açtığı sergiden. Belki de Güneydoğu'da bir dağ bu, sonra şu kırmızı güller, ressamın solmayan kırmızısıyla gülümsüyor. Selim Turan rahmetli Hasan Işık'ın okul arkadaşı, günlerce, saatlerce ne güzel söyleşiler yaptık soframızda. Derken ver elini Tahtakuşlar. Etnografya Galerisi'nde bir Selim Turan salonu var. Paris'te yaşamını yitiriyor ama Ida'nın tepesinde bir köy galerisine adı veriliyor. Orada sergiler açıyor. Karar verin bakalım, öldü mü yaşıyor mu? ^ Saraybosna '94. Oyun Şimdi Başlasuu.. "Saraybosna 'yt Kurtarmam Istiyorum'