30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BASKENTGUNLERI M Ü Ş E R R E F H E K İ M O Ğ L U Damlardaki kemancılanmız Başkentin gerilimine dayanma gücünü sanat olayları duyurur bana. 'Damdaki Kemancılara' yönelirim hep... epimizin damında bir keman çalar değil tni? 'Damdaki Kemancı* umudumuz, yaşama sevincimiz. Anatevka köyUnün fakir sütçüsü Tevye Baba da güç koşullara karşın yaşama sevincini yitirmiyor. Şarkılarında, danslarında "hayata" sözünü vurguluyor durmadan. Arada bir tanrıya seslenerek sızlanması da var ama sevincini, mizah gUcünU yitirmeden. Büyük Tiyatro'nun holUnde güzel bir kalabalık dalgalanıyor. Maliye ve Bayındırlık bakanlan, ünlü doktorlar, rektörler, hcr daldan bilim adamları, sanatçılar, sanatseverler. SHP'den Atilla Sav ve eşiyle yan yana seyrediyoruz müzikali. Şadan Fişek, Özden ve Metin Toker, Hüsnü Göksel, Rıdvan Ege ile yirmi yıl önceyi anımsıyoruz. Cttneyt Gökçer'in her gittiği yerde, "Bir Zengin Olsam" şarkısıyla selamlanmasını. Başkentin bir de müzikal akşamları var. Tiyatroda sahnelenen müzikallerin şarkıları evlerde, Alpay'da, Orhan'ın yerinde de söylenir. Öp Beni Kate'ten, My Fair Layd'den, Don Kisot'tan, Damdaki Kemancı'dan bir şarkıyla çınlar başkent geceleri. Cüneyt Gökçer ve Ayten Gökçer de başı çeker kimi zaman... Damdaki Kemancı, opera sanatçılarıyla oynanıyor bu kez. Danslar ve şarkılarla görkemli bir yapıt. Parıltısını kuşkusuz Tevye Baba veriyor. Şarkılarıyla operacıları şaşırtıyor. Yakında daha çok şaşırtacağa benzer. Bir klasik şan konserine hazırlanıyor. Yirmi yıl geriye gitmiş gibi bir coşkuyla oynuyor Tevye Baba. Devlet Tiyatrolan'nda koltuğunda en uzun oturan genel müdür oldu, sahnede de yaşam boyu oturacak bence. Tevye Baba'nın şarkılarını çok güzel ve sıcak söylüyor. RolUne başka bir kişilik katıyor, parmaklarının ucuyla oynar gibi, insancıl çizgileri çok zarif vurguluyor. Tevye Baba sade bir köylü ama dünyaya, insanlara filozofça bakışı var. Sahnede elli yıla ulaşan bir oyuncu bu bakışa başka bir derinlik veriyor elbet. Elli yıl uzun bir süre ama coşkusunu yitirmeyenler sahnede eskimiyor. Ben de 1940' lardan bu yana seyrediyorum Cüneyt Gökçer'i. Devlet Konservatuvan'nda H Carl Ebert'in en parlak öğrencisi olduğu günden beri... Unutamadığım rolleri var. Cyrano De Bergerac ile başlıyor galiba; sonra On tkind Gece'nin Malvalio'su, ünlü rejisör EUa Kazan'ın, "Yazık Türkçe oynuyor, oysa dünyanın ünlü Shakespeare oyunculanndan biri olurdu" diye sızlandığı bir Hamlet, Oidipus, Don Kişot, Kral Lear ve Tevye Baba. Gökçer'in sanat yaşamında iki baba rolü var, biri klasik biri çağdaş baba, iki baba da usta çizgilerini tüm inceliğiyle yansıtıyor... Oidipus'u Atina'da da oynadı 1960 yılında. Başta o zamanki büyükelçimiz, tereciye tere satılır mı diye tepki gösterenler oldu. Ama oyundan sonra özür dilediler. Yunan basınında güzel övguler yayımlandı; ünlü Yunan sanatçıları saygıyla selamladı Türk Oidipus'u... Olaya biraz katkım var, büyük mutluluk duydum Atina yolculuğundan. 6O'lı yıllar Devlet Tiyatrolan'nda, operada, balede de parlak bir dönem. Sahne ve salon arasında da güzel bir diyalog var. Başkent geceleri pırıl pınl yıldızlarla... llk sahnelenmesinde tiyatrocular oynadı Damdaki Kemancı'yı. Bu kez opera sanatçıları ve baleciler oynuyor. Operacılar şarkı söyler; ama güzel konuşamaz sahnede. Cüneyt Gökçer kaç provada bu sonucu aldı, bilmem. Güzel konuşuyorlar, danslar da çok güzel, usta bir ressamın çizdiği tablolar gibi. Işık oyunlarında da Nuri özakyol'un imzası var. Güzel bir oyun kuşkusuz ortak bir ürün. Herkesin katkısı var. Damdaki Kemancı yerel bir olayı evrensel