Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
nızca kuşaklar ve beğeniler değil. Aynı zamanda, teknoloji de başdöndürücü hızla ilerliyor. Bunun müziğe yansıması da kaçınılmaz bir şey. Eğer Türkiye son beş yıldır Batfdaki yenilikleri aynı anda buraya ihal etmeyi başanyorsa, tabii ki elektronik cndüstrısinin son harikalan da bizim müzısyenlerimiz tarafından kullanılmaya başlanacak. İşte doksanlarla birliktc yaşanmaya başlayan hareketliliğin ilk vc en önemli unsuru bu. Bır kere Türkiye'deki gençler, artık Batı'da üretilen pop müziği zaman yitirmeksizin burada dinleme olanağına sahipler. Kulaklan, medya tarafından evlerine dek taşınan modern ticari soundlara hayli alışık. Ayrıca, depolitize edilmenin acısını, diskolarda deşarj olarak (ya da sosyetik caddelerde çeteler kurup birbirlerini bıçaklayarak) çıkanyorlar. Onlara, gözlerini fazla uzağa çevirmeden bulabilecekleri hoş ve boş bir müzik gerek. Bu müziği üretmek de artık zor değil. Neden değil ? Çünkü, Batı'daki teenage kesimin ağırlıklı bir bölümünü etkisi altına alan house, techno, acid, ran gibi akımlann altyapısında kullanılan ses sentezleyicileri (namı diğer "synthesizer"lar) ve ses örnekleyicileri (yani "sampler"lar) artık Türkiye'de de var. Dışanda tutan bir parçanın kalıbını istediğiniz gibi kullanıp, üzerini biraz da Türk motifleriyle süsleyerek kolayca "iş yapan" mallar üretebiliyorsunuz. Geriye kalıyor bunlara şarkı sözü yazmak. Onun CUMHURİYET DER0İ19ARALIK da kolayı var. Zaten kelime hazinesi 500 sözcüğü geçmeyen, kültürden ve düşünceden kopanlmış bir gençlik var elimizde malzeme olarak. Bunlann günlük hayattaki jargonlanna çevirirsiniz gözlerinizi, "tutan" sıradan argo deyişleri "tekerleme" misali düzenleyip nota ölçüsüne oturtursunuz olur biter.Nasılsa işin yalnızca vitrinine bakan "medya şövalyeleri"niz hazırdır; pop sözcüğünün p'sinden bihaber birileri, bu şarkılarla "pop müziğimizin patlama yaptığından" söz edecek, bu muhteremlerin editörleri de o yazılan sayfasına gönül rahatlığıyla basacaktır. Doksanlarla birlikte İMÇ'ye "yeni bir boyut" kazandıran Türk pop soundu işte bu denli sıradan ve tükdüze bir öyküye sahip. Eski dansçı yeni şarkıcı Yonca Evcimik'in "Abone"yle başlayan tırmanışı, bu çizginin ilk örneklerinden biri. Kliplerinden müzikal altyapısına dek Janet Jackson tarzının arabesk kopyası olan bu müzik, sözlerde az önce söylediğimiz "jargon sömürüsü"nü başlatan bir tarzı gündcme getirdi aynı zamanda. Bir başka eski dansçı, Hakan Peker, "Hey Corç, vcrsenc borç / Olmaz Maykıl bende de yok"la bunun en avam örneklerinden birini verdi. özellikle son bir yılda bu çizginin alabildiğine egemen olduğunu görüyoruz piyasaya. Ve yine karşımıza tMÇ'nin işbilir yapımcılan çıkıyor. Bundan on yıl önce kapıdan kovacaklan şarkıcı ve şarkılara, "Biiyrün, sizc de bir gasset yapalum" diyorlar artık. Çünkü paranın kokusunu almışlar bir kere. Malıyet/kar dengcsi öyle bir noktada ki, 15.000 satışı yakalayan kaset, yapımcısını kâra geçiriyor. Halihazırdaki ortamda da yukanda sözünü ettiğimiz kalıplara uygun bir kasetin bu rakamın altına düşmesi pek mümkün değil. Yani zarar etmeme