24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

D OĞADA YAŞAM Haldun Aydıngün R ASGELE Raif Ertem Dize gelen Demirkazık N Nereden başlayalım? armara Denizi hızla kirleniyor. Insanlar çok üzülüyor. Boyuna çözümler aranıyor. Marmara'yı kurtaralım! Bir öneri getirmiştik. Marmara Denizi'ni dolduralım. Parselleyip satalım. Sonra diğerlerini... Paranın basındaki bakan. Sayın Kahveci Adnan. önerimizi benimsemiş. önceliği barajlara, göllere vermiş. Milliyet Gazetesi yazdı. ömerli'yi kurtaralım! Açıkhyor Sayın Bakan: "ömerii Barajı'nı kapatıp, su havzalarnu tophı konut alanına dönüşturecegim. Elde edilecek para ile Büyük Melen Çayı'ndan Istanbul'a su getirerek, kentin su sorununu çözecegim." Gazete; "Adnan Kahveci, lstanbul'un su sorunu için baraj kapatıyor" üst başlığıyla verdi. Oysa ne dıyor Sayın Kahveci? "ömerii artık su barajı olmaktan çıkıp, lagımlı suya dönuşüyor." Insancıklar da bu suyu içiyor. "Bu gerçek ortada. Bolgedeki kaçak yapılaşma!" Ah beledıyeler ah! "Bas döndürucu hızla ilerliyor. Artık havzalardan İstanbul'un su ihtiyacı için yararianma imkfim kalmadı. Bu gerçegi gonnezlikten gelemeyiz." Oyleyse ne yapalım? Parselleyip satalım! Ama belediyelerden korkuyor. "Yaklaşık bir trilyon lirayı Istanbul Beledivesi ne yaplı diye sorduktan sonra, "Bu projenin siyasi yükünü tek başıraa omuzlayamamam. Ben, (ek başıma yapmaya kalksam, belediye karşı propaganda ile halkı bize karşı kışkırtır. Üzerimde baskı unsuru oluşturur. Gelsinler bu projeyi onlara anlatalım. Bir an önce uygulamaya geçelim. Kaybedecek vakit kalmadı. Istanbul'a 19 ayda verdiğimiz para 700 milyan aştı" dıyor. Bilmiyorum ne diyecek beledıyeler? Denız, Boğaz kıyılarını yerleşime açan yöneticiler. Kaçak yapılaşmaya göz yuman... Ustelik Büyük Melen Çayı bağlanacak. lstanbul'un su sorunu çözülecek... Ama bizim itirazımız var. önce Marmara Denizi kirlendi. Baiığı yenmiyor, içine girilmiyor. Zaten kıyı kıyı doldurarak, kazjklı yol yaparak, yansını çözdük. öncelik Marmara'da!.. Hem daha büyük alan. Herkese yeter. Arsa mafyası falan da biter. Sizler Marmara yakışır. Bırakın gölleri, barajları belediyelere! Yönelin denizJere! Uçsuz bucaksız umman. Uy anam anam! Birbirinc dolanan liberal yollar! Kenti çevresinden sarar. Yalnız TUrkiye değil, bütün dünya buraya akar. Işte size tek dünya devleti. Geçer Ustüne oturursunuz. Ne güzel! Oh ne rahat! Geç kalmayalım! Ele geçmez bu fırsat! Su arkadan gelir. Rasgele!.. D iğde'den Çamardı'ya giderken Aladağlar bir ara görülüp kaybolurlar. Ancak bu görüntü fazla kimsenin dikkatini çekmez. Yol Ecemiş çayrnı izlemeye başlarken karşınıza bütün görkemleriyle dikilirler. Eğer ilk kez o noktadaysanız nefes kesici bir andır bu. Dimdik kaya duvarları mevsim yaz bile olsa karlarla kaplı gökyüzilne uzanır. Bu duvarların ilk göze çarpanı, ve belki de en büyüğı), Demirkazık'ın kuzey duvarıdır. Yoldan görüntüsü ürkütücüdür... Eylül ayının ilk günleriydi. Türk dağcıları olarak yıllardır beklediğimiz bir haberi alıverdim: "Demirkazık kuzey duvarının ilk Türk çıkışı yapılmışlı." Gerçekten önemli bir haberdi bu. Çünkü en az bir on yıldır söz konusu duvar Türk dağcılan arasında bir 'mit' oluşturuyordu. Pek çok ekip denemiş, ama bu yıla kadar hiçbiri tamamını tırmanmayı başaramamıştı. Çıkışın ayrıntılarını öğrendikçe sevincim daha da artıyordu. Çünkü Ankaralı dağcı Kâmil Ertugrul Melikoglu, partneri M.AIİ'nin doktora çalışmalan yüzünden gelememesi üzerine tek başına (solo) gerçekleştirmişti tırmanışı. Böylece bir efsaneye son vermiş ve tartışmasız Türk dağcılığının sınırlarmı epey ileri bir noktaya taşımıştı. Daha fazla bilgi alabilmek için sonunda kendisini telefonla buldum ve tırmanışının bir raporunu göndermesini istedim. Birkaç gun önce de tırmanış rotasının aynntılı bir krokisinı de içeren 12 