Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
jjl Doğal âfetler mi? Insan ziyunhğı mı? î blbette ki hayır. Doğanın böyle bir ayrımı yoklur. Ama, insanların içinde yaşadığı koşulların ayrımı vardır. Bu aynm, gelişmiş 1 lik az gelişmişlik aynmıdır. Bu aynm, ııl kelerin sosyalekonomik aynınıdır. Kamerun'daki volkan püskürmesinin yol açtığı olayı, Kamerunlu bir Bakan, "teknik yetersizlik"le açıklamış. Doğrudur. Ama, yeterli degiidır kuşkusuz. Teknik yetersizlik tir, ihmaldir, savsaklamadır, insan lıayatı na değer vermemektir, yazgıcıhktır. Gelişmiş bir ülkede, volkan püskürmesinin ilk belirtileri dikkate ahnır, lavların akış hızı, akış yönü belirlenir, yayılan zehirli gazların analizleri yapılır, hemen çevre boşaltılır, insanlar başka yerlere gönderilir. Gelişmiş bir ülkede, deprem kuşağı belirlenir,. buralarda yapılan konutlar bu duruma uygun yapılır, depremler olur, ne konutlar yıkılır, ne insanlar ölür. "Doğal âfel" sözünün arka.sındaki gerçek budur. "Ne yapalmı, doğal âfet bu" sözünün arkasında gizlenmeye çalışılan gerçek budur. Bırakahm doğal âfeti. Trafik de doğal âfet mi? Her gün ülkemizde şu yaz aylarında günlük trafik kazalarında ölenlerin sayısı 2025. Yapılan konutlardan kendi kendine çökenlerm altında kalıp ölenler nedir? Traktör römorkunda insan taşınırsa, kamyonlarda insan taşınırsa, uykusuz süruculer saatlerce araç sürerlerse, direksiyonun başına geçen sürücü kural falan tanımazsa, işte size "âfet"in âlâsı.. Konut yapmanın denetimi olmazsa, doğru dürüst statik hesapları yapılmazsa, çimentoyu azaltmamn, demiri yeterince kullanmamanın hesabı sorulmazsa, ne beklenebilir? Az gelişmişlik, bozuk düzen demektir. Bozuk düzen de, "altta kalanın canı çıksın" düzenidir. Bozuk düzen, "çalabildiğineeçal. vurıbildiğince vur" düzenidir. Bozuk düzen, "gizli açlık" düzenidir. Vitrinlerde ithal peynirlerin hcr çeşidi dururken, milyonlarca insanın kendi ülkcsinde yapılan peyniri yiyemediği düzendir. Bozuk düzen, ekmeğin ekmeğe katık edildiği düzcndir. Bozuk düzende tıp bilinıi bile saptırılır. Bu yazı, ishalli hastalıkların kol gezdiği biı mevsim olarak yaşadık. İshalli hastalıklaı çoğunlukla mikropların yol açtığı hastalık lardır. Bu hastalıklar ishali yapan mikrop larla tanımlanır. Gazetelere bakıyoruz, bı tanımdan vaz geçilnıiş. İshalli hastalıklarf yeni bir tanım bulunmuş: "Ağır ishal". De mek ki artık, "ağır ishal", "hafif ishal", "or ta ishal" gibi tanımlarla hastalığı ayırıyo ruz. Böyle güreş yarışmalarının tanımları na benzer sözlerle hastalık tanımlanmaz Ama, kaka bir söz kullanmamak için böy le yapılıyor. Bir yerde kanalizasyon sistemi kurulma mışsa, sebzelerin, meyvelerin bolca yıkana cağı sular akmazsa, açıkta besin maddeler satılıyorsa, elbette bulaşıcı hastalıklar ola caktır. Ister Kamerun'da yaşayın, ister Kolombiya'da ya da Hindistan'da, eğer doğanın bir felaketi gelirse, sizi bulur. Bu, doğanın âfcti değil, az gelişmişliğin âfetidir. Ne doğru bir atasözümüz vardır: "Zengin arabasını dağdarı aşırır, fakir düz ovada yolıınu şaşırır!' Durum, kişiler için de budur, ülkeler için de... Her şey gelir, ekonomik temele dayanır. Eğitim de, kültür de, sağlık da ekonomik temele göre biçimlenir. Gelişmiş ülkede bir okul çocuğunun uyumsuzluğu ele alınıp, üzerinde durulurken az gelişmiş ülkede doğan bir bcbek yaşama gücüne kavuşamaz. Az gelişmişlik, ekonomik bağımlıhk, siyasal bağımlılık, sömürü zincirleri kırılmadıkça ne doğal âfetlerin sonu gelir, ne de yapay âfetlerin. En büyük âfet, doğadan gelen âfeı değildir. En büyük âfet, başına gelenlerin neden geldiğini bilmemekıir. En büyük âfet, umursamazlıktır, bilgisizliktir, bilinçsizliktir. Bu âfetin de doğal hiçbir yanı yoktur... D Ülkelere göre ortalama yaşam süresi En büyük âfet, başına gelenlerin neden geldiğini bilmemektir. En büyük âfet, umursamazlıktır, bilgisizliktir, bilinçsizliktir. Bu âfetin de doğal hiçbir yanı yoktur... O I eçen haftalarda Kamcrun'da bir volkan püskürdü. Püsküren volkanın çevreye yaydığı zehirli gazlarla iki binden fazla insan öldü, bir köy halkı tümüyle yaşamını yitirdi. Haber, "doğal âfet" etiketiyle sunuldu. Bir