Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
'Çağın ahlaksızlığını TV simgeliyor' "Filminizi tek bir sözcükle özetlemeniz gerekseydi ne derdiniz?" sorusunu Fellini, "Bu, sessizliğe adanmış bir filmdir," diye yanıtlıyor. Ancak 'Ayın Sesi', ünlü yönetmenin birçok filminde olduğu gibi taşını televizyona atıyor. Federico Fellini son filmi 'Ayın Sesi'ni anlatıyor: "ü I stat" Fellını.ltalya'dabuyuk sukse yapan ve seyırci toplayan son fılmı "Ayın Sesi" dolayısıyla bir Italyan gazetecısıyle uzun uzun konuştu. lşte bu konuşmadan bazı bölumler: • Bu fılm ıçın Cavazzonı'nin etkısı ne oldu? kıtabının • Bu maceranın çıkış noktasıdır kitap. Ancak herkes, böyle bir romandan ancak yazannın bir fılm çıkarabıleceğını soyluyordu. "Lunatiklerin Şiiri" çok yönlü bır gerçeğı betımliyor, kaygı verıcı, umutsuz bır dünyagöruşunu yansıtıyor. Ben ondan kahramanlarını ve daha bırkac kı$iyı odunç aldım Ama bana özellikle, her turden hikâye anlatma kaygısından bağımsı? bir yapı kurma fıkrini verdı. Kişılerın ve psikolojınin inşası çabasından kurtulmama yardımcı oldu. • Sızin ıçın bir kıtaptan veya özgun bır senaryodan yola çıkmantn farkları var mıdır? • Hayır. Bana gorc, butun fılmlerım, çıkıs noktaları ne olursa olsun, tek bır filrn oluştururlar: Bır kışilık başka bır filmde yenıden karşınıza çıkar veya bir diğerinın yakını veya mirascısı olur. Bu fılm içın, kıtap bende yatan kimı eski tasarıları, eskı duşuncelerı uyandırdı ve bana "gerçek" dedığımiz o ba^dönmesını yeniden anlatmaya çalışmak arzusunu verdi. • Fılmin tek kaynağı Cavazzonı'nin mı? kıtabı "Ayın Sesı", düşlerın, kalabalığın, vahşetın, bılgısızlığın ve yalnızltğın ülkesınde geçıyor 'Beyler, biraz susalım lütfen!' Atillâ Dorsay F ellini, yıne hep aynı Fellini Bır göruntuler, sınema yoluyla yaratılan seraplar, çağımızın temel dıreklerını oluşturan kavram ve kurumlara saldırı ustası, bır gorsel buyucu Ancak bu kez anlattığı öykuyu ızlemek veya kışılıklerıyle özdeşleşmek, özdeşleşmek bır yana "tanı$mak" bıle kolay değıl Çunku Fellini bu kez "lunatlk", yanı aydan ve onun hareketlerınden etkılenen, çağın uygarlığının empoze ettığı davranış ve konuşma bıçımlerı yerıne, bıraz aydan, bıraz da yureklerının derınınden gelen seslere uyan kışılerı karşımıza getırıyor Kımılerının "deli", kımılerının "marjinal" dedığı, çokluk cıddıye alınmayan, yaşamlarını dunyamızın görunen yuzune, ama aslında bıze "akıllılar" tarafından pek lyı bılınmeyen ayın gölgesıne sermış kışıler bunlar1 Özellıkle de ayı çekıcı bır kadınla (belkı de tam tersı Tutkunu olduğu Aldlna'yı ayla) ozdeşleştıren ve ayla konuşup onu ızleyen İvo (Roberto Benıgnı) ve yaşlı sokak serserısı, "vali" Gonnella (Paolo Vıllagıo) Yolları zaman zaman kesışen, çokluk ayrılan bu ıkı ğezgının seruvenlerı, bızı tıpık "Fellınıyen" bır dekorkentın meydanından, yıne studyoda yaratılmışa benzeyen (ve de öyle olan) ve ayın ırı bakır bır tepısı gıbı hep "hazır ve nâzır" olduğu kırsal mekânlara alıp goturuyor Pek tularlı olmayan (ve yonetmene gore çağımızın çıldırmış basıtlığını ve tekduzelığını yansıtan) konuşmalarla ılerleyen fılm, zaman zaman yıne tıpık "Fellınıyen" goısel Ay ıle konuşan "lunatlk" İvo (Roberto Benıgnı), tutkunu olduğu "Aldlna" ıle sarmaş dolaş doruklara tırmanıyor Açık bır gece kulubu pıstınde, çılgın bır "rock" gösterısı (ve bırden, çoktan unutulmuş bır valsle araya gıren yaşlı bır çitl); sevışırken sızı sankı buharlı bır lokomotıfın pufçuflarıyla alıp göturen ınkıyım Marısa, kentın göbeğındekı dev ekranlardan yansıyan ve gerçeğı "televıze", yanı deforme etmeyı utanmasızca surduren bır televızyonculuk Ve çılgınlıklarının son aşamasında, "ayı yakalayan" ve "esır alan" ınsanların marıfelı Onu bır hangara kapayıp dev TV ekranlarından olayı dunyaya duyurmaya çalışan bır "resmı haber" anlayışı Ve ivo'nun gözunde, yenıden gokyuzundekı yerıne yerleştıkten sonra sevdığı kadının yuzune benzer bır ıfade alıp bır gözunu kırparak o buyulu sozcuğu soyleyen ve "PublıcıtaReklamlar" dıyen bır Ay! Evet, "Ayın Sesı", yenı bır Fellini çılgınlığı veya başyapıtı (Seçım ve yargı sızın) Fellım'nın son yıllardakı en kışısel, en kapalı, en kötumser ve en "feylosofça" fılmı Öyle olduğu halde, "usta"nın yıllardır ülkesınde lyı "ış yapan" tek fılmı olmasındakı çelışkıyı nasıl açıklamalı? Ama uzerınde durup duşundukçe ınsanı saran, kuşkusuz bırden fazla kez ızlenmesı gereken "farklı" bır fılm, olasılıkla sınema tarıhıne geçecek bır yenı "başyapıt" Ve fınalde, Fellım'nın ve de fılmın, çağın gurultusu, gıderek sağır edıcı kaosu ıçınden yukselen son sözu "Ejer birazcık srssislik »Kaydı... Bclki dc bir >cylcr anlamak fırsaiı olurdu." Evet, Fellini seyırcısını, hepımızı (çağımız uzerıne) bıraz duşunmeye, bıraz susup sessızlık ıçınde her şeyı gözden geçırmeye çağırıyor Ne dersınız"? ıJ • Hayır. Gerçi kitap, uzun zamandır kafamın gerisinde yatan ve temel bır entrıkası olmadan, sadece "çılgınlık" uzerine bir film yapmaya yonelik eski bır duşumu yeniden canlandırdı. Ama ayrıca "Magliano'nun Özgun Kadınlan" (ya/.an: Tobino) adlı bır kitap da filme yardımcı oldu. Bu, yazarın yonettiği bır delıler evı uzerine bir kıtap ve ben orada bir sure, doktor kılığına burunerek kalmı^tım. Bu kitap da bana "delılık" elıketı arkasına gi/lenerek dunyadakı yalnı/lıktan ve yapaylıklardan nasıl kurtulabilıneceğı konusunda bır fıkır vermı^tı. Ayrıca "Yadsınan Mekluplar" adlı bır dığer kitaptan da kimı esinler aldım. Bu kıtap da akıl hastalarına aıleleri tarafından yollanan mektuplardan oluşuyordu. Insanı rahatsız eden, ama aynı zamanda garıp bir şıırı ve duygtlsallık potansiyelı olan bir kitaptı. fılm? • Demek kı "Ayın Sesı" delılık uzerine bır • Bilınen akıl hastahklarına tum referansları reddettım. Fılm bır akıl hastanesinde değil, düşlerin, kalabalığın, vahşetın, bılgisizliğin ve yalnı/lığın ulkeMnde geçıyor. Sanki bı7İm bencıllığimiz, törenlerımız, teslımıyetçiliğımiz, yanlış davranıslarımızla bızzat kurduğumuz ve hepımizın içinde yaşadığı bir kentte geçıyor Kıtapia asıl ılgımı çeken, o en bilınen, en banal seyleıle dolu konuşmalardı: Sabahtan akşama içinde yuzduğumuz o cumlelerın hemen tanınan ve tekduze müzi 14