Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
M ÜZİK Burak Eldem Basia Biraz poplaştırılmış caz Polonya asıllı pop caz şarkıcısı Basia'nm Türkiye'de de yayımlanan "London, Warsaw, New York" adlı kasetinde, melodilerin üzerinde uçuşan sanatçınm pürüzsüz sesi, bilinen şarkılara yepyeni tatlar taşıyor. eçen hafta mini kaset tanıtımlarıınızda, Polonya asıllı pop caz şarkıcısı Basia'nın Türkiye'de de yayımlanan "London, Warsaw, Ncw York" adlı yapıtından kısaca söz etmiştik. Yılbaşından bu yana dinlediğimiz en dikkatc değer albümlerden biri diyebileceğimi/ "London, Warsaw, New York"un bu son derece etkileyici şarkısının bu hafta biraz daha yakından tanıyacağız. Beş ay öneesine dek adı fazla bilinıneyen, kendi halinde bir pop ve caz şarkıcısıyken yeni albüm ile birlikte bir anda Batılı ülkelerde müzik çevrelerinin gündemine gelen Basia, ilk solo çalışması "Time and Tide" ile yakalayamadığı uluslararası ünü, "Londra, Warsaw, New York" ile sağlamış durumda. Şu sıralarda özellikle Ingiltere'deki müzik ve aktüalite dergilerinin çoğunda Basia ile yapılmış uzun röportajlar ve albümü üzerine övgü dolu eleştiri yazıları yayımlanıyor; MTV ve Sııper Channel gibi uydu yayın kanallarından surekli Basia'nın parçaları çalınıyor. Kuşkusuz bu ilginin en önemli nedenlerinden biri Basia'nın parlayışı ile Doğu Bloku ülkelerinin 'değişim'inin aynı döneme rastlaması. Gerek basın gerek mu/ik dinleyicileri, Basia'yı yenileşen Doğu Bloku'nun simgelerinden biri gibi algılamak eğiliminde. Bu nedenle röportajlarda gazeteciler ısrarla ona klasik mülteci yanıtları verdirmeye, "Polonya'daki ortamdan sonra Balı'nın özgiirJügünü nasıl bulduğunu" söyletmeye uğraşıyorlar; oysa Basia bu tür sorulara pas vermiyor hic. Polonya'yı ve Polonyalıları çok sevdiğini, Batılıların Doğu Avrupa'daki cazibeyi görmekten kaçtıklarını belirtiyor. ÇUnkü Basia bir mülteci falan değil; müzik endüstrisinin çok daha güçlü ve kariyerini geliştirmeye elverişli olması nedeniyle Batı'da yaşamayı tercih etmiş. Basia (soyadı Trzetr*elwska), biraz da rastlantıların sonucunda başlamış profesyonel müzik yaşamına. Bir matematik ve fizik tutkunu olan genç şarkıcının ergenlik çağındaki düşleri, bilgisayar mühendisi olmakmış. Universitede fizik öğrenimi görürken bir yandan da çok sevdiği soul ve rock müzik ile amatörce uğraşan Basia, kendi kurduğu ve tümüyle kızlardan olusan bir topluluğun şarkıcılığını yapıyormuş. "Matematigi çok seven insanların hemen hepsi, müzikle de iç içe oluyorlar", diyen Basia bu konuda bir söz daha ediyor: "Benim için de aynı şey geçerli." Günün birinde bir konser organizatörü, Basia'ya bir teklifte bulunuyor: "Üniversiteyi bırak, seni Moskova'da iiç aylık bir turneye gölüreyim. Mü/ikten sıkılırsan, istedigin zaman üniversiteye dönebilirsin." Moskova fikri müthiş cazip geliyor Basia'ya ve serüven başlıyor. Konserler sırasında AmeBir matematik ve fizik tutkunu olan genç Basia Trzetrzelevvska'nın ergenlik çağındakı düşü. bilgisayar mühendisi olmakmış. rika'da yaşayan Polonyalıların kurduğu bir lokalin sahibinden hayli cazip bir teklif alınca da öğrenimini tumüyle bırakıp Chicago'ya uçuyor. "Miiziği çok seviyorum gerçi ama üniversileyi bıraktıgım için de biiyük bir pişmanlık duyuyorum", diyor Basia o günlerden söz ederken. Amerika'da müzik endüstrisinin iyice içine giren Basia, küçük lokallerde şarkı söyletmekten ve stüdyo vokalistliği yapmaktan sıkılınca, bu kez Londra'da denemek istiyor şansını. Melody Maker dergisinde gördüğu bir ilana başvurup piyanist ve aranjör Danny White'ın topluluğuna katılıyor. Derken yeni katılımlarla topluluk yapısını oluşturup Matl Bianco adını alıyor bir süre sonra. Basia, ilk zamanlar ona çok çekici gelen Matt Bianco'yu grup elemanlarının hegemenoyacı anlayışından ötürü 1987 yılında terk edip Danny VVhite ile birlikte calışmaya başlıyor. "Time and Tide", aynı yıl Basia'nın White'ın prodüktörlüğünde gerçekleştirdiği ilk aJbümü. Bu çalışmayla birlikte tercihini cazdan yana kullanan Basia, geçen yılın sonlarında da yine White ile birlikte "London, Warsaw, New York"u hazırlıyor. Şu sıralar tüm Batı'da esen Basia'nın albümü için seçtiği parçalar, biraz poplaştırılmış caz şarkıları. Ama hem düzenlemelerin kusursuzluğu hem de Basia'nın melodilerin üzerinde uçuşan pürüzsüz sesi, bilinen şarkılara yepyeni tatlar taşımış. "Baby You're Mine" ve "Ordinary People" başta olmak üzere kasetteki tüm şarkıları, ısrarla öneriyoruz; beğeniniz ister caz, ister pop, isterse soul olsun, titizlikle seçilen parçalardaki yumuşak ve temiz Basia yorumu, yaz gecelcrine keyifli bir serinlik getirecek.G G Violator Depeche Mode (Toco/Yonca) New Wawe ve technopop türlerının öncülerınden Depeche Mode, geçen yılkı ikili albümü "101 "den sonra bu kez de "Violator" ile platın plak kazanma yolunda özellikle şu sıralarda televızyon programlarında çok sık ekrana gelen "Pvrsonal Jesua" ve "En)oy The Sllence". Martin Gore ve arkadaşlarının doksanlarda da etkınlığını koruyacağının habercısı. Just Say Ozzy Ozzy Osbourne (Epic/Uzelli) Hard rock turünün klasik topluluklarından Black Sabbath'ın eskı solıstı Ozzy Osbourne, "No Rast For The VVIcked'dan sonra biraz nostaljık bir yapıtla yine karşımızda. Kaset, eski Black Sabbath parçalarının Ozzy taratından yeni düzenlemelerle yorumlanışı ile ilginçlik kazanıyor. Topluluğun eskı hayranları, "Sweet Leaf" ve "War Plg«"in biraz degışik yorumlarını beğenerek dınleyecekler. Banzanl Donovan (Island/MMY) Hemen belırtelim, bu Donovan, altmışlı yılların sevılen folkrock şarkıcısı Donovan degil. Yorumu ve sesi zaman zaman Bob Marley'ı anımsatan siyah şarkıcı, reggae müziğinın yeni parlayan isimlerinden biri Jamaika kökenlı bir protest müzığinin "sulandırılmamış", ortodoks örneklerınden birini veren Donovan'ın kasetı, reggae sevenler için kaçırılmayacak bir çalışma. Volce and Vislon Demis Roussos (EMI/Kent) Tunan asıllı romantik şarkıcı Demıs Roussos, yaşlanmamakta inat edenlerden biri. "Kökenlm Yunan olmakta blrtlkie müziğlmd* g«zdlglm ve yaaadıgım tüm ülkalerin Izleti vardır" diyen Roussos'un bu kasetindekı parçalar, alıştığımız Akdeniz soundunu taşıyor yine. Roussos'un "denlz kokulu" sesi ve romantizmı, yıllar öncekı çekicıligınden hiçbır şey yitirmemiş. Machlne Gun Poetry Derleme (Island/MMY) New York sokaklarında dogup seksenlerin ikinci yarısında tüm dünyaya yayılan rap muzlgi, on iki ayrı topluluk ve şarkıcıdan seçilmiş parçalarla özetlenıyor bu kasette Aralarında Young MC gibi popüler isımlerin de yer aldıgı rap toplulukları, siyahların bu biraz ıtıcı ama aynı oranda popüler müzıginden örnekler sunuyorlar 13