Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Açık arttırmada ezeli rekabet İki buçuk asır, ülkelerin tarihleri için bile çok uzun bir zaman dilimi. İngiltere'nin iki ünlü müzayede salonu, Sotheby's ve Christie's ise iki buçuk asırdır müzayede konusundaki rekabetlerini sürdürüyorlar. Osman Balcıgil LONDRA Satıyorum, satıyorum, saattım!" Şık giyimli müzayedecınin elindeki minik çekiç fildişinden değildi. \ma çekıcin, Londra / New Bond Street'teki iolheby's'eait dünyaca meşhur müzayede saonunda yankılanıyor olması, dikkatleri çekneye yeter de artardı bıle. Mesela, yarım dakika sonra, birkaç cadde itedeki bir başka çok unlü adreste, "Chrisli;'s"in King Street'teki müzayede salonunda, ?ir başka şık giyimli müzayedeci, çekicini (az 3nce Sotheby's'de yapılan satışa nazire yapar jıbi) masaya zerafetle son kez dokunduracak, jöylece dünyada eşi bulunmayan bir başka anika parçanın yeni sahibini tespit etmiş olacakı .. de öbürünün adı da mutlaka akla gelen rakip iki futbol takımı, iki okul gibi. Her şey değişti, bir şey hariç... Sonraki yıllarda "Sotheby's" ve "Christie's" de çeşitli değişiklikler gerçekleşti. En önemli değişiklik, yaşlı yöneticilerin çeşitli aralarla yerlerini gençlere bırakmaları, bazı ortakların hisselerini elden çıkarmalarıydı. Yeni yönetici ve yönetım kurullan yeni üsluplar demekti. Her iki müzayede salonu da, sözgelimi, mektupların el yazısıyla yazılmasında, telefonun kullanılmasında ısrar eden muhafazakârlardan, her türlü yeniliğe derhal uyum sağlamaya çalışan modernisılere; satış alanlarını çeşitlendirmekten yana olanlardan, belirli alanlarda uzmanlaşmayı seçenlere kadar, her türden yöneticiyi gördu. Ama bu değişiklikler iki şirket arasındakı rekabeti hiçbir zaman duraklatmadı. Sotheby Yin sahiplen ve yöneticileriyle Christie's'inkiler biribirlerini hep doğal birer rakip kabul ettiler. Tablodan kitaba, en eski ve en buyuk uygarlıklardan kalma sanat eserlerinden Rock'n Roll döneminin hatıralarına, gramofondan eski otomobıle, pula, şaraba kadar akla gelebilecek kıymetli her şeyin müzayedesi yapıldı bu iki kurumda. Bir yanıyla da, kuşkusuz tatlı bir rekabetti bu. Ve günluk gazetelerde şu tur başhklan okumak, müzayede meraklısı lngilız okuyucuya iki buçuk asır heyecan ve haz verdi: İki buçuk asırcık kadar önce... Samuel Baker aslında sıradan bir kitap satıcısı idi. 1744 yılının 11 mart günu Sir John Stanley'in kütuphanesini arttırma yoluyla satmayı akıl edince, talih ruzgân aniden ondan yana döndu. Müzayededen tam 826 pound (bugunün parasıyla yaklaşık bir milyon TL) kazanmıştı. Bay Baker müzayedeciliğe başlardığı yıllarda, kurucusu olduğu Sothebys'de kendisinden 239 yıl sonra bir tek kitabın 8.140.000.000 TL'ye satılacağını akıl bile edemezdi kuşkusuz. Dünyayı yerinden sıçratan bu satışa neden olan, kitaba imzasını atan kişiydi. "Gospels of Henry the Lion" (Aslan Henry'nin Sözleri) adını taşıyan kitap, 12. yy'da yaşayan Saksonya ve Bavyera Düku, Brunswick kontu unvanlanna da sahip Aslan Henry'nin bizzat kendi kaleminin bir eseriydı. Meslekdaşı James Christie'nin kendisine en büyuk rakip olmak üzere 1766'da müzayedeciliğe başladığını öğrendiğinde, Samuel Baker'in ne düşündüğünü, yakınlanna ne söylediğini bugün bilen yok. Ama o yıllarda, onun yerinde kim olsa, James Chrıstıe için "Ne kadar zeki olursa olsun, artık bana yetişmesine imkfln yok" derdi herhalde. Ve Bay Baker, eğer böyle duşündüyse, kısa süre sonra yanıldığını da görecekti... James Christıe sadece zeki değildi. Yakışıklıydı; zamanın Londrası'nın aristokrat çevrelerinde pek çok tanıdığı vardı; sanat çevrelennde hurmetle anılıyordu. Üstelik, Fransız ihtılalcileri de zamanlamalannı sanki onu düşünerek ayarlamışlardı. Ihtilal Fransız aristokratlarına zehir, Christie'ye ise ilaç gibi geldi. Allahtan Samuel Baker, Christie's'in Soteby's'e iyiden iyiye yetiştiği günleri hiçbir zaman göremedi. Yetenekli ortağı George Leigh'nın şansı ise, onun kadar yaver gitmeyecekti. 18.yy.'ın ortalarında başlayan yanş 19.yy'ın başına kadar geçen sürede galibi belirlenemeyen, ama heyecan dozundan da hiçbir şey kaybetmeyen, kelimenin tam manasıyla ezeli bir rekabet halini aldı. Birinin adı zikredildiğin Sotheby's'de bir açık artırma (üstte). Sotheby's'in kurucusu Samuel Baker işe sahaflıkla başlamıstı (sağda). Chris tie \s 'in kurucusu James Christie, Baker'a rakip olurken aristokrat çevrelerdeki saygınlığını kulianmıştı (solda). Manet'nin bir tablosu Chiristie 's 'de satılmak üzere (altta). İbrenin Yönü... İki buçuk asır, ülkelerin tarihleri için bile kuşkusuz çok uzun zaman dilimi. Böyle duşunüldüğunde, Christie's ile Sotheby's'in tarihlerine, yalnız teknolojik değişimler açısından yaklasmak bıle ilginç olabilir: llk telefonun kullanılışı, iş mektuplarının daktilo ile yazılmasına geçiş, şirket mülku olan ilk otomobiller, teleksle tanışma, müşterilerle bülten \oluyla kurulan ilişkinin evrimi, eskiden yeniye kasalar, satış yıllıkları... Bugün satış esnasında fiyat arttırımlannı Atlantik'in ötesinden uydu sistemleriyle anında alan, aynı anda birkaç şehirde birden televizyon vasıtasıyla müzayede yapabilen bu iki kuruluş, yine sözgelimi, acaba uluslararasılaşma hamlesinde ne tür bir yarış çıkardı? Bugün, Christie's'in 20 ulkede 59, Sotheby's'in ise 24 ülkede 60'ın ustunde bürosu var. Ama her an, mesela yarın, şu anda Sotheby's'den yanaymış gibi görünen ibre yön değişti rebilir. Belki öbür gün yine... Her iki kuruluş da, dunyanın müzayedeci lik açısından önemli sayılabilecek hemen heı yerinde 1000'in uzerinde insanı istihdam edi yor. Her türden sanat eserine anında teşhıs koyabilecek nitelikte uzmanları, buro ve güvenlik görevlileri; istihbarat memurları, basın, yayım ve tanıtımcılarıyla bu iki müthiş organizasyon, acaba daha ne kadar yarışacaklar? Başka bir deyişle, iki buçuk yuzyıldır süren inatlaşma ne zaman nihayet bulacak? Belki de, hiçbir zaman... LJ v^v 31