sayfalık raporu elime geçti. Okudukça tırmanışı olduğu kadar, pek çok kişiye ters gelecek ölçüde dağcılığa gönül vermiş bir kişiyi tanıdım. İsterseniz burada sözü biraz Ertuğrul'a bırakayım: "Demirkazık kuzey duvarı bugune kadar Demırkazık'ta, kuzey duvarına ilk tırmanış gerçekleştınlmeden kısa bir süre önce bir liirlıı Türk dağcıları tarafından çıkılamadı. Ben bunu anirenman, psikolojik ve teknik eğitim gibi alışkanlıklarımız olmaması, hatta kaya lırmanıcılıgında bu sozu edilenlerin bilinmemesine baglıyorum. Hepimiz için geçerli olan bu şartlar içinde ben hayalini kurduğum bu fırmanışı gerçekleştirmek için sözunu ettiğim unsıırları bir olçude sağlayabilen bir kulup kurmak, bol bol okumak ve kendimi tanımama yetecek kadar tırmanışa gilmekle işe başladım. Son dort yılda orlalama 20 ciddi tırmanışa ve birçok duvar çıkışlarına katıldım, hafta sonlarımı yazkış egitmenliğe ayırdım, çok iyi bilmediğim karbuz lekniklerini, yuksek irtifa dağcılığını ve dagda kurtarmayı kendi çabalanmla ogrendim. Butun bu çalışmalar sırasında okulumu ve daha sonra işimi yurulmeyi pekâla başardım. Hatta askertiğimi yaptıgım Gulhane Askeri Tıp Akademesi'nde bir dagcılık kulübü kurarak bu süreyi de degerlendirmeyi başardım..." Ertugrul bu yaklaşımıyla 88 yazında Orban özçalık'la duvarı deneyip 250'inci metrede geri dönüyorlar. Sebep çok hazırhksız olmaları. Çok daha iyi gittikleri '89 yazında ise 21 saatlik bir mücadele başarmalarına yetmiyor, gene yeterince hazırlıklı değiller. '90 yılına gelindiğinde, ilkbahar aylarında haftada iki gün, yazın Ankara'nın çöl sıcağında ise haftada üç gün devamlı antrenman yapıyorlar. Sonunda kendisine yardımcı olacak yer ekibiyle birlikte, 24 Ağustos 90 gecesi Ankara'dan yola çıkıp 25 gecesi DK kuzey buzulunun yanına kamplarını kuruyorlar. Ertugrul 26 sabahı 06.45'te tırmanışa başlıyor. Tek başına emniyetli tırmanmak, her aşamayı üç kere yapmasını gcrektiriyor. Emniyet sistemlerini döşeyerek tırmanıyor, geri iniyor, sonra bu sistemleri toplayarak tekrar aynı noktaya ulaşıyor. Yaklaşık her 3040 metre için bu tekrarlanıyor. Tırmanışı bütün gün sürüyor, gece hava kararırken ise bulduğu küçük bir kovuğun içıne yerleşip iyi bir uyku çekiyor. 27 ağustos sabahı duvara kısa bir süre vuran güneş ışığının keyfini çıkarıp yola düşüyor. Ancak önemli bir sorunu var, ağırlık etmesin dıye bir litre eksik su aldığı için susuzluk tehlıkesiyle karşı karşıya kalıyor. Ayrıca gün ılerledikçe bir perspektif yanılması sonucu kuzey duvarının üst bölümünun sandığından çok daha uzun olduğunu dehşetle fark ediyor. Tırmanış gittikçe uzuyor, bu arada gece oluyor. Isı sıfır civarına düşerken fenerin kör ışığında tırmanışına devam ediyor. Bu arada aşırı yorgunluk tüm davranışlarına tesir etmeye başlıyor. Sonunda gece yarısı 01.35'te neredeyse varlığıru toptan unuttuğu zirveye ulaşıyor. Bir gün önce arkadaşlarının kendisi için bıraktıkları matra onu bekliyor. Geceyi zirvenin altında, yaklaşık 3700 metrede geçirıp keyifli bir kahvaltıdan sonra, klasik rotadan inişe geçiyor. Evet, Türk dağcılannın önünde dev bir engel gibi duran DK kuzey duvarı 'miti' yıkıldı. Bunu ispat etmek ister gibi bir hafta sonra iki Türk dağcısı daha aynı tırmanışı yapıyorlar. Şimdi en büyük tehlike, duvarın artık çok basit olarak algılanıp hazırhksız ve antrenmansız ekiplerce denenmeye başlanması. Bunun çok aa örneklerini Ağrı dağında yaşadık. Ertugrul tırmanışıyla, o duvarla ilgili sadece bazı psikolojik engelleri yıktı. Duvarın kendisi ise gene eskisi kadar sağlam ve tehdit edici. Oraya gideceklerin, gene en az Ertugrul kadar antrenmanlı ve hazırlıklı olmaları şart. D Doğa Sporları ve Kamp Malzemelerı büyük projelerin adamlarısınız. Size Yolaç Pasajı, Kızıltoprak, 346 74 15 27
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle