Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
R A AZARIN PENCERESlNDEN Selçuk Erez gatha Christie'nin 100. doğum yıldönümünü kutluyoruz. Neden? 20. yüzyılın en çok okunan polis romanları yazarı olduğundan... Agatha Christie konusunda bu yıl basılmış bir eserde (Lynn Undervvood (Ed.) Collins. Glasgovv), "Agatha'nın kitaplan kimbilir kaç kişiyi hastalıklarının nekahet devresinde neşelendirmiş, kaç tren ya da uçak yolculugunun daha çabuk geçmesini sağlamış ..yabancı ulkelerde kimbilir kaç kişi İngiliz yaşam tarzının ilk zevkini yazarın kitaplarından edinmiştir?" diye sorulmaktadır. Agatha'yı başarılı kılan bunlar mıdır? Bu yazarın, plakları çok satmış ve genç ölmüş pop şarkıcılanndan bir farkı yok mudur? Yazdıklarını biraz daha yakından irdelediğimizde, otobiyografisini okuduğumuzda yargımız değişmeğe başlar. Agatha, otobiyografisinde şöyle demiştir: "Yaşam konusunda ne az şey biliyoruz. Sadece kuçucuk rollerimizi bellemişiz; o kadar... I. perdede birkaç salır soyleyecek bir aktör gibiyiz: Söyleyecekleri daktiloyla yazılıp eline verilmiş... Bildigi bundan ibaret. Oyunun tümünii okumamış, bilmiyor. 'Telefon bozuktur madam!' gibi bir şey söyleyip ortadan kaybolacaktır..." Epilogunda da şunları ekler: "Herhalde 93 yaşıma kadar yaşayacağım. Herkes bana, soylediklerini duymadığımdan dolayı kızacak, deli olacak. Bense işitme cihazlarından şikâyel edip sayısız sorular soracak, bu sorulara verilen cevaplan hemen unutup soruları tekrarlayacağım. Bana bakan hemşireyle kavga edip onu, beni zehirlemege kalkmakla itham edecegim... Sonunda bronşite yenil Agatha Christie'nin on bir uzun günü diğimde bunun bir 'kurtuluş' olduğundan bahsedeceksiniz... Işte o giine gelinceye kadar öliimün anteşambnnda keyfimi siirecegim!" Bunlar öyle çalakalem söylenecek sözler değil... Agatha Christie'de / iyi yazarlara özgü bazı niteliklerin bulunduğunu seziyoruz... Mimar Sinan Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğretim üyelerinden rahmetli Mehmet Çavuşoglu, polis romanlarını pek sever, "Edebiyat fakiiltelerinde bunlan konu edinen kürsüler olmalıdırl" derdi. Hiç de usdışı bulmamıştım bu görüşü. Bir gün edebiyat fakültelerine "polis romanları" dersleri konsa o dersleri okutacaklannbizde herhalde Pınar Kttr okutur Agatha'dan öğrenecekleri çok şey vardır: A.Christie, "İyi bir dedektif öykiisünde katil kolay bulunmalı; ama aynı zamanda onun bu işi yapmamış olması gereküği düşiinülmeli. Buna rağraen kalil bu şahıs olmalıdır!" der (A.Christie. As Autobiography. Fontana Books. Glasgovv. 1990 s. 262). M.Coady'ye göre bu, başarısının önemli bir nedenidir: öykülerinin örgüsü öyledir ki okuyucular, "Eğer biraz daha dikkat etseydik, bu bulmacayı biz de çözebilirdik!" izlenimine kapılırlar. Conan Doyle'un Sherlock Holmes'u, bilgisinin derınliğiyle övünürken, mesela bir dedektifın 75 ayn parfüm çeşidini ayırt edebilmesi gerektiğini savunurken Christie, okuyucularını, günlük deneyimlerin ve doğru yorumların çözüm için yeterli olduğuna inandırır. (M.Coady: Queen of Crime. Guardian VVeekly. 2 Eylül 90) Bunu biraz da çözülmesi kolay bilmeceler verip okuyucularına, "Başarabiliyorum!" izlenimi veren gazetelerin yaptıklarına benzetebiliriz. Bazı romanlarında yaşlı Miss Marple'ın deneyimlerinin sığlığına rağmen sağduyusunu içgüdüsüyle destekleyerek işleri çözümleyebilmesi, yaş ortalaması ilerice olan bir toplumda kıvançla ızlenir. Jak Deleon, geçenlerde bir yazısında (Nokta 21 Ekim), Pera Palas Oteli'nin bu ünlü yazarın yaşamında özel bir yeri olduğunu, 192632 yılları arasında bu otelde birçok kez kalmış bulunduğunu, hatta "Şark Ekpresi'nde Cinayet" romanının bu otelde yazıldığını ileri sürmektedir. Agatha, 1926 yılında ilk eşinden ayrılması bahis konusu olduğunda on bir gün ortalıktan kaybolmuş ve bu zaman içinde ne yaptığı, nereye gittiği bir türlü anlaşılamamıştı. Jak Deleon bu konu Ustünde durarak VVarner Brothers film şirketinin çözüm için bir medyuma başvurduğunu, onun da "bu kayboluşun izahının Pera Palas'ta 411 numaralı odada bulunduğunu" açıkladığını aktarıyordu. 1979'da bu oda aranmış ve duvar içinde bir anahtar bulunmuş. Acaba Agatha, bu on bir gunde olanları, yazdığı bir deftere yerleştirip anahtarını da Pera Palas'takı odasına mı saklarruştı? Otobiyografisine eklenmiş önsözde, "ünlü kayboluşu" konusunda hiçbir şey söylemediği, ancak daha önce geçirdiği bir bilinç kaybı olayının bu sırada olanlar konusunda ipucu sağladığı belirtilmiştir. ilk evlılığınden yıllar sonra Agatha Christie Devon'dakı 'Greenvray' House'da, ıkincı eşı arkeolog Max Mallovran'a pıyano çalıyor Agatha Christie, Max Mallowan ıle ıkincı Bağdat gezısınde tanışmıştı dır? Aslında Şark Ekspresi ile 1928'de varmak istediği yer, Bagdat'tır. Istanbul bu seyahatin sadece bir durağını oluşturur. Christie bu gezisinde Tokatlıyan Oteli'nde kalır. Hatırladıkları: Hollandalı bir mühendis, Beyaz Rus hanımları ve Haydarpaşa Gan'dır. Otobıyografisinın indeksinde ne Istanbul ne de Constantinople yer alır; oysa Bağdat'tan söz açan tam 23 sayfa vardır: Bağdat'a ikinci seyahatinde, Ur şehrinde arkeolojik kazılar yapmakta olan sonradan ikinci eşi olacak Max Mallowan'la tanışır. Sonra bu bölgeye defalarca gelir. Salmanazar'ın kalesinin bulunduğu Tulul el Azar'da gezer, hatta ev tutar, oiurur bir süre... "Murder in Mesopotamia", "Then Came to Bagdat" romanlarında olaylann önemli bir bölümü Bağdat'ta geçer. "Come Tell Me How You Live" arkeolog eşinin Irak'taki kazılarını konu edinir. Bugün Körfez allakbullak olmasaydı, bu cinayet romanları yazarının 100. doğum yıldönümü herhalde Istanbul'dan önce Bağdat'ta kutlanırdı. Saddam'ın Irak'a kaybettirdikieri nesnelerin uzun listesinde bakın bir deAgatha Christie yer alıyor. fl Yıl 1925 Agatha Christie, ılk eşı ıle evlılığınden dunyaya gelen kızı Rosalınd'la bir arada Acaba tstanbul ve Pera Palas, Christie'nin yaşamında önemli dönum noktaları mı