Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
P A Z A R IIM P E N C E R E S İ N D E N Bir idamın yıldönümünde nandığınız ve doğru bildiğiniz, çevI renizdeki egemcn görüşlerlc, çıkar• larla çelişiyorsa ne yaparsınız ? ÜsB telik yaşadığınız çağ ve de ülkede dcğişik düşünce vc farklılık cezalandınlmakta, değişik düşünce yönünde eylem, "Rİderilmcniz" için yeterli bir neden kabul cdilmekteyse hele. tnsanoğlunun bu koşullarda gösterdiği tepkiler / çok dcğişik olmuş. Bun / lardan bıri, içinde bulun / duğu "cendere"yi, cen j, derenin duvarlanna basarak asmak olmuş! Baskıcı kurallara karşıdan saldırmak yerine bu kararlann en doğru yorumlannın • geçerli, yürürlükte bu > lunanlar olmadığını ileri sürerek savaşmışlar bu yolu seçenler. 567 yıl önce bu hafta (18 arahk 1416'da) serezin bakırcılar çarşısında idam edilmiş olan Şeyh Bedreddin, adaletsiz ve baskıcı bir iktidara, zorbalığa karşı savaşırken böyle bir yol secmişti kendine. Bu büyük düşünürü padişahın ordusuna karşı mertçe direnişiyle, idam hükmüne, fetva verme yetkisine dayanarak mührüne basmasıyla, ölüme başı dik gitmesiyle Nazım'ın ve Hilmi Yavuz'un ahengiyle bellemişizdir. Ama bütün niteliklerinin yanında, iktıdann onu toz etmesindcn önce bunca gürültü koparabilmesine, yüzyıllarca sonra anımsanmasına neden olan karşı çıkışta izlediği bu yöntemi Rus Türkolog Radi Flş şöyle yorumlar: "F.engels, Ortaçağa ilişkin olarak şöyle diyordu: Ortaçağ, felsefe, politika, hukuk gibi ideolojinin tüm biçimlerini teolojiye bağlıyor , bu bilimleri teolojinin alt dallan olarak görüyordu. Yığınlann duygu dünyalan yalnızca dinsel gıdalarla besleniyordu; bu bakımdan da yığınlara kendi çıkarlan ancak dinsel kılık altında göslerebilirdi." Bedreddin de şöyle söylüyordu: "Bilinçli kişi, kimscnin bibnediğini yapıp vürüten, kimscnin görmediğini görenC U M H U R İ Y E T 0 E R 0 İ 1 9 A R A L I K dir. Böyle bir insan bildiği her şeyi söyleyecek olursa, onu yaşatmazlar". Ve müridlerine şu öğüdü veriyordu: Karşınızdakilerin bilmediklerini, onlann bildikleri deyimlerle ve kavramlarla açıklayın.. Bedreddin, düşüncelerinde tarihsel gelişme ve maddi yaşamın dayattığı nesnel koşullardan değil, geleneksel dinsel metinlerin yorumlanışından yola çıkıyordu. Bu şekilde, hukukçunun, yasaların sözüne değil özüne eğilmesi gerektiğini yöneticilerin ctkisı altında kalmaması gerektiğini ileri sürüyordu: Daha önce4 0 4 kı yetkililerin aldıklan kararlan yıneleme yerine ortam ve koşullan gözönüne alarak bir karara ulaşmahydı hukukçu. Bu mücadele yöntemi yani "baskıya karşıdan bodoslama saldırmak yerine cendercnin içiden hareket edip, duvarlanna basıp yönelme" Bedrcddın'den başkalannca da kullanılmıştır. Sabreaty Sevi başka bir örnektir. 