29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Eskisi gibi Beyoğlu'na çıkmak Kırklı yıllardan altmışlara, " Taksim Tünel arası karsılasmaların ardından markalı. Onlara binenler neredeyse parmakla gösterilirdi. Tramvay durağı sohbeti yapan gençler, ısteyerek kaçırılan tramvaylar, mantar ayakkabılı genç kızlar, kadınlar. Bob stil, dar paçalı pantolon giymiş ille de beyaz çoraplı, briyantinli saçlı genç erkekler. Sınema cıkışı mutlaka uğranan Butak Pastanesi. Orada yediğim mılföyun kokusu burnumda tüter hâlâ. Bu pastane, Türk tiyatrosunun unlü ismi Behzal Butak'a aıtti. Daha sonra, genç kızlık yıllarımda, sanatçı gençlerın uğrak yeri olan Baylan Pastanesi'ne gıtmeye baslayacaktım. Bu ıkı pastane, Atlas Sintması'nın karşı sırasındaydı. Küçukken evden çıkıp Tepebaşı Şehir Tiyatrosu'na varana kadar kimlere rastlamazdım ki Beyoğlu'nda. Şevkiye May, Melahat Orman Birahanesi'Eğer Beyoğlu 'nda o eski havayı estirmek isteyenler varsa işe tramvayla başlayabilirler. tçli, her gün aynı saatte yağız yakışıklılığı ile ne giren Sait Fafk, kara Ama hemen ardından en az 34 sanat merkezi açmak için kolları sıvamalıdırlar... Açılacak acele acele Galatasaray Lısesı'ndekt edebıyat dersine yetişen Esat Mahmul Karakurl, Çikültür ve sanat merkezleri, yeni Beyoğlulular yaratacaktır kısa zamanda. Yine eskisi gibiçek Pasajı'ndan çıkarken gördüğum Fikrel Nevin Beyoğlu'na çıkmak için kendine çekidüzen vermek zorunda kalacaktır insanlar. Önce biz Adil,her gun Seval... Beyoğlu'ndaki mağazasına uğrayan Hacı Bekir Ali MuhiCelini öperdim. Bana anve o insanlara beklentilerini verelim, onlardan Beyoğlu adına istediğimiz saygı, tin Bey. Her göruştedoldurmuş olduğu, bennemin Almanya'da kendiliğinden oluşacaktır. de olmayan plaklarını armağan etmişti. 'Neklar' isimli bır meyhane işleten büyuk sanatçı Hazım Körmıikçii, Tokatlıyan Oteyoğlu kaldırımlarından. Gülriz Sururl bası Şehir Tiyatrosu'na, çocuk oyununda oyli'nin beyaz keten brode perdelerinin ardınAklımda kalan çok şey var o günlere dair. namaya ya da provaya giderdim. O çocuk yada oturan ve gelip geçenleri seyreden CelaEn önemlisi ise yolların her saatte, neredeyırklı yıllardaailem Kalamış'tan Istanşımda, o günlerin Beyoğlusu'nda tek başıjna leddin Ezine, Yahya Kemal, Sedal Simavi, se tenha oluşu. Sinerr.a ve tiyatro seanslarıbul'a taşındı. Babamın tiyatrocu oluyuruyerek gidip gelirdim Tepebaşı'na. Kölu Ali Naci Karacan ve ünlü piyanist Perez... nın bitişlerinde geçici bir kalabalık doldurur şu nedeniyle... Beyoğlu'nda Küçükhavalarda ben de herkes gibi tramvaya binerO, geceleri Tokatlayan'ın altındaki gece kucaddeyi. En fazla yarım saat sürer bu. Sonparmakkapı Sokağı'nın köşesinde dim. TaksimBeyazıl ya da FatihHarbiye lübünde dans müziği çalıyordu ve birkaç yıl ra tramvaylara binip sağa sola dağılan insanŞükrü Paşa Apartmanı'nda oturuyorduk. tramvayına. Sağa sola selanı vererek o günsonra ben de onun müziği ile dans edeceklar. .. Birkaç tane de taksi gecerdi Amerikan Haftada birkaç gün, belli saatlerde Tepeden bu yana kimbilir kaç kez geçip gittım Betim. Vitrinin alt kısmındaki pirinç kornişlere tutturulmuş perdelerin ardmda kimbilir benim tanımadığım ne ünlüler oturmuştur daha. Gene yolda karşılaştığım tpekçi kardeşler, thsan ve Osman tpekçi; İpek ve Melek sınemalarının sahipleri. 'Melek', yani şimdiki Emek Sineması'nda, hafta sonları babam Lülfullah Sururi'nirı verdiği kartı Osman Ipckçı'ye gösterip parasız sinema seyrederdim. Sonra Yıldız ve Alkazar sinemaları sahipleri Cemali kardeşler, Sumer Sineması müdürü Feyzi Bey, Yıldız Sineması müdurU Kemal Bey, Mis Sokağı'ndaki aile dişçimiz Sijrel Bey ve daha kimler. Bu isimlerin hemen hepsi babamın dostları ve ahbapları. Babamın da o günlerde bir salonu vardı; Beyoğlu'nda şimdi Fitaş ve Dıinya sinemalarının yerinde olan Halk Opereli. Halk Opereti, ölü sezon dediğimiz yaz aylannda halk sineması olup ikinci vizyon filmler gösterirdi. Hep erkeklerden sözettim. Ya kadınlar? Beyoğlu'na iz bırakmış olan kadınlar? İlk aklıma gelen, Benli Belkıs ve Cahide Sonku. tki Tanrıça. Birbiriyle ilişkisi olmayan iki kişilik, iki görüntü, dönemlerinin tüm güzelliklerini kendilerinde toplamıştı bu iki kadın. Nasıl Marilyn Monroe'nun yeri dolmadıysa, onların da yerleri boş hâlâ. Eşsiz olmak bu galiba. O günlerde onların ardına dtlşup çocuksu bir hayranlıkla yolda bir iki adım takip etmiş olabilirim ya da öyle sanıyorum. Bir başka Beyoğlulu da Adalet Cimcoz. Zekâsıyla, ' »'« I %* K • • * • • • \ % 12 Nazmı Zıya Gurân'ın (18811937), bugun özel bır toleksıyonda yer alan 'Taksim Meydanı" adlı yağlıboya tablosu (73x92) Kırklı yılların bır bölümünde de TaksimTunel arası, Nazmı Zıya'nın tablosundakı havayı yansıtmaya devam ettı. Gülnz Surun'nın anımsadıflı gıbı, "Sınema ve tiyatro seanslarının bitişlerinde geçıcı bır kalabalık doldurur caddevı En fazla yarım saat sürer bu Sonra tramvaylara bınıp dağılan insanlar. Birkaç tane de taksı geçerdı, Amerikan markalı Onlara bınenler neredeyse parmakla göstenlırdı." çek bir aydın. Lion mağazasının yanındaki sokakta açtığı Maya Galerisi'yle Beyoğlu'nu kültür yuvası yapmayı amaçlıyordu SO'li yıllarda. Maya Galerisi ilk özel galeridir. Tiyatrodan ilk aldığım maaşla oradan taksitle bir Bedri Rahmi resıni aldığımı hatırlıyorum. Sonra Mefkflre Şerbetçi, o da güzelliği kadar şıklığı kadar Beyoğlu'na kazandırdığı çağdaş resim ve heykel galerisiyle de unutamadıklarım kervanına katılıyor. Bu gün bu iki galerinin yerinde yeller esiyor. Sonra Aliye Berger. BUyük sanatçı, büyük çılgın Aliye Berger. Yasamının son yıllarını Narmanlı karizmasıyla gılzellcşen seçkin bir insan. Ger
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle