06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

H AFTANIN KONUĞU Mesleğinin son temsilcilerinden, Türk müziği enstrümanı yapımcısı Paki Öktem anlatıyor 'Çınar ağacı sesi genizden verir' Türhan Günay ep ileri sürülegelmiştir ki "Batı miizigi enslrümanları ile Türk miizigi çalınamaz. Çiinkii Türk müziği ses açısından Balı mıuiginden daha zengindir ve Türk müziğ'ndeki seslerin karşılıgı Batı notasında yoktur." Bu tezin savunusu için öne sürülen kanıtlardan biri de Türk müziği enstrümanları. Peki bu müziğin zenginliğini simgeleyen enstrümanları kimler yapar, adları ne, ne zaman yaşamışlar. Şöyle geçmişe doğru yapacağınız bir yolculukta tesadüfen bir ya da ikisinin adına rastlayabilirsiniz. Keman ustası Stradivarius'u büyüklü küçüklü hepimiz biliriz de bir Manol'u, bir Baron Baronak'ı, bir Vasil'i, Kapudağlı llya'yı, Mihran Keresteciyan'ı, Kirkor Kahyayan'ı, Miço'yu, Aziz Mahmut Efendi'yi, Mustafa'yı. Hamza'yı tanımayız. Çünkü bizde hep besteciler, şarkıcılar, sazendeler öne çıkmış, ensirüman yapımcıları karanlıkta kalmıştır. Kötü aletler mi yapmış bu ustalar da yaptıklarının dışında pek bir şeyleri kalmamış günümüze. Geçen yıllarda bir klasik kemençe, Sothebys'de astronomik rakamlara satıldığına göre bu soruya 'hayır' demek en doğru yanıt olacak. Ama insanlar gene de unutulmaya mahkum olduklan bir alanda, müzik aleti yapımı alanında çalışmalarını sürdürüyorlar. Bu alanın son temsilcilerinden biri de Paki öktem. Paki öktem mesleğinin doruğunda bir sanatçı . Urettiği aletler gerçekten birer sanat eseri. Yaptığı aletlerin sadece dış görünüşüyle değil, sesiyle, teknik yapısıyla, sağlamlığıyla da güzel olmasına çahşıyor Paki öktem. Cebinde parası yok, ama yaptığı işten büyük bir zevk alıyor. Hep icracılann öne çıktığı bir alanda, müzik alanında çalışıyorsunuzŞarkıaların, bestecilerin, saz sanatçılannın adını biliriz de enstrüman yapımcılannın adını hiç bilmeyiz. Bu durum sizi rahatsız etmiyor mu? • Bu tür konular hep konuşulur. Ben de söylemişimdir. Hatta bunu bir müzik kongresinde de dile getirmeyi düşünmüşümdür. Müzik bir bütündür ve bunu meydana getiren elemanlar var. Bu elemanları birbirine lercih etıneye imkân yok. Bunlardan birini diğerine tercih ederseniz bir tarafı topal kalır. Çünkü bunlar bir bütünün parçaları. Bu tek taraflı gelişimden en çok yararlananlar da şarkıcılar. Sakın şarkıcıları kıskandığımı sanmayın bu sözlerimden. Ama yapımcı olarak biz de bu alanda hizmet veriyoruz. • Peki neden enstrüman yaptmcılığı o zaman diye sorsam... Yalnızca resmini gördüğü bir enstrümanı aslına uygun olarak yapabileceğini söyleyen Paki öktem, bir mozaikten hareketle 'fidel" adlı Bizans müzik aletini gerçekleştirmeyi de başarmış. Yunanlı müzisyenlerden 12 adet "fidel" siparişi almış. Paki Öktem, alet için seçilen ağacın ve ağacın kesme tekniğinin başlıbaşına bir olay olduğunu anlatıyor. H Paki Oktem, 1933 yılında Elazığ'da doğdu. llkokulu ve Sanat Enstltüsü'nü Elazığ'da bitlrdl. Süvari Astsubay Okulu'nda başlayan askerllk yaşamı 1974'teki emekllllğl İle sona erdi. O gunden bu yana enstrümanlar üzerlnde çahşıyor ve üretlyor. • Ben sanat enstitüsü ınezunuyum. O dönemde böyle gelişmiş aletler yok. Keser testere devri denebilir bu döneme. Işte böyle bir dönemde bir keman yapmaya başladım. Kemanla uğraşırken de gazetede bir ilan gördüm. Ankara Devlet Konservatuvan'na sınavla müzisyen alınacakmış. Ben de enstrüman yapımcısı olarak sınava girmeyi düşündüm. Fakat ailem pek olumlu bakmadı bu düşünceme ve ben konservatuvara giremedim. tşte benim müzik aleti yapma tutkum bundan kaynaklanır hep. Akşam eve dönünce minyalür müzik aletleri yapardım hep. Ancak emekli olduktan sonra kendimi tam anlamıyla bu işe verebildim. Bu işi yapmaya karar verdikten sonra da büyük bir araştırmaya girdim. Müzik aletlerinin kökenini ve yapısını keşfetmeye yönelik bir araştırmaydı bu. Örneğin kanun nedir, nasıl bulunmuş, nasıl yapılmış, tekniği nedir, teknolojisi nedir? Bunu neredeyse bütün enstrümanlar üzerinde sürdürdüm. O kadar ki sadece resmini gördüğüm bir aleti aslına uygun yapabilirim. Buna bir örnek de verebilirim. Bizans'ta kullanılan "fidel" isimli müzik aletinin bir Bizans mozaiğinin resmine bakarak, siparişi veren Yunanlılar için 12 adet yaptım. • Bizde bilinebilen ünlü enstrüman yapımcılannın büyük çoğunluğu Rum ve Ermeni ustalar. Asağı yukarı 1900'lü yılların başına kadar bu ustaların eliyle sürüp gelmiş bu meslek. Bu sürecin temel özelliği de usta çırak ilişkisi. Sizin de bir ustanız oldu mu? Bir de sizden önceki ustalar hakkında neler düşünüyorsunuz? • Söyledikleriniz çok doğru şeyler. Ama benim bir ustam olmadı. Evet sizin de değindiğiniz gibi Türkiye'de müzik aletlerinin buyük ustaları hep azınlık diye nitelediğimiz insanlar arasından çıkmış ve biz bu sanatı onlardan öğrenmişiz. Bazen elime gelen örneklere baktığım zaman, dönemin teknolojisi göz önüne ahndığında oldukça güzel aletler üretmişler. Bunlar a bakıldığında bir estetik güzellik göremiyorsunuz. Enstrümanlara uygun ağaçlar da seçmemişler. Seçmemişler diyorum, ama belki de bulamamışlardır. Ağacı kullanırken de uygun kesimden doğacak motifleri aramamışlar. Oysa ağaç doğal motifini elde edecek biçimde kesildiğinde olağanüstü güzel görüntüler serer önümüze. Ağacı kesme olayı başlı başına bir teknik. Bu teknik Avrupa'da sürekli kullanılır. Ama biz şimdiye kadar maalesef pek kullanmamışız. • • Enstrüman yapımında ağaç çok önemlı anlaşılan... • Elbette... Çok çeşitli ağaçlar var enstrüman yapımında kullanılan. Enstrüman yapan insanın ağacı iyi tanıması gerekir. örneğin ağacın bahar halkaları yumuşak, kış halkaları 8
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle