Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Y E N A S N U R S E Z E R ALMANYA'NIN KADINLARI Piyanist Clara öğsünün ağrısıyla durdu. Çevresine bakıyormuş gibi yaptı. Kocası da durmuştu. Noel pazannın tczgâhlarından hangisine bakacağını, bir şey alıp almayacağını anlamak ister gibi bakıyordu ona. Zorlukla gülümsedi. "Bir şcy yok..." dedi. Kocası sevecen bir telaşla "Almak istediğin bir şey varsa" diye başladı. "Hayır, pek yok.." Durmasının nedeıiini söylemcl? istcmiyordu. "öylesinc çcvreye baklım. Kalabalığa." Çevrcsindcki kalabalığa bu kez gerçckten baktı. Alışvcriş etmekten çok pa/arın keyllni çıkarmak için dolaşan bir kalabalık. Çocuklar yaşlılar, arada bir iki sakat arabası. Keten örtülcrin, tahta oyuncaklann scrgilcndiği klılübelerin önündc pck fazla insan yoktu. Asıl kalabalık yiyecek satan dükkânlann önündeydi. U G puzun sosislerin kızartılıp tepsilere konduğu beya/ külahlı aşçıbaşlannın bu sosislcri küçük ekmeklcrc tıkıştırdıklan kulübelerin önünden bir yağ kokusu havalanıyor, "kuzey denizi" tabelalı balıklı pilav, kızarmış deniz mahsullen satıcısının önüne kadar geliyordu. Çocuklar kavrulmuş fındıklar, bademler satan şekerlemecinin önünde duraklıyorlardı daha çok. Şekerlemecilerden biri şckcri mekanik bir aygıta dökerek bir sihirbaz edasıyla pamuk helvalar sanyordu tahta çubuklara. Kadın göğsünün ağnsının hafiflcdiğini duydu. Kocasına yaklaşıp koluna girdi. "Bira/ daha dolaşalım mı" dcdi. Kocası ses çıkarmadı. Ilerledilcr. öteki kulübcciklerin epey ötesinde, sırtlarını pazan kalabalığına dönmüş gibi duran üç kulübc vardı. Kadınla er kek onların önünde durdular. Bırisi kepenklerini daha açmamıştı. Ötekinin önünde antika gibi duran oyuncaklar scrgileniyordu: Tahla atlar, oymalı çocuk arabalan, minyatür mutfak dolaplan. Üçüncüsünde beyaz saçlı, yaşlı bir kadın, küçük Noel süsleri, mumlan, örtüler, tek seramik tabaklar gibi birbiriyle ilgisiz eşyalan tezgâha dizmeye çalışıyordu. Seyredildiğini anlayınca, onlara gülümsedi. Sonra minyatür bir piyanoyu örtünün üstüne yerleştirdi. Tezgâhın altına ağilip oradaki sepetten yeni bir şeyler aramayı sürdürdü. Kadın, kocasına Işte Clara'nın çocuklanndan biri" dedi. Kocasının bakışını görünce gülmeye başladı. "Tanımıyor musun? Sckiz çocuklu piyanist Clara..." Sekiz Çocuklu Piyanist Clara'nın öyküsünü Crisrmarkt diye anilan o pazar yerinde anlatmak istemedi kadın. Pazar yerine bakan bir binanın üst katında, kahvcsini yudumlayarak. Leyla Pamir'in Müzikte Geniş Soluklar'ında yazdıklannı anımsayarak, ansiklopedilerdeki bilgileri yineleyerek yeni bir öykü kurmaya çalıştı. 8 Çocuklu Piyanist Clara, orada bir banka allsindc yü/ nıarkın üzerinde giilümsüyordu. Clara I819'da Lx>ipzig'dc doğdu. Babası Fricdrich Wicck piyaııo öğrctmeniydi. Kı/ını bir virtiiö/ olarak yetiştirmeyi planlıyordu. Clara dokuz yaş,ında konserler vermeye başlamıştı. Babasının öğrcncilcrindcn Roberl Schumann'la tanısıklığı bir süre sonra aşka dönüştü. Schumunn'ı hukuk öğretimindcn tümüylc u/aklaştıran bu aşk, piyano öğretmeni VVieck'in tepkisiyle karşılaştı. Clara ile Robcrt cvlenmek için beş yıl mücadelc ettiler. Robcrt Schumann, eski öğrctmcninin işsı/ güçsüz tanıtnlamasını yenmek için Jena Üniversitesi'ndc Felscfc doktorası bile yaptı. Piyano virtüözü olma tutkusu, onu parmaklarının birinden ctmiijti. Olağanüslülük ka/andınnak için bağladığı parmağımn sonunda tüm işlevlerini kaybedeceğini düşüncmemisti. Kendini bütünüyle bestc çalı^ınalarına verdi. Şiirlere dayanan licdlere. Robert, Clara'dan ayrı oldıığu yıllarda yii/e yakın lied bestcledi. I834'tc kurduğu Yeni Müzik dergisinde elcştirilcr ya/mayı sürdürüyordu. Clara. Robcrt'in ona duyduğu sevgryi, ö/lemi müzikle dile getirişini heyecanla i/.lcdi. Schumann, Op. 17 Fantczi'yi ona şu satırlarla adamıştı: "Bu Fantczi'yi ancak scn anlarsın. 1836'da scnden ayrılmak zorunda kaldığım o günleri ve scnsi/ Kcçirdiğim o mutsuz ya/ı. Bu cümlclcr sana olan dcrin özlcmimdir." Op. 17 Fantezi, Schlegcl'in (bu adda en az üç yazarsair var, Schumann'la çağdaş) bir dörtlüğüne dayanıyordu: "Tüm sesler içinde tek bir ses / Bu renkli dünya uzayında / Hafifçe süzülüp gider / Onu gizlidcn izlcyip dinleyene." Robert, "Bu e/Bİ scndc de bazı tablolan, sahneleri canlandırmıyor mu? Dizelerdcki "o ses" hcp stıısin. Buna şimdi de inanıyorum" diye yazmıştı. Clara ise "o ses"te hep Robert'i duydu. Bu ses, 184O'ta mahkeme karanyla evlendiklerinde de, kocası ilk sinir krizlcrini geçirdiğinde de kesilmedi. Clara Schumann'ın hayatının hiç açıklanmayan yanları var. 1840'ta evlendi. Sekiz çocuğu oldu. Ansiklopediler onun virtüözlükten cayıp çıktığı turncleri, turnclcrdc yalnızca Bccthovcn, Chopin, Liszt ve Schumann'ın cserlerini çaldığını yazarlar. "Kendisini kocasının cserlerine adadığını, çıktığı uzak turnelcrde, özelliklc 1844'teki Rusya turnesinde onun eserlerini başarıyla yonımladığınr yazarkcn "sekiz çocuğu olmasına rağmen" sözünü eklerler. Kimi zaman RoDEROİ 7Ş U B A T 1 9 9 3 SAYI 3 5 » 8 C U M H U R I Y E T