Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EV E K O N O M İ S İ Meral Tamer "Değiştirme kaydıyla" satın aldığım bir ayakkabıyı değiştirmek bir yana, bir de azar işittim... Ben de tüketiciyim! Olumlu örneklere alkış vOkurlarımızın kendı haklarına sahıp "çıktıklannı ve sorunlarına çozum yollarını kendılerının bulduklarını gormek bızı çok memnun edıyor Hele okurlarımız, bızım yayınlarımızdan cesaret bularak boyle bır çaba ıçın kolları sıvadıklarını yazdıklarında, dığer pek çok ışımızın ve sorumluluğumuzun arasına sıkıştırdığımız bu "tüketlcl köşesl"nın ne denlı gereklı olduğunu bır kez daha kavrıyor ve mutlu oluyoruz Işte bu konuda bır örnek daha Ankara Yukarı Ayrancı'dan bıze yazan Dr Deniz Kılıç adlı okurumuz bızım yayınlarımızdan ve örnek olarak verdığımız tuketıci mektuplarından esınlenerek satın aldığı bır vıdeo ıle ılgılı olarak, başından geçenlerı şoyle anlatıyor u hafta, bir tükctici olarak, kendi başımdan geçenlerden bırıki örnek vermek istiyorum Sezon başında Nışantaşı'nda Defile adlı çantacıdan bır çanta aldım Genellıkle fermuarlı çanta kullandığım halde, bu kez ağzı torba gıbı bözülen derı çantalara özenmıştım Ama çantayı ılk kullandığımda anladım kı, bu çanta bana görc dcğıl. Sapı uzun olan ve omuza asılan çanta, benı huzursuz edıyordu Sankı her an arkamdan bırısı çantamın ıçırıc elını sokuverecek ve kuçük para çantamı ya da değerh evraklarımı alıverecekmış gıbı .. Ya da çantayı kucağıma koyduğumda, ıçınden bır şeyler düşüverecekmış gıbı. . Aslında benımkı bıraz evham Amazaten trafık, elektrık, kalorıfer ve daha pek çok konu nedenıyle zorlandığımız şu ortamda, bır de hayatıma "çanta bunalımı" mı sokayım Çantayı bırkaç kez zorla kullandım . Olacak gıbı değıl. Ben bu çantaya alışamayacağım. Tam o günlerde, bır dostumla konuşurkcn Batı'da tuketıcının ne denlı genış bır koruma şemsıycsı altında olduğundan söz ettik Türkıye'dekı tüketıcı, kalıtesız malı yenısıyle değıştıremez, haıta bazen tamır ettıremezken, özellıkle Amerıka'da tuketıcının satın aldıktan sonra beğenmedığı, ıçıne sınmcyen malı şerı götürup parasını alma ya da malı yenısıyle değiştirme hakkına sahıp olduğunu hatırladık Bu konuşma bana, "çanta bunalımı"mı çağrıştırdı. . Dedım kı neden olmasın 7 Ertesı gün, Nışantaşı'ndakı çantacıya gıttım Durumumu anlattım Çantayı bırkaç kez kullandığımı, ancak görünümünün hıç bozulmadığını söyledım ve bana yardımcı olup olamayacaklannı sordum Tezgahtar olduğunu sandığım bey, hıç ıtıraz etmeden, "Çantanızı getirin geri alalım, siz de buradan başka bir çanta begenin" demez mı 7 önce kulaklarıma ınanamadım, ama sonra hem çanta ıçın ödedığım parayı sokağa atmamış olduğum hem de böyle bır gırışımde bulunduğum ıçın doğrusu çok sevındım... • * * Ya/ başlarındaydı Harbıye'dekı Şcref Kundura'dan burnu ve arkası açık, dolgu topuklu ve rahatça gıyebıleceğım bır ayakkabı aldım. Ayakkabıyı rahathğına tamah ederek aldım Hemen gıdıp üzerıne de bır etek bluz satın aldım Ama daha eteğı satın aldığım