Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Y K E M A A L S A M Ö Z E R Tüpk kültürünün İngiltere'deki satosu üneşli bir haziran günü. Londra'dan Camridge kentine doğru yola çıkıyoruz trenle. Niyetimiz üniversitesiyle ünlü bu kentte kalmak değil, oradan da Sawston kasabasına ulaşmak. Savvston Hall adlı ortaçağdan kalma ünlü malikânede bir Türk aileyle, Bayraktaroğlu ailesiyle buluşacağız. Niye mi? Bugün bir dil merkczi olarak kullanıhyor o malikâne, tam adıyla söylersek The Cambridge Centre for Languages. Anadili ingili/ce olmayanlara Tngiliz dilindc, anadili İngilizce olanlara da başka dillerdc kurslar düzenlemek amacıyla kurulmuş 1983'te. Ann ve Sinan Bayraktaroğlu da buranın sahibi. Yani hem malikâncnin, heın dil merkezinin. On yıldır, dünyanın her yanından gelenlcre, çağdaş bir dil eğitimi yanı sıra, birbirleriylc ve Sawston kasabası halkıyla tanışıp kaynaşma olanağı vcrcn, British Council'ın 1985'ten beri tngiliz dili eğitiminde yetkin bir kurum olarak tanı G pratiği üzerine yoğunlaşması gerektiğine inandınyor. Dilbilim (linguistic) alanında çalışmak üzere tngiltere'ye gidiyor. Yıl 1971. Leeds Ünlversitesi'nde bir yıl uygulamah dilbilim alanında master yapıyor. Tam Türkiye'ye dönecek, kaldığı yerden öğretim üyeliğini sürdürecekken, karşısına bir fırsat çıkıyor: Cambridge Üniversitesi Doğu Dilleri Bölümü'nde okutmanlık. İngiltere'dc kalıyor ve bu arada Londra Üniversitesi'nde yabancı dil eğitimi konusunda doktora yapıyor. Ann Bayraktaroğlu isc ünlü tiyatro adamımız Avni Dilligil'in yeğeni. Tiyatro eğitimi yapmış, Ankara'da British Council'de çalışmış. O da eşi gibi dilbilim alanında yoğunlaşıyor. Açık üniversitede doktora yapıyor. Uzmanlık alanı etnometoduloji ve konuşma analizi. özellikle "konuşmada nc/aket, kibar hitap stratejilcri ve şckillcri"nin tarihsel ve kültürel kökeninin araştınlması. Cambridge Üniversitesi'ndcki Türkçe okutmanlık görevini kocasından devralıp 197782 arasında sürdürüyor. Şimdi eşinin bütün çalışmalarında en büyük yardımcısı. Sinan Bayraktaroğlu'nu ODTÜ'de öğretim görevlisiyken dilbilim çalışmalanna yönelten gözlemlerin bir benzeri, Cambridge'de Türkçe okutmanlığı sırasında gündeme geliyor. Türkçe'yle, Türk edebiyatı ve kültürüyle ilgili çalışmalann o güne kadar daha çok doğubilimcilerin elinde bulunduğunu, durağan çalışmalara dayandığını gözlemliyor. Oysa akademik çevrelerde Türk kültürünü tamtmak için çok daha kapsamlı, dinamik çalışmalar gerekli. Bunun için de tarihiyle, kültürüyle, diliyle Türk dünyasını bir bütün olarak ele alacak genişlikte davranmak, bir "Turkish Studies" oluşturmak önem kazanıyor. lşte dil öğretiminde bir şeylerin aksadığı gözlcminden tngiltere'ye ulaşan yol, bu noktada yeni bir ivme kazanıyor. Aynı gözlemi yapanlarla, aynı gereksinimi duyanlarla birlikte, Bayraktaroğlu ailesinin önünde artık belirlenmiş bir amaç daha vardır: "Turkish Studies"ı oluşturacak çalışmalara katkı. Cambridge Universitesi'ndeki Türkçe bölümünün 1987'de kapanmasından da yapılmış. Sempozyumda bildiri sunanlar ve konulan şöyle: John Baldvvin (Bulganstan'daki Türklerin Soyadlan), Cem Behar (Klasik Türk Müziği), Dr. Uygur Kocabaşoğlu (XIX. Yüzyılda Osmanlı Imparatorluğu'nda lngiliz Konsolosluklan), Canterbury Üniversitesi'nden Prof. Chris Hahn ve eşi tldiko Hahn (Karadeniz Çay Yöresinde Değişen Ticaret Sistemi). Dahabüyuk amaçlara doğru Sinan Bayraktaroğlu'na göre, bütün bunlar "Turkish Studies" için gerekli, ama yeterli değil. Çünkü Türk toplumu, kabına sığamayan bir toplum. örneğin eğitim alanında, ülkemiz artık ukıslararası bir kimlik kazanmalı. Dünya çapındaki alışveriş ortamında bugün yalnız alıcı durumunda. Oysa yurt dışında, kültürümüzün yaygınlaşmasına yarayacak Türk okullan niye açılmasın? Hatta Almanya'da bir Türk üniversitesi niye olmasın? lşte gerek bu tür amaçlara, gerek hepsinin temelinde yer alan Türk küllürüyle ilgili çalışmalara kaynaklık edecek yeni bir girişim, şu anda oluşum aşamasında. Bir vakıf kurmak için işlemler başlatılmış. Bu önemli girişim gerçekleştiği anda, dergiler yayınlanmaya başlanacak, Türk kültürüyle ilgili çalışma yapacaklara burslar verilecek, edebiyat ve sanatımızın tanıtım etkinlikleri de desteklenecek, bilim adamlanna olanaklar sağlanarak akademik çevrelerde yaygınlaşma yollan açılacak; kısacası, yıllardır sürdürülen çeşitli çalışmalara etkili ve sağlam bir ivme kazandınlacak. dığı, lngıltcrc'ıun belli başlı dil merkezlerinden biri olarak kabul edilen bu seçkin kuruluşunu, yalnız bu özellikleri yüzünden dcğil, aynı zamanda Batı'da Türk kültürüyle, daha doğrusu Türk dünyasıyla ilgili etkinliklerin bir odağı olduğu için görmek istiyoruz. Sinan Bayraktaroğlu'nca satın alındığında yapı, oldukça eski ve yıpranıkmış. Bayraİctaroğlu'nun aynı zamanda tanışı olan Son Huddleston, eğitim amacıyla kullanacağı için ona satmayı kabul etmiş. 29 Temmuz 1982'de gerçekleşen bu işlemden sonra yapı çağdaş istekler doğrultusunda dipten doruğa elden geçirilip Ocak 1983'te kapılan "bugün"e açılmış. Sinan Bayraktaroğlu, Tarsus Amerikan Koleji, ardından da Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi çıkışlı. lngiliz dili vc edebiyatı okumuş, sanata ve edebiyata tutkun. ODTÜ Beşeri Bilimler Bölümü'ne öğretim üyesi oluyor. Ne var ki, öğretim sırasında bir şeylerin aksadığını, yetersiz kaldığını düşünüyor. Bu da onu, yabancı dil öğretiminin teori ve "Bugün "un düğum noktası Bayraktaroğlu alleslnln fiykutü sonra, "fellowship" denilen konuk öğretim üyeliklerinin kurulması çahşmalan hız kazanıyor. Parasal olanağı dışardan sağlanan, üniversitece öğrencilerin yönlendirilmesine ortam hazırlayan bu üyeliklerden ilki "Mustafa Kemal Atatürk Konuk öğretim Üyeliği" adıyla geçtiğimiz yıllarda Cambridge Üniversitesi'nde, ardından Oxford*da açılmış. Şimdilerde Amerika'da açılıyor. Londra Üniversitesi de açmak isteğinde. Bu girişimin gerçekleşmesinde, Türk devletinin parasal kaynak sağlaması için yıllarca çaba harcayan eski Londra Büyükelçisi Rahmi Gümrükçüoğlu'nun katkısı da unutulmamalı elbet. Bir başka gerçekleşen, Türkiye'yle ilgili çahşmalan yönlendiren bir dernek. Ingiltere'de Türk kültürüyle ilgilenenlerin üye olduğu bu derneğin adı TASG (Turkish Area Studies Group). Aynı zamanda bütün dünyadan üyeleri de var. Her yıl sempozyumlar düzenleniyor. Savvston Hall, son üç yıldır bu sempozyumlann evsahipliğini de üstlenmiş durumda. Bu yılki sempozyum mayıs ayın Ayrılırken Güneşli bir haziran günü. tngiltere'ye göre hava oldukça sıcak. Savvston HalFden aynlırken, bu sıcağın keyfıni yaşıyoruz ve yalnız havayla ilgili olmadığını düşünüyoruz bu keyfın. Yıllardır özlemi çekilen bir girişimin haberi, kendini her türlü olanaklanyla bu tür çalışmalara adamış bir Türk ailesini tanımanın sevinci, havadan daha çok ısıtıyor içimizi. M 9 CUMHURİYETDEROİ 15AĞUSTOS 199 3 SAYI 388