07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C EP ECEV R E O K T A Y E K İ N C İ BosnaHersek'de bombalanan kültürel miras için: 11 UYGAR DUNYA"DAN YANIT GELDI! UNESCO: "ANCAK ZARARI SAPTAYABİLECEĞİZ...' ICOMOS:' GUCSUZLUGUMUZ NEDENİYLE UZGUNUZ..." lir sağlamlıkta" geleceğe ulaştınlması için görevlendirilen uluslararası kültür ve koruma kuruluşlan bile Balkanlar'daki yıkım karşısında "misyonlarını" unutmuş görünüyorlar. Acaba neden?.. Türkiye Tarihi Evleri Koruma Derneği, sonunda dayanamadı ve bu soruyu doğrudan ilgililerine yöneltmeye karar verdi. Dernek Başkanı Perihan Balcı ile sekreter üye Aycar Gürol'un geçen aralık (1992) ayında uluslararası koruma kuruluşlanna gönderdikleri mektupta, Sırp saldınlan altında tarihten silinmeye başlayan kültürel miras karşısındaki Balkanlar'da bomba yağmuruna tutulan tarihsel kcntler için uluslararası kültür kurumları "nihayet" ses verebildiler. kayıtsızhğın "ürküntü verdiği" belirtildı; kendilerine "evrensel görevleri" anımsatıldı. Çoğu Birleşmiş Milletler'e bağlı olarak çalışan ve amaçlan "yeryüzü kiiltürlerini konıyarak dünya banşına hizmet etmek" olan bu kuruluşlardan UNESCO ve ICOMOS, yanıtlannı oldukça "kısa ve öz" olarak gönderdiler. ICOMOS (Uluslararası Anıtlar ve SİT'ler Konseyi), Paris'teki merkezinin yönetıcisi olan Leo Van Nispen imzasıyla gönderdiği 18 Ocak 1993 tarihli yazısında, Balkanlar'da bombalanan anıtlar ve SİT'ler karşısındaki durumlannı şöyle özetliyordu: "... büyük değere sahip dini ve sivil mimarinin kaybına büyük ıshrapla tanıkuk ediyoruz; ICOMOS'un güçsüzlüğü nedeniyle uzüntümü/ü bildiriyoruz..." UNESCO (BM Eğitim, Bilim ve Kültür örgütü) ise yine Paris'teki merkezlerinde Kültür Işleri Genel Direktör Yardımcısı olan Herri Lopes'in imzasını taşıyan 20 Ocak 1993 tarihli yanıtında, şu "itirafta" bulunuyordu: "ŞimdiDEROİ 1 4 M A R T 1 9 9 3 S A Y I 384 alkanlar'da ve ö/ellikle BosnaHersek'dekı giderek bir soykırıma dönüşen etnik çatışmalarda, hem insanlık onuru ayaklar altına alımyor heın dc ınsan uygarlığının yüzlerce yılda yarattığı eşsiz kültür zenginlikleri yok cdiliyor. Saddam'ın Kuveyt'e beslediği "emelleri" karşısında tepkisıni anında göstcren "uygar Batı" ise Avrupa'nın burnunun dıbınde gerçekleşen bu acımasiz Sırp saldınlan karşısında sessizliğini inatla sürdürüyor; olana bitene seyirci kalmayı "uluslararası hukukun" bir gereği olarak dayatıyor. Oysa, "uluslararası hukuk" ne Mezopotamya'da ve ne de BosnaHersek'te, sivil halkın ve savunmasız insanlann böylesine bombalanmalanna "göz yumulabilir" demiyor. Ve yine aynı uluslararası hukuk, insanlığın ortak mirası olan tarihscl kentlenn de yine bombalar ve top alesleri altında yok edilmelerine "sessiz ve kayıtsız kalınmasım" öngörmüyor. Tam tersine, gerek Birleşmiş Milletlerce kabul edilen pek çok s>özleşmeyle gerekse bu sözleşmelere dayanılarak oluşturulan uluslararası kültür kurumlarının dcsteğiyle, "savaş dunımlarında bile" tarihsel mirasın korunması için tüm ülkelcre "cvrensel sorumluluklar" yükleyen kararlar bulunuyor. Ne var ki bu kararların da hemen tümü, Balkanlar'da yaşanan insanlık dramı karşısında salt kâğıt üzerinde kalıyor, akla bile getirilmiyor. * Körfez Savaşı'nda "insan haklarım"' anımsamanın yanı sıra petrole bulanmış düzmece İcarabatak görüntüleriyle "çevreye olan duyarlılığım" da gösteren ABD ve müttefiklerı, Bosna Hersck'teki insan kıyımı ve kültürel çevre tahribatı karşısında, ancak "çaresizliklerini" ilan edebiliyorlar... B Tflrklye'den göreva çağn Antlk k«ntl*ni«n Dubrovnlk't* 86O «v «av«ş sıraaında yıkıldı. Geçmlşln "okunmayaıT mektııplan tkinci Dünya Savaşı'nın yol açtığı büyük yıkımiR ardından, 1954 mayısında La Haye'de toplanan BM ülkelcri, "Silahlı Bir Çatışma Halindc Kültür Mir&sının Koruıunasına Dair Sözleşme" yi imzaladılar. Böylece, tarihsel kentlerin yıkımını önlemcyi dünya banşının önde gelen amaçlan arasında saydılar. La Haye sözleşmesine dayanılarak geliştirilen önlemler arasında en anlamlısı, savaş sırasında tarihsel yapılann üzerlerine işlenmesi öngörülen "açık zarf" işaretiydi. Bu işaretin bulunduğu yapılann, tıpkı Kızılhaç ya da Kızılay bulunan sağlık merkezleri gibi ateş hattı dışında tutulmaları benimsenmiştı. Aslında, açık zarf işareti, insanoğlunun yarattığı değerlenn, uygarlığın iler lemesi 1çin geçmişten geleceğe gönderilen "mektuplar" olduğunu simgeliyordu. Gelip geçen her kuşağın "bu mektupları okuyarak" yannlanna aktarabilmesi için de zarfın agzı kapatılmıyordu. Yıllar sonra, insanlık, bir zamanlar işte böylesine "ince" düşüncelerle üzerinde titrediği evrensel mirasını sanki artık gözden çıkartmış gibi. Uygarlığın mektuplannın "okunabi 6 C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle