Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EROL ÖZKAN eniz diplerinin esrarengiz güzelliği hemen her çağda insanoğlunun vazgcçilmez tutkusu olmuş veya en azından dikkatini çekmiştir. Belki de en çok sulara, engin maviliklerc gömülmüş eski kentlerin sırlan, battnış kaybolmuş uygarhkların gizleridir durmadan düşündurten insanı... Antik çağda Likya olarak adlandırdığımız Akdcniz kıyılarımızın hemen hcr köşesi, ilginç batıklarla ve özellikle Kekova dediğimiz cennet yerde artık denize gömülmuş kent izleriyle cnteresanlığını korumaktadır. Bugün Kekova dendiğinde, öncelikle su altında kalmış batık kentlerin büyülcyici görunumleri hatırlanmalıdır. Görenlerin anlata anlata bitiremedikleri, görmeyenlerinse duşledikleri bir yeryüzü cennetidir Kekova. Hayallc gerçeğin yan yana, iç içe olduğu Kekova'da sulara gömülü şehir yıkıları, yaşanılan düşleri daha da güzelleştirmeye yeter de artar bile... Sessizliğin, aydınlığın her zaman hukum sürdüğü Kekova kıyüarında, suların derinliklerinde panldayan duvarların ışıltısı, ahtapot yavrularının yerleştiği Bizans Kekova için, tarihin sulara gömüiü olduğu bir cenneî deyişini kullanmak yanlış olmaz. Gerçekten bir yeryüzü cennetidir Kekova. evlerinin, binalarla güzelleşmiş mendirek kalıntılarının etkileyici görunumleri, onca şeyin birarada harmanlandığı bu kıyıları, binlerce yıllık şiirselliğiyle eşsiz kılmaya kâfidir. Ve farkında olmadan orada doğaya, tarihe ve Likya'nın çekiciliğine aşık olursunuz bir kez daha... Belki de bu yüzden Kekova için, tarihin sulara gö.nülü olduğu bir cennettir deyimini kullanmak yanlış olmaz. Ancak bu cenneti Batı Akdeniz kıyüanmıun bozulmamış köşelerinden biri olan Kekova banndırdığı tarihl eserleriyle bir batık kentler cenneti adeta. Antalya'ya bağlı Kaş ilçesinin dünyaca ünlü köşesi Kekova, batık kentlerinin yanı sıra bir doğa cennetidir de aynı zamanda. Güneşin gün boyu altın ibrişimler dokuyup durduğu bu deniz kenarı güzelliği ve ıssızlığıyla, sulara adım adım inen kırık dökük basamaklanyla ve mavinin yüzlerce tonuyla birleşerek insana sayısız sevinçler sunar. her yönüyle yaşamak içinse, öncelikle batmış gitmiş sayılan kentlerin gizlerini merak etmek, kurcalamak gereklidir. Kekova'daki batık kentlerin içinde, şüphesiz en ünlüsü Aperlai'dir. Eski Aperlai kenti, günümüze kalan belgelerden anlaşıldığı üzere bugünkü Sıcak iskelesinin bulunduğu yerde su altındadır. Likya sikkelerinde ve M . ö . 5 ve 4. yüzyıllara ait buluntularla varlığı kanıtlanan, bugünse kaybolmuş, batmış Aperlai'nin adı sık sık, Plinius ve Hierokles'in antik şehir Iistelerinde geçer. Bu iki antik yazardan başka, ÜçilncU Gordianus dönemi sikkeleriyle de ünlenen bu kent, Likya Birliği içinde, Apollonia, Simena ve Isında şehirleriyle bir arada anılır. Akdeniz'in mavi derinliklerinde, Kekova'nın kucağında uyuyan bu kentlerin başkaca gizleri var mıdır, yok mudur? Ve yine sırlarıyla birlikte yüzlerce yıllık uykulannı sürdüren bu kentlerin henuz bilinmeyen gerçekleri olabilir mi, olamaz mı, sorularını ise oralarda dolaşan çoğu insan düşünmüştür. Son yıllarda tüple dalışların yasaklandığı Kekova kıyılarında bugunlerde yapılmakta olan araştırmalar, 5u altı dalışlannın yasaklandığı Kekova'da ancak görevliler, mavüiklerde yatan kentleri ortaya çıkarmak için dalabiliyorlar. Kekova'da bilinen ve yaşanan gerçek, bozulmam ğidir. Henüz güriiltünün ulaşmadığı köy evi bu 16