Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Nakşıdil Sultaıfın Fransızlığı Osmanlı Hanedanı'na II. Mahmut gibl reformcu bir padişah hediye eden Nakşıdil Sultan'ın bir Fransız prensesi olmasını arzu edenler acaba kimlerdi? Sultan Abdülaziz, unlu Avrupa gezisi sırasında, Fransa'daki bir sergide, büyükannesi olduflu iddia edilen Alimee'nin madalyonunu bulur ve ister. Madalyondakı resim (sol altta), Nakşidil Sultan'ı andırmaktadır (altta). Bir Fransız prensesi olduğu iddia edilen Nakşıdil Sultan, bugün Fatih camisinin avlusundaki türbesinde yatıyor (sağda). Diplomasi zoruyla hayali akrabalıklar Nakşidil Almâe mlydi? Tarihçi Çagatay Uluçay, Nakşidil Sultan hakkında şu bilgilcri veriyor: "Bazı vesikalarda ve mezar tasında adı 'Nakşi' olarak geçmektedir. tlk olarak lngUiz gazetelerinin ortaya koyduklan rivayetlere göre, Nakşidll Sultan, Martlnik adasında bir Fransız aileden 1776 yılında dogdu. Napolyon'un eşi olan Josephine de aynı yıl orada dogdu. Nakşidil Sultan'ın adı Aimee idi. Çocukken ögrenim yapmak iızere Fransa'ya gönderildi. Fransa'da bir miiddet kaldıktan sonra mürebbiyesiyle Martinlk'e dönmek iizere yola çıku. Fakat yolda Cezayir korsanlan tarafından esir edildi. Kız çok güzel olduğundan, Istanbul'a gönderildi ve bareme takdlm edil1 di. Devrin padişahı I. Abdülhamid, Aimee oin guzelllgine aşık oldu ve o'nu derbal kadınlan arasına aldı. Bu birlesmeden 1785 yılında Sultan Mahmut dogdu. Bu bir rivayetÜr, bunu dognılayacak hiçbir vesika yoktur.." (Padişah Kadınları ve Kızları, Çagatay Uluçay, Ankara 1980, shf.107) Nakşidil Sultan'ın Fransızüğuu Uk defa ortaya atan anlaşıldığına göre, Tngiliz tarihçisi B.A.Morton'dur. Morton 1923 yılında Londra'da basılan "The Veiled Emperus" (Peçeli Sultan) isimli kitabının 108. sayfasında, sultan hakkında şunlan yazıyor: "On sekizinci asnn sonlannda Martinik adasında iki genç kız vardı. Josephine Pacherie ile Aim6e Dubuc de Rivery. Bunlar kardeş çocuklanydı. Bir giin bir falcı on iiç, on dört yaşındaki Josdphine'in falına baktı. 'İki kocaya varacaksın, ikinci kocan dünya çapında meşhur biri olacak; (Napolyon Bonapart) Fakat son demlerinde talihi sönecek.' dedi. Aynı yastaki Aimee'ye de şunlan soyledi: 'Seni Cezayir korsanlan kaçıracak, Turk sarayına satacak, bir oğlun olacak ve şanlı bir saltanat süreceksin'... (Selami Izzet Sedes) Tarihçi Mortor'un bir romancı edası ile uydurdukları bundan ibaret değil... Anlatılanlara inanıbrsa, Nakşidil Sultan, yani Aimee Dubuc de Rivery, ölumünUn yaklaştığı saatlerde oğlu Sultan II. Mahmud'a ricada bulunarak Hıristiyan olarak ölmek istediğini belirtmis. Bunun Uzerine Beyoğlu'ndaki St. An Nezlh Uzel C engâver Asya Türkleri ile sıcakkanlı Akdeniz milletlerinin bir araya gelişinden doğan ve ycdi yüz yıl yaşayıp tarihsel ömrünü yüzyıhn başında yitiren Osmanlı devletinde "hükümdar kadınları" önemli bir yer tutar. lkinci padişah Sultan Orhan'dan beri, pek ;ok padişah anasının adı tarihlerde yer alıyor. Sebebi bu kutlu hatunların başlarından geçen veya geçtiği farzedilen ilginç hikâyeler... Bir hUkümdar neslinin devamı ve sağlıklı yaşamı ile yükümlü bulunan bu kadınefeniilerin haklarında uydurulan cfsaneler dikkatli bir incelemeye tabi tutulduğunda, ortaya çeşitli kategoriler çıkıyor... Tarihsel kaynakların birbirini tutmayan anlatımlan süredursun, diğer yandan Sultanların anneleri hakkında ileri sürülen iddialann o çağlarda yaşanan sosyopolitik olaylarla pek yakından ilişkili olduğu anlaşılıyor... Ne zaman bir Osmanlı padişahı Batı'nın hoşuna gidecek bir iş işlese, ya anası ya kardeşi hemen bir Avrupalı oluveriyor. Ve böylece başta Batı kaynakları ve ona kapılan Doğulular, hoşlanna gidecek bir efsançnin peşine takılmakta tereddüt göstermiyorlar. Fatih, Ortodoks dünyasına yarar bir karar aldıysa, karısı mutlaka lngiltere kralının kız kardeşidir.. II. Mahmut bir dizi reform kararı ile Ozellikle imparatorlukta yaşayan Hıristiyanlan sevindirdiyse, annesi mutlaka bir Fransız asilzadesidir... Bu böylece sürüp gidiyor. Hem anası hem karısı Batıh bir Fatih Osmanlı tahtını 1451'den 1481 'e kadar otuz yıl elinde tutan ve Istanbul'u fethettiği için, "Fatih" unvanı ile tanınan bu devletin yedinci hükümdan II. Mehmet, 1430 yılında Edirne'de Huma Hatun'dan doğmuştur. Münih Üniversitesi Profesörü Franz Babinger, Huma Hatun hakkında hiçbir yerde doyurucu bilgi bulunmadığıru kaydettikten sonra onun "Stella" isimli bir ltalyan prensesi olduğuna dair ispatlanmamış bir rivayet bulunduğunu yazıyor. (Mohamet II Le conquSrant et son temps, Franz Babinger, Fransızca çeviri, Paris 1954 shf.21) Fatih'in kansı ve II. Beyazıd'ın anası Gülbahar Hatun hakkında da aynı söylentiler vardır. Prof. Babinger, onun bir Arnavut prensesi olduğu ve esir edilerek Osmanlı ülkesine getirildiğini yazarken, Osmanlı lmparatorluğu hakkında muazzam bir eser bırakmış olan Muradja d'Ohsson ise, Gülhabar Hatun'un bir Fransız prensesi olduğunu ve Kudüs'e giden bir gemide yakalanarak Osmanlı sarayına getirildiğini ileri sürmektedir. (Orhan Hançerlioğlu) Böylece hem anası, hem karısı Batıh olan (!) Fatih'in örneği tek değildir. AJtı yüz yıllık Osmanlı tarihinde, pek çok rastlanan bu Batılı Hanımsultanlann en göz ahcısı hiç kuşkusuz II. Mahmut'un annesi Naksidil Sultan oluyor... toine kilisesinin baş rahibini saraya çağırmışlar ve Nakşidil Sultan veya Fransız prensesi Aime'e, son nefesini verirken tsa peygambere sığınarak bu dttnyadan diğerine göçmüş. Bir romancı muhayyilesinden doğduğu anlaşılan bu kilisepapazölum sahnesinin hangi nedenlerle ortaya atılabileceği ise olayın kendisinden daha çok ilgi çekiyor... Nakşidil Sultan, bugUn Fatih Camiisine giren yolun sağında, avlunun köşesinde yer alan "Ampir" üslubundaki muhteşem türbesinde yatıyor. Sandukasının üzerinde, vaktiyle Peygamberin kızı Hazreti Fatma'nın gömleği örtülü dururmuş, herkes bu gömleği kutsal bilerek yüzünü sürermiş... Peygamber kızının gömleğini sandukasının üzerinde taşıyan bir Sultan'ın St.Antoine kilisesi papazının duaları ile ahrete göçtüğüne inanalım mı? D Nakşıdil Sultan'ın ofllu II. Mahmut.