Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
s OFRA Bekri Çeşnici H aftanın çeşnisi Denizci usulü midye mıdye, kuru ve yeşı' soğan, beyaz şarap, karabıber, tereyağ ve maydanoz Hazırlanışı ise şöyle Soğanlar, tereyağında çevrılıp pembeleştırıldıkten sonra derin bır tencereye, mıdyelerle bırlıkle az mıktarda su ıle konur Bunun yarısı ya da dörtte bırı kadar, şarap eklenır Içıne maydanoz ve baharat eklenip tencerenın kapağı kapatılır Beş dakıka sonra mıdyeler servıse hazırdır! Kabuklu oiarak tencereye konulacak mıdyelerın kabuklarının lyı yıkanması tavsıye olunur! Böylelıkle, mıdyeler kumlu olmayacak ve hazırlanan yemeğın suyunu da ıçmek olanağına kavuşacaksınız Afıyet olsun! I ' ransızların "Moule Marlnlere" dıye Fadlandırdıkları denızcı usulukabuklu mıdyenın malzemesı, kışı başına 10 adet Deniz Restaurant Yaz kış hep Boğaz eçenlerde lstanbuTun ve doğanın tutkunu Çelik Gülersoy ile konuşuyorduk. Doğrusu pek iyimser bir tablo çizmiyordu ve ne yazık ki kendisine hak vermemek de elde değildi. "Noslrodamus, Karadeniz tutuşacak demişti. Son yapılan araşlırmalar, bu denizin belirli bir diizeyinin allının asille dolu olduğunu orlaya koydu" dedi ve ekledi: "Bu (abakanın havayla temas etmesi halinde yangın kaçınılmazdır, üslclik biiyiik dalgalar bu leması saglayacak ortamı da oluşturabilir." Kirlenen doğa ve yitip giden bir kentten söz ediyorduk, gerçekte, kuraklık felaketinin habercisi, habercisi de ne söz, ta kendisi olan zamansız, münasebetsiz bir bahar havasında, Yeşil Köşk'un bahçesinde ve bu asude ortamda gözümün önüııde tutuşan Karadeniz'in cehennem görüntüleri canlanıyordu. Henüz Karadeniz'in alev aldığını görmedik. Ama hamsilerin, bu denizin kıyısında oturan yurttaşlarımızın bilinçsizliği yüzünden Sovyet kıyılarına kaçtıklannı, kalkanın iyice azaldığını, balığın tarihe karışma sürecinin başladığını gördük. Oysa bizler eskiderı, İstanbul'da, uskumruların, palamut ve toriklerin, Karadeniz ya daGemlik'ten gelen ham G silerin ortadireğin de alt kesimindeki insanların bile masalarını süsiediği gilnleri yaşadık. Ellili yıllarda, "akın" olduğu zaman, Köprü üstünden palamut torik ve lüfer yakalandığını gördük. O günlerde, şimdi artık nimet oiarak başköşeye kurulmuş olan, hatta kurutma iplerinde, yağsız uskumruların yerini alıp sahte çiroza soyunan istavritlerin kimse yüzüne bakmaz, balıkçılar bu 'hor görülen' balığı yem oiarak kullanırlardı. O yemlerle denize sallanan oltalara mırmırlar, tekirler, barbunlar, mercanlar, işkinalar, karagözler, lüferler ve daha neler vururdu neler!.. Çok değil, 2030 yıl önceden söz ediyorum, artık Taş Devri kadar uzakta kalmış 2030 yıl önceden. Şimdi tstanbul'u kuşatan denizlerin derinleri ancak anılarımızda canlanabiliyorlar ve şimdi balık yemek yürek işi oldu, daha doğrusu, şişkin bir cüzdan gerektiriyor. öyle eskilerde olduğu gibi, dişisini vermesinler diye iki buçuküç kiloluk bir kalkanı balıkçıya satırla kestirip, evde artık mevsimi gelmiş olan taze soğanlı (üstüne dereotu da koymanızı özellikle salık veririm), yeşil salatalı güzel bir sofranın başına ailecek oturmak isterseniz, içkisi bir yana yalnu balık ile salata için 150200 bin lirayı gözden cıkar manız gerekir. Ortadiregin de kendisine böyle bir ziyafeti çekebilmesi içın ya mirasa konması ya piyangoda kazanması veya uzaklarda olduğu halde kentin gelişmesi sonunda değer kazanınca anımsanıp satılan, bir zamanların bir kıyıda unutulmuş arsasının parasının gelmiş olması gerekir. Eğer ortadirekten iseniz ve yukarıdaki koşullar da yerine gelmişse ya da balık konusunda beğeniniz, isteğiniz ile cüzdanınız aıbaşı gidiyorsa, size hiç vakit geçirmeden güzel bir balık sofrası kurdurup başına oturun derim hemen. Kumkapı'nın tadından çok şamatasının iyi olmasına karşın Bogaz kıyüarında azalan baIıkların iyi hazırlandığı, taze sunulduğu yerler hâlâ var ve Kireçburnu'ndaki "Deniz Restaurant" işte bunlardan biri. "Deniz Restaurant" yukarıdaki sakin salonu ile, toplantılar için elverişli olduğu kadar, Boğaz'a hâkim terasıyla yaz akşamlarının keyfinin çıkanlabileceği bir yer. Buranın özelliklerinden biri de Boğaz'da az bulunur bir sadelik ve gözü rahatsız etmeyen bir zevk ile döşenmiş olması. Bir başka özellik ise balıklann girişte sunulması. Hani gelene gidene ayıp olmasa, balık tezgâhının kıyısına rakınızı koyup derya kuzularına baka baka demlenmek istiyor insan. İstanbul'da ya da Ege veya Karadeniz'de çıkan balığın her türlüsünun taze oiarak bulunduğu "Deniz Restaurant"da, ızgara kalamar, balık kroket, karides kroket gibi spesiyalitelerin yanı sıra, şarapta hazırlanmış Fransız usulü "Moule Marinie>e" de bıılabilirsiniz. Bunlar arasından özellikle bir kap içinde sıcak tereyağ refaketinde getirdikleri ve ona banarak yiyeceğiniz, kalamar ızgarayı öneririm. Eğer kalkan istemek cesaretini gösterirseniz, onu da bir kez ızgara oiarak deneyin derim. "Deniz Restaurant"ın lakerdalarını da mutlaka tadınız, piyasadan en iyi yerlerden alınan lakerdaları bile yaya bırakacak nefasetteler bunlar. rasının güzelliği, kışları salonunun sadeliği ve servisinin çabukluğu, iyiliği ile birlikte, balıklarının tazeliği ve iyi hazırlanmasının yanı sıra, lezzetli spesiyaliteleri ile birlikte, bir zamanlar balık ve urun açısından nice zengin olan eski lstanbul denizinin tadını ve güzelliğini sunuyor size. "Deniz Restaurant"da guzel, lezzetli bir yemek için, adam başı 5060 bin lirayı gözden çıkarmak gerekiyor, tabii ıstakoz yememek koşuluyla! U Kısacası "Deniz Restaurant" yazları te