Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Hasan kaptan, Yüksek Denlzcilik Okulu'nun açtığı sınavlara girerek kaptan ehliyetini almış. önceleri gemi personeli olarak çalıştıktan sonra gösterdiği üstün başarı sonunda arkadaşlannın da teşvikiyle geminin tüm sorumluluğunu üstlenecek bir kaptan olmuş. Tam sekiz yıldır "Bostancı" gemisinin kaptanlığını yapan Hasan Köse, Yüksek Denizcilik Okulu mezunlarının, yurtdışı limanlara sefer yapan gemilerde çalışmayı tercih ettikIerini söylüyor: "Kh, kolay değil tabii bu çileyi çekmek. Ama bizim meslck itibarlı bir meslektir. Çünku bizim yönelimimi/di'ki gemi ye her meslekten insan biner. Bazılan kaptan kösküne gelirler. Sohbet edcriz. Bizleri takdir ederler..." Hasan kaptan, Şehir Hatları kaptanlığını şeytanla çelik çomak oynamaya benzetiyor. Pek haksız da sayılmaz hani. Her gıin binlerce yolcu taşınıyor. Glınde ortalama 30 bin yolcu. Alttan vc üstten birçok akıntının olduğu ve rüzgârın durumuna göre her an değişebilen dalgalarıyla Boğaz trafiğinde koskaca gemiyi göturmek... Bir yandan da yolcuların ve geminin guvenliği söz konusu. Hele sisli havalarda, "körseyir" yapılıyor. Radarın bile böyle havalarda bir yararı olmadığını söyleyen Hasan kaptan, "Onumüzü görebilmek ve iskeleye yanaşmak, karanlıkta el yordamıyla elektrik dügmesinin yerini aramak gibi bir şey" diyor. O anda diğer gemilerle çarpışma tehlikesi de işin bir diğer tehlikeli yönü. özellikle sabah ve akşam saatlerinde, yani yolcuların yoğun olduğu zamanlarda çok dikkatli olmaİc gerekiyor. Hasan kaptanın deyişiyle, Şehir Hatları kaptanının on tane gözü olmalı. Birden önünde beliriveren bahkçı teknesini görünce telaşlanıyor Ha.san kaptan. Aklına çok önceleri başından geçen bir olay geliyor hemen. Can kaybı olmadan sadece hasarla sonuçlanan küçuk bir deniz kazası. Teknedeki acemi balıkçı suçunu kabul etmiş. Bu olayın dışında hiçbir 'vukuatı' olmamış. Genç kaptanların bazen birbirleriyle yarısa girmelerini ve 'havalı' olmalarını da anlayışla karşıladığını belirten Hasan kaptan, yaşlandıkça daha tekminli davrandığını söylüyor. Lodoslu havalarda, geminin dalgaların üzerinde çalkalanması hoşuna gidiyor Hasan kaptanın. Artık emektar bir kaptan olmasına rağmen hâlâ dınç olu^unu da denize borçlu. Bir gün çalışıp bir gün izin yapan Şehir Hatları gemi kaptanlan, Boğaz ve Marmara Denizi'nin doyumsuz giizelliğini her an izleyip yaşayabilme şansına sahip olduklan köşklerinde, evlerindekinden daha rahat yaşayabildiklerini dile getiriyorlar. Hele konuklan olduğunda, onlara manzarası eşsiz "kaptan köşkü"nün çiçeklerle donanınış dekoru içinde ikramda bulunmaktan çok nıııtlu oluyorlar. Kaptan ve gemi personeli bir aile gibi yaşıyor. 11 gidiş, 11 geliş olmak uzere 26 sefer yapılan bir günün sonunda, hep birlikte yenilen yemek, günlük olayların konuşulduğu, dertleşildiği muhabbet ortanıı, Hasan kaptanın en mutlu olduğu saatlerden biri. Eh bu anlar da olmasa, 24 saat sureyle gemiyi terk etmesi mümkun olmayan kaptanların bu çalışma temposuna katlana'bilmeleri, pek kolay olmasa gerek. 'Boğaz Hattı' ve 'Adalar' dahil olmak uzere, günde yiızden fazla seferin yapıldığı böylesine yoğun bir deni/ trafiği ve kısıtlı hareket alanında, dünyada benzeri olmayan bir hizmeti gerçekleştiren Şehir Hatları lşletmeleri'nin çilekeş kaptanlarından Abdullah Yelkenci ile birlikteyiz bu defa. Bize kendi eliyle pişirdiği kahveyi ikram eden Abdullah kaptana kulak veriyoruz şimdi de: "Bu çalışmanın nasıl yapıldığını çözmek zor bir bilmece gibi. Bizler, birbirimizi yıllar Adı tıahçe' ile bıten Şehir Hatlan gemileri, dığerienne göne daha büyuktür. Tabıi bunların kaptan köşkleri de farklıdır. Üstte, "Dolmabahçe"nın kaptan kuşkünde, Cemil Yılmaz ve Zeki Erdem kaptanlar, sıslı bir günde, seyir halınde Lodoslu bir denlzde dümen başında olmak da 'aflır iş'tir. Karaköy İskelesi'nin önünde akıntının gucii pervanenin güciinden daha fazladır. Bu durumda ancak geminin kıç tarafından halat atabilecek biçimde yanaşabiliyoruz" diyen Abdullah kaptanın da en önemli sorunu yolcısların protestosu... Bir kaptan arkadaşınm, rüzgâr ve dalgalarla boğuşurken birden oluşuveren teknik bir arıza sonucunda, gemiyi bir türlü yanaştıramaması ve iskeleye bindirme tehlikesi yüzünden, kalp krizi geçirdiğini; aynı şekilde birçok kaptanın vaktinden önce emekliye ayrıldığını anlatıyor Abdullah kaptan. Kaptanların, kıyı iskelelerini en iyi bilen insanlar olması gerektiğini vurguladığı konuşmasında, deniz ve rüzgârla iyi geçinmek, onları yakından tanımak gerektiğini söyleyen Abdullah kaptan, "Lodos estiğinde, mendirekleri aşarak Haydarpaşa İskelesi öniine dolan sular, ayna yapar. Yani dönerek hareket eder. Bu aynada, gemiyi bilinen yonlemlerle yanaştırmak mümkun değil. İşte bu durıımda, uslalık gerekiyor. Ayrıca suların alçalma ve yükselmelerini de hesaba kalmak gerekiyor. Anlayacağınız, tüm bu karmaşık çalışma sahasında, binlerce can laşıdığınız gemiyi sağ salim yanaşlırabilmek, kaptanlann insanüstu gayretleri ve ustalıklarıyla mümkun olabiliyor" diye yakınırken bizim de kahvelerimiz bitiyor. İskeleye sağ salim yanaşmış olduğumuzu da fark edince, müsaade istiyoruz. Karaya ayak bastığımızda, kafamızı kaldırıp kaptan köşküne bakıyoruz: Abdullah kaptan, sevecen bir çehreyle yolculannı izJemekte... D dır çok iyi tanıyonız artık. Hangi gemide hangi arkadaşımız var, hangi iskeleden hareket etmiş, hangi iskeleye yanaşacak bunlan ezbere bilebiliyoruz. Bir de hangi iskelenin oniınde rıizgânn ve akıntının durumuna gore nasıl bir dalga olduğunu bilınek gerekiyor. l.unaparklardaki çarpışan otolara benzediğimizi soyleyebilirim; ama bir farkla: Biz çarpışmadan ileıiiyoruz ve iskeleye yanaşmaya çalışıyonız" diyor Abdullah kaptan. Bunun, kaptanların insanüstü gayretleriyle başarıldığını da ekliyor sözlerine. Kahvesinden derin bir yudum alıp konuşmasını sürdürüyor: "Şehir Hatları filosunun kaptanlan olarak gercekten çok zor koşullarda çalışıyonız. Bu işkolunun zorlukları ve sorunlarını, duzenlenecek bir açıkoturumda tartışmaya hazırım. Denizi iyi lanımak gerekiyor!" Şehir Hatları'nda, iyi bir kaptanın ancak 10 yılda yetişebileceğini iddia eden Abdullah kaptan, denizin iyi haline rastlamanın pek mümkun olmadığını, buna karşın denizin üstünde olmanın, kendini karada yaşamaktan daha çok mutlu ettiğini söylüyor. Abdullah kaptan, en büyük sorunun, bu hizmetin nasıl verildiğinin yolculara yeterince anlatılmaması olduğundan yakınıyor: "Düşünün bir kez, aynı anda beş geminin birden Karaköy İskelesi'ne yanaşmak iizere geldigini ve iskeleden aynlan diğer gemileıi. 13