boyutlara vardıran bir oyun yıllar boyunca. New York'ta 27 yıldır oynuyor. Japonya'da, Almanya'da, Ingiltere'de kaç kez oynadı kimbilir. Tevye Baba ve Anatevkalıların öyküsü her toplumda yaşanıyor dünyamızda. Son günlerde TürkIrak sınırında yaşanan olaylar bir gün yazılır, sahnelenir belki. Oyundan sonra sanatçıları kutlamaya 1 gittik sahnenin arkasına. Cüneyt Gökçer in kapısında Maliye Bakanı Adnan Kahveci ve eşiyle karşılaştık. Mete Akyol ile geçmiş yılları anımsadık. Adnan Kahveci tiyatroyu çok seven, sanatçılara çok sıcak bakan sayıh ANAP'lılardan biri. Cüneyt Gökçer'i kutlaması da çok hoş ve zarif. Bakanım diye, içeri dalmadı; soyunup dışarı çıkmasını bekledi, sanatçıya gereken saygı içinde. Kahveci'nin hakkı var. Sanatçılar da bizim damdaki kemancılarımızdegil mi? Geç saatlerde Cüneyt Gökçer, yardımcısı Lemi Bilgin, Leda Cenaz ve bcn, bu gerçeği ko nuştuk uzun uzun. Bir konser, bir oyun, bir sergi, bir dans, bir şarkı, Damdaki Kemancı türü yaşama sevincimizi tazeliyor. Damdaki Kemancı, başkentte otuz bir yıla varan zaman dilimini de güzel değerlendiı yor. Başkentin gc rilimine dayanma gücünü, sanai olayları duyurur bana. Meclis'te çok tartışmalı bir oturumdan sonra, siyasal sahnenin durağanlığını aşmak için, çirkin oyunlan unutmak için, soluğu tiyatroda, konserde, sergide alırım her zaman. 'Damdaki Kemancılara' yönelirim. Başta gerçek kemancı Suna Kan, ne çok kişi keman çalıyor damımda. Başkentimizi de o kemancılar güzelleştiriyor... Bu yolda yeni girişimler de var. Ressam, yazar ve sanat tarihçisi Jaie Erzen'in evinde buluşanlar yeni bir girişimi kutladılar geçen akşam. Vaktiyle bir Boylu Sokak vardı başkentimizde, adı Kenedi Caddesi'ne dönüştü sonra. Caddenin iki yanında gökdelenler yükseldi. Jale Erzen evini, özellikle bahçesini o betonlaşmadan güzel korudu. Başkentin göbeğinde öyle bir bahçe çok hoş. Evinde de bir sanatcının havası esiyor. Ressam evi; ama taş duvarlar çıplak, yerde güzel bir kilim bahçesi var. Konuklarını nefis böreklerle ağırladı. Sonra da yeni kurulan SANART DERNEGİ'nin amacını anlattı. Amaç, başkente yeni bir güzellik katmak, 1991 yılının ekinünde bir 'bienal' düzenlemek. Bir 'sempozyum' yapmak. Başkent sokakları ve duvarlanyla sanatçılar arasında bir köprü kurmak. Dernek kurucuları arasında mimar Ragıp Buluç var, Çankaya Kulesi'yle başkent Ankara'ya imzasını atan mimarımız, Bilkent öğretim üyelerinden mimar Yıldınm Yavuz, Jale Erzen, mimar Ali Artun, New Galeri'nin yöneticisi Nurban Terzioğlu, Urart'ın yöneticisi Filiz Yenişebiroglu, Hacettepe Sanat Tarihi Kürsüsü'nden Günsel Renda, Bankacılar Birliği Genel Sekreteri Erhan Yasar, sanat danışmanı Betül Yasar. İki de yabancı kurucu. Yabancı ama başkentin sanat yaşamına büyük ilgi duyuyorlar, bir sanatsever katkısı yapmak istiyorlar. Biri Benoil Junod, ls Oamdaki Kemancı' nın Tevye Baba' sı Ciineyl Gökçer, Kral Lear' de de çok farklı bir başka babayı canlandırıyordu... viçre Büyükelçiliği Müsteşarı, zengin bir koleksiyonun sahibi, evi bir sanat galerisi gibi, ötekini okurlarımız tanır, bu sayfada yazdım bir hafta, Nancy Lunsfcrd Provine sanatçı ve yazar. Başkentin yaşamında güzel yer alan bir kadın. Sergiler açar, eleştiriler yazar, şarkılar söyler... Bir de 'Danışma Kunılu' olacak. Etkinlikler önce bu kurulda tartışılacak. Güzel bir olay, başkent damlarında kemancılar çoğalıyor giderek. Dünyaya açık, çağdaş bir başkentin sanatın boyutlarına uzanarak oluşacağını, çağın dışına kayanları bu yoldan uyarmayı düşünüyorlar... SANART'a başarılar.4 DERGİ 28N I S A N 1 9 9 1 SAYI 2 6 8 C U M H U R I Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle