Katalog

0) Zevkten dört köşe zayıflamak Herkes kendi gereksinimleri doğrultnsunda rejim yapar ve birçok kişi, iirejimdeyim " diye yüzünü buruşturarak pasta veya keki geri çevirir. Oysa keyifli bir şekilde de zayıflayabilir insan... den önce zayıflatmaya başlamadan moralini diizeltmelisiniz. Dışarıdan iyimser bile gözükse, moralinin bozuk oldugu apaçık. Ama meseleyi nasıl ele almalı? Bazı kadın dırdır eder, kocasının yapmaması gerekenleri bozuk plak gibi tekrarlar durur, bazısı sert çıkışlar yapar, kimi 'âlim kadın', kimi 'yapışkan sinek' ve en iyisi tabii olaya tallılıkla yaklaşıp, yumuşak iniş yapanlar. Kadının gorevi mutfakta başlar, yemek masasında degil. Yapacagınız yemekleri öyle seçmelisiniz ki, rejimi bıkmadan devam ettirebilesiniz. Fazla karkmaşık diyetler genellikle başarısızlıkla sonuçlanır. Zaten bu tip diyetler biter bitmez, insan tekrar kilo almaya başlar ve henüz tıbbın açıklayamadıgı bir konu: Kskisi gibi yedigi takdirde başlangıçtaki kilonun da iistüne çıkar." Fievet Izard, sırf muz, sırf yumurta türünden diyetleri kınarken, Atkins ve Mayo Kliniği rejimlerinin de tıbben çok sakıncalı olduğunu belirtiyor. Zen makrobiyotiğin ve çeşitli oruçların da ne kadar tehlikeli olabileceğini kanıtlıyor. Tek yol, akıl, ev kadınının mutfağa bilinçli olarak yaklaşması, lezzetli ve hafif yemeklerde spesiyalist olması ve masaya her şeyin tabiisini ölçülü olarak getirmesi. Yani tatlı bir otorite ile belli etmeden idare. Böylece, zaten evin erkeği için iyi olan bir rejimden kendisi de yararlanacak ve aynı zamanda çocuklara da daha küçük yaşlardan kolesterin depolaması yapılmamış olacak. D kaynaklanmaktadır. Başka hiçbir akla hizmet etmez.. "Yürü yavrum yürrüü... Konyalım yürrü..." oyun havasını duyan yöre halkı, nerede olursa olsun, "Haniya da benim elli dirhem pastırmam..." diyerek, toplu halde yürümeye ve kaşıkhavası oynamaya başlar. Bu denli sevecen ve coşkulu bir eylem için, poliste izinlerin kaldırılmasını, doğrusu gereksiz buluyorum. g £ S Hastalara ilaç yerine "davranış teciavisi" uygulanâcakmış!.. inir hastalıklarının büyük bölümünde, migren, mide ülseri, astım gibi hastalıkların tedavisinde, ilaç ikinci planda kalacakmış! İlacın yerini "davranış tedavisi" ve "varoluşçu tedaviler" alacakmış! Bu yeni tedavi biçimı, kişinin kendisini tanıtmasma yönelik olacakmış! izmir büromuzun bu haberi, ilk okuyuşta, bana ilaç kutularından çıkan tarifnameler gibi geldi. Sonra bir daha okuyunca ve biraz da düşününce, yeni oldugu iddia edilen bu tedavi biçiminin, ülkemizde öteden beri uygulanmakta bulunduğunu anladım. Bir örnek vereyim: Türkiye'de gericilik hiç durmadı. Laikliği, çağdaş yaşamı içine sindiremeyen yobazlar, Atatürk'ün sağlığında bile vardı. Fakat, şeriat devleti kurulmasını istemek biraz "sıkar"dı. Şimdi, konuyu bu açıdan incelemek, irticanın vardığı boyutları, kökenini araştırmak dururken, onun yerine Marksist Leninist araştırması istemek, irticayı örtbas etmeye çalışmak, bazı hastaların tanınmasını sağlamaktadır. Bu davranışları, o hastaların "kişinin kendini tanıtması" yöntemiyle şifa bulmalarına yardımcı olmaktadır. Hepsine acil şifalar dilerim. Uzun uzun kulak cınlaması sağırlık başlangıcı belirtisiymiş! Uzmanlar, "kulağı çınlayanlar hemen doktora görünsünler..." diyor! "Rejimle saglıgını konımaya çalışmak çok sıkıcı bir hastalıktır" demiş Rochefoucauld. Bunu dediği zamanlar, insanlar sadece hasta olduklan için rejim yapıyorlarmış. Acaba günümilzdeki durumu görseydi, ne derdi? Cildinin güzelleşmesi için rejim yapanlar, daha fazla saç çıkartan rejimler, kanser olmamak için ömılr boyu rejimde olanlar ve de bazen anoreksiye kadar varan zayıflama rejimleri... Avrupa ülkelerinde her dört kadından birinin gıdası yönlendiriliyor. Ya bir doktor tarafından ya gazete, dergilerdeki rejim reçeıeleri veya eş, dosttan aldığı bilgilerle. Tabii tek örneğe indirgenmiş bir diyet olamaz. Herkes kendi gereksinimleri doğrultusunda rejim yapar ve birçok kişi, "rejimdeyim" diye yüzünü buruşturarak pastayı veya keki geri çevirir. Her şeyi yiyemediği için sıkıntısını belli eder. Birçok hanım da göbekli diye kocasından şikâyetçidir. Beyler de damak tadına daha düşkün olduklan için rejime fazla yanaşmazlar. Doktor Madeleine Fievet Izard'ın son aylarda çıkan "Kocanızı Zevkten Dört Köşe Olarak Zayıflatın" adlı kitabını alanlar başarıya ulaştıklarını söylüyorlar. Dr. Fievet Izard, diyetetik fakültesi mezunu ve 5 sene Paris'te Selülit ve Obesite Merkezi'nde çahşmış. Kitabındaki sos tariflerinden önce birkaç cümle ile yazdıklarına bir göz atalım: "Kocanızın dunımunu bir sabah farkettiniz. Dümdiiz karnryuvarlaklaşmış. Belki obur degil, ama midesi yag baglamaya başlamış. Tam harekete geçmenin zamanı. Şayet giin boyu gagasında bir sigara varsa, şayet lüzumsuz yere atıştırıyorsa, şayet ölçüsiizce içiyorsa, her şey O zellikle irtica konusunda, öteden beri yazdıklarımın, kimi kişılerin kulaklarını çınlatacağını ve çınlamanın onları harekete geçireceğini sanırdım. Hafif mayonez sosu: / kaşık mısır nişasiasını az soğuk su ile iyice ezip, 1 bardak kaynak suyla kanştırın. Sabahtan dolaba koyun. Servıs yapmadan bir saat önce, I kaşık mayonezle kanştırın, tuzunu, biberini ekleyin, Çeşitli sebze, salata, soğuk etlerde kullanın. Meğer ben adamların kulaklarının kütükleşmesine, top atsan duymayacak hale gelmelerine sebep olmuşum... OZÜÜR DİLERIİİM... (Belki duymazlar diye bağırarak söylüyorum.) .3 Domates sosu: Küçük bir soğanı, 1 kaşık yağ ve 1 kaşık suda öldürün. 1 kahve kaşığı un (bulabilirseniz vitaminli köy unu) ve doğranmış 3 orta boy domatesi kanştıra karıştıra pişirin. Kekik, 2 karanfil ve şeker ilave edin. Birkaç dakika daha altını tıkırdatın. Süzgeçten geçirin. Sebze, et, yumurta ve makarnalarda kullanabilirsiniz. Salata sosu: 4 kaşık yoğurt, 1 kahve kaşığı hardal, yarım limon suyu, çok ince kıyılmış maydanoz ve yeşil soğan (varsa biraz larhun otu), karabiber, tuzunu ilave edin. Yaptığınız herhangi bir salatanm üstune döküp, karıştırıp, hemen servis yapın. Konya polisinde izinler kalaırılmış... Aşırı dinci örgütler, Kony'a'yı zaman zaman üs olarak kullanıyormuş! K onya, Atatürk devrimlerini benimsemiş ve özümsemiş bir ilimizdir. Zaman zaman bu ilimizde düzenlenen yürüyüşler, yörenin kendine özgü folklorundan 27