Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
'Evet'ler kolay, iktidar zor orazon Aguino... Dünyada neler olup bittiğine göz ucuyla bakatıların bile bir yıldır adını duya dııya artık ezberledikleri, hiç değilse Filipinler'in Devlet Başkanı olduğunu bilecek kadar tanıdıkları kadın başkan ve ülkesi için 1987 acaba nelere gebe? Aquino'nun iktidarda bir yılı doldurmasına beş on gün kala bilanço nö gösteriyor? Bu soruların bir ölçüde net bir yanı önümuzdeki birkaç günde belli olacak. Bayan Aquino, 2 şubat günu yani yarın yaklaşık bir yıllık icraatının ilk seçim sınavını verecek. Çunkü yeni anayasa halkın oylarına sunuluyor. Gerçi anayasaya "hayır" demek ya da bu yönde propaganda yapmak yasaklanmadığı için anayasanın yüzde 9O'ı geçen bir çoğunlukça benimsenmesi beklenmiyorsa da "evet" oylannın azınlıkta kalacağına da hemen hiç kimse olasılık tanımıyor. Tartışılan ve sonucu en çok merak edilen nokta, anayasaya "evet" oylannın bu bir bakıma Aquino'ya da "devam" demek oluyor yüzde 60'ın neresinde kalacağı. Ortaya çıkacak skor, en azından kamuoyunda yaratacağı psikolojik etki ile Aquino'nun bundan sonraki siyasal yazgısını görece kolaylaştırıcı ya da zorlaştırıcı bir rol oynayacak. Aslında " T i m e " dergisi tarafmdan 1986'da "yılın kadını" seçilen Aquino'nun son bir yıl içinde ne zorlu engeller aşıp geldiği anımsanırsa, bu referandum tüm önemine rağmen oldukça basit bir sınav sayılsa gerektir. Zaten Bayan Aquino'nun kendisi de başkan olarak geçirdiği yorucu bir gününun gecesinde özüyle baş başa kaldığında önünde beliren kimi engelleri nasıl aşacağını düşunup dururken, herhalde iktidara nasıl ulaştığını arumsayıp cesaret buluyordur. Tarihin kişilerin eseri olmadığı, tarihi kişilerin yapmadığı açık bir gerçektir. Ama kimi zaman, kimi yerde, kimi kişilerin tarihin oluşumuna öyle katkıları olur ki, sanki bir an tarihin akışını onlar yönlendiriyorlarmış gibi gözükürler. Filipinler tarihi içinde de "larihsel kişilik" rolünu oynamak yazgısı hiç kimsenin hatta kendisinin bile beklemediği bir biçimde Corazon Aquino'ya düştu. Tarihin bu rolü Aquino'ya verdiği gün ve saat bile bellidir: 21 Ağustos 1983 sabah. Yer: Manila Havaalanı. O gun orada Aquino'nun kocası ve yılların politikacısı Benigno Aguino, ABD'de geçen bir sürgün döneminden ülkesine dönüşte uçağın merdivenlerinden yere ayak bastığı anda bir suikaste kurban gider. Kendisine alternatif çıkmasıtu istemeyen 21 yıllık diktaıör Ferdinand Marcos'un düzenlettiğine hiç ku^ku olmayan bu cinayetin gerçekte "yarım kalmış" bir suikast olduğu çok sonra anlaşıldı. Benigno Aquino'nun asker katilleri o sırada Corazon Aquino'yu da öldürmemekle görevlerini ancak biçimsel olarak yerine getirdilderini: Marcos'un bir siyasal alternatifini ortadan kaldırdıklarını sandıkları anda gerçekte, ondan çok daha korkutucu bir alternatifin tohumunu atmış olduklarını doğallıkla duşuneme/lerdi. Sadece katiller değil, hiç kuşkusu7 onları Genelkurmay Başkanı Fabien Ver aracılığıyla yönlendirmiş olan Marcos bile boyle bir olasılığı aklına getirmemis ve sonradan bu yuzden dovünmüş olsa gerektir. Ancak bu "düşüncesizligi" konusunda Marcos'u da pek fazla suçlamamalı. Çünkü Bayan Corazon Aquino o tarihe dek kocası Filipinler'de anayasa oylaması Yarıriy Filipinler'in yeni anayasası halkoyuna sunuluyor. "Evet"lerin oranı, gözlemcilerin belirttiği gibi yüzde 60'ların üstüne çıkabilir. Ancak bu "Evef'ler, bir yıllık iktidannda üç darbe teşebbüsü ile karşılaşan Bayan Aquino'nun koltuğunu sağlamlaştırmaya yetecek mi acaba?.. nın yanında yalnızca iyi ve sadık bir eş rolü oynamakla yetinmiş, ne doğrudan ne de hatta çeşitli dernekler, vakıflar aracılığıyla dolaylı olarak siyasete karışmamıştı. Oysa söz gelimi diktatörun karısı Imelda Marcos kulaklarına kadar siyasetin içindeydi. Hatta kocasının hastahğından ötürü son yıllarda dizginler büyük ölçüde ona geçmişti. "Kendi halinde bir ev kadını" izlenimini vcren Corazon Aquino'ya isesiyaset, liderlik gibigörevler kesinlikleyakıştırılacak