Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
A T O M R İ S S A A L P A Y YEMEKLER, CÖPLER VE DİGERLERİ eden duvarlara doğal rengi yapay cilalarla iç bunaltıcı renklere boyanmış tahtalar döşerler? Daha güzel görünmesi için mi? Yoksa bir iç mimari süslemcsi olduğu, herkesin buna kcsinlikle uyulması gerekiyormuş gibi bir önyargıdan hareketle mi? Hele gün ışığı da almıyorsa, bir dizi kristal avize ile aydınlatmak gerekiyor. Otctlerin toplantı salonlan ışıklı birer sanduka gibi. \J biçimındeki masaya yer yer çiçek düzenlemeleri yerleştirilmiş pembe güller ve gelin çiçekleri. Cenazc törenlerindeki gibi. Ipekler, ipek kadar ince ketenler, kumaşlar, kısa, uzun, ince, zayıf, şişman her tipten kadını sanyor, titreyerek dalgalanıyor. Sayısız ampul, kuyumcu vitrinindeki ışık oyununu burada da yineliyor. El N Atık kâğıt toplayan kadınların terlemiş, kızarmış yüzleri, yüklü teknelerin denizde pata pata gidişleri birkaç yazın değişmez tablolarını oluşturdu. ler, kollar, boyunlar, pınl pınl. Şıkır şıkır, göz kamaştınyor. Masanın tam ortasına minyon bir çan yerleştirilmiş. tırnaklan parlak kırmızı ojeli, bakımlı bir el, tokmakla çana vuruyor. Hepiniz hoş geldiniz. Toplantımızı açıyoruz. Bugün, arkadaşımızın başlattığı gazete ve atık kâğıt kampanyasının nasıl başanyla sürdüğünü, çabalannı kendisinden anlatmasmı rica edelim. Kâğıt toplama sırasında, kamyonette kullanılan teybe alınmış kadın sesi, bu göstennin gerçeğe yakınlığını sağlamak amacıyla tekrar çalınıyor. Atık kâğıtlarınızı, kullanmadığınız gazeteleri kapınızın önüne bırakınız. Bizler her çarşamba buradayız. Kamyonetin kasasında iki gönüllü kadın başlannda şapka, gözlerinde siyah gözlük, bunaltıcı temmuz güneşinin altında ter içinde, getirilen kâğıtlan kamyonetin kasasına alıyorlar. Yığın hızla büyüyor. Arkadaşımızdan şimdi de bu kâğıtlan nasıl değerlendirdiklerini duyalım. Kâğıtlar adadan sağlanan motorlarla Anadolu yakasına götürülüp orada satılıyor. Yaz aylannda o kadar çok gazete toplanıyor ki, adaya düşünülenin üsCUMHURİYET tünde bir gelir sağlanıyor. Arkadaşımız, şimdi de bize bu toplanan para ile nelcr yapmayı planladıklarını anlatacak. Adanın çöp sorunu doruk noktada. Tek çöp kamyonu evlere günaşırı uğra . yabiliyor. Yaz günü "çöplerin naylon torbada bile olsa evde tutulması sağlık açısından sakıncalı. Bu nedenle. çöpleri kamyon gelene kadar saklayabileceğimiz çöp bidonlan ithal etmeyi düşünüyoruz. Alkışlar, bravo sesleri. Çatal, bıçak sesleri ile kanşıyorsa da pek aldıran yok. Konuşmalar sırasında öğle yemeği de yeniyor. Olağan planlanmış, dernek yemeklerinden. Adada her yaz, her güz sabahı, olağandışı dingin başlar. Sanki kuzey yelleri hiç esmemiş, deniz çırpınmamış, ağaç yapraklan titrememiş gibi. Bütün gece uyumuş, sabahın bu erken saatleDEROİ 15 A Ğ U S T O S 1993 SAYI 386 16