25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

A RAST I R Q 0 Ç NÂZIM HIKMET FİLMLERİ Nâzım'ın birçok dizelerindeki kurgusundan sinemasal tat alabilirsiniz. Sinemaya yönetmen ve senarist olarak da hizmet etmişti Hikmet. lbette ki sinema, Nftznn Hikmet'in önseçimi değildi. öncelikle o bir şairdi, şair ustasıydı. Birçok şiirinin dizelerindeki ustalıklı kurgusuyla sinemasal bir tat alabiliyorsunuz. Kafanızın içinde, gözlerinizin önünde dizeler canlanır, gjderek bir görüntü dizisine dönüşüyor. örneğin Ece Ayhan'ın deyişiyle: "... Memleketimin tnsan Manzarâlan kitabını okuyanlar, bu 'destan'ın ya da 'uzun şiir'in baştanbaşa sinema dilinin bikük özelliklerini taşıdığını görürler." Gerçekten de öyle... Sinemaya girmeden önce sinemayı şiirlerinde yaşayan Nâzım Hikmet'in bu alandaki asıl ve doğrudan doğruya ilişkisi nasıl başladı? Bu serüvenin bir ucunda Rusya'da tanıştıgı Muhsin Ertuğrul, diğer ucunda dönemin ünlü seslendirme (dublaj) sanatçılan Ferdi Tayfur'la Adakt Cimcoz vardır. Sözünü ettiğimiz her iki uçtaki kişiler, belgelere göre ünlü şairin sinemaya gjrmesinde etkili olmuşlardır. Ve 1930'lu yılların başlandır. E Kısa aralıklarla iki kez gittiği Moskova'dan 1928'de yurda dönen Hikmet, çeşitli gazete ve dergilerde şiir ve makale yazarak yaşamını sürdürdüğü sıralar yakın dostlan Adakt Cİmcoz'la Ferdi Tayfur'dur. Bu dost iki kardeş, lpek Film Stüdyosu'nda yurda ithal edilen yabancı fılmleri Türkçe seslendirmektedirler. Ülkemizdeki dublaj tarihinin bu en önemlı iki ismi Nâzım Hikmet'e seslendirme işinde çalışmasını önerirler ve böylece de ünlü şairin tpek Film Stüdyosu'nda sinema yaşamı başlar. Nflzım Hikmet'in bu yeni işi aslında çevirmenliktir. Rus filmlerindeki diyaloglan Türkçe'ye çevirirken bu arada da seslendirme çalışmalanna katılır. Filmlere diyalog yazar, dublaj yönetmenliği yapar. Bu çeşitli uğraşlardan sonra senaryo yazan olarak en yoğun çalışmalannı Muhsin ErtuğruTla birlikte gerçekleştirir. Ertuğrul, 1930 ve 4O'lı yıllann **tek yönetmen''idir. Bu dönemde çekilen tüm filmler Muhsin Ertuğrul imzasını taşır. Ve Nâzım Hikmet bu işbirliği sonucu Ertuğrul'la birlikte tam 13 fılmde çalışır. Bu 13 filmin senaryolannı da Nâzım Hikmet yazmıştır. Bir Fransız vodvilinden uyarlanan ve Türk sinemasının "ilk operet filmi" "Kanm Beni Aidatırsa" 22 Ocak 1933 'te lstanbul sinemalarında vizyona girdiğine göre Nâzım Hikmet'in Ertuğrul'la birlikte bu "ilk çalışma"sıdır. Ardından aynı yıl, yani 1933'te (gösterim tarihleri sırasına göre) "Fena YoP\ "Söz Bir Allah Bir", "Naşjt Dolandıncı n , " ( i c i Berber"; 1934de "Milyon Avcüan" "Aysel Bataklı Damın Kızı", u LeMebki Horhor Ağa"; 1939'da "Tosun Paşa"; 1940'da "Şehvet Kurbanı"; 1941'de "Kahved GüzeU"; 1942'de "KBkanç" ve 1946'da u KızüırmakKarakoyunn, bir ölçüde bu işbirliğinin ürünleri sayılır. Çünkü Nflzım Hikmet senaryo çahşmalannın yanısıra yönetmen yardımalığı da yapmıştır. Ve senaryolannı yazdığı bu ulmlerde Hikmet'in takma adı Mümtaz Osman'dır. 11 film dışındaki iki çalışmasında ise (Kahveci Güzeli ve Kızılınnak Karakoyun) M. thsan ve Ercument Er takma adlannı kullanmıştır. Nflzım Hikmet'in sinemaya girdiği yıllarda Orhan Selim adıyla da zaman zaman film kritikleri yazdığı bilinir. YöMtmRNizımHlkmtt Çok yönlü calışmalarıyla kendini sevdiren yazara, lpek Film Kurumu sahiplerinden thsan Ipekçi 1937 yılında yeni fırsat daha verecektır. Bu fırsat Nâzım HDunet'e yönetmenlik yolunu açar. Ünlü şair daha önceki yıllarda 1933 ve 34de u Duğ0n GecesiKanh Nigflr", U tstanbul Senfonisi" ve "Bursa Senfonisi'1 olmak üzere 3 kısa film çekmesine karşılık, sinema yaşamında asıl önemli olan uzun metrajh denemesı "Güneşe Doğrundur. Hikmet'in bu çalışmasında en büyük yardımalan da Düio kardeşlerdir. Ressam Abidin Dino, filmin dekorlannı hazırlar, ağabeyi şair Arif Dino da başrollerden birini oynar. Mütareke yıllannda belleğini yitiren bir gencin hayal dünyası üzerine kurulan film, bütünuvle başansızdır. Sinema tarihçisi Nijat O zön'e göre "soğuk, yapmacık, gerçek dışı" bir denemedir. Haaan AU YüceL, 1937 yılında yazdığı tenkitte ise Abidin Dino'nun dekorlannı över, filme tüm emeği geçenleri "takdir" eder. O yıllann ilkel koşullan içinde olsa da "Günese Doğru n , Türk sinemasına hiçbir açıdan yenilikçi bir tavır getirmez. Sinemadaki hocası Muhsin Ertuğrul'un i/lerini taşır yalnızca. Nflzım Hikmet bu başansızlığın ardından kendini yenileyemeden 1938 yılında "Harp Okulu olayı" nedeniyle hapse girecek ve sinemadaki ilk dönem çalışmalanna 12 yıl süreyle ara verecektir. 19 93 S A Y I 404 18 CUMHURİYET DER0İ19ARALIK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle