Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Şemslyenln biçlml, Eskl Çln'den bu yana de$lşmedi. Şemsiyeslne gömülmüş bir kafa, Intanda evcll duygular uyandırır. Şemsiye barışseverdir Cem Hamuloğlu ykırı bir gözle bakılırsa, yağmurdan korunmak ıçın şemsıyelerın altına sığınan ınsanların durumu gülünç bulunabılir. Aynı bakış açısı korunduğunda, ışlevıyle bıçımı sınırlajımış şemsıyeyı değişık modellere sokabılmek ıçın harcanan çaba da anlamsız gelecektır. Çünkü şemsiye, bıçım olarak " ski Çin'den beri aynıdır. Eskı Mısır ve Asurluların taşıdıkları şemsiye ıle gunümüzdekiler arasında da önemlı ayrımlar yoktur. Kımılerıne göre bir çağdaşlık sımgesı olan şemsiye, Batılılaşma çabalanyla bırlıkte Turkiye'ye gırdığınde, adı 'Matariye' ıdı. Reşat Ekrem Koçu'ya bakılırsa, "Kibar kuçukbeyler, kulhani esvaplan giyerler, at uslunde şemsiye açarak dolaşırlardı. Mizah şairleri de bunlara şarkılar, ga/ellerle takılırlar, alav ederlerdi." Çeşitli kaynaklarda, "Sapları genellikle bambu, kıraz ya da gül ağacından yapılan Ounay Ulutunçok A O yıllarda şemsiye kullanmak belki züppelıkle eşanlamlıydı. Ancak şemsiye, yalnız guneşten ya da yağmurdan korunmak içın de kullanılmıyordu. Ahmed Rasim, eskı Istanbul'dakı hovardalık anılarını yazdığı 'Fuhşi Atik' adlı yapıtında, 'muhabbet dılinde şemsiye'yi şöyle anlatır: "Kayıkta şemsiye... Mesela yan tarafa az eğılır: 'Sana gucendim', daha eğılır. 'Vallahi dargınım', yuzu bütün butün kaplar: 'Bir daha yuzumu goremeyeceksin', 'Seni gormek istemiyorum, hâlâ anlamadın mı?'; sağdan sola alabanda eder 'Durma, geç', 'Dön, gıt'; ön tarafa hafift,e düşer: Temennaya bedel, 'Hoş geldin, safa getirdin efendim', çokça düşer: 'Gene helecanım kalktı'; arkaya doğru gider: 'Oooooh'; butun butun arkaya dayanır: 'Ne hallere giriyorum, gor de merhamet et'; yan tutar: 'Kekfi... Bu ne saadel'; kapanıp açılır: 'Bu gece degil yarın', kapanıp duıur: 'Sonra gununu tayin ederiz' demek istedığını anlatır." Günümüz Türkiyesi'nde 'fötr şapka' nasıl politik anlamlar ıçerıyorsa, bir zamanlann lngilteresınde de şemsiye farklı polıtık anlamları anlatan bir araç durumundaydı. Ünlü lngilız Başbakanı Chamberlain'in yanından ayırmadığı şemsıyesınden yola çıkarak 'Şemsiye' adlı makalesınde değişik çağrışımları yansıtan Refik Halıt Karay şöyle yazıyor: "Eskiden şemsiye sadece guneşlen ve yağmurdan korunmak için laşınma/mış; iklidar, nufuz, asalet, hukumelçilik alâmeliymiş. Anlaşılan Chamberlain semsiyesini bu eski manada kullanıyor; fakat hıodern ve mahviyetli davranmak için açıp gezmiyur, bir sembol gibi yanında bulunduruyor. Diger laraftan şemsiye, hakikaten bir sulhseverlik, agırbaşlılık, ananeseverlik, hesabilik, efendilik ifade eder; temkinli, ihliyatlı, kendi halinde adamların elinde daha çok gorunur. Bu itibarla da Ingiliz politika adamlannın meslek ve misvannı gosterir. Daha muhim bir nokta buluyorum: Şemsiye sivil i>a retidir. Şemsiye ile uniforma... Işte, birbiriyle hiç bagdaşmayan iki şekil. Dikkal ediniz: Şemsiye taşıyan erkekler kavgacı degildirler. Şemsiyeye gomulmuş bir kafa, insana hep sakin, sessiz zararsız şeyler duşunuyor hissini verir ve yazıhanesine, evine, çarşıya, pazara giden bir aile babası tesiri yapar." BugUn, şemsıyeler de çağın gereklerıne uyarak kendi aralarında «ınıflanıyor. Katlanan, tamotomatik, yarıotomatik şemsıyeler artık 'muhabbet dilinde' kullanılmıyor. Ancak baston ya da giysiyi bUtünlemek için taşınabiliyor. Büyük gıyimevlerinde aksesuar^ınıflamasına gıren ve "ışın gereğı" olarak dukkânda bulundurulan şemsiye, Türkıye'de, bir ikı büyük fabrikanın dışında genellikle küçük atölyelerde yüzde yüz yerli malzeme ile uretilıyor Günümüzde, kadın ya da erkekler, şemsiyeyı artık zarafet için değil, ıslanmamak içın kullanıyorlar. Büyük kentte yaşamanın getirdiği sıkışıklık ise, katlanarak çantaya giren şemsiyeleri vazgeçilmez kılıyor. Katlanır şemsıyeler, tutarsızlaşan iklim şartlarında daha da önem kazanıyorlar. Ancak şemsiyeyi hâlâ benimseyememiş olmalıyız. Çünkü belediyenin "Unutulan Eşya" depolarını boy boy, renk renk kadınerkek şemsiyeleri dolduruyor. D Günümüzde şemsiye, zerafetten çok, ıslanmamak İçin kullanılıyor.