17. yüzyılda yaşamış olan Sabetay Sevi Kudüs tapınağının yıkılışı sonrasında Yahudi tarihinin tanık olduğu en büyük mesih hareketi olarak tanımlanan (A.Haluk Derviş: Sabbetay Sevi olayı ve Dönmeler Tarih ve Toplum 1986. Cilt V.) misyonunu aynı yöntemle sürdürmüştür. Bunun için "kabala"dan yararlanmıştır. Kabala, mistik, yorum yollan arayışlannın sonucu oluşmuştur: Perle Epstejn'ır bu konuda yazmış olduğu bir kitabı yayımlamış. Kabalacılar, Dnarma Yayınlarrnın yönetmeni Cem Şen'in açıklamasına göre "Allah'ın tabiatı ve Tann insan ilişkisi nedir, Tevrat'ın iceriği ve yahudi inançlan bu sorulara tek yanıt mıdır? Bu gerçeklerin Tevrat'ın sözlerinde gizli olduğuna inanıyor ve sözcükleri meydana getiren her harfın gizli bir manası ve sayısal değeri olduğunu düşünüyorlardı. Tıpkı Islamın gizemci öğretişinde Kuranı sayılarla yorumlamaya çalışanlar gibi. Harflerin sayılannı hesaplayarak gizli gerçekleri ve mesajları anyorlardı." Çok önemli bir yapıt, G. Scholem'in "thtişamın Kitabı Zohar (Dharma Yayınlan) bu konuda bol ipucu içermektedir. Yahudilikte din konusunda tartışma hakkı sadece din adamlarına tanınmıştı. Hıristiyan ve müslüman toplumların da gettolar içinde yaşama zorunluluğun cenderesi ötesinde bu kısıtlama karşısında doğuş bu gizemli yorum yolu... 17 yy.da tzmirli haham Sabetay Sevi bu yolla gerçek Torah'ın aslında hiç bir yasağı içermediğini ileri sürerek katıksız özgürlüğü savunmuştu. Kendisinin lsrailoğullan'nı kurtaracak ahırzaman peygamberi olduğunu ileri süren Sevi, izlemiş olduğu Bedreddininkine benzer yöntem yani "tarihsel gelişme ve maddi yaşamın dayattığı nesnel koşullardan değil geleneksel dinsel metinlerin yorumlanışından" yola çıktığından gelmiş geçmiş bütün Yahudi mesih adaylanndan daha başanlı oldu: Kudüsten Amsterdam'a, Budapeşte'den Bağdat'a kadar yayıldı ünü. Princeton Ünivesitesince yayımlanmış olan "The Mnstical Messiah" (Gershum Scholem'den çeviren R.J. Zw; Werblowsky) adh eserde o tarihlerde Livorno'da doğan Yahudi coculannın önemli bir bölümüne Sabetay adının verildiği nakledilir. Başan, çağında yarattığı etkinin büyüklüğü, tepkinin şiddeti ile ölçülürse ya da gönümüze uzanan izdüşümleriyle değerlendirilirse hem Bedreddin hem de Sabetay Sevi başanlıdırlar. Ikisi de mesela Hz. tsa gibi acımasız ve farklılığa tahammül edemeyen imparatorluklann uç, kenar eyaletlerinde değil, merkezi otoritenin başkentine, gücün yoğunluk noktasına yakın oldukları halde, mücadele yöntemlerinin niteliği sonucu iz bırakabilmişlerdir. Bedreddın'le Sabetay arasında baskıya tepkide benzer yollan izleme dışında başka ortak noktalann da varolduğunu hatırlamak gerekir. tkisi de bugün Türkiye Cumhuriyeti topraklannda yer alan bölgelerde yaşamış ve eylemlerini sürdürmüşlerdir. lkisi de bu gerçeğe ve tarihi, sosyal önemlerine rağmen henüz ön yargısız, bağımsız ve bilimsel yöntemlerle Türk bilim adamlannca yeterli şekilde irdclenmemişlerdir. Bedreddin'i sadece cağdaş komünizmle bağdaşan görüşleri nedenıyle yüceltenlerimiz, aynı nedenlerle kötüleyenlerimiz vardır. Sabetay ve izleyicileri konusunda yazılmış eserlerden en aktüeli dc,"(lmit cdiyoruz, bu eser tarihteki dönmcliğin bu münafıkça yüzünü ve onların beslediği emelleri ortaya koyarak kendine düşen tarihi görevini yapmış olacaktır", diye sunulur. Ama bu topraklarda olup bitenleri giderek ön yargısız değerlendirenlerin sayılannın çoğaldığına bakarak Bedreddin'in altıyüzyıl önce sergilemiş olduğu uygarlık düzeyıne varacağımız günlerin uzak olmaması gerektiğini de düşünebiliriz. < Da*0n Bezml Nutret Kaygutuz'un Şeyh Bedreddin Slmavmtl adlı kHabından alınmıştır. 1 9 9 3 S A Y I 15