Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KOKULJU KENTLER Ü N i H DOMUZ SOSİSİNINIKI KOKUSU Hitler'in 1920'li yıllarda giderek "belagat" kazandığı günlerden kalma "Hofbrauhaus Keller" birahanesi, bugün de ayakta ve biri haşlanmış öbürü ızgara, iki çeşit beyaz domuz sosisinin kokusu, habire havada tur atmakta... Tarık Dursun K. ofbrauhaus Keller'e Goethe caddesinden yürüye yürüye tam elli dakikada gittim. Günlerden pazardı, vakit öğleye yaklaşıyordu. Akşamdan yağmur yagmış, serinliği gündüze de kalmıştı. Birahancnin tam karşısmdaki küçük parka oturdum, gözlerimi ayırmadım. Kapalıydı, bahçesindeki iri kıyım Bavyera çınarlarının altında gece yarısından sonra iş bitimi toplanırken nasılsa unutulmuş bir demir sandalyeyle bir bacağı topal, sarıya boyalı tahta bir masa tek başlarına kalmışlardı. "Hofbrauhaus Keller" türü birahanelere Münıh kentinde çok sık ra&tlarsınız. Dışardan sizi yanıltabilir. tçine girince, bu kadar çok insanın bir araya nasıl sığıştığına kolay kolay akıl erdiremezsinu. Üstelik kimse tıkış tıkış da değildir. Sıcak havasında bulutlanmış, gezinen beyaz domuz sosisinin iki çeşit kokusu habire tur atar; biri haşlanmışının, öbürü ızgarasının. O kokuları, acı hardalın kokusuyla hiçbir zaman eskimemiş, geniz vakmayan patates kızartmasının kokusu birden bastırıverir. H Bando ve patates Bir karış yükseklikte, yarı sahnemsi bir yere oturmuş, sırtlarını duvara vermış, yüzleri bıradan ve patatesten kıpkırmızı, pazuları şişkin sürüyle adam, askılı kısa pantolonlannın onları ne denli gulünçleştirdiğine hiç aJdırnıadan bandoda, balonlu avurtlarla neşeli Bavyera şarkıları çalarlar. Bando, kocanıan çalgılarda, her bir notayı pırıl pırıl parlayan maden sarmallardan geçirip nıuziğc dönüştürerek biraya, kızarmış patatese ve yağlı, beyaz domuz sosıslerine pezevenklik eder. Ezgi; askeri marşlar, geçmiş zamanlardaki görkemli saraylann ucu bucağı görünmeyen salonlarında yüzleri pomatlı, başları perukalı saray beyleri ile bellerini çelik tellerle kasnaklayıp alabıldiğine inceltmiş cici soylu kadınların dansları sırasında onlara eşlik eden Viyana türü (ah, o AvusturyaMacaristan lmparatorluğu'nun görkemli, altın günleri) valsleri içerir. Hitler, partisinin yuz otuz kişilik öncu avanesini ilk kez Münlh'in "Hofbrauhaus Keller"blrahanesinde toplamıştı. Fotoürafta, Hitler bu 'ihtilâl birahanesi" ndeki toplantılarından birinde, kendine en yakın SA'larıyla. var kı birahane toplantılarının gün gelip bir ihtilâle kıvılcımlık edeceğinı pek az insan sezmektedir. Toplantıya gelip hır gür çıkarmak isterler. Hitler, bir başka akıllılık etmiş, çevresine eski askerlik arkadaşlarını toplamıştır. El birliğiyle kısa sürede zor kullanarak herkesi sustururlar. Bir gelecekte örgütlenmiş, yine yıgınları zor kullanarak sindirecek olan bu eskı asker arkadaşları, SA'ların çekirdeğini oluşturmaktadır: "Uzun siireli askerlik görevimde birçok iyi arkadaş tanımışlıın. Çagrım uzerine yavaş yavaş harekete katılmaya geldiler. Hepsi de gençti, disipline alışkın, eyıem insanlanydı. Askerlik gorevlerinden hiçbir şeyin imkânsız olmadıgına, islenilenin daima elde edilebileceğine inanıyorlardı." rumanın ötesinde karşıt partilerin toplantılarını da baskınlıyorlardı. 1921 yılında, Hitler de bu SA'ların başında bir arbedeye katıldı ve kanşıkhk çıkarma, adam dövme suçIarından tutuklanarak üç ay hapse hüküm giydi. Çıktığında bir kahraman gibi karşılanmasından daha doğal ne olabilirdi ki? Kurt dişlerini göstermeye başlayınca, o günün hükümeti, Hitler'in partisini kapatmak zorunda kaldı. Bu kapatma olayının sindirme yerine bir "tahrik olduğu kısa sürede ortaya çıkacaktır. 8 Kasım günü bir başka birahane, "Burgerbrau Keller" birahanesinde toplananlar bir tek şeyi biliyorlardı; bir ihtilâl olacağını! Toplanacaklar ve Bavyera'nın bağımsızlığını oracıkta ilan edeceklerdi. Toplantı başladı, parti ileri gelenleri teker teker kürsüyc çıkarak konuşmalarına başladılar. Bir tek şeyin kimse farkında değildi o sıra; SA'lar birahaneyi çepecevre çaktıraraktan sarıyorlar ve gözlerini yollara dikmiş, Hitler'i bekliyorlardı. Hitler geldi, yanındaki Roehm tayfası kabadayıları n en seçmeleriyle birlikte birahaneden içeri girdi, zor kullanarak kürsudeki konüşmacıyı aşağıya indirdi ve: "Milli ihtilâl başlanuştu!" diye bağırdı. "Bavyera ve Alman hıikıimetleri devrilmiş, yerini geçici hiikümet almıştır. Ordu ve polls, bülünüyle emrimize Rİrmiştir." Sonra belindeki tabancasını çekti, namluyu burunlarına dayadığı üç adamı yandaki odaya soktu. Bunların arasında anlı şanlı, eski general Ludendorf da vardı. Hitler, yeni geçici hükümette görev almalarını önerdi. Kabul eden olmadı. Bu sırada ayaklanma olayı başkent Berlin'e varmıştı bile. Hükümet başkanı von Seeck, yerel guçlere bunu derhal bastırmalarını emretti. Ortalık karıştı, birbirine girdi. Yanlışhğı "cemal âşığı" Roehm yapmıştı: SA'far savunma bakanlığının bir bölümüne girmişler, geri kalanlarına boş vermişlerdi. Haber, başkente bu boş verilen kesimden ulaştırılıvermişti tabii. Hitler ve arkadaşları; Roehm, Goering, Rosenberg ve öbür üst dUzey yöneticileri eni konu zor durumdaydılar. Ne yapalım ne edelim diye duşünürlerken yaşlı asker Ludendorf bir çıkış yolu önerdi: Hepsi bir olup polisle ordu güçleri Uzerine yürürlerse, sorun olmazdı; çünkü kendisi yaşlı, saygın, ünlü mü ünlü bir askerdi. Kimin eli, ona kurşun sıkmak için tetiği çekmeye giderdi ki? Bu önerinin akıl kârı mı, değil mi olduğu hiç tartışılmadı. Hcp birlikte yola düştüler, başladılar kent merkezine doğru yürümeye. ihtilâl birahanesi Münih, her zaman bir Hitler kentidir. Her birahanenin ihtilâl birahanesi "Hofbrauhaus Keller" olması gibi. Hitler, partisinin yüzotuz kişilik öncü avanesini ilk kez bu birahancde toplamıştır. "Toplanlı saatinde salonu dolduramayacağımızı sanarken, birleşimi saat 7'de 117 klsiyle açtık" diye anlatır. "Miinihli profesorlerden biri raporu okudu, ben ikinci yazman olarak ilk kez topluluk önunde söz aldım, konuştum. Otuz dakikada salon elektrikleniverdi." Bunları anlattığı gUnlerde, Hitler, bir savaş artığıdır; Avusturya'dan kalkmış, Münih e gelmiş, dikiş tutturmaya çalışmaktadır. İş, "Kuşku yok, tehlikeliydi" diye sürdürür anlatmasını. "1920'de Almanya'oın çeşitli yerlerinde biiyük halk toplulııklarına seslenmeye cesaret edecek bir toplantı düzenlemek, halkı da buna çağırmak imkânsudı. Buna kalkışanlar döviilUr, kan revan içinde bırakılır, toplantı da darmadagın edilirdi." Birinci toplantıyı, ikinci, üçüncU toplantılar izler. Hitler, giderek "belagat" kazanmaktadır; kendisi de farkındadır bunun. Ne Nazi çetelerl Eski askerlerin en tehlikesi, Roehmn'dü. Bugün hiçbir Münihli anımsamaz görünürse de yabancılara karşı kopartılan yaygarada bir Roehm'Un eksikliğini oldum bittim duymaktadırlar. Çünkü Ernest Roehm, gerçek bir Nazi çetesi olan "Sturm Abıeilung"un kurucusudur. Kabul etmek gerek; usta bir örgütçüydu Roehm. Bir çırpıda eski asker ler i, serüvenseverleri, işsiz güçsüz takımından kabadayıları bu SA'ların çatısı altında toplamayı basarmıstır. SA'lar, Nasyonal Sosyalist Alman lşçi Partisi'nin sözde "Jimnastik ve Spor Kolu" üyeleriydiler. Her çeşit kirli işlere girip çıkmış; türlü sabıkada, toplum dışı kalmış SA'lar kendi parti toplantılarını ko Hitler'in köprudeki yenilgisi Altmış dört yıl sonra o köprünün başına geldim, durdum. Altından sarı bir su akıyordıı. tleride bir yerde yapma bir adanın üstünden yaprakları kızarmış salkım süğütler suyun durgunluğuna dallarını uzatmışlardı. Hitler'le arkadaşları onca yıl önce, arkaIarını verdikleri üç bini bulan bir SA'lar takımının önünde, bu köprünün sağ yakasına 12