Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
laketimize neden olur. tkinci fark, Batı Avrupa ülkelerinde eski eser alanları, höyükler, tümülüsler tam ve sıkı bir denetim altındadır. Buraları tahrip edip, yağmalayıp piyasaya eser sürülmesi söz konusu bilc değildir. Bizim ülkemizde değil denetim yapmak, daha kaç tane höyük, kaç tane tümülüs olduğu bile bilinmemektedir; yani daha eski eser envanterimiz bile yapılmış değildir. Bekçisi olan eski eser alanı ise birkaç yüz tane kadardır. Batı kendi topraklarında binlerce biliınsel kazı yapmış, kendi kültüı tarihinin tüm verilerini ortaya çıkartmıştır... Ülkemizdeki bilimsel kazı sayısı ise güliinç duzeydedir. Bir örnek verelim, yalnızca Balkanlar'da kazısı yapılmış neolitik yerleşme yeri 300'den fazladır; Balkanlar'ın üç katı geniş olan ülkemizde ise aynı döneme ait kazılmış yer 1520, yüzeyden bilinen ise 5060 kadardır. • Ülkemizde eski eser alanlarının sayısının bilinmez çokluğu göz önüne alınırsa, bunların korunması, getireceği parasal yük açısından ne ötçüde gerçekçi bir yaklaşım olur? • Kiıltür Bakanlığı'nın parasal ve kadro açısından güç durumda olduğu acı bir gerçektir, ancak eldeki olanakların nerede ne şekilde kullanıldığı da önemlidir. Muzayedelerden eski eser alımı için milyarlarca lira ödenek bulunurken, bilimsel arkeolojik kazılara ayrılan ödenek yalnızca 1,5 milyar lira kadardır ve bunun da % 52'si vergi, fon ve sigorta olarak kesilmektedir. Bir müzeye eski eser kaçakçısından, tarihi bir yerleşmeyi yağmaladığı besbelli olan bir kimseden, eserler kaçmasın diye yüz milyon gibi para ödeyerek eser satın alan ve bu adamı daha fazla kazmaya teşvik eden yaklaşım yerine, bu para ile eserlerin geldiği yerde bilimsel bir kazı yapılsa herhalde çok daha yararlı olur. Hem daha fazla eser ortaya çıkar hem de ortaya çıkan eserlerin bilimsel bir değeri olur. Buracla değinmeye olanak yok, ancak 'Yıldız toplanlısı'nda, sözü edildiği gibi tahribata neden olan, DSİ, Karayollan gibi diğer devlct kuruluşlarının, Batı Ülkelerinde olduğu gibi bir katılımı da kolaylıkla sağlanabilir. • Sorı bir soru; toplantıda sizin bu görüşünüze karşı, eski eser alım satımt "etnografik" eserler için olsun, tarihi eserler buna girmesin dendi. Bu bir çözüm olur mu? • Burada da bir kavram karmaşası mevcuttur. Bizim anladığımız etnografik eser, halkın günlük yaşamında kullandığı saban, döğen gibi nesnelerdir. Ancak kanuna bu girdikten sonra, Selçuk çinileri, tznik işi tabaklar bile etnografik olarak adlandırıldı. Burada "değdideğmedi" mantığı ile hareket edilirse, yarın taş devri baltaları da etnografik eser olarak piyasaya sürülür. Hitit heykelleri de. Yanlış anlaşılmasın, Kenan Özbel gibi bilinçli olarak zarar vermek yerine yok olan değeri bilinçli bir şekilde ortaya çıkartan koleksiyonculara karşı olmak bir yana, yürekten taraftarız. Ailelerden miras kalan nesnelerin, bir kültür bütünlüğünu bozı'nayacak gerçek sanat eserlerinin piyasasına da karşı değiliz; ama bir lznik çinisi parçası elde etmek için, örneğin lznik'teki çini atölyelerini mi talan ettirelim? lznik tabakları için piyasa açar, mil.yarlarca lira değer biçerseniz, bu piyasaya mal nereden gelecek? Ya geçen ay olduğu gibi bir caminin çini panosu sökülecek ya bir Osmanlı merkezi yağmalanacak ya da hırsızlık yapılacaktır. Buna neden olunmamalı. Bizim kaygımız budur. [1 (*) Yüksel Dede, istanbul Ünıversıtesı Güzel Sanatlar Bölum Başkanlığı'nda öğretım görevlısıdır. F OTOROMAN î NCÎR ÇEKİRDEĞÎ özal, gerek kamuoyunda, gerek basında, gerek partıde manevı lider olarak takdım ediliyor. Manevi liderliğin gereklerini yerine getirmesinde bir mahzur yok. ALPASLAN PEHLİVANLI ANAP milfetveklh Benim bıyıklarım takma değil. METİN GÜRDERE ANAP Genel Başkan Yardımcısı Reklamımızı yapmadığımız tek yer Resmi Gazete kalmıştı. Kahveci'nin sayesinde buraya da sızmış olduk. ERKAL ZENGER Başbakanltk Teknik Danışmanı Ne yaptıysam kötü olamadım. HULUSİ KENTMEN Slnema oyuncusu Ama Sör, bizimkisi, 'Hayırlı' yenitgi Anadolu ınsanına daha yakın bir tipim. AYŞE EGESOY Sunucu Bana cefakâr bir eş gerek. ORHAN ERTANHAN Spıker Biz daıma hakikatten yanayız, hukuktan yanayız, zayıftan yanayız. YILDIRIM AKBULUT Başbakan ABD'ye güven olmaz KENAN EVREN Eski Cumhurbaşkanı Türkiye, "bilmem neden çıkar gibi" ortaya çıkmamıştır. MUKERREM TAŞÇIOÖLU ANAP milletvekill Dur şu lafı not edeyim. Buna da lazım olur. Ne kadar tabansız bir millet olduk. ABDÜLKADİR AKSU içişlen Bakanı Ama unutmayın ki biz cengâver bir milletiz. TURGUT ÖZAL Cumhurbaşkanı Müsaadenizle biz takdir edelim. KERİM AYOIN ERDEM TRT Genel Muduru Saddam o zaman dıktatör değildi. MUSTAFA TAŞAR Devlet Bakanı \ Galatasaray ve Beşiktaş teknik direktörleri Mustafa Denizli ile Gordon Milne, "11 Altın Adam" yanşması jurisinde... Fotoğraflar KEREM KAÇARLAR Şu anda kürsüde nadıren hıtap eden mutena bir hatip var, sükunet ıçinde dinleyelim. YILMAZ HOCAOĞLU TBMM Başkanvekılı