mağazada ayakkabıyla bırlıkte deneycyını derken, ayakkabının burnu açık kısmının parmaklarımı fena halde kesmeye başladığını fark ettim Ayakkabıyı daha bır saat önce satın almıştım Derhal gerı götürdüm, durumumu anlattım. Malı bana satan B tezgahtar, "Bu ayakkabıyı begenmediyseniz, başkasıyla değeştireyım, ama begendıyseniz ben bunu açarım, parmagınm kesmez" dedı Ayakkabıyı beğenerek almıştım, ancak o sırada değiştirmek ıstedığımde başka renkte ayakkabı almam söz konusuydu Oysa ben gıysılerımı de o ayakkabıya uygun renkte almıştım Dolayısıyla ayakkabının onarılmasını tercıh ettım Bır hafta sonra gıdıp ayakkabıyı aldım. Eve gelıp denedım Yıne parmaklarımı acıtıyordu. Tabıı gene dukkana gerı götürdum ve bu kez bcğendığım dığer ayakkabıyı satın almak ıstedığımı, bu ayakkabıyı benım rahatça kullanmamın mümkün olmadığmı söyleyecek oldum Işte o anda kıyamet koptu bana malını satıncaya kadar (hatta sattıktan sonra da na zık davranan) tezgahtar, şımdı öfkeyle kükrüyor, "Ya bu ayakkabıyı beğenirsin ya da çeker gidersin" türünden laflar edıyordu Ben ıse olan bıtenden şaşkın adeta dılım tu tulmuş gıbı, derdımı anlatmaya çalıştım Dükkândakı dığer te/gahtarlar ve muhtemelen dükkânın sahıbı olduğunu zannettığım kışı, tartışmayı sessız ızledıler Ben onlara dönüp de "Siz ne diyorsunuz?" falan da demedım ve çaresız dUkkândan çıktım O öfkeyle, nereye başvursam ve hakkımı arasam dıye düşündüm bır süre Sonra gunlerın hay huyu ıçınde, sınırlenmemek ıçın bu olayı "unulmaya" karar verdım Ayakkabıyı da yenıden tamır etmelerı ıçın zaten dükkânda bırakmıştım Aradan 1520 gün geçtı Kendımı çok sakın, sınırlerımı sağlam hısscttığım bır gün, dükkâna gıdıp ayakkabıları gerı almak ıstedım. Belkı ayağına uyan bır dostuma armağan edebılırdım. Ama o da ne! Dükkâna gıttığımde, o tezgahtar ortada yoktu Kasada duran hanım gayet nazık bır şekılde dılersem ayakkabının parasını bana lade edeceklerını söyledı Ben ıse ayakkabıyı gerı almaya hazırlanıyordum Tabıı kı parayı tercıh ettım ve bır kez daha "Turkiye'de tuketıci olmak bayagı şaşırtıcı ve heyecan vcrici" dıye duşunerek ve bu ışın nasıl olup da böyle sonuçlandığını bır turlü anlayamayarak ama " m e m n u n " bır bıçımde evıme döndüm • Çocuklar ne yememeli enellıkle çocuklar şunu yemelı, bunu yemelı, şöyle beslenmelı dıye önerılerde bulunulur Ama bır bugün, bunun tam aksını yapacak ve çocukların ne yemesının değıl, ne yememesının gcrektığını anlatmaya çalışacağız Geçen gün, yolda giderken bır okurumuz bızı çeverdı ve kızamık dökmuş gıbı yüzü kıpkırmi7i cocuğunu göstererek, "Meral Hanım, çocugun lıaline bakın. Yııvaya gittiğinden beri sık sık boyle alerji oluyor. Nedir diye, uzun uzadıya araştırdık ve sonunda, yuvada çocuklara ogleden sonralan verdikleri Oralet gibi Lezzo gibi toz içeceklerln bizim kızda alerji yaptıgını belirledik," dedı Tanık olduğumuz bu olayı, Hacettepe Unıversıtesı Beslenme ve Dıyetetık Bölumü Başkanı Prof Dr Ayşe Baysal'a aktardık Prof. Dr Baysal, toz