gibi değildi. Ne var ki, parlamento dışı silahlı muhalefet bir yana bırakılacak olursa, Filipinler'de Marcos'un karşısına alternatif olarak çıkabilen tek liderin, Benigno Aquıno'nun vurulup öldürülmesi, ülkede o denli büyük bir öfke patlaması yarattı ki, Corazon Aquino bir anda kendini kocasının elinden düşürtülen bay rağı kaldırmakla yükümlü hissetti. Çünkü I cinayetten sonra giderek safları daha da % nişleyen muhalefet çevreleri, kendi içlerindı yeni birisini lider olarak çıkartamayınca, t parlayıcı bir rol oynaması için ve tabii halk öfke duygularını da daha iyi gıdıklamak yönlendirmek amacıyla Corazon Aquino': kocasının yerini önerdiler. Herhalde muhalefet çevrelerinde de ilk a da öngörülen şey, genelde Bayan Aquino'nı daha çok hareketin bayraktarlığını yapması' iplerin fiilen başkalannın elinde olmasıyc Bunda hiç değilse kimilerinin Bayan Aquinc nun deneyirnsizliğini, dul bir kadın oluşur vb. başka etkenleri göz önünde tutarak iyi r yetle hareket ettikleri varsayılabilir. Ama ı olursa olsun, olaylar hiç de beklendiği, sanı dığı gibi gelişmedi. Bayan Aquino, umulm dık derecede usta bir lider; akıllı, yetenekli b siyasetçi; cesur, kararlı, yılmaz bir kadın ol rak parladı. Elbetteki bunların yanında "şubat devrimi olarak anılan ve Marcos'un devrilmesiyle sı nuçlanan soluk kesici mücadelenin başarıj ulaşmasında başka etkenler de belirleyici o du. Bunların arasında Yeni Halk Ordusu ac silahlı gerilla örgütü aracılığıyla Marcos yı netimine ağır darbeler indiren yasa dışı Fil pinler Komünist Partisi ile Aquino'ya çc önemli ve değerli bir destek veren Kilisc'n: belirleyici rollerini anımsatmak gerekir. Bı na Marcos'un seçim hileleri karşısında ulu lararası kamuoyunun daha önce görülmedi bir biçimde demokrasi mücadelesinin safınc dayanışma göstermesi de eklenince son ar dek Marcos'u desteklemiş olan ABD bile yı larıtı yıpranmış, lekeli dikta yönetiminden de teğini çekmek zorunda kaldı. ABD'nin Ma cos'tan desteğini çektiği koşullarda Filipinlı ordusunun ona desteğini sürdurmesi eşyanı doğasına aykırıydı. Nitekim GenelkurmE Başkan Yardımcısı Fidel Raıtıos ile o zamaı ki Savunma Bakanı Juan Ponce Knrile'nin öı derliğinde, Filipinler ordusu da Marcos'a ti vır almakta gecikmedi. Sonuç olarak geçen > 25 şubatta Marcos ve yakın çevresi ülkeden k| çarak ABD'ye sığındılar. Time" dergisi, 1986'da Filipinler Başkanı Bayan Corazon Aguino'yu "Yılın Kadını"seçti. Artık Filipinler tarihinde yeni bir sayfa açı mış, Bayan Marcos seçim sandığında kazaı mış ama Marcos yönetimince resmen kaybe miş ilan edilen başkanlığını bir askeri zor! manın gücüyle de perçinlenmiş olarak ve ha kın gelecek iyi günlere umudunu temsil ed rek devlet baskanhğı koltuğuna kurulmuştı O zamandan beri neredeyse bir yıl geçti. E zaman içinde Filipinler nereden nereye geld Aquino ne yaptı? Olanı bitenı kısaca şöyle toparlayabilirij Ülkede biri komünistler öbürü ayrılıld Müslümanlar tarafmdan yürütülen iki ayrı g rilla savaşı vardı ve Marcos yönetimi kesinlik bunların üstesinden gelerrıiyordu. Tersine h( iki gerilla hareketi de her geçen gün gidert güçleniyorlardı. Bu iç savaş henüz bitmiş d ğil. Gerçi hükümet ilkin Muslüman gerillala la, kısa bir süre sonra da Komünist gerillala la geçici ateşkes anlaşmaları imzalamayı bı şardı. Ancak henüz karşıhklı bir güven ort, mı oluşturabilmiş değil ve iç savaş her an y niden başlayabilir. Kaldı ki, ateşkese tam aı lamıyla uyulduğunu söylemek de güç. Köylulerin, Komünist Partisi ve Filipinlı Kilisesi tarafmdan da kararlılıkla desteklenı toprak reformu isteklerinde bugüne dek b ilerleme kaydedilmcdi. Sosyal adaleti sağl nıak amacıyla gerçekleştirilmesi planlanan bi takım ekonomik reform onlemleri ise hâlâ g ğunlukla kâğıt uzerinde yoğun lartışnıalar ve pazarlıkların konusu olmaya devam ediyo Ücretlilere tanınan bazı haklar dışında Aqu no'nun sosyal politikasının go/ doldurucu c madığı ortada. Ülkenin ağır bir dış borç yuku vardı. Aqı ino özellikle ABD ve Japonya'ya yaptığı d 10