iki gün sonra da sayfalardan çıktı gitti. Geçen yıl, Meksika'da bir zelzele oldu. ölenler, yaralananlar, gene "doğal âfet". Kolombiya'da zelzele, "doğal âfet". Hindistan'da su baskınları, "doğal âfet". Sudan'da, Habeşistan'da açlık kuraklığa bağlandı, "doğal âfet". Depremler, volkan püskürmeleri, kuraklık, su baskınları... Binlerce ölü, binlerce yaralı, binlerce yersiz yurtsuz kalan insan... DOĞAL ÂFET deyince akan sular du G ruyor. Öyle ya, doğanın kötü oyunları bunlar. lnsanlar ne yapsın? Yetkililer felaket bölgesine koşuyorlar, ölüleri törenle kaldırıyorlar, yaralıları hastanclere taşıyorlar, evsiz barksız kalanlara yer buluyor, çadırlar kuruyorlar, yiyecek gönderiyorlar. Peki, bu "doğal âfetlerin" coğrafyasını düşünüyor muyuz? Neden Kamerun, neden Meksika, neden Kolombiya, Hindistan, Sudan, Habeşistan? Gelişmiş ülkelerde ırmaklar yok mu, volkan yok mu, deprem yok mu? Deprem ülkesi olan Japonya'da artık deprem olmuyor mu? Neden Japonya'da depremden binlerce kişi ölmüyor? Avrupa'nın ünlü ırmakları neden hiç taşmıyor? Gelişmiş ülkelerdeki volkanlar daha mı iyi huylu? rtalama yaşam süresi, birçok etkenin rol oynadığı bir "ortalama". Bebek ölümleri, doğumdan sonraki hastalıklar, beslenme, büyürken yaşanan hayatın koşulları, insanı yıpratan fiziksel, ruhsal etkenler, erken yaşlanma, iş hayatının yıpratıcı koşulları, içinde yaşanan ko: nut, yeterince dinlenememe... Bu liste uzar gider, insanın yaşam süresini de belirler... Yaşam süresini belirleyen bunca etkenin arasında, en önemlilerden birisl de "sağlık bakımı". Daha çocuk doğmadan, annenin sağlik bakımtna gösterilen özenle başlayan bu etken, çocuk doğduktan sonra, büyürken, gençlik döneminde de etkısinı sürdürür. Daha sonraki yıllarda da, önemi hiç azalmadan, çeşitli hastahklara kar şı alınacak önlemler, hastalıkların erken tanısınm konması, gerekli sağal tımın zamanında yapılması gibi yöntemlerle insan sağlığını desteklemeyi sürdürür. Bütün bu etkenler bakımından ge lişmiş ülkelerle az gelişmişler arasında çok belirgin farklar vardır. Bu farkları "çocuklara gösterilen özen", "ınsana verilen değer", "hayata gösterilen saygı" gibi kültürel kavramlar değil, kültürü de biçimlendiren sosyoekonomik yapı belirler. Bir ülkenin sosyal ve ekonomik yapısı, orada yaşayan bireylenn olaylara, insanlara, hayata bakış açısını da biçimlendınr Az gelişmiş bir ülkede çocuğun ölümü", yazgıdır, "Allah çocuğu daha çok sevmektedir'^ "Veren de Allah, alan da Allah"tır. Gelişmiş bir ülkedo ise, "çocuğun ölümü", yeterince özen gösterilmemişliktir, hastahklara karşı önlem almamaktır. Çeşitli ülkelerde ortalama yaşam süreleri şöyle (1977 yıh rakamları): Ülke ABD Fransa ingiltere Federal Almanya Dem. Alman Cum SSCB Bulğaristan Meksika Hindistan Kongo TÜRKİYE Ortalama yaşam süresi 70 yıl 71 yıl 71 yıl 69 yıl 72 yıl 69 yıl 71 yıl 39 yıl 32 ytı 39 yıl 50 yıl (') Dünya nasıl besleniyor? G Ulke elişmiş ülkelerie az gelişmiş ülkeler arasındaki Önemli bir aynm da, beslenme kalıbında görülmektedir. Gelişmiş ülkeler, hayvansal protein bulunan hayvansal besinlerle beslenmekte az gelişmiş ülkelere göre açık bir üstünlük sağlamaktadırlar. Az gelişmiş ülke insanları işe, tahıl ürünlerini daha çok tüketmekte, böylece daha getişirken bedensel ve ruhsâl sağlıkları daha olumsuz etkiler içine girmektedir. Çocukluğun ilk dört yaşına kadar olan dönemi, beynin, merkez sinir sisteminln gelişimi bakımından çok önemlidir. Bu dönemde, çocuğun hayvansal besinler bakımından yeterli beslenmesi, sonraki yaşama dönemi içln kalıcı etkiler yapmaktadır. Tahıl ürünleri ve hayvansal besinler bakımından dünya ülkelerlnin bazıları arasında karşılaştırma şöyie: (Kg^olarak) (') Kırsal kesimde 38.2 yıl; kontsel kesımde 54.8 yıl. STUDYOİMGE. Yeni Bir Afrikalı: 5ADE • DIRE 5TRAIT5 5algını • FİKRET KIZILOK ile Söyleşi • 5ARTRE ve CAZ Bayinizden Isteyiniz! Et ...95.15 ....60.5 30.7 27.5 ....22.7 ....26.3 ....13.5 Mjmurta 18.8 13.1 9.3 3.4 5.4 6.8 1.8 • Balık 4.8 Tahıl 66.0 79.0 734.2 708.9 127.5 757.7 ABD Fedaral Almanya... Italya Brezllya Makalka Yunanlstan TUHKİYE 6.7 5.7 2.6 2.5 9.2 2.5 39W!OA0.llLS 27