ıçeceklerın ıçıne eklenen boyaların, bünyesı alerjıye yatkın çocuklarda bu tür belırlılere yol açabıleceğıne ışaret ettı Prof Baysal, çocuk yuvalarında toz ıçecek verılmemesını, bunun yerıne öğledcn sonra kahvaltılannda çocuklara süt, ayran ya da bunlar pahalı gclıyorsa, yuvada yapılmış lımonata verılmesını salık verdı. Prof Baysal çocuklara çay ıçırmenın de sakıncalı olduğuna dıkkatı cekerek TUrk evlerınde çok yaygın içılen çayın özellıkle çocuklara ıçırılmemesını, sofralarda çocuklara çay G bardağı konmamasını, böyle bır alışkanlığın yerleştırılmemesını ıstedı Prof Baysal, çocuğa çay yerıne süt, ıhlamur ya da taze sıkılmış meyve suyu ıçırılmesını önerdı Poşet ıçınde satılan hazır çorbaların da çocuklar ıçın uygun olmadığına değınen Prof Dr. Baysal, özellıkle bıleşımınde kısaca MSG dıye yazılan monosodyumglıtomat bulunan hazır çorbaların çocuklarda sınır sıstemı bozukluklarına yol açabıldığını söyledı Hazır çorbalara et suyu tadı vermek ıçın eklenen MSG'nın paketın üzerınde çorbanın bıleşımıyle ılgılı notta yazılı olduğuna dıkkatı çeken Prof Baysal, çorbanın aslında çok kolay pışırılebılen bır yemek olduğunu ve dolayısıyla hanımların bakkaldan, marketten hazır çorba almak yerıne, çorbayı evde kendılerının yapmalannın hem daha ekonomık hem de daha sağlıklı ve lezzetlı olduğunu bclırttı Prof Baysal çocukların çok sevdıklerı şekerlemeçıkolata gıbı maddelerın de beslenme açısından yararlı olmadığına dıkkatı çekerek, televızyon ve basında sık sık reklamı yapılan bu tür yıyeceklerin çocuğa "nefsini koreltecek" düzeyde verılmesını önerdi Prof Baysal, sosıssalam gıbı yıyeceklerin de çocuklara sık yedırılmemesını ve okul mönülerınde bu tür yıyeceklere yer verılmemesını ıstedı. D "Ulkemizde tüketlci ne yazık kl kendi kaderine terk edllmiş. Böyle bır ortamda bu tur yayınlar kamuoyu yaratılmasma ve uretlciyi tuketlclye karşı bir olçude daha saygılı davranmaya zorluyor. Ben yaklaşık 1 yıl önce Milpa aracılığıyla taksitle Toshlba marka bir vldeo satın almıştım. Vıdeo 1 ay sonra bozuldu. Hemen yetklll •ervlse başvurdum. Videoyu aldılar ve arızayı glderdiklerinl söyleyerek 34 gun sonra gerı getirdiler. Ama video 2 gun sonra yeniden bozuldu ve 15 gun içinde blzlm video tam 4 kez servıse gitti geldi. Nedense yetkill servıs videoyu tamir edemedlğlni bır turlu söylemek, kabui etmek Istemiyordu. Bu kez Orta Anadolu Bolge Şefliğl'ne başvurdum. Oraya da 2 kez gıtti geldi. Baktım ki bu iş düzelmeyecek, ben de sizin köşenizdeki orneklerden esinlenerek, fabrikaya durumumu blldlren bir mektup yazdım ve videoyu yenisiyle değiştirmelerlni Istedlm. Hiç ümit etmediğlm halde, 3 gün sonra kapının zili çaldı ve karsımda Istanbul'daki fabrikadan gönderilmlş "ambalajında", yepyeni bir vldeo duruyordu Slze yazmaktakl amacım, bu başarımı diğer Cumhuriyet DERGİ okurlarıyla da paylaşmak ve servislerden sonuç alamayan tüketicilerin doğrudan doğruya fabrikaya başvurmalarını sağlamak. Dlkkat ediyorum da coğu kez olumlu sonuç alınıyor. 27