garantisi olan bir iş söz konusu. Eğer kazanılırsa da, iyi kazanılıyor. Peki bu kasetleri yapan müzisyenler? İşte orasını fazla kanştırmayın. Genellikle onlar üç otuz bir paraya razı olup oturuyorlar, çünkü en azından ilk başlangıçta tek önemli şey, piyasada bir kasetlerinin olması. Eğer tutarsa, fiyatlannı yükseltebıliyorlar sonradan. Tekerlemeli poparabeskle birlikte, yapay imajlann ve ambalajlann da, yine belirgin biçimde Batı'dan özenilerek kopyalandığını, ama kötü ve yüzeysel kopyalandığını görüyoruz. MKıl olan çocuk" Tarkan, genç kızlara Eros Ramazotti misali sunulurken, Tayfun da ı (Mkta), Tarkan (Ustto). aynı kulvarda rakip olarak biraz Kenny G, biraz da Shakin' Stevens imgeleriyle yanştınlıyor. Dvji seks sembolleri de üretiliyor tabii bu arada: Samra Sökmen adında bir eski dansöz, cinsel cazibesi alabildiğine ilkel bir biçimde kullanılarak lanse ediliyor. İyi bir sese sahip olanlar bile, kendilerine yol çizecek biri kimleri olmadığı için, böylesi bir ambalaja sannma gereği duyuyorlar: işte Sibel 1 üzün, işte Jale. Sonuçta Türkçe'nin en kötü kullanımlanyla oluşturulmuş sabun köpüğü şarkılar çıkıyor karşımıza: "Alavere dalavere hep bunlar / alaxqyzwm? (şarkının bu bölümünü çözemedik de) / havanı da attın yine / ay sevsinler ay", gibi. Ya da "Helal Olsun Hayriye", "Beni Bağlamaz" ve daha birçok örnek... Peyi ya o sound ne olacak? Aynı torna tezgahından çıkmış gibi bclli sckanslann yinelendiği "çıs tak" altyapı ve üzerinde sıntan arabesİc partisyonlar? Nereye kadar salabileceler bunu insanlara dersiniz? Acaba hiçbir kaygı duymuyor mu bunlan üretenler, geleceğe ilişkin? "Yiğidi öldür ama hakkını ver" ilkesinden yola çıkarak, İMÇ'ye çok da fazla yüklenmeyelim. Sayılan az da olsa bazı yapımcılar, kaliteyi gözetiyorlar her şeye karşın. Biraz ürkekçe, sessiz sedasız yapıyorlar bunu ama, yine de elle tutulur örnekler yayımlıyorlar ki bu da oldukça önemli. Murat Yılmazyıldunn ve Murat Çelik'in u Düş Sokağı Sakinkri", Fethi Taner'ın "İş Dönüşü tstanbul Kentindensi, Çekirdek adlı Ankaralı topluluğun kendi adını taşıyan albümü gibi. Bir de medya, kitlenin ucuz beğenilerini sömürmekten vazgeçip, kaliteye önem vermeye başlasa, bırakın onu, kafaları bulandırmasa... Ama olacak şey değil ki bu. Onlara sığ haber gerek, altına yazı yazılacak "ilglnç" fotoğraf gerek, sansasyon gerek. Tek çözüm, yeni bir dinleyici kuşağının yetişmesi galiba. Ondan sonra da, yeni bir "Elc Gfine Karşı" bekleyeceğiz. < KÜLTÜR DOĞA • FOTOĞRAF Yeni yıla sevgilerle. 31 Ara.20oalı A y v o l l k C U N D A A d o s i EJTı U Rum koyvi Cunda adasiHİa 3lAralık2Ocak YENİYILI TRENDE KARŞILIYORUZ (Trendeyemek, canlı muzik, sürprizler) Pamukkale Hierapolis Afrodisias ABANT BOLU VE KÖYLERİ 2223Ocak .775.000.TL. Video de Teme! Fotoğraf ve Uygulamalı Karanlık Oda Semınerieri Başlıyor. . GOÇERLER FOTOĞRAF KULUBU Tel : (1) 414 44 74 Faks (1) 347 62 97 .YP 650000TL 31Ara20oalı K Ö R O Ğ L U DAĞLARI YHII yilı Vaı\ı daq vp oftnanlo karjilamoyu rw derınu? YP800000II Solonumuzda Ücrahiı K I M Fdm GöıtarinJtri v» On Gö«Mimbri D n a n E<£yorl FOTOGRAFEVİ W (2V2) 2S\ 05 «2İJ İ ) 08 19 9 3 S A Y I 4U4