06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

s E OFRA Bekri Çeşnici Ali Baba Restaurant Kireçburnu'nda bir bahçe lokantası ski lstanbul'da, hos daha eski Paris'te de durum aynıydı; baharın ilerlemesi ve yazın gelmesiyle birlikte, kır lokantaları, bahçe lokantalan aranmaya başlanırdı. O zamanlar pınarbaşları, çınar altları ve deniz kıyılarında kurulan bu lokantalara gitmek, "piknik" kadar revaçtaydı. Daha doğrusu, eski tstanbul'da kır lokantalan veya "bahçeler" in piknikten kalır yerleri yoktu. Kınıi zaman bu kır lokantalanna kalabalık gruplar halinde gidilirken önceden evde hazırlanmış yemekler de birlikte götürülürdü. Orneğin bin dokuz yüz kırkların ve elliler başlarının "Moda"sında, o /amanki adıyla "Erkekler Hamamı" olan Moda Plajı ile lskele ya da Koço arasında kalan bölgede yer alan Bomonti Bahçesi ve o yine zamanlar adı "Kadınlar Hamamı" olan bölümün biraz güneybatısına rastlayan, hatta içinden bir merdivenle doğrudan plajın kadınlar bölümüne inilen Kuçuk Moda Gazinosu (şimdilerde et lokantası) pek ünlü iki bahçe lokantasıydı. Temmuz, ağustos ve özellikle, bir zamanların Modalılan arasında, erbabının "eşsiz" olarak nitelediği eylülTnehtabında geceleri, ortasındaki pistinde zaman zaman dans da edilen KUçük Moda Gazinosu'na evde hazırlanmış zeytinyağlı dolmalar, börekler vs. ile gidilir; oradan bir ızgara et, içki, salata ve bira istenerek bütün bir gece geçirilirdi. Kentin önce boş arsaları, sonra bahçeleri, sonra tümü bitip yitme sürecine girilince, kır kahveleri ve lokantalarıyla bahçeler birer birer yok oldular. Şimdilerde Moda'da yalnızca Koço'nun bahçesi hâlâ duruyor ve sanırım o da Istanbul'un sayılı yerlerinden biri artık. GünUmüz Istanbulu'nda bahçelerin sayısı iki elin parmaklarını geçmez herhalde. Belki de Boğaz lokantalarının herhangi birinden bir aynlığı olmayan, hatta hemen burnunun dibindeki Deniz Restaurant'ın ayarına "mutfak" olarak hiçbir zaman varamayacak olan Ali Baba Restaurant'ı seçmemizin nedeni, eski Istanbul'un alışkanlıklarından biri olan bahçe geleneğini, hem de en iyi biçimde sürdürmesi. Kireçburnu'nda Ali Baba'da, Boğaz'ın Karadeniz'e açıldığı ağza bakarak, çınarların, akasyalann, gerçekte biraz taşralı olan Kavaklar ile kucak kucağa olduğu, yeşilin göğıitı mavisi denizin, artık aldatıcı olan laciverdine karıştığı, tafianların arasından arsız hanımellerinin fışkırdığı bir bahçede, bembeyaz, kıtır kıtır örtülü masalar üzerinde geçmişi anımsayıp bugünü yaşayarak buzlu rakınızı içebilirsiniz. Ali Baba'da kulakları tırmalayan bir müzik geleneği yok. Servis dikkatli, yemekler ve mezeler temiz. Ali Baba'nın asıl iddiasını oluşturan balıklara gelince: Hemen bclirtelim ki, Ali Baba, Deniz Restaurant ayarında bir balık lokantası değil. Ama şu günlerde Istanbul'un en seçkin balık lokantalarında bile fr.zla bir seçim olanağınız yok. ÇUnkü artık balığın mevsimi geçti. Şimdilerde, size doğru Eski lstanbul'da, kır lokantalan ya da bahçe Iokantaları geleneği, Avrupaı pıknık geleneğının bir uzantısı olarak yaşardı. Kıreçburnu'ndakı Ali Baba Restaurant da ağaçların gulgesındekı masalarıyla, bu uzantının günumüze ulaşan bir parçası dan taze taze gelebilecek olan Karadeniz, Marmara ve Boğaz balıkları, tekir, barbun ve istavritten başkası değil. Bunlara, gittikçe azalan kılıcı ekleyin diyeceğim; ama onun bile mevsimi geçiyor. Evet her mevsim levrek, karagöz, minakop gibi balıklar bulabilirsiniz; ama onlar da zaten az bulunurlar. lstanbul'da Boğaz meraklılarının en büyıik çelişkileri, balığı şöyle denizle haşır neşir olup yenıe /amanlarıııın kısıtlılığıdır. Ya balık vardır ve soğuk mevsımde doya doya deniz kıyısında açıkhavada oturamazsınız ya da hava güzeldir, deniz kıyısına kurulursunuz, o zaman da buzhane malı olmayan taze balığı ladamazsınız. Ali Baba'da, deniz mahsulleri arasında, kalamar iyiydi. Açtırdığımı/ pavurya güzeldi. Ama, kalkanın tadı iddialı bir balık lokantasına yakışmıyordu. Ne gaın! Bahçenin içinde, ağaçların altında, Boğaz'ın kıyısında, Karadeniz'e bir kuş uçuşu uzaklıkta gözleriniz rakı kadehinde, aklınızda dostların iyileri, (göçüp gidenlerı ve de kalanlarıyla birlikte) karşınızda, bir dost, bir arkadaş, bağrınızda Karadeniz'den patlayıp gelnuş bir poyrazla oturduktan sonra, ha balık yemişsiniz, ha çoban salatabeyaz peynir! Ayrıca zeytin, cacık, patlıcan kızartma, kavun yiyebilirsiniz tabıi ki şu mevsim... Artık bir zamanlar mevsimin gediklisi olan topatanlar da kalmadı ve yerlerini keferelerin küçumencik "canteloup"larına bıraktılar. Ama ben yine de her topatan mevsiminde, yureğim kanayarak burnumun direği sızlayarak topatanın kokusuna bayılan ve her yıl onu ilk tattığında, "Hah hah haaa; eski agıa yeni taam!" diyen görnııı.s gcçirmiş o eski tstanbullu sevdiğimi anarım. önemli olan yeşille mavi ve laciverdin, tıpkı hanımeli ile taflan çınar ile kavak ve akasya gibi kaynaştıkları yerde, renkli bırkaç saat geçirmektir. Ali Baba Restaurant'da ıçkiyi bira/ bol tutarsanız, yanındakı kalkan ile birlikte, ıkı kışi 120 bin lira hesap verıyorsunuz. Bunu da ekleyelim. D Ali Baba Restaurant, Kireçburnu Cad., No: 20 Sarıyer Tel: 162 